• Sonuç bulunamadı

UZLAŞMANIN OLUMLU SONUÇLANMASI

Belgede Türk Ceza Hukuku`nda uzlaşma (sayfa 98-101)

1. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMANIN VE ŞAHSİ HAK

ALACAĞININ SONA ERMESİ

A. GENEL OLARAK

Uzlaşmanın olumlu sonuçlanması halinde fail, mağdurun zararını karşılamayı kabul etmekte ve taraflar anlaşmaya varmaktadırlar. Yapılan anlaşma doğrultusunda zararın kararlaştırılan biçimde giderilmesi halinde kamu davası açılmamakta veya açılan kamu davası düşürülmektedir. Böylece fail, cezalandırma riskinden kurtulmuş olmaktadır. Bundan başka, failin sebep olduğu zarardan dolayı ortaya çıkan şahsi hak alacağının sona ermesi de uzlaşma müessesesinin tabii ve zorunlu bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

B. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMANIN SONA ERMESİ

Zararın tamamının değil de büyük bir kısmının karşılanması halinde mağdur tarafın bu zararın giderilmesi için hukuk mahkemesinde tazminat davası açıp açamayacağı konusu kanunumuzda düzenlenmiş değildir. Kanaatimizce uzlaşmanın sağlanması ile uyuşmazlığın cezai sonuçlarıyla birlikte hukuki sonuçları da ortadan kalkmaktadır. Zira uzlaşmanın bir amacı da taraflar arasındaki uyuşmazlığın tamamen giderilmesidir. Bu doğrultuda taraflar uzlaşma müzakereleri ile birlikte mağduriyetin giderilme biçimini ayrıntılı olarak konuşmakta ve ortak bir düşüncede buluşmaktadırlar. Bu nedenle mağduriyetin anlaşmaya uygun biçimde giderilmesi halinde mağdurun, hukuk mahkemesinde açmış olduğu tazminat davası reddedilmelidir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu görüşü benimsemiş; vermiş olduğu bir kararda bu görüşünü şu şekilde ifade etmiştir: “Fail ile mağdur arasında uzlaşma sağlandıktan sonra, zararın giderilmeyen bölümü için, icra takibi

yapılamayacağı gibi, hukuk mahkemesinde de dava açılamaz”209. Ancak uzlaşmanın sağlanması halinde failin eylemi neticesinde munzam bir zarar doğmuş ise mağdur bu zararın giderilmesi için hukuk mahkemesinde tazminat isteyebilmelidir.

C. ŞAHSİ HAK ALACAĞININ SONA ERMESİ

5237 sayılı TCK’nın 73/8. maddesinde uzlaşma sonucu davanın düşürüleceğinden söz edildikten sonra, 74/2. maddesinde: “Kamu davasının düşmesi, malların geri alınması ve uğranılan zararın tazmini için açılan şahsi hak davasını etkilemez.” denilmektedir. Kanaatimizce 74/2. maddesindeki hüküm genel olarak davanın düşürülmesi kararı ile ilgilidir. Uzlaşma nedeniyle davanın düşürülmesi kararı verilmesi halinde uzlaşma müessesesinin yasal sonucu olarak mağdur hukuk mahkemesinde dava açamaz ve daha önceden açtığı dava varsa, uzlaşma nedeniyle verilen kovuşturmama veya düşme kararı uyarınca davanın reddedilmesi gerekir. Esasında uzlaşma görüşmeleri sırasında bu konunun da açıklığa kavuşturulması ve uzlaşma metninde uzlaşma halinde şahsi hak alacağının kalmayacağının belirtilmesi210 veya kanunumuzda bu yönde bir hükmün bulunmasında yarar vardır.

2. KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT HAKKI

CMK’ nın 144/1-c maddesi uyarınca: “Genel af veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler; kanuna uygun olarak yakalanmış veya tutuklanmış iseler, bu nedenlerle tazminat isteyemeyeceklerdir”. Bu durumda uzlaşmanın sağlanması nedeniyle yargılaması yapılamamış ve suçsuzluğu yönünde kesin ve her türlü şüpheden arî olarak kanaat edinilememiş kimseler koruma tedbirleri neticesinde uğramış oldukları zararlar için tazminat isteyemeyeceklerdir.

3. ZAMANAŞIMI

CMK’ nın 253/5. maddesi uyarınca “uzlaştırma süresince zamanaşımı durur”. Uzlaştırmanın aşamaları, aynı maddede sürelerle sınırlandırılmıştır. Buna göre uzlaşmanın otuz gün içerisinde sonuçlandırılması gerekmektedir. İstem halinde

209 ŞAHİN, a.g.e., s.811.

otuz günlük ek süre verilebilmektedir. Ayrıca 253/7. madde uyarınca uzlaştırıcı on gün içerisinde uzlaştırma raporunu C. savcısı veya hâkime sunmak zorundadır. Buna göre toplam yetmiş günlük süre içerisinde uzlaştırma nihayete erecek ve bu sürede zamanaşımı duracaktır. Ancak 253/8. maddesine göre kovuşturmama veya düşme kararı verilmesi için zararın ve uzlaştırma giderlerinin fail tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle zararın ve uzlaştırma giderlerinin fail tarafından giderilmesine kadar zamanaşımı durmalıdır. Örneğin, taraflar zararın iki sene boyunca taksitlendirmesini kararlaştırmışlarsa zamanaşımı, yetmiş günlük süreye ilave olarak iki sene boyunca duracaktır. Sonuç olarak zamanaşımı mağduriyetin ve giderlerin karşılanmasına kadar duracaktır. Zamanaşımının durma anı ise fail ve mağdurun uzlaştırmayı kabul ettiklerini beyan etmelerinden itibaren başlayacaktır. Fail, anlaşmaya uygun olarak zararı ve giderleri süresinde karşılamaz ise durmuş olan zamanaşımı, bu tarihten sonraki gün kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.

4. GÜVENLİK TEDBİRLERİ

TCK’ da güvenlik tedbirleri 53–64. maddeler arasında düzenlenmiştir. Güvenlik tedbirleri hükümlerinin uzlaşma halinde uygulanıp uygulanmayacağı, tedbirlerin mahkûmiyet şartı aramasına bağlı olarak farklılık göstermektedir. Zira uzlaşmanın sağlanması halinde fail cezalandırılmaktan kurtulmaktadır.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma TCK’ nın 53. maddesinde düzenlenmiştir. Bu tedbir, mahkûmiyet koşuluna bağlandığından uzlaşma halinde uygulanmayacaktır. TCK’ nın 53 ve 55. maddelerinde düzenlenen eşya ve kazanç müsaderesi ile mahkûmiyet koşuluna bağlanmadığından bu tedbirler uygulanabilecektir. Akıl hastalarına, suç işleyen yabancılara ve tüzel kişilere uygulanacak güvenlik tedbirleri için mahkûmiyet koşulu arandığından uzlaşma halinde bu tedbirlere başvurulamayacaktır.

Kanunun ifadesi ile önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suç işlenmesi halinde, uygulanan tekerrür hükümleri uzlaşmada bir mahkûmiyetten söz edemeyeceğimiz için uygulanamayacaktır.

5. KANUN YOLLARI

TCK’ nın 73. maddesinde uzlaşma konusunda kanun yollarına başvurulması konusunda bir düzenleme yer almamaktadır. CMK’ nın öngördüğü başvuru yolları ile kanun yolları sistematiği için çözüm aramak uygun olur211. Bu halde soruşturma aşamasında sağlanan uzlaşma sonucu verilen kamu davası açılmasına yer olmadığa kararına karşı, CMK’ nın 173/1. maddesi uyarınca, suçtan zarar gören, kararın kendisine tebliğinden itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi başkanlığına itiraz edebilecektir.

Uzlaşmanın kovuşturma aşamasında sağlanması üzerine verilen düşme kararları aleyhine, 5320 sayılı CMK Yürürlük ve Uygulanma Şekli Hakkındaki Kanunun 8/1. maddesi uyarınca, 1402 sayılı CMUK’ nın 305–326. maddeleri gereğince temyiz yoluna gidilebilecektir. Bölge Adliye Mahkemelerinin Kurulması ile birlikte; düşme kararlarına karşı 5271 sayılı CMK’ nın 272/1 maddesi uyarınca istinaf yoluna gidilecektir.

Belgede Türk Ceza Hukuku`nda uzlaşma (sayfa 98-101)

Benzer Belgeler