• Sonuç bulunamadı

B. AYDIN VAKIFLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ

1. Vakıf Kurucuları

Vakıf, bir mal ya da mülkü halk yararına kullanmaktır. Yani halka faydalı olmak vakıf kurma amacının çıkış noktasıdır. Vakıf sistemi, tarihsel süreç içerisinde topluma, zamana ve mekâna bağlı olarak değişiklik göstermiş, çeşitli toplumlarda farklı şekillerde uygulanmıştır. Vakıf müessesesi Türk-İslam devletlerinde büyük önem arz etmiş ve her dönem önemini korumayı bilmiştir. Sosyal hayatın her alanında kendini hissettiren vakıflar, kurucularının verdiği değer doğrultusunda var olmuştur. Tarihi süreç içinde bakıldığında vakıf kurucuları hanedan üyeleri, devletin yöneticileri arasından olduğu gibi halkın içinden kişilerde olmuştur. Aydınoğulları’ndan başlayarak bölgeye hâkim olan yöneticiler ve bölgedeki hayırsever varlıklı kişiler imkânları doğrultusunda toplumun hizmetlerini karşılamak adına vakıflar kurmuşlardır. Aydın’da en eski vakıflar elbette Aydınoğulları döneminde görülmüştür. Bu

dönemde Aydınoğlu Mehmed Bey, Aydınoğlu İshak Bey, Aydınoğlu İsa Bey, Aydınoğlu

Süleyman Şah, Aydınoğlu Umur Bey, Hafsa Hatun, Azize Hatun Hanzade Hatun, Cüneyd Bey, İzmiroğlu Ömer Bey vakıflarla ilgili kayıtlar tutmuşlardır.

Yıldırım Bayezid döneminde Aydın, Osmanlı hâkimiyetine geçince bölgenin yeni yöneticileri de vakıflar alanında yeniden düzenlemeler getirmiştir. Yıldırım Bayezid’in oğlu Ertuğrul Çelebi’nin Dere Budamya’daki vakfı bu doğrultuda atılmış ilk adımlardan sayılır. Osmanlı Devleti’nde padişahlar vakıf kurmaya büyük önem göstermişler, vakıf kurmayı adeta bir görev bilmişlerdir. İlk vakıf Orhan Gazi tarafından kurulmuştur. Yine yaşadığı ve saltanat

dönemi içerisinde yaptığı vakıflarla Ebu’l Hayrat diye anılan II. Murad da vakıf konusunda büyük önem taşımaktadır. 1557-1838 yılları arasında İstanbul’da faaliyet gösteren dönemin en büyük vakıflarından olan Süleymaniye vakfı, Kanuni Sultan Süleyman’ın vakıf geleneğine

verdiği önemin en güzel nişanelerindendir86. Yine Kanuni döneminde Hafsa Sultan, Hürrem

Sultan, şehzadeler Cihangir, Mehmed, Selim, Murat ve Mahmud, kızı Mihrimah Sultan adına birçok vakıf eserler yaptırılmıştır. Bu eserler cami, külliye gibi önemli eserlerdir87. Görülüyor

ki her padişah ve devlet adamı yaşamış oldukları dönem içerisinde sosyal hayatı kolaylaştıracak ve insanlığa hizmet edecek eserler yaptırmış ve bu eserlerin hayatlarını sürdürmeleri için vakıflar kurmuşlardır. En bariz örnekleri günümüzde hala ayakta duran camiler, medreseler, külliyelerdir.

Aydın ili ve kazalarında devlet büyüklerinin yanında halk içinden vakıf meselesine gönül vermiş kişiler de vakıflar kurmuşlardır. Vakıf kuran kişiler gelirlerine göre vakıflar kurmuş ve kurulan vakıflara nakit akçe, bağ, bahçe, dükkân, değirmen, hamam vs. yerler vakfedilmiştir. İncelediğimiz TD 571 numaralı defterde de gördüğümüz üzere cami, medrese, külliye ve kervansaray gibi eserler ve bu eserlere vakfedilmiş vakıflar devlet ileri gelenleri tarafından daha sıklıkla yapılırken; çeşme, mescit, tekke, zaviye gibi vakıflar halkın arasından kişiler tarafından yapılmıştır.

Aydın’da vakıf kurucuları arasında bey, paşa, şeyh, derviş, hatun, hacı ve hoca unvanlı kişiler bulunmaktadır. Osmanlı döneminde başta padişah olmak üzere birçok devlet görevlisi ve toplumdaki bazı seçkin kişiler vakıflar kurmuştur. Devlet, vakıfların korunmasını ve gelir kaynaklarının vakıflara verilmesini sağlamıştır. Böylece devlet kendi bütçesinden harcama yapmaksızın vakıf sistemi sayesinde sosyal, dini ve kültürel hayatta olan birçok hizmeti yerine getirmiştir. Aydın’da Osmanlı padişahları adına da vakıflar bulunmaktadır. İncelediğimiz TD 571 numaralı evkaf defterinde Yıldırım Bayezid, Fatih Sultan Mehmed Han, Sultan Selim Han ve Sultan Süleyman Han isimlerine rastlanmaktadır. Kestel kazasındaki vakıflar Sultan Süleyman adınadır. Sultan Süleyman babası Sultan Selim Han adına Kestel kazasında Sultan Selim Han adına imaret vakfı ve başka vakıflar da bulunmaktadır. Ayrıca Alaşehir kazasında Yıldırım Bayezid Han adına bir medrese ve zaviye bulunmaktadır. Yine Birgi’de Gedik Ahmed Paşa adına vakıf kurulmuştur. Bilindiği üzere Gedik Ahmed Paşa, Fatih Sultan Mehmed döneminin asker, devlet adamı ve sadrazamıdır.

86Hayriye Işık, “Bir Kamu Hizmeti Birimi Olarak Vakıfların Osmanlı Toplum Hayatındaki Rolü”, Akademik Bakış, Sayı 16, İstanbul 2009, s.2-6.

87 M. Fatih Müderrisoğlu,”Kanuni Sultan Süleyman’ın Baniliğinde Ailesinin Yeri”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırma Dergisi, Sayı 16, Ankara 2013, s.187.

Aydın’da önemini koruyan vakıf müessesesi her dönem vücut bulmaya devam etmiş, beylikler döneminde de kendisini göstermiştir. 1360 senesi civarında tahta geçtiği anlaşılan Aydınoğulları beyi İsa Bey adına üç cami bulunmaktadır. Yine Aydınoğulları döneminde

Mehmed Bey adına da bir medrese bulunmaktadır88.

Tire’ de merhum Mehmed Paşa adına cami ve imaret inşa edilmiştir. Adı geçen şahıs

Fatih Sultan Mehmed döneminde sadrazamlık yapmıştır. Ayrıca Aydın’da adına vakıf kurulan bir başka isim de Aydınoğlu Mehmed Bey’dir. Bunların yanı sıra İzmir’in Seydi köyünde Umur

Bey tarafından Şeyh Mükerremüddin bin Merhum Mükremin adına bir zaviye yaptırılmıştır.

Yine İzmir’de Aydınoğlu Cüneyd (Cündi) Bey adına da bir imaret bulunmaktadır.

Aydınoğulları’ nın son beyi olan İsa Bey’in kızı ve Yıldırım Bayezid’in eşi olan Hafsa Hatun adına da bir imaret bulunmaktadır. Birgi’de bulunan bu imaret hatunların da vakıf işleriyle meşgul olduğunu göstermektedir. Aydınoğlu İsa Bey’in zevcesi olan Azize Hatun adına da vakıf bulunmaktadır. Ayrıca Ayşe Hatun binti Mevlana Ömer vakfı, Sultan Hatun vakfı, Hızır Bey hatunu ve Ayasuluğ kazasında Rukiyye Hatun adına da vakıf bulunmaktadır.

Vakıfların kurulmasına daha çok varlıklı insan olmaları açısından yöneticileri öncülük etmiştir. Aydınoğulları beyliği ve Osmanlı döneminde de görülüyor ki vakıf kuranlar genellikle yönetimin başındaki kişilerdir. Kurulan vakıflar sayesinde kazalar gelişmiş, şehirler daha çok yapilanma kazanmıştır. Şeyh ve derviş unvanlı kişiler de Aydın vakıf kurucuları arasındadır. Alaşehir kazasında Şeyh Süleyman, Şeyh Halil, Şeyh Hamza, Şeyh İnehan ve Şeyh Sinan adına vakıflar bulunmaktadır. Yine İzmir kazasında Şeyh Evren ve Şeyh Abdülkerim adına vakıflar vardır. Kestel’de ise Derviş Bekir, Bozdoğan’da Derviş bin Şeyh Kurd adına vakıflar bulunmaktadır. Kadılar da vakıf kurma konusunda kendini göstermiştir. Örneğin, Yenişehir kazasına bağlı Karacasu karyesinde Kadı zaviyesi bulunmaktadır. Buradan kadıların da vakıf kurmada etkin yol oynadığını görebiliyoruz.

Aydın’da küçük miktarda da olsa küçük bütçeli Ahiler de vakıf kurucuları arasında yer almıştır. Bunlar genellikle yolcuların ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan zaviyelerin masraflarını karşılamak için tarımsal alandan elde edilen hâsıllarla küçük vakıflar kurmuşlardır.

Ahi Osman zaviyesi, Ahi Çuha zaviyesi bulunmaktadır. Bozdoğan’da ise Ahi Yuvaş, Ahi Şatır

ve Ahice zaviyeleri, Tire’ de Ahi Hacı, Ahi İsrail zaviyeleri, Birgi’de Ahi Mahmud zaviyesi bulunmaktadır. Görülüyor ki ahiler genellikle zaviye vakıflarında söz konusu olmuştur. Ayrıca Aydın’ da ahilerin yaşadıkları köyleri bulunmakla birlikte vakıf kurma açısından Aydın ili için

ahiler önem arz etmektedir. Ayrıca Ayasuluğ’da Ahi köyünde bir değirmen Ahi zaviyesinin

88Cahit Telci, “Aydınoğlu İsa Bey: Bir Bani, Üç Cami”, Tarih İncelemeleri Dergisi, Cilt 25, Sayı 1, Ankara 2010, s.337-339.

vakfı olup, geliri Ezine pazarı camisine vakfedilmiştir. Ahi zaviyesinin koz ağaçları harimi ve birkaç harim daha bu camiye vakfedilmiştir