• Sonuç bulunamadı

Vatan ve Toplum Şairliği

4. Mısır Edebî Hayatına Genel Bir Bakış

1.3. Vatan ve Toplum Şairliği

Hafız, geçimini sağlamak için kendisine emekli maaşı bağlanmasını istemiştir. Dilekçesinde ordu hizmetinde 12 sene kaldığını, üsteğmenlik rütbesine geldiğini, dört seneden beri işsiz olduğunu,316 kıdemini yitirdiğini, meşguliyeti dolayısıyla ihtiyaçlarını

309 Ḍayf, el-Edebu'l-ʻArabî, s. 102. 310

ez-Zeyyât, Târîhu'l-Edeb, s. 372; el-Fâhûrî, el-Mûcez, IV, 516. 311 el-Fâhûrî, el-Mûcez, IV, 516.

312 Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 64. 313 Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 64. 314 Ḍayf, el-Edebu'l-ʻArabî, s. 102. 315 ez-Zeyyât, Târîhu'l-Edeb, s. 372. 316 Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 54.

42

karşılayamadığını belirterek maaş talebinde bulunmuştur. İsteğine olumlu cevap gelmiş ve kendisine 1903 yılında 4 cüneyh maaş bağlanmıştır.317

Hafız, el-Ehram gazetesinde çalışmak için uğraşmışsa da gazete, kapılarını ona kapatmıştır. Yetersiz olan emekli maaşının yanında geçiminde yardımcı olacak bir iş bulamamıştır.318 Geldiği noktada kendisini öldürücü bir boşluk içinde bulan Hafız,319 başarısızlığını şiir yazma ve ediplerle görüşme ile tedavi etmeye çalışmıştır.320

Gündüz bir kahveden diğerine, gece de bir oturumdan diğerine gitmeye321 ve kötü hayat şartlarından dolayı içindeki tükenmişliği şiirleriyle ifade etmeye başlamıştır.322

Hafız, bu dönemde Muhammed Abduh ile irtibatını artırmıştır.323 Abduh, Mısır'a sürgüne gönderilen reformcu fikirlere sahip Cemalettin Afgânî'nin (ö. 1897) öğrencisiydi. Afgânî, Urabî Paşa isyanından sonra sürgün edildiğinde, el-Medrasetu'l-Emîriyye'deki derslerini Abduh devam ettirdi.324 Hafız'ın "İmam'ın en devamlı misafiriydim. Evinde

bulunur, gündüz yanına gider onun meyvesini toplardım" sözü onunla olan

münasebetlerine önem verdiğini göstermektedir.325 Abduh'un şöhretinden faydalanmış ve onun desteğiyle rahata kavuşmuştur.326 Abduh ile ilişkisi kuvvetlendikten sonra toplumsal ufku genişlemiş ve onun ıslahatçı ruhundan etkilenmiştir. Daha sonra da şiirleri halk arasında yayılmaya başlamıştır.327

Hafız, Abduh yoluyla Mustafa Kamil (ö. 1908), Kasım Emin (ö. 1908), Saʻd Zağlûl (ö. 1927), Mahmud Süleyman Paşa (ö. 1941) gibi aslen çiftçi çocukları olup gayretleriyle yüksek makamlara gelen, siyâsî ve toplumsal reform hakkında kafa yoran, çalışmalarının etkileri Mısır'da hâlâ devam eden vatansever insanlarla tanışmış ve onlarla ilişkilerini güçlendirmiştir. Bu dönemde Hafız hakkındaki değerlendirme, "işgal kuvvetleri

tarafından ordudan atılmış, açık sözlü, cesur ve özgür bir subay olduğu" şeklindedir.

Toplumun önde gelen isimleri de onu sevip aralarına kabul etmişlerdir.328

Böylece fakir halkın arasından gelen Hafız, halkın hissiyatı ile reform fikirlerini birleştirme imkânı

317 Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 54. 318

el-Fâhûrî, el-Mûcez, 2003, IV, 516. 319Ḍayf, el-Edebu'l-ʻArabî, s. 102. 320 el-Fâhûrî, el-Mûcez, IV, 516. 321

ez-Zeyyât, Târîhu'l-Edeb, s, 372. 322

el-Fâhûrî, el-Mûcez, IV, 516. 323 ez-Zeyyât, Târîhu'l-Edeb, s. 372. 324Şeyho, Ḳarni't-Tâsiʻa, s. 316. 325Ḍayf, el-Edebu'l-ʻArabî, s. 102. 326

ez-Zeyyât, Târîhu'l-Edeb, s. 372. 327 el-Fâhûrî, el-Mûcez, IV, 516. 328Ḍayf, el-Edebu'l-ʻArabî, s. 102.

43

bulmuş, onlara eski ve yeni şiirler okumuş ve bazı münasebetlerle içinde ıslahat ruhunu taşıyan şiirler yazmıştır.

Hafız bu dönemde toplumun hatalarını bir kâhinin ağzından tasvir ettiği nesir türündeki "Leyâlî Saṭîh" isimli kitabını yazmış, Victor Hugo'nun (ö. 1885) Sefiller isimli eserini "el-Buesâ’" adıyla tercüme etmiştir.329 Ancak daha çok, şiir yazmaya odaklanmış, şiirlerinde halkın hissiyatına tercüman olmuştur. Yaşanan gelişmeleri takip etmiş ve gündeme uygun şiirler yazmıştır. Özellikle toplumsal meselelere değindiği ictimâiyyât ile Mısır'ın siyâsî durumuna değindiği siyâsiyyât şiirleri bunların başında gelir. Şiirleri halk arasında yayılmış olup Mısırlıların haklarını savunan ve ülkesine hükmeden Batı'yı eleştiren vatan ve toplum şairi olarak tanınmıştır.330 Siyaset hakkında konuşmanın ve vatanperver olmanın en büyük suç sayıldığı bu dönemde, Hafız'ın siyâsî şiirler yazması takdire şayandır.331

Mustafa Kamil, Muhammed Ferid (ö. 1919), Saʻd Zağlûl gibi vatanperver hareketin ileri gelenleri olarak görülen kişiler arasında kimi zaman, İngilizlerin hoşuna giden fitneler çıkmıştır. "el-Ḥızbu'l-Vaṭanî" isimli partinin oylarının düşmesi ve parti lideri Mustafa Kamil'in vefat etmesi üzerine, Saʻd Zağlûl, "Ḥızbu'l-Vefd" adıyla yeni bir parti kurmuştur. Daha sonra Ḥızbu'l-Vefd'den ayrılanlar "el-Ḥızbu'd-Dustûriyyûn" isimli bir parti daha kurmuşlardır. Ancak Hafız, tüm bu ayrılıkların üstünde bir yer bulmuş, hiçbir gruba eklemlenmeden hepsi ile ilişkilerini sürdürmüş ve her bir partinin toplantısında şiirlerini okumuştur. Böylece Hafız, halkın gözünde önemli bir yer edinmiş, hiçbir parti Hafız'a karşı düşmanca bir tutum sergilememiş, aksine onu, kazanılması gereken bir şahsiyet olarak değerlendirmiştir. Sadece halkın veya partilerin değerlendirmesi değil aynı zamanda sarayın değerlendirmesi de bu şekilde olmuştur. Hayatının sonraki dönemlerinde Nil Nişanı aldıktan sonra Hafız'a "Nil Şairi" lakabı verilse de, halkın teveccühü dolayısı ile kendisi "Toplum Şairi" lakabını tercih etmiştir.332

Hafız'ı sadece Mısırlılar değil İngilizler de takdir etmişler ve belki de onu tamamen karşılarına almaktan korktukları için onunla irtibat kurmuşlardır. Yüksek komiserlik ofisinin Doğu Sekreteri Sir Walter Smart ara sıra Hafız'ı evinde ziyaret etmiş; ziyaretinin sebebini sorduğunda Smart; en büyük düşmanları ve halkı kendilerine karşı

329Ḍayf, el-Edebu'l-ʻArabî, s. 102. 330

el-Fâhûrî, el-Mûcez, IV, 516. 331 Kânî, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 17. 332 Kânî, Dîvânu Ḥâfıẓ, ss. 26-28.

44

kışkırtan biri bile olsa, vatanperver insanlara saygı gösterdiklerini belirtmiştir. Fakat Hafız, hayatı boyunca onu ziyarete hiç gitmemiş ve fikir dünyasında İngilizlerin Mısır'dan çekilmesi gerektiğini hep savunmuştur.333

Saray ileri gelenleri, Ezher şeyhleri, bakanlar, partilerin ileri gelenleri, üniversite hocaları, avukatlar, mühendisler gibi toplumun farklı kesimlerinden insanlar da Hafız'ı ziyaret etmişlerdir. Evi tüm insanlara açık olmuş, sadece eşraf değil işsiz insanlar bile onunla konuşmak için evine gelmiştir. Bu durum, Hafız'ın mütevazılığı, hoş sohbeti, nükteleri, edebî sohbetleri, insanlar arasında ayrım yapmaması ve en önemlisi de vatanperver bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklanmaktadır.334

Hafız, 1906 yılında ʻÂbidîn Mahallesi'nde yaşayan, dayısının eşinin akrabalarından bir kız ile evlenmiştir. Ancak tabiatı gereği Hafız, evlilik bağına sabredememiş ve 4 ay sonra eşinden ayrılmıştır.335 Başka evlilik yapmamış, ayrılmasına rağmen, eski eşini ziyaret etmeyi sürdürmüş ve gücü yettiğince ihtiyaçlarını gidermeye çalışmıştır.336

Hafız, Celile isimli bir yetimin de bakımını üstlenmiş, onu evinde yetiştirmiş, büyütmüş, evlendirmiş ve vefat edene kadar gözetmiştir. Yine dayısının eşinin akrabalarından Rafîʻa isimli bir yetim ile de ilgilenmiş, vefatından hemen önce evleninceye kadar onu gözetmiştir.337

1908 yılında annesi vefat etmiştir. Dayısının vefatından sonra, dayısının eşi Aişe hanımın bakımını da ihmal etmemiştir. Hafız, erkek evladı olmayan, yalnız iki kız çocuğu olan Aişe hanımı evine alıp onun geçimini temin etmiştir. Yengesi ise ev işlerini yapmış, Hafız'ın işlerini görmüştür. Aişe hanım, Hafız'dan üç sene önce vefat etmiştir. Vefatının ardından Hafız'ın işlerini Hasan isimli hizmetçisi görmeye başlamıştır.338

333 Kânî, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 28. 334 Kânî, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 29. 335 Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 65. 336 Kânî, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 30. 337 Kânî, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 30.

45

1.4. Mısır Kütüphanesi Başkanlığı (1911-1932)

Toplumda ünü yayılan Hafız 14/03/1911 tarihinde, dönemin Eğitim Bakanı Ahmed Haşmet Paşa (ö. 1926) tarafından339 30 cuneyh maaş karşılığında Mısır Kütüphanesi Edebiyat Kısmı Başkanlığı'na önce şartlı, ardından 01/04/1912 tarihinde daimî olarak tayin edildi.340 Önce ikinci dereceden Bekeviyye rütbesi, sonra da dördüncü dereceden Nil Nişanı aldı.341 Hafız'ın maaşı 80 cüneyhe kadar yükseldi, böylece maddî sıkıntıları son buldu.

Ekonomik açıdan rahat bir hayata kavuştuğu için, Dâru'l-Kutub başkanlığından ayrılmak istemeyen Hafız, yöneticileri kızdıracak tarzda şiirler yazmaktan çekindi.342 Ayrıca devlet memurlarının siyaset yapması ve basınla irtibat kurması yasaktı. Onun görevi kabul etmesi de bu durumu kabulü anlamına geliyordu.343Farklı çevreler tarafından suskunluğu eleştirilmiş, eleştiriler üzerine kendisini bu suskunluğa iten sebepleri belirten bir beyit kaleme almıştır:[Tavîl]344

1

ﻘﻴِﻗَر ًﻻْﺰَﻏ ْﻢَُﳍ ُﺖْﻟَﺰَﻏ

ًﺎ

ْﺪِﺟَأ ْﻢَﻠَـﻓ

ﱠﺴَﻧ ِﱄْﺰَﻐِﻟ

ِﱄَﺰْﻐِﻣ ُتْﺮَﺴَﻜَﻓ ﺎًﺟﺎ

Onlara ince ip eğirdim de ipimi dokuyacak bir kişi bulamayıp

kirmenimi kırdım.

1

I. Dünya Savaşı sonrasında Mısır hürriyetine kavuşunca Hafız, eski konumuna geri dönmüş ve ıslahatçı bir ruhla şiirler yazmıştır. Ancak görevinden uzaklaştırılma korkusuyla bu şiirleri gazetelerde fazla yayımlamamıştır. Hafız, 1919 yılında kadınların yaptığı gösteri hakkında "Muẓâharâtu's-Seyyidât" isimli bir şiir yazmış ve sonucundan emin olduktan sonra müstear bir isimle 1929 yılında yayımlamıştır. Yine yabancıların İstanbul'u işgal edeceğinden endişelendiğinde yazmış olduğu ancak 1932 yılında yayımlayabildiği "Ayasofya" isimli şiir de böyledir. Hafız, bu dönemde siyâsî şiirlerine ara vermiş, sadece bazı kutlamalar için şiir yazmıştır.345

Bu dönemde Sultan Hüseyin'in, (ö.

339

ez-Zeyyât, Târîhu'l-Edeb, ss. 372, 373. 340 Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 55.

341 el-Fâhûrî, el-Mûcez, IV, 517.

342 Heykel, Taṭavvur, ss. 125-126; Ḍayf, el-Edebu'l-ʻArabî, s. 103. 343

Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, ss. 85, 86. 344 Emin, Dîvânu Ḥâfıẓ, s. 86.

46

1917) İngilizleri övmesini istediğinde yazmış olduğu şiir ise Hafız'ın yabancılara karşı içinde taşıdığı hislerin tam tersini göstermektedir: [Hafîf]346

1

ٌماَﺮِﻛ

ْﻢُﻬﱠـﻧِإ

ِمْﻮَﻘْﻟا

ِلاَوَو

اﻮﱡﻠَﺣ

َﻦْﻳَأ

ِﺔَﺒﻴِﻘﱠﻨﻟا ُﲔِﻣﺎَﻴَﻣ

2

َو

َـﻗ ِبْﺮَﻐْﻟا ِﰲ ْﻢِﻬِﻣْﻮَﻘَﻛ َﺲْﻴَﻟ

ٌمْﻮ

اﻮﱡﻠَﻋَو اﻮُﻠَِ� ْﺪَﻗ ِق َﻼْﺧَْﻷا َﻦِﻣ

3

ﱞﺪ ِﺟ

ُﺮْﻣَْﻷاَو

ْﻢُﻬَـﺗْرَوﺎَﺷ

ْنِإَو

ﱡلِﺰَﻳ َﻻ ٍيْأَﺮِﺑ ْﻢَُﳍ َتْﺮِﻔَﻇ

4

ْﺾَﻬْـﻧاَو ِّدُﻮْﻟا َلﺎَﺒِﺣ ْﻢُﻫُدِدﺎَﻤَﻓ

ُﻞْﻬَﺳ ِْﲑَﺨْﻠِﻟ َ�ُدﺎَﻴِﻘَﻓ ﺎَﻨِﺑ

Toplumu yönetenler şereflidir, nereye girerlerse uğur getirirler. 1

Batı'da onların kavmi gibi bir kavim yoktur, ahlakta onlar yüceldiler. 2

Eğer ciddi işlerde onlarla istişare edersen, isabetli bir görüşe ulaşırsın.

3

Onları sev! (O sevgiyi) bizi ayağa kaldır! Bizim hayra yönelmemiz

kolaydır.

4

Hafız, divanının siyâsiyyât bölümünde bulunan "Mısır'ın Siyâsî Durumu

Şiirinden" başlıklı kasidesinde, hürriyetleri kısıtlayan Bakan İsmail Sıtkı Paşa'yı (ö. 1950)

eleştirmiş ancak kasidenin tümünü yayımlamamıştır. İsmail Sıtkı Paşa döneminde ikinci kez emekliye ayrılmasının ardından güzel şiirler yazmaya devam etmiş ancak tutuklanma korkusuyla yayımlamamıştır. Bu konuda, "Ben hapisten korkuyorum, ona sabredemem."347 demiştir. Bundan dolayı özellikle siyâsiyyât bölümüne ait şiirlerinin bir kısmı kaybolduğu için divanında tüm şiirleri bulunmamaktadır.348

Benzer Belgeler