• Sonuç bulunamadı

İngilizlerin İstanbul’u işgal etmelerinin ardından sürekli olarak devamlılık gösteren işgaller karşısında Tük Milleti, kurtuluş paydasında buluşarak, işgallere karşı gelmiş, kongreler, mitingler, protestolar ve silahlı mukavemet yoluyla esaretin kabul edilemez olduğunu ifade etmiştir. Birbirinden bihaber ya da eş güdümlü olarak hareket edemeyen bu muhalif girişimler, bölgesel olarak organize olmaya başlamış ancak yurt geneline yayılamamıştır. Bunun en önemli sebebi de haberleşme ağlarına ve basın organlarına yapılan müdahaledir.

Hazırlığı uzun zamandır devam etmekte olan Erzurum Kongresi, Şarki Anadolu Müdafaa – i Hukuk Cemiyeti tarafından toplanan kongre, Doğu Anadolu ve Karadeniz kıyılarından katılacak olan delegelerle yapılacaktır. İstifa eden iki delegenin yerine Mustafa Kemal ve Rauf Bey katılmıştır.335 Doğu Vilayetleri Kongresi olarak da anılan

kongre, 23 Temmuz 1919’da toplanmıştır. Ana sorunu doğu vilayetlerinin korunması olmasına karşın kongrede hazırlanan deklarasyon bundan sonra gelecek olan milli paktın temelini oluşturmaktadır. Bunun yanında, bu kongre yoluyla Mustafa Kemal, Kazım Karabekir ve diğer milliyetçi liderler halkın güvenini kazanmıştır.336

Mustafa Kemal’in, “Tarihte eşi az bulunur büyük bir eser olarak kaydedilecektir.” Dediği Erzurum Kongresi, ulusal egemenlik ilkesi üzerine kurulmuştur. Amasya Tamiminin daha kapsamlı olarak hayata geçirilmesi ya da daha açık sözle ifade edilmesi olarak görülebilecek kararlar şöyledir:337

- Milli sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz.

- Her türlü yabacı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümeti’nin dağılması halinde, milli topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir.

335 Baykara, a.g.e, s. 56–57.

336 Shaw, Shaw, 1983, a.g.e, s. 410.

- İstanbul Hükümeti vatanı koruma ve istiklali elde etme gücünü gösteremediği taktirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa bu seçimi Heyet–i Temsiliye yapacaktır.

- Kuva–yı Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır.

- Hristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez.

- Manda ve himaye kabul olunamaz.

- Milli Meclis’in derhal toplanmasını ve hükümetin yaptığı işlerin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışacaktır.

Erzurum Kongresi neticesinde ortaya çıkan ilke ve kararlar, çeşitli şekillerde yorumlanmış ancak asıl gayesinin dışında bir uygulama söz konusu olmamıştır. İlke ve kararlar uygulamaya koyulurken Sadrazam Ferid Paşa basında birtakım demeçler yayınlamakta ve bu demeçler için Sadrazam’ın milleti jurnali demek abartı olmamaktadır. 23 Temmuz 1919’da dünya kamuoyu, Anadolu’da karışıklık çıktığını, Kanun–u Esasi’ye aykırı olarak Meclis–i Mebusan adı altında toplantıların yapıldığını dile getirmiştir.338

7 Ağustos günü yayınlanan Erzurum Kongresi Beyannamesinde Batı Anadolu ve İzmir şöyle dile getirilmiştir:339

“Mondros Mütarekesi’nin yapımından sonraki günlerde, gittikçe artan, anlaşmayı bozucu hareketler ve İzmir, Antalya, Adana bölgeleri gibi memleketimizin bir çok önemli parçalarını işgali ve Aydın ilinde yapılan dayanılmaz Yunan kötülükleri, Ermenilerin Kafkasya’da sınırlarımıza kadar dayanan öldürme ve İslam’ı yok etme siyasetiyle istila hazırlıkları, Karadeniz kıyılarında Pontus Devleti hayalini gerçekleştirme amacıyla hazırlıklar yapılması ve sadece bu amaçla Rusya kıyılarında “göçmen” adı altında akın akın yabancı Rumların, bu meyanda silahlı eşkıya çetelerinin getirilmesi karşısında, kutsal vatanın parçalanma ve yok olma tehlikesini

338 Atatürk, 2004, a.g.e, s. 46.

gören milletimiz, milli iradeye dayanmayan hiçbir hükümetin bu acılar ve kötülüklere çare olmayacağına, korkunç örnekleriyle kanaat getirmiş ve birçok etkiler altında belki de daha acıklı ve dayanılmaz kararlara boyun eğeceğinden kuşkuya düşmüş bulunmaktadır.”

Erzurum Kongresi ile İzmir’in işgali arasındaki bağ da oldukça güçlüdür. Zira Amiral Calthorpe’un yazılarında, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali, tüm yurtta Askeri ve politik bağlamda Türk Milli Hareketine ivme kazandırmıştır. Erzurum’daki kontrol Subaylarının haberlerine dayanarak, İngiliz Yüksek Komiserliğinin verdiği habere göre hem İzmir’in işgaliyle arasındaki bağı hem de Erzurum Kongresi’ni İngilizlerin perspektifinden görmek mümkündür. Buna göre:340

“Yunanlıların İzmir’e girmesinden beri Doğu Anadolu’da belirli bir politik rahatsızlık vardır. Bu nedenler 7 Ağustos’ta Erzurum’da Milli Hareketin kongresi yapılmıştır. İstanbul tarafından geri çağırılan Mustafa Kemal, buraya gelmeyerek Erzurum’a geçmiş ve burada kongrenin başkanı olmuştur. Ayrıca Erzurum’u milliyetçi hareketin merkezi haline getirmiştir. Kongre Sultan ve Halife’nin emrinde oluğunu ancak hükümetin emrine uymayacağını belirtmiştir. Ayrıca, Yunan ve Ermeni işgallerine karşı silahlı mücadeleyi kabul etmiştir.”

Kili’ye göre341 Erzurum Kongresi: “Daha sonraki kongreye, kararlara, “Misak–ı

Milli”ye, Ulusal Meclis’e ve ulusal istencin egemen olduğu yönetim biçimine ışık tutmuş, bunların ilk ilkelerini saptayarak yaymış ve artık yerel, bölgesel direnme örgütleri, savunma, kurtulma girişimleri dönemini geride bırakmış; ulusal birliğin ateşini yakmıştır.”

Yapılan tüm kongreler içerisinde Sivas Kongresi’nin konumu farklıdır. Zira Sivas Kongresi, tüm yurttan gelen delegelerin katımıyla, yurt çapında toplanan, adeta Meclis–i Milli denilebilecek bir niteliği sahiptir.342

340 Mehmet Okur – Murat Küçükuğurlu, İngiliz Yüksek Komiserlerinin Gözüyle Millî Mücadele, Serander

Yayınları, Trabzon 2006, s. 68–69. 341 Kili, 2003, a.g.e, s. 71. 342 Baykara, a.g.e, s. 57.

Sivas Kongresinde alınan kararlar neticesinde Damat Ferit Hükümeti istifa etmesine neden olan yerine Ali Rıza Paşa Hükümeti’nin geldiği kongre maddeleri şöyledir:343

- 30 Ekim 1918’deki sınırları içerisinde kalan Osmanlı Devleti toprakları, parçalanamaz bir bütündür.

- Ulusal güçleri etkin, ulusal iradeyi egemen kılmak temel ilkedir.

- Bağımsız Rumluk ve Ermenilik faaliyetlerine ve vatanın herhangi bir yerine el atma ve işgale, karşı konulacaktır.

- Müslüman olmayan halkların, hukuksal eşitlikleri kabul edilmekle beraber, bu unsurlara düzeni bozacak veya siyasal egemenlik sağlayacak ayrıcalıklar verilemez.

- Ulusların kendi kaderlerini özgürce belirlediği bir devirde, İstanbul Hükümeti’nin de bu ulusal iradeye boyun eğmesi zorunludur.

- Tüm Müdafaa–i Hukuk Dernekleri birleştirilmiş ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa–i Hukuk Cemiyeti alı altında çalışmaları kararlaştırılmıştır.

- Kongre 16 kişiden oluşan bir Temsil Heyeti seçmeye ve bu heyet bütün ülke adına kararlar almaya yetkili kılınmıştır.

Aydemir’e göre344 kongrede Misak–ı Milli’nin ilk esasları vücut bulmuştur. Bu misak:

“Milli Direniş ve Mücadele’nin hedef ve sınırlarını tespit etmektir. Milletin kendi mukadderatını kendi tayin etmesi ve kendi sınırları içinde kayıtsız şartsız istiklal davasında birleşen bu milli misak görüşü ileride, İstanbul’da toplanacak Mebusan Meclisi’nde ve bu Meclis yabancı silahlı kuvvetler tarafından taarruza uğrarken, bir milli ant olarak ilan edilecektir.”