• Sonuç bulunamadı

2. TARİHSEL ARKA PLANDA GÜVENLİK KONULAR

2.2. Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Güvenlik Konuları ve Aktörleri

2.2.1.2. Uluslararası Terörizm

Terörün ve terörizmin yeni bir evresi, Küreselleşme sürecinde kendisini or- taya koymuştur. Caşın’a göre, “uluslararası terörizm, küreselleşmeyle beraber

gelişip şiddeti artan, parametreleri yükselen, etkinlik alanı medya katkısıyla çok büyüyen yeni bir tehdit olgusudur. Ancak küreselleşmeye karşı bir başkaldırı değil de bana göre sisteme karşı bir başkaldırıdır”.343

Uluslararası terörizmin doruk noktası, 11 Eylül 2001’de ABD’de Dünya Ticaret Merkezine gerçekleştirilen saldırılar

342

Dominic D.P. Johnson ve Monica Duffy Toft, “Grounds for War: The Evolution of Territorial Conflict”, International Security, Vol:38, No:3, Winter 2013, s.7.

343

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın ile 02 Aralık 2014 tarihinde Özyeğin Üniversitesi’nde yapılan mülakattan alınmıştır.

olmuştur. Artık terörizm uluslararası bir yeni savaş stratejisi olarak yasadışı gruplar tarafından içselleştirilmeye başlanmıştır. Böylece zarar verebilme gücü çok daha artmış; bu durum, militanların özgüvenle savunduğu bir olgu haline dönüşmüştür. Bu adeta bir başkaldırı niteliğinde olmuş; yeni dünya düzenine de bir meydan okuma niteliğine bürünmüştür.344

11 Eylül 2001’deki terörist saldırılar, ABD’nin ve onun temsil etmiş olduğu Batı Dünyası’nın “küresel itibarı”nı zedelemiştir.345

Uluslararası terörizmin başat aktörleri radikal dinci örgütler olmuşlardır. Başta El-Kaide346

olmak üzere, Hamas, Hizbullah, Müslüman Kardeşler Örgütü (MKÖ) bu zeminde suçlanmışlardır. Müslüman radikallerin Batı’ya karşı bir cihat terörizmi açtıkları ileri sürülmüştür. Örneğin Petter Nesser, Avrupa 2008-2013 arasında cihat terörünün bir kronolojisini çizen bir makale kaleme almış ve bu makalesinde heterojen bir grup olarak tanımladığı bu örgütlerin üç yıl gibi kısa bir sürede nasıl büyüdüklerine, istatistiksel verilere dayanmak suretiyle yer vermiştir.347

11 Eylül bir anlamda “küresel terör” yüzyılını başlatmıştır. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, terör eylemlerinin yaşandığı gün sıcağı sıcağına gerçekleştirdiği bir radyo konuşmasında söz konusu saldırıların gerçekte ABD’ye açılmış bir savaş niteliği taşıdığını söylemiştir. Bush, 11 Eylül’den sonraki süreci

“Haçlı Seferleri” olarak adlandırmıştır. 6 Kasım 2001’de “Terörizmle Mücadele Konferansı”nda ulusların böyle bir savaşta tarafsız kalamayacakları ileri

sürülmüştür.348

Bush’un bu çıkışı bazı çevreler tarafından olumlu görülürken, bazı çevreler tarafından da eleştirilmiştir. Örneğin ABD’nin uluslararası terörizme karşı birlik çağrısına çok geçmeden yanıt İngiltere’den gelmiş ve dönemin Başbakanı Tony Blair, 11 Eylül akşamı Downing Sokağı’ndan ulusa şu sözlerle seslenmiştir:

344

İdris Bal ve Sedat Laçiner, “Küresel Terörle Mücadelede ABD Güvenlik Politikalarının Türkiye’nin İç Güvenliğine Yansımaları”, 21.Yüzyılda Türk Dış Politikası, 2.Baskı, (Ed). İdris Bal, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2004, s.922.

345

Steven W. Hook ve John Spanier, Amerikan Dış Politikası: İkinci Dünya Savaşı’ndan Günümüze, Çev. Özge Zihnioğlu Tanırlı, İnkılâp Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2014, s.XVII.

346

El-Kaide, 1988’de kurulmuştur. Soğuk Savaş sonrası dönemde ses getiren en büyük eylemi 11 Eylül 2001 terör saldırıları olmuştur. Lideri Osama Bin Laden, 2011’de ABD’nin düzenlediği operasyonla öldürülmüştür. El-Kaide ve diğer Cihadi Selefi örgütler hakkında detaylı bir çalışma için bkz.: Seth G. Jones, “A Persistent Threat: The Evolution of al Qa’ida and Other Salafi Jihadists”, The

Rand Corporation, Santa Monica, 2014, s.1-65.

347

Petter Nesser, “Towards an Increasingly Heterogeneous Threat: A Chronology of Jihadist Terrorism in Europe 2008-2013”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol:37, No:4, 2014, s.1-2.

348

“Kitlesel terörizm dünyamızın yeni felaketidir. Bu saldırıyı yapanların insan hayatının kutsallığına ya da değerine hiç saygıları yok ve dünya demokrasileri olarak bizler, bunu yenmek ve yok etmek için bir araya gelmeliyiz. Bu ABD ile terörizm arasında bir savaş değil, özgür ve demokratik dünyayla terörizmin savaşıdır. Bu nedenle biz Britanyalılar, bu trajedi anında Amerikalı dostlarımızla omuz omuza duruyoruz ve onlar gibi biz de, bu kötüler dünyamızdan temizlenene kadar rahat etmeyeceğiz”.349

Bush’a bir diğer destek 21 Eylül 2001’de AB Konseyi’nden gelmiştir. Anılan tarihte olağanüstü toplanan Konsey, terörizmin tüm dünya ve Avrupa için ciddi bir problem olduğu ve AB’nin bundan sonra terörizmle mücadele konusuna öncelik vereceği açıklamasını yapmıştır.350

Bu çerçevede terörist örgütlerin finanse edilmesinin engellenmesi terörizmle mücadelede en önemli tedbirlerden biri olarak kabul edilmiştir.351

Avrupa ülkeleri, 11 Eylül sonrasında ABD’nin öngördüğü 27 kişi ve kuruluşu “terörist” olarak kabul etmiş ve bu örgütlerin banka hesaplarının dondurulmasına karar vermiştir.352

Bir başka örnekte, Deniz Aras’a göre “11 Eylül’ün ertesinde ABD “terör” kavramına farklı yaklaşmaya başlamıştır. Söz konusu kavrama atfedilen yeni manaları ulusal çıkarları doğrultusunda tekrar tanımlayan ABD, duruma ve çıkarlarının gidişatına göre bu mefhumu tekrar tekrar şekillendirmekte ve içini istekleri doğrultusundaki anlamlarla doldurmaktadır”.353 Mümtaz’er Türköne de Aras’a benzer şekilde, ABD’nin yeni bir düşmanı “güvenlikleştirmek” için adeta bir arayışta olduğunu şu sözlerle iddia etmektedir:

349

Tony Blair, Bir Yolculuk, Çev. Enver Günsel, Pegasus Yayınları, İstanbul, 2012, s.388. 350

Deniz Altınbaş Akgül, “11 Eylül Sonrası AB’nin Teröre Yaklaşımı ve ‘Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası’nın Başarısızlığı”, Stratejik Analiz Dergisi, Cilt:2, Sayı:20, 2001, s.29.

351

AB Konseyi, terörizmle mücadeleye yönelik kabul ettiği tedbirlerin başında terörizmin farklı bir tanımını yapmıştır. Terörist saldırı kavramını “bir devletin ya da uluslararası bir örgütün siyasi,

iktisadi ve toplumsal yapısını önemli bir biçimde etkilemek ya da zarara uğratmak” şeklinde

tanımlayan Konsey, “etkilemek” kelimesini, önceki “değiştirmek” kelimesinin yerine kullanmış ve

“uluslararası örgüt” boyutunu da sonradan eklemiştir; böylece terörist saldırı olarak kabul

edilebilecek eylemlerin sınırlarını genişletmiştir. “EU Council wants to widen definition of Terrorism and…”, http://www.statewatch.org/news/2001/oct/08counterr.htm, Erişim Tarihi: 01.04.2014. 352

Listede yer alan isimler şöyle: El Kaide İslami Ordusu (Usame Bin Ladin tarafından 1988'de kuruldu), Ebu Seyyaf Grubu (Filipinler), Silahlı İslami Grup (GIA-Cezayir), Mücahit Hareketi (HUM - Pakistan), El-Cihad (Mısır), Özbekistan İslami Hareketi, Asbat El Ansar (Lübnan), Mücadele ve Vaız için Selef Grubu (Cezayir), Libya İslami Mücadele Grubu, El-İttihat El-İslamiye (Somali), Aden İslami Ordusu, Usame Bin Ladin, Muhammed Atıf, Seyf El Adl, Şeyh Said (Mustafa Muhammed Ahmed), Ebu Hafs (Moritanya), İbn Eş-Şeyh El-Libi, Ebu Zübeyde, Abdülhadi El-Iraki (Ebu Abdallah), Eymen El-Zevahiri, Servet Salih Şihata, Tarık Enver Es-Seyyid Ahmed, Muhammed Salih, El Kifah, Vefa insani yardım örgütü, Er-Raşid tröstü, Mamun Darkazanli İhracat-İthalat Şirketi. “AB 27 Terör Örgütünün Hesaplarını Dondurdu”, Hürriyet, 02 Ekim 2001, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=19266, Erişim Tarihi: 01.04.2014.

353

Deniz Aras, “Minareyi Çalan Kılıfı Hazırladı: Bir Başka Açıdan 11 Eylül”, Stratejik Analiz

“1989’un, bilindiği gibi SSCB’nin çözülmesi ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinin sonrasını konu edinen Hollywood menşeili bir komedi filmi bulunmaktaydı. Konusu, ABD’nin yeni bir düşman arayışı idi. “Kızıl Tehlike” bittikten sonra, ABD’nin hegemonik sistemi çöküyor ve manasını yitiriyor. Potansiyel düşmanların hepsine tek tek müracaat ediyorlar, ama hiçbirinden yüz bulamıyorlar. Sonunda Kanada, sinsi ve tehlikeli düşman ilan ediliyor. Başta Başkan’ın beyanları ve medyanın kampanyası ile Amerikan halkı, Kanada’nın ABD’yi işgal etmeye hazırlandığına inandırılıyor.” 354

2002 Eylül’de yayımlanan “Ulusal Güvenlik Stratejisi”nde, ABD’nin politikasını arz eden başkan Bush, yirminci yüzyıldaki totaliter rejimler ile demokrasiler çerçevesinde yaşanan savaşı, demokratların kazandığına dikkat çekerek yirmi birinci yüzyıldaki mücadelenin de resmini çizmeye çalışmıştır. Başkanın açıklamasına göre, küresel siyasetin dengesi ile insanoğlunun varlığı adına, yirminci yüzyılda da kazanmış olan, temel insan hakları ile iktisadi ve politik hürriyetlere içkin devletlerin, hürriyet, liberalizm ve demokrasiyi içselleştirmeleri önemlidir.355 İşte bu amaçların gerçekleştirilebilmesi adına ilkin terörün kaynağının kurutulması ilk hamleyi oluşturmaktadır. Böylece Afganistan müdahalesi meşru bir zemine oturtulmuştur. Akabindeyse KİS’e haiz bulunduğu iddia edilen Irak’ın işgal edilip BOP’un uygulanmasına geçilmelidir. Ancak Irak’ta ABD hâlihazırda bir çıkmazdadır. ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından bölgede huzursuzluklar devam etmektedir ve istikrar sağlanamamıştır. Buna bir de IŞİD terör örgütünün yıkıcı faaliyetleri eklenmiştir. ABD’nin Afganistan’da SSCB varlığına karşı El Kaide terör örgütünü desteklemesi ve bu örgütün IŞİD tarafından bertaraf edilmesini ABD de inkâr etmemektedir.356

IŞİD’in bölgedeki yıkıcı tahribatı, daha fazla demokrasi söylemleriyle BOP’u dile getiren ABD’nin inandırıcılığına da olumsuz etkide bulunmaktadır. Bu durum ABD’nin Irak’a olan müdahalesinde; kendisi açısından bir başarısızlığı göstermekte ve çıkmaza düştüğünü kanıtlamaktadır.

NATO’nun Akdeniz, Afganistan ve diğer yerlerde yürüttüğü tüm operasyonları terörizmle mücadele üzerinde odaklanmaktadır. Ayrıca, NATO’nun Terörizme Karşı Savunma Çalışma Programı çerçevesinde bireysel Müttefik ülkeler, acil güvenlik gereklerine cevap verecek ileri teknolojiler geliştiren projelere

354

Mümtaz’er Türköne, “İslam-Batı Çatışması Ne Getirecek?”, Gazi Üniversitesi İktisadi İdari

Bilimler Dergisi, Özel Sayı, Ankara, 2002, s.211. Türköne’ye göre 11 Eylül ile birlikte ABD, radikal

İslam’ı ve terörist grupları güvenlikleştirmiştir. 355

Kemal Evcioğlu, Büyük Ortadoğu Projesi, Umay Yayınları, İzmir, 2005, s.85-86. 356

Özdemir Akbal, “ABD’nin Irak Politikası ve IŞİD”, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 07 Temmuz 2014, http://www.21yyte.org/tr/arastirma/amerika-arastirmalari-merkezi/2014/07/07/7691/abdnin-irak- politikasi-ve-isid, Erişim Tarihi: 11.05.2015.

başkanlık etmektedirler. Bunun bir örneği NATO- Rusya Federasyonu Konseyi himayesinde oluşturulan Uzaktan Patlayıcı Tespit Programı’dır (STANDEX). Bu programın amacı terörist saldırıları tespit edecek ve önleyecek yollar geliştirmektir. Diğer önlemler arasında 2003 yılı sonlarında NATO’nun Güvenlik Dairesi çatısı altında kurulan Terör Tehdidi İstihbarat Birimi ve kimyasal, biyolojik, radyolojik veya nükleer unsurların kullanıldığı olası saldırılar ile ilgili olarak ulusal yetenekleri güçlendirmeye yönelik sivil olağanüstü hal planlaması faaliyetleri bulunmaktadır.

Benzer Belgeler