• Sonuç bulunamadı

A. AYDIN COĞRAFYASI VE TARİHİ

1. Aydın Coğrafyası

Aydın, Doğu Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu üçgenin tam ortasında yer alan, Türkiye’nin tarım, sanayi, iç ve dış ticaretin bir arada bulunduğu, ekonomisi gelişmiş olan Ege Bölgesi’nin ortasında yer alır58. Ege bölgesinde yer alan Aydın şehri gerek bölgede etkili olan

depremler gerekse egemen olan devletlerin değişmesi aşamasında yaşanan savaşlar sebebiyle çok defa yakılıp yıkılmıştır. Ancak şehrin konumu ve stratejik önemi Aydın’ın her seferinde adeta şehir olarak yeniden doğmasını sağlamıştır59. Aydın şehri Menderes ovasının kuzey

kesimiyle Aydın dağlarının güney yamaçlarının kesiştiği bir alanda kurulmuştur. Aydın, tarihî sürecinde birçok uygarlığı bünyesinde barındıran Ege bölgesindeki önemli illerden birisidir.

Batı Anadolu’yu İç Anadolu’ya bağlayan yolun kilit noktasındadır60. Aydın dönemin sancak

merkezi olan Manisa’ya yakınlığı açısından ve stratejik yapısı bakımından bölgenin önemli şehirlerinden birisi olmuştur.

Bir çöküntü alanı oluşturan Büyük Menderes Teknesi, ilin bir ucundan öbür ucuna değin, doğu-batı yönünde uzanır. Kimi yerde dar kimi yerde de geniş bir görünümdedir. Büyük Menderes ovasıyla birlikte, bulundukları yörelerin adlarıyla anılan bazı ovaları içerir. Dağlar kuzey ve güney dağ kütleleri olmak üzere iki bölümde incelenebilir. Kuzey dağlık kütlesi genel olarak Aydın dağları adıyla anılır. Düzenli kıvrımlarla Büyük ve Küçük Menderes çöküntü alanlarını ayıran Aydın dağları, Samsun (Samson) dağları ile birleşerek, Sisam adası karşısında denize ulaşır. Aydın Dağları üzerinde, küçük düzlükler görülür. Yamaçları yer yer diktir, etek kesimlerinde tepelik bir alan bulunmaktadır. Büyük Menderes alüvyal teknesiyle, Aydın dağları arasındaki bölümde görülen tepeler, bozuk bir yapıdadır. Üzerinde derin vadiler göze çarpmaktadır. Güney dağlık kütlesi, Menteşe dağlık bölgesinin bir bölümüdür. Aydın iline doğudan Baba dağı ile girilmektedir. Buradaki dağ dizisine tarihte “Latmos Dağ Silsilesi” adı

58Aslı Şahin, XVI. ve XVII. Yüzyıllarda Aydın Sancağının Demografik Yapısı, Adnan Menderes Üniversitesi SBE. Yüksek Lisans Tezi, Aydın 2008, s.1.

59Abdullah Uğur, “Aydın Şehrinin Kuruluşu ve Gelişme Evreleri”, AÜ. Coğrafi Bilimler Dergisi, Cilt1, Sayı 2, Ankara 2003, s.41.

60 Mükerrem Kürüm, “Aydın’daki Namazgâhlar Üzerine Bir Değerlendirme”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Sayı 18, 2007, s.101.

verilmiştir. İlin en önemli akarsuyu, Büyük Menderes olup Aydın ilindeki akışı boyunca birçok çay ve dere bu nehre katılır. 831.900 hk alana sahip olan il, doğudan Denizli, batıdan Ege

Denizi, güneyden Muğla, kuzeyden İzmir ve Manisa illeri ile çevrili bulunmaktadır. İl topraklarının % 64'e yakını dağlarla, % 15'i platolarla, % 21'i ovalarla, dağ ve platoların çoğu ormanlarla kaplıdır61.

Eski çağlarda İyonya ve Karya bölgelerinin sınırının Büyük Menderes'i Tralleis (Aydın) yakınlarından ikiye bölerek çizildiği ve kentlerin de her iki Menderes'in kenarında taşkınlar elverdiği ölçüde sıralandığı görülür. Büyük Menderes'in kuzeyi ve güneyi arasında yüzyıllar boyunca bir ulaşım kopukluğu vardı, bölgede nüfusu çekebilecek kentler su ve karayolu ulaşımına olanak tanıyan noktalarda kuruldu. Sardis’i Ephesos’a bağlayan yol Küçük

Menderes, Laodikya ve Hierapolis’i Ephesos’a bağlayan yol da Büyük Menderes havzasından

geçiyordu. Bu bölge kentleri, bu önemli yol üzerinde olmanın da etkisiyle geliştiler. Bizans çağında Antiochia Maiandrou, Nysa, Ephesos, Miletos vb. gibi dini merkezler çevresinde yıllar içinde başka birçok kilise, manastır ve piskoposluk merkezi ortaya çıktı. Osmanlı döneminde de imtiyazlarını sürdüren bu kentler zaman zaman adlarının Türkçe'ye uyarlanmasıyla ya da bazen tamamen değiştirilerek, veya bulunduğu yerin daha uygun bir konuma taşınmasıyla -en azından bazıları- varolmaya devam ettiler. Sonuçta; Harpasa-Arpaz, Neapolis-Yenişehir, Nysa- Sultanhisar, Miletos-Balat, Tralles- Aydın, Thyria- Tire vb. oldu62.

Kösedağ Savaşı sonrası kurulan Aydınoğulları Beyliği döneminde Tire önemli konumda iken zaman içerisinde bazen Birgi kazası bazen Aydın kazası önem kazanmış bazen de İzmir ön plana çıkmıştır. İzmir’in liman şehri olması Aydın şehrini genellikle gölgede bırakmasına sebep olmuştur63.

Aydın sancağı; İzmir, Güzelhisar, Ayasuluğ, Tire, Alaşehir, Sart ve Birgi kazalarından meydana gelmekteydi. Bu kazalardan İzmir’in liman şehri olması daha sonraki dönemlerde hızla gelişmesine imkan sağlamıştır. Denizle bağlantısı ile beraber büyüyen İzmir, ticari

faaliyetlerinde merkezi konumunu yakalamıştır. Sancağın merkezi konumunda olan Tire kazası

beylikler dönemi olduğu gibi Osmanlı döneminde de önemini korumuş, ticaret yolları üzerinde olması münasebetiyle her zaman ilgi çeken konumda olmuştur. Birgi kazası ise Tire kazası

61İlknur Gürgen, XV-XVI. Yüzyıllarda Güzelhisar Kazası, Celal Bayar Üniversitesi SBE. Yüksek Lisans Tezi, Manisa 2015, s. 9.

62 Olcay Pullukçuoğlu Yapucu, Aydın Sancağı 1845-1914 Sosyal, Ekonomik, İdari, Kültürel Durum, EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, İzmir 2006, s.23-24.

63 Bülent Çelik-Tanju Demir, “Osmanlı Döneminde Aydın Güzelhisarı”, Aydın İl Tarihi, Özyurt Matbaacılık, Ankara 1997, s.121-122.

kadar gelişmişlik gösteren bir diğer kaza olup nüfus ve vakıf sayısından gelişmişlir. XVI. yüzyılda Birgi kazasında 28 tanesi vakıf olmak üzere toplam 106 tane köy bulunmaktadır64.

Bütün Osmanlı şehirlerinde olduğu gibi Aydın sancağı ve kazalarında da müslüman ve gayrimüslim halk bir arada içiçe yaşamaktaydı. Bu kazalarda dokumacılık, deri işlemeciliği, tarımsal faaliyetler, tüccarlık, terzilik gibi mesleklerin ön plana çıktığı tahrir defterlerinden anlaşılmaktadır65. Güzelhisar’da bağcılığın ayrı bir vergi kalemi bulunmaktaydı66. Bu durum

söz konusu yerde tarımın yoğun olarak yapıldığının işareti olmuştur. Gelir seviyesi bakımından esnaf ve tüccarlar ilk sırada yer alırken, çiftçiler ikinci sıradadır. Bölgede Müslüman halkın yanında Rumlar ve Yahudiler bulunuyordu67.

Tarihi süreç içinde Aydın’da yaşanan doğal felaketler kentin, nüfus yapısını ve

ekonomik etkinlikleri olumsuz etkilemiştir. XIX. yüzyılda kentte büyük depremler yaşandığı

bilinmektedir68. Bu depremler sonucunda halk olumsuz etkilenmiş şehir yıkılmış ve yeniden

yapılanma sürecine girmiştir. Sonuç olarak Aydın, tarih öncesi devirler ve sonrasında, Aydınoğulları döneminde, Osmanlı döneminde ve sonrasında zaman zaman önemini yitirse de bulunduğu konum, sahip olduğu verimli topraklar ve ekonomik faaliyetleri itibarıyla her daim önemli bir bölge olmuştur. Her ne kadar insan ve doğa kaynaklı yıkımlar yaşamış olsa da tarihinin ilk anlarından itibaren varolmaya başlayan birçok eseri günümüze ulaşmıştır. Şehir yapısı itibari ile tipik bir Anadolu şehri konumundadır.