• Sonuç bulunamadı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.2. Van Yöresinde Halk Müziği Kültürü

2.2.2. Van Türkülerinin Genel Özellikler

Türküler çoğunlukla kaynak kişilerden derlenir, kültürel miraslarımızın korunmasında ve yaşatılmasında, halk müziği ezgilerinin yöresel ezgi ve söz yapısını bilen, çalıp söyleyebilen kaynak kişiler önemli bir etkendir (Türkmen, 2009, s. 20).

Halk ezgilerini çoğu zaman belli coğrafi sınırlar içine hapsetmek mümkün değildir. Halk kültürü ürünlerinin coğrafi sınırları, il sınırlarına göre daha geniş veya da olabilir. Halk müziği derleme sırasında bir ezginin bir il veya ilçeden derlenmiş olması, o ezginin doğuş kaynağını belirlemek için yeterli değildir. Söz konusu ezgiye ve çeşitlemelerine başka illerde de rastlamak mümkündür. Van halk müziğine bu yaklaşımla eğildiğimizde Kars, Erzurum, Ağrı, Tunceli, Bingöl, Muş, Elazığ, Bitlis, Siirt, Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Batman ve Şanlıurfa illerinin kendi öz malı gibi görülen birçok türkünün Van’da da çağrıldığını söylemek mümkündür. (Tan ve Turhan, 2001, s. 5)

1. Dünya Savaşı ve 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası Anadolu’nun içlerine göç eden Vanlıların büyük çoğunluğu geri dönmemiş; gittikleri şehirlere yerleşmişlerdir. Bununla birlikte Van, güneyden de göç almıştır. Halk kültürünün unsurlarından biri olan türküler de bu süreçten olumsuz etkilenmiş; ya yok olmuş ya da başka illerin repertuarına yazılmıştır. Vanlıların Diyarbakır, Şanlıurfa, Elazığ gibi illere göç etmesi, Van türkü repertuarının bu illerdeki türkü repertuarlarıyla çok benzerlikler ve çakışmalar olduğunu göstermektedir (Oto, 2013: s. XII).

1967 yılında TRT tarafından yapılan “1. Folklor Derlemesi” adlı derleme gezisinde Van’a gelen Muammer Sun ve Cenan Akın derlemenin sonuç raporunda bazı saptamalarda bulunmuşlardır. Raporu hazırlayan Sun, şunları açıklamıştır:

21

“Aynen orada, Van’da yaşayan adamlar söylüyorlar. Şimdi iç çalkalanma geçmiş tarihlerde olduğu gibi belki gelecekte de olur. Ermeni mezaliminden sonra Vanlılar çeşitli şehirlere dağılmışlar. Folklor derlemesinde bir şeyin dikkate alınması gerekiyor. Hani her tarafta bu ya, adamın mümkünse 3-5 göbek geriden oraya nereden geldiğin tespit etme meselesi. Umarım ki Saygun’un Elazığ’da derlediği “kevenk” türküsü Van’dan gelmiş olanların derlemiş olduğudur. Belki de değildir. Bilmiyorum. Yani bir tahmin olarak söylüyorum. Bunları öğrenmemizin bize yararı oldu. Bulduğumuz malzemenin oradan mı başka yöreye gittiği yoksa oraya mı başka yerden geldiği konusu üzerinde durduk. Genellikle Van’a dışarıdan gelen pek kimse yoktu. Yakın tarihte Siirt ve Hakkâri mıntıkalarından gelmiş çok az kimseye rastladık. Fakat daha ziyade Van ve ahalisinindi. O zaman biz Van müziği nedir diye aramak zorunda kaldık. Van’da iki önemli etki gördük. Bir tanesi Kürt müziği etkisi, Kürtlerden derlediğimiz müziğin yaygınlığı idi. İkincisi de Azeri müziğinin etkisi idi. Van müziğine ait eserleri, öyle sanıyorum ki ancak iki kişide bulabildik. Onlar da Anadolu’nun etkilerini taşımakla beraber, Azeri etkileri de taşıyan müziklerdi. Ve açıkça Azeri değildi, açıkça Kürtçe de değildi. Herhalde bunlardır Van müziği dedik. Gidilen yerin yerleşmesiyle, tarihiyle ilgili ön hazırlıklar herhalde biraz daha fazla yapılmalı. Yapılmazsa yerinde bu konuların araştırılması faydalı olur. Erciş mıntıkası bıçakla kesilir gibi.. (Eğer haritayı yükseğini düşünürseniz kuzey tarafta kalıyor.) Erciş Van’ın Erciş mıntıkasının sözlü folkloru ve oyunları büyük ölçüde Van’dan ayrılıyor. Van bir başka şekil arz ediyor. Biz bütün derlemelerimiz süresince, dediğim gibi folklor bilimi açısından bir de TRT’nin yararları açısından düşündük. Bütün çalışmalarımızda insani münasebetleri kurmamız yardımcı oldu.” (Aktaran: Oto, 2013, s. XIII)

Bütün bu sebeplerden ötürü Van halk kültürü bir yandan Azeri-Türkmen kültürü, bir yandan Anadolu-Türkmen kültürü ve bir yandan da Kürt kültürü etkisinde şekillenmiştir. Bir zamanlar Ermenilerin önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Van ilinin halk kültürü Ermeni kültürünün etkisinde de şekillenmiş olabilir. Sosyo-kültürel olarak böyle çeşitli yapıda olan bir ilin türkülerinde de bu yapı kendini belli etmektedir (Oto, 2013, s. XV). Van türküleri çoğu kez halay esnasında ve müzik eşliği olmadan söylenir. Türküye başlayan, iki dize (bir beyit) veya tek dize söyler ve susar. Hemen ardından halaydaki bir başka oyuncu türkünün söylenen kısmını aynen tekrar eder. Tekrar işlemi tamamlanınca türküye başlayan, türküye bıraktığı yerden devam eder. Böylece bir türkünün sözleri iki kişi tarafından arka arkaya tekrarlanarak oyun süresince devam eder. “Demeli-Çevirmeli” denilen bu usulde türküyü okuyan kişiye “yırcı”, yırcıya eşlik edip sözlerini tekrar eden kişiye ise “kaytarıcı” denir (Alper, 2003, s. 65).

Bunlardan başka yörede adına “araba havası” denilen türküler ve duygu yüklü çeşitli uzun hava örnekleri de vardır. Araba havaları arabada söylenerek üretilmiştir. Bir dönem motorlu taşıtların henüz olmadığı ve taşımacılığın sadece kağnılarla yapıldığı yıllarda

22

bazen arka arkaya birkaç arabacının bir kentten diğerine yük taşıdığı olurdu. Uzun süren yolculuklarda sürücüler uykularını, sıkıntılarını ve yalnızlıklarını dağıtmak için türkü mırıldanırlardı. Birbirlerine çok yakın peş peşe yol alan arabacılar sıra ile türküye başlar, sesleri yorulana kadar devam ederlerdi. İşte bu şekilde araba sürerken ortaya çıkan ve gelişen türkülere yörede araba havaları denir (Alper, 2003, s. 66).

“Van türküleri içinde şekilsel açıdan her türden örneğe rastlamak mümkün olmakla birlikte, usullü türküler ağırlıktadır. Mani dörtlüklerinden kurulu olan türkülerin çokluğu dikkati çeker” (Uğurlu, 2006, s. 359).

Bazı dörtlüklerin sonuna kavuştak (nakarat) eklenmiştir. Bazen de mısraların sonuna kalıp sözler getirilmiş, bunlara kavuştak görevi verilmiştir. Van türküleri arasında az sayıda üçlüklerden kurulu olanlar da vardır. Birçok çeşitleme örneğine de rastlamak mümkündür. Türkülerin ana konuları aşk, tarihi-sosyal ve ekonomik olaylardır (Rayman’dan aktaran Tan ve Turhan, 2001, s. 39).

“Yöre ezgilerinin ritmik yapısı; 2, 3, 4 zamanlı karma usullerle bunların üçerli biçiminden (6/8, 9/8, 12/8) ve 5,6,7,8 zamanlı birleşik usullerden ve 10 zamanlı karma usullerden oluşur. İlde üç ses içinde seyreden türküler yanında 10-12 ses genişliğinde ezgiler de vardır. Kerem, Garip, Yanık, Emrahi, Şirvan, Tatyan, Muhalif, Beşiri, Zarıncı, Yahyalı Kerem makamlarında uzun havalar, hoyratlar, deyişler, türküler söylenir. Sözlü halaylar (güvenkler) genellikle yedi ses genişliğindedir. Ezgiler düz ve yalındır” (Yurt Ansiklopedisi’nden aktaran Tan ve Turhan, 2001, s. 40).