• Sonuç bulunamadı

3. KUZEY ATLANTİK ANTLAŞMASI ÖRGÜTÜ (NATO)

3.4. Soğuk Savaş Döneminde NATO

Soğuk Savaş döneminde uluslararası ilişkiler daha önce de dile getirildiği şekilde süper güçler arasında bloklu bir gerilim eşliğinde şekillenmiştir. İkinci Dünya Savaşı’na müteakiben ABD ve rakibi SSCB çerçevesinde gerçekleşen kamplaşma, dönemin ABD dışişleri bakan yardımcısı Dean Acheson’un sözleriyle: “Roma ve

Kartaca’dan sonra dünya üzerinde yaşanan en büyük kutuplaşmayı” gün yüzüne

çıkarmıştır.426

İlişkilerde ağırlık diyalog, uzlaşma ve işbirliğinden ziyade, daha fazla gerilim ve çatışma üstüne yoğunlaştığından tehlikeli ve ekonomik açıdan maliyetli bir silahlanma mücadelesi beklenen bir netice şeklinde ortaya çıkmıştır. Soğuk Savaş döneminde NATO, yayımlanmış dört temel konsepti dâhilinde faaliyetlerini icra etmiştir. Bunlar; “Tecavüzü Caydırma”, “Entegre Askeri Kuvvetin Oluşturulması”,

“Topyekûn Mukabele” ve “Esnek Mukabele” olarak ortaya konmuştur. NATO

tarafından tasdik edilen ilk temel politika tecavüzü caydırma olmuştur. 1950 yılının 6 Ocak’ında onaylanan bu konsept427; NATO’nun asli görevinin tecavüzü caydırmak olduğunu, NATO kuvvetlerinin ancak caydırmanın başarılı olamaması ve bir saldırının meydana gelmesi halinde kullanılmasını öngörmüştür. İttifak devletleri içinde birbirlerini bütünleme ve standart bir süreç izleme de bu konseptin temel hedeflerinden biri olarak açıklanmıştır. Her bir müttefik devletin savunmaya olan katkısının, iktisadi, sınai, coğrafi ve askeri kapasitesi ile doğru orantılı bir şekilde dağıtımı sağlanmıştır. Öte yandan, SSCB’ye karşı askeri imkân ve kabiliyetler noktasından, hâlihazırdaki güçsüzlük nedeniyle ABD nükleer kapasitesine muhtaç olunmasından yola çıkılarak ittifak’ın “gerektiğinde istisnasız olarak her türlü silah

426

http://spartacus-educational.com/USAacheson.htm, Erişim Tarihi: 11.03.2015. 427

“NATO Strategy Documents1949-1969”, http://www.nato.int/docu/stratdoc/eng/intro.pdf, Erişim Tarihi: 29.01.2015.

ve vasıta ile derhal stratejik bombardıman icra yeteneğini teminat altında bulundurması” öngörülmüştür.428

Kuzey Kore’nin 1950’nin 25 Haziran’ında Güney Kore’yi işgal etmesi, NATO’nun temel yönelimini hemen etkilemiştir. Söz konusu süreçte alınan iki temel karar, NATO’nun olduğundan daha büyük bir savunma kapasitesine kavuşturulmasına aracılık etmiştir.429 İki temel karar neticesinde NATO güçlerinin gözden geçirilmesi ve buna istinaden askeri yapının verimliliğinin artırılması gündeme alınmıştır. 1950 yılının 26 Eylül’ünde NATO, bütünleşik bir askeri gücün oluşturulmasını onaylamıştır. NATO’nun ilk Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanlığına (SACEUR) Orgeneral Dwight D. Eisenhower atanmış; Paris’te Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanlık Karargâhı (SHAPE) de 2 Nisan 1952’de kurulmuştur.430

1952’nin Aralık ayının sonuna doğruysa “Kuzey Atlantik

Bölgesi’nin savunulması için Stratejik Konsept” belgesi onaylanmıştır: “NATO’nun temel amacı; NATO bölgesinin savunmasını teminat altına almak, SSCB ve peyklerinin savaşma azim, irade ve yeteneklerini yok etmektir”.431

Dönem içerisinde NATO’da yapısal meselelerde gelişme kaydetmekle beraber, ittifakın askeri kanadı sorun teşkil etmeye devam etmiştir. NATO’nun Lizbon zirvesinde kabul ettiği432 “konvansiyonel kuvvet”, amaçlarına ulaşabilmek, iktisadi ve politik açılardan müttefik devletler açısından uygulanabilir görülmemiştir. Böylece ABD kendi savunma stratejisinde ağırlık merkezini nükleer silahlara kaydırma kararı vermiştir. Bu “yeni bakış” savunmaya daha fazla maliyet yüklemeksizin askeri etkinliği azamileştirmeyi sağlamaktaydı. Söz konusu gelişme çerçevesinde nükleer silahların NATO stratejisine de tamamen bütünleşmesini amaçlayan projeler kısa vadede sonuçlandırılmıştır. SHAPE bünyesinde oluşturulan “Yeni Yaklaşım Grubu”

428

Dış Politika ve Savunma Araştırmaları Grubu, “Başlangıcından Bugüne NATO Stratejik Konsepti’nin Geçirdiği Evreler”, Bilgesam, 22 Aralık 2010, http://www.bilgesam.org/incele/1221/- baslangicindan-bugune-nato-stratejik-konsepti%E2%80%99nin-gecirdigi-evreler/#.VFaVWTSsXQA, Erişim Tarihi: 11.07.2014.

429

Alınan kararlar neticesinde, NATO; 50 tümen, 4000 uçak ve dengeli bir deniz kuvvetine kavuşturulmuştur. Varlık, 2012: 81.

430 1949-1952: Creating a Command Structure for NATO”,

http://www.aco.nato.int/page14612223.aspx, Erişim Tarihi: 29.01.2015. 431

Dış Politika ve Savunma Araştırmaları Grubu, “Başlangıcından Bugüne NATO Stratejik Konsepti’nin Geçirdiği Evreler”, Bilgesam, 22 Aralık 2010, http://www.bilgesam.org/incele/1221/- baslangicindan-bugune-nato-stratejik-konsepti%E2%80%99nin-gecirdigi-evreler/#.VFaVWTSsXQA, Erişim Tarihi: 11.07.2014.

432

Lizbon Zirvesi için bkz. http://www.nato.int/docu/comm/49-95/c520225a.htm, Erişim Tarihi: 30.01.2015.

olanaklarıyla hayata geçirilen “NATO Askeri Kuvvetinin Beş Yıl Boyunca En Verimli Yapılanması”, 1954 yılı sonunda Askeri Komitede ve hemen ertesinde Kuzey Atlantik Konseyi’nde onaylanmıştır. Bu rapor, nükleer donanımların uygulamalarından belirgin söylemlerle söz eden ilk resmi NATO belgesi olmaktaydı. Kitlesel mukabele stratejisi de böylece söz konusu raporda açıklanmıştır. Kitlesel mukabele, böylece NATO’nun yeni stratejisinin temellerinden birisi olmuştur. Buna göre NATO’nun SSCB ile sınırlı savaş biçimini reddettiğinin altı çizilmekte ve

“şayet SSCB düşmanca yerel bir çatışma içine girmeyi ve böyle bir olayın kapsam ve süresini genişletmeyi hedeflediği takdirde durum, NATO’nun nükleer silah kullanımı gerektirecektir” ifadesi kullanılmaktaydı.433

1953-1962 döneminde, “NATO tümen

sayısını 100’e çıkarmış, hava kuvvetlerinde yüzde 30’luk artış gerçekleştirmiş, deniz kuvvetlerinin muharebe gücünü artırmış, lojistik yetenekler geliştirilmiştir. 1953 yılında ittifakın bütün sorumluluk sahasını kapsayan; dördü büyük ölçekli olmak üzere, 100 manevra icra edilmiş, tarihteki en büyük deniz tatbikatı ‘Mariner’ aynı yıl gerçekleştirilmiştir”.434

Avrupa’da 125 hava üssü ve komuta kontrol tesisi inşa edilmiştir. Ayrıca, Avrupa’ya orta menzilli taktik balistik füzelerin (IRBM) yerleştirilmesi adımı söz konusu dönemde atılmıştır.435

Uluslararası ilişkilerde vuku bulan belirgin değişimler NATO’nun üçüncü stratejik yöneliminin ortaya konulmasına müteakip sorgulanmasına neden olmuştur. Mevzubahis strateji yoğun bir şekilde, ABD’nin nükleer kabiliyetlerine ve bir Sovyet saldırısının meydana gelmesinde Avrupa’nın ABD tarafından savunulma sorumluluğuna dayandırılmıştır. Bu bağlamda Avrupalılar, Amerikan başkanının bir Amerikan şehrini bir Avrupa şehrine feda etmeyeceği konusunda söylemlerde bulunmaya başlamışlardır. Müteakiben SSCB’nin kıtalararası balistik füzelerini geliştirdiği ve nükleer silah kabiliyetini elde ettiği anlaşılmıştır. Önceki bölümde de dile getirildiği üzere SSCB’nin de nükleer aktör olmasından sonra ortaya çıkan “dehşet dengesi”, NATO’nun sahip olduğu caydırma üstünlüğünü de giderek azaltmıştır. Bunlara bir

433

Dış Politika ve Savunma Araştırmaları Grubu, “Başlangıcından Bugüne NATO Stratejik Konsepti’nin Geçirdiği Evreler”, Bilgesam, 22 Aralık 2010, http://www.bilgesam.org/incele/1221/- baslangicindan-bugune-nato-stratejik-konsepti%E2%80%99nin-gecirdigi-evreler/#.VFaVWTSsXQA, Erişim Tarihi: 11.07.2014.

434 Lord Ismay, “Increase in Strength”, NATO the first five years 1949-1954, http://www.nato.int/archives/1st5years/chapters/9.htm, Erişim Tarihi: 29.01.2015.

435

de Küba Füze krizi eklenmiş ve dünya üçüncü kez büyük bir savaşın eşiğine gelince NATO, kitlesel mukabele doktrininden geri adım atmak zorunda kalmıştır. 1954’te gerçekleştirilen Konsey buluşmasında örgütün siyasi ve askeri konularına dâhil olan nükleer planlama projesi 1967’de Nükleer Planlama Grubunun436

oluşturulmasıyla kurumsal bir kimlik kazanmıştır. SSCB’nin stratejik hedeflerinin Orta Avrupa’dan uzaklaşıp diğer yerlere doğru farklılaşması, 1966’da iki kez gerçekleştirilen Savunma Planlama Komitesi buluşmalarında, “kanat” devletlerin müdafaa kapasitelerinin yükseltilmesi beklentisini gözler önüne sermiştir. 1967’de, NATO’nun güncel hedeflerini açıklayan ve iki kutup arasındaki gerilimin seviyesinin düşürülmesini amaçlayan Harmel Planı’nın onaylanmasıyla, NATO’nun müdafaa yeteneği nükleer silahlardan konvansiyonel silahlara doğru kaydırılmış, “Kitlesel Mukabele” stratejisinden nükleer silahların sınırlı kullanımını kabul eden “Esnek Mukabele” doktrinine geçilmiştir. Bu doktrine göre NATO’nun karşılaşabileceği olası bir tecavüze karşı üç tür mukabele ihtimali belirlenmiştir:437

Üç tip mukabele seçeneğinden ilki direkt savunma olmuştur. Buna göre hedef, tecavüzü düşmanın tercih ettiği savaş seviyesinde muharebe ederek onu yenmek üzerine ortaya konulmuştur. İkinci seçenek kontrollü tırmanma olarak düşünülmüştür. Böylece bunalım tırmandıkça nükleer güç kullanma tehdidini giderek artırmak şeklinde tecavüzü mağlup edecek bir takım seri kararları vermek öngörülmüştür. Son seçenek olarak genel nükleer mukabele seçeneğiyle nihai caydırma yöntemi hedeflenmiştir. 1963 yılında ABD güçlerinin Avrupa’yı destekleme yeteneklerinin test edildiği “Big Lift” tatbikatı dışında, önemli bir askeri icraat olmamıştır.438

Fakat söz konusu yıllarda NATO; Fransa’nın ittifakın askeri kanadından ayrılması, Malta’nın tarafsızlığını duyurması ve diğer mecburiyetler sebebiyle, askeri yapılanmasında bazı değişikliklere gitmiş ve yeniden yapılanmasını bu bağlamda sürdürmüştür. Esnek Mukabele doktrini, uzun bir süre değişiklik gerektirmeden Soğuk Savaş’ın sonuna kadar geçerliliğini koruyabilmiştir. 1953’te Kruşçev, 1960’lı yılların başında Charles

436

Detaylar için bkz. http://archives.nato.int/nato-nuclear-planning-group;isad; Erişim Tarihi: 29.01.2015.

437

Dış Politika ve Savunma Araştırmaları Grubu, “Başlangıcından Bugüne NATO Stratejik Konsepti’nin Geçirdiği Evreler”, Bilgesam, 22 Aralık 2010, http://www.bilgesam.org/incele/1221/- baslangicindan-bugune-nato-stratejik-konsepti%E2%80%99nin-gecirdigi-evreler/#.VFaVWTSsXQA, Erişim Tarihi: 11.07.2014.

438

“Operation Big-Lift”, http://www.nato.int/cps/en/natohq/news_26590.htm?selectedLocale=en, Erişim Tarihi: 30.01.2015.

De Gaulle, 1962’de Kennedy, 1967’de Willy Brandt, tarafından çeşitli vesilelerle konu edilen “Yumuşama” gayretleri, 1969-1978 yılları arasında yaşama geçirilmiştir. Harmel Raporu’nun NATO’da onaylanmasına müteakip, 1969’da dönemin ABD başkanı Richard Nixon ve dışişleri bakanı Henry Kissinger’in yaklaşımlarıyla “Yumuşama” stratejisine geçilmiştir. Doğu bloku tarafından 1969’da “Budapeşte

Önerisi” başlığıyla kamuoyuna ilan edilen ve Avrupa’da iki blok arasında gerilimin

düşürülmesine yönelik çabalar, önceleri itibar görmediyse de yaklaşık altı yıl sonra kaleme alınan Helsinki Nihai Belgesi’nin temelini teşkil etmiştir. Almanya, ‘Doğu Politikası’ gereği; Polonya, SSCB, Doğu Almanya ve Çekoslovakya imzaladığı sözleşmelerle var olan meseleleri işbirliği yöntemiyle halletmeye özen göstermiştir. “Yumuşama” evresinde nükleer silahların kullanımının düzenlenmesi çerçevesinde çok taraflı ve ikili sözleşmeler onaylanmıştır. Bu müspet gelişmelere karşılık, iki süper güç arasındaki çekişme dünyanın her köşesinde devam etmiştir.439

Tablo XIII: Yumuşama Dönemi NATO Zirveleri Tarih Zirve Açıklama

19 Haziran 1974 Ottawa Zirvesi Doğu-Batı yakınlaşması ve nükleer donanımlarda gelinen nokta gündeme gelmiştir

29-30 Mayıs 1975 Brüksel Zirvesi İttifakın getirmiş olduğu kolektif güvenlik, savunma

ve caydırma kabiliyetlerinin, küresel güvenlik, barış ve “yumuşama” için temel teşkil ettiği açıklanmıştır

10-11 Mayıs 1977 Londra Zirvesi İttifakın savunma özelliklerinin iyileştirilmesi adına uzun vadeli savunma programlarının oluşturulması kabul edilmiştir

30-31 Mayıs 1978 Washington Zirvesi WP’nin silahlanmaya devam etmesi sebebiyle İttifakın hem silahsızlanma ve kuvvet indirimi adına çabalarken hem de askeri kapasitesini artırmaya ve nükleer silahlarını iyileştirmeye özen göstereceği, Savunma bütçelerinde ise yüzde 3’lük artışa karar verildiği açıklanmıştır

Kaynak: “Ottawa Summit 1974”, http://www.nato.int/docu/comm/49-95/c740618a.htm, “Brussels

Summit 1975”, http://www.nato.int/docu/comm/49-95/c750529a.htm, “Londra Summit 1977”, http://www.nato.int/docu/comm/1999/9904-wsh/pres-eng/13role.pdf, “Washington Summit 1978”, http://www.nato.int/docu/comm/49-95/c780530a.htm, Tümüne Erişim Tarihi: 11.03.2015.

Dört zirvenin gerçekleştirildiği bu dönemde (Bkz. Tablo XIII) NATO’nun, dayanışma, istişare ve oydaşma aygıtlarını başarıyla kullandığı, savunma harcamalarında olduğu gibi savunma politikalarında da tam bir beraberlik içinde karar aldığı ve hareket ettiği gözlemlenmiştir. Söz konusu zirvelerde barış için işbirliğini gerekli gören liberal kuramın etkisi açık olarak hissedilmiştir.

439

İki kutup arasındaki ideolojik bunalımın Avrupa dışında bölgesel çatışmalara dönüştüğü 1979 ile 1985 yılları arasındaki 6 yıllık süre, bazı bilimi insanlarınca “İkinci Soğuk Savaş” şeklinde tanımlanmıştır. SSCB’nin Afganistan’ı işgali, Polonya’daki özgürlük yanlısı direnişlerin sert bir şekilde bastırılması, Afrika, Güneydoğu Asya, Güney Amerika’da Moskova eğilimli hükümetlerin iktidarı devralması, SSCB’nin Akdeniz’deki askeri kimliğini kuvvetlendirmesi ve Orta Doğu’daki etkisini artırmasıyla, Batı dünyasının; SSCB tehlikesinin iktisadi işbirliğiyle “Yumuşatılması”, politikası böylece son bulmuştur. Söz konusu yıllarda ilki Bonn’da diğeri Brüksel’de olmak üzere iki zirve yapılmış ve zirvelere realist kuramın fikirleri tekrar egemen olmuştur (Bkz. Tablo XIV).

Tablo XIV: Yumuşama Dönemi Sonrasından Soğuk Savaş Bitimine Kadar NATO Zirveleri Tarih Zirve Açıklama

10 Haziran 1982 Bonn Zirvesi İspanya NATO’ya katılmıştır. Zirve sonrasında kabul edilen kararlar Soğuk Savaş’ın bitirilme yöntemini göstermesi açısından önemli, fakat Batı Avrupalı devletlerin katılımındaki düşük oran bakımından da düşündürücü olmuştur. Sonuç bildirgesinde; ABD’nin Avrupa’daki stratejik silahlarının ve askeri varlığının ittifakın güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğu, bağımsızlığı tehlikedeki devletlere, istekleri doğrultusunda destek olunacağı vurgulanmıştır

12-13 Aralık 1985 Brüksel Zirvesi Dönemin ABD başkanı Reagan’ın, dönemin SSCB

lideri Gorbaçov’la yapılan Viyana Görüşmelerinde silahların kontrolü meselesinde gelinen durum hakkında ittifak devletlerine özet bilgi aktardığı özel bir oturum şeklinde düzenlenmiştir

Kaynak: “Bonn Summit 1982”, http://www.nato.int/docu/comm/49-95/c820610a.htm, Erişim Tarihi:

11.03.2015. “Brussells Summit 1985”, http://www.nato.int/docu/comm/49-95/c851213a.htm, Erişim Tarihi: 11.03.2015.

Söz konusu yıllarda teşkilatın Batı Avrupalı devletleri ile diğer müttefikler arasında tehdit algılaması açısından farklı görüşler olduğu anlaşılmaktadır. Bunda, 1982’de yavaşlama eğilimi gösteren ABD ekonomisine karşılık gitgide büyüyen ve gelişen Avrupa ekonomisinin, WP üyelerine yaptığı yıllık 20,6 milyar dolar tutarındaki dışsatımdan ve SSCB’den elde edilecek olan doğalgazdan taviz vermemesi itici güç olmuştur. NATO’nun 1978’de savunma bütçelerinin yüzde 3 seviyesinde yükseltilmesi doğrultusundaki talebinin ilkin Almanya olmak üzere diğer Batı Avrupalı müttefiklerce hayata geçirilmemesi başta ABD ve böylece diğer üyelerin savunma maliyetlerini yükseltmiştir.440

Mevzubahis dönemde ABD, belli

440

başlı konvansiyonel silah teknolojilerini Avrupalı müttefikleriyle paylaşarak NATO’nun birlikte harekât icra edebilme yeteneğini artırmaya çalışmıştır. WP’nin 1981’de yaptığı geniş katılımlı “Zapad-81” manevralarına441

istinaden 1983’te 40 bin askeri personelin katıldığı “Able Archer” tatbikatı442 icra edilmiştir.

Benzer Belgeler