• Sonuç bulunamadı

Uyrukluk gerekçesiyle yapılan ayrımcılığın yasaklanması ilkes

ABAD’IN SPORA İLİŞKİN KARAR ÖRNEKLERİ

4. Jyri Lehtonen Davası

4.5. Uyrukluk gerekçesiyle yapılan ayrımcılığın yasaklanması ilkes

Usul hukukuna göre, uyrukluk gerekçesiyle hiçbir ayrımcılığın olmayacağı genel ilkesini koyan Antlaşmanın 6. maddesi, sadece Topluluk hukukuyla değerlendirilen durumlara bağımsız olarak uygulanır. AT Antlaşması ayrımcılığı yasaklayan daha özel bir kural koymamıştır.

İşçiler konusunda bu ilke yürürlüğe konmuş ve Antlaşmanın 48. maddesi bilhassa uygulanmıştır.

Ekonomik bir faaliyetin mevcudiyeti ve Lehtonen’in işçi olarak değerlendirilmesi:

Öncelikle, Lehtonen gibi bir basketbol oyuncusunun Antlaşmanın 2. maddesinin anlamı dahilindeki bir ekonomik faaliyeti sürdürüp sürdürmediği ve bilhassa 48.

maddedeki anlam dahilindeki bir işçi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği belirlenmelidir.

Ulusal mahkemeler ve Adalet Divanı arasındaki yargı işbirliği ön karar başvuruları bağlamında değerlendirildiğinde, dava verilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi ulusal mahkemenin işidir. Divanın görevi ise ulusal mahkemeye uyuşmazlık hakkında karar vermesi için icap ettiğinde yorumlanmış bilgi sağlamaktır.102

İlk önce başvuruya sunulan kararın Lehtonen’i profesyonel bir basketbol oyuncusu olarak tanımladığı vurgulanmalıdır. Lehtonen ve Castors Braine Divan’a maaşlı sporcu olarak iş sözleşmesi beyan etmiştir. Yukarıda 12. madde de belirtildiği üzere bu sözleşme uyarınca Lehtonen, aylık sabit maaş ve prim alacaktır.

İkinci olarak Antlaşmanın 2. maddesinin anlamı dahilindeki ‘ekonomik faaliyet’ ve 48. maddesinin anlamı dahilindeki ‘işçi’ kavramları düşünüldüğünde, bu kavramların Anlaşma tarafından güvence altına alınan ve kısıtlayıcı biçimde yorumlanamayacak temel özgürlüklerden birinin kapsamını belirlediğinin görülmesi gerekmektedir.

Önceki kavrama özellikle yoğunlaşıldığında, ücretli işçinin veya maaşlı hizmet vermenin Antlaşmanın 2. maddesindeki anlamı dahilinde olan ekonomik bir faaliyet olarak değerlendirilmesi gerektiği usul hukukuna yerleşmiştir.

İşçi kavramına gelindiğinde, usul hukukuna göre bir işçinin her milli hukuka göre yorumlanamayacağı, AT’deki anlamıyla değerlendirileceği akılda tutulmalıdır. Bu kavram kişilerin ilgili hak ve görevlerine atıfta bulunarak istihdam ilişkisini ayırt eden nesnel kıstaslara göre tanımlanır. İstihdam ilişkisinin önemli bir özelliği de bir kişinin maaş karşılığı bir başka kişi için ve o kişinin yönetiminde hizmet ifa etmesidir.

Ulusal mahkemenin maddi kararı ve Divan’a arz edilen belgelerden, Lehtonen’in diğer bir üye ülkedeki bir kulüple, o ülkede maaşlı iş yapmak üzere bir iş sözleşmesi

imzalamış olduğu görülmektedir. Doğru şekilde beyan ettiği üzere Lehtonen, Antlaşmanın madde 48(3)(a) kapsamındaki anlam dahilindeki bir iş teklifini kabul etmiştir.

İşçilerin dolaşım serbestliği önünde bir engelin var olması:

Lehtonen gibi bir basketbol oyuncusunun Antlaşma 48. madde dahilinde tanımlanan bir işçi olarak değerlendirilmek zorunda olduğundan, Divan yukarıda anılan transfer dönemi hakkındaki kuralların AT Antlaşması 48. madde uyarınca yasaklanan işçilerin dolaşım serbestliği önünde bir engel teşkil edip etmediğini değerlendirmelidir.

Diğer Belçikalı basketbol kulüplerinden gelen oyunculara daha katı transfer bitiş tarihi uygulandığı doğrudur.

Ancak bu kurallar, Belçika kulüplerinin diğer üye ülkelerinden basketbol oyuncularını lig maçlarında oynatmalarını engellemek suretiyle, başka bir üye ülkede faaliyetlerini sürdürmek isteyen oyuncuların dolaşım özgürlüğünü sınırlandırma yetkisine sahip değildir. Netice itibarıyla bu kurallar işçilerin dolaşım serbestliği önünde bir engel teşkil etmektedir.

Söz konusu kurallar sınırlandırmaya tabi olmayan oyuncuların istihdamıyla ilgili olmadığı, kulüplerin bu oyuncuları resmi maçlarda oynatabileceği gerçeği konuyla alakasızdır. Profesyonel bir oyuncunun esas faaliyet amacının bu tür maçlara katılmak olmasından dolayı, bu katılımı sınırlandıran bir kural aynı zamanda oyuncunun iş şanslarını da sınırlandırır.

Gerekçelerin mevcudiyeti:

İşçilerin dolaşım özgürlüğü önünde bir engel tesis edilmiş olduğundan, bu engelin nesnel bir gerekçeye dayandırılıp dayandırılamayacağı belirlenmelidir.

FRBSB, BLB ve Divan’a gözlemlerini sunan bütün hükümetler, transfer kurallarının spor gibi ekonomik olmayan gerekçelerle meşru olduğunu beyan etmişlerdir. Bu noktada, oyuncu transfer sürelerinin bitiş tarihlerinin belirlenmesi, spor müsabakalarının düzenliliğini güvence altına alma hedefini yerine getirmesi gerektiği bilinmelidir.

Geç transferler lig esnasında bir takımın gücünü diğerine oranla esaslı şekilde değiştirebilmektedir, haliyle ligde yer alan takımlar arasında alınan sonuçların mukayesesini ve neticede bütün lig şampiyonluğunun uygun biçimde işleyişini değiştirebileceği meselesi dikkate alınmalıdır.

Belçika birinci milli basketbol ligi kurallarına tabi olan bir spor müsabakası örneğinde özellikle bu risk açıktır. Şampiyonluk veya küme düşme play-offlarına katılan takımlar, kadrolarını güçlendirecek geç transferlerden ligin son turunda hatta tek bir önemli maçta bile faydalanabilir.

Ancak müsabakanın uygun şekilde işlemesini garanti altına almak için spor federasyonlarınca alından tedbirler, arzulanan amacı gerçekleştirmek için gerekenin ötesine gitmemelidir.Esas duruşmalarda, Avrupa dışındaki bir federasyonun oyuncularına uygulanan transfer dönemleriyle ilgili kurallar 31 Mart bitiş tarihine tabidir. Üye ülkelerin federasyonlarını da barındıran Avrupa bölgesindeki federasyonların mensubu olan oyunculara sadece 28 Şubat tarihi uygulanır.

İlk bakışta bu kural, arzulanan amacın gerçekleşmesi için gerekli olanın ötesine gittiği şeklinde değerlendirilmelidir. Dava dosyasındaki belgelerden, Avrupa bölgesindeki bir federasyonun oyuncusunun 28 Şubat–31 Mart arasında transfer olması, lig düzenine, o bölgenin federasyonuna mensup olmayan bir oyuncunun transferinden daha büyük bir tehdit oluşturduğu görülmemektedir.

Ancak, sadece spora veya Avrupa bölgesindeki bir federasyondan olan bir oyuncunun durumu ile o bölgede olmayan bir federasyondan olan bir oyuncunun

durumu arasındaki farklılıklara ilişkin nesnel sebepler bağlamında bu farklı muamelenin meşruluğunun belirlenmesi ulusal mahkemenin vazifesidir.

Açıklanan hususların ışığında, ulusal mahkemenin sorusuna verilecek cevap; Antlaşmanın 48. maddesinin üye ülkelerdeki spor federasyonlarının koymuş olduğu, belirli bir tarihten sonra transfer olan oyuncuların diğer üye ülkelerin ulusal lig maçlarında oynamalarını yasaklayan kuralları engeller. Eğer bu tarih, üye olmayan ülkelerden oyuncuların transferine uygulanan tarihten daha önceyse; sadece spora veya Avrupa bölgesindeki bir federasyondan olan oyuncuların durumu ile o bölgede olmayan bir federasyondan olan oyuncuların durumu arasındaki farklılıklara ilişkin nesnel sebepler gerekçe olursa bu farklı muamele meşru gösterilir.

4.6. ABAD ’ın Kararı

Bu gerekçelere dayanarak DİVAN (Altıncı Oda - Adalet Divanı İlk Derece Mahkemesi), Brüksel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin başvurduğu sorunun cevabı 23 Nisan 1996 tarihli kararla, aşağıdaki gibidir:

AT Antlaşması’nın 48. maddesi üye ülkelerdeki spor federasyonlarının koymuş olduğu, belirli bir tarihten sonra transfer olan diğer üye ülkelerden oyuncuların, ulusal lig maçlarında oynamalarını yasaklayan kuralların uygulanmasını engeller. Eğer bu tarih, üye olmayan ülkelerden oyuncuların transferine uygulanan tarihten daha önceyse; sadece spora veya Avrupa bölgesindeki bir federasyondan olan oyuncuların durumu ile o bölgede olmayan bir federasyondan olan oyuncuların durumu arasındaki farklılıklara ilişkin nesnel sebepler gerekçe olursa bu farklı muamele meşru gösterilebilir.