• Sonuç bulunamadı

BİRİNCİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN AÇILIŞI (23 NİSAN

Mustafa Kemal, İstanbul’un işgal edileceğini öngördüğü için Son Osmanlı Mebusan Meclisine başkan olmayı istemiştir. Ancak sürecin istediği gibi gitmemesi üzerine reel politik bağlamında gerekli hazırlıkları yapmış, 16 Mart 1920’de bir bildiri yayınlayarak, Devlet Başkentinin işgal neticesinde hükümetin dağıldığını, Millet Meclisi’nin görevini layığıyla yerine getiremeyeceğini dile getirdikten sonra özetle şu hususları belirtmiştir.348

- Ankara’da olağanüstü yetkili bir Meclis, ulusun işlerini yürütmek ve denetlemek üzere toplanacaktır.

- Bu meclise üye olarak seçilecek olan kişiler milletvekilleri ile ilgili yasa hükümlerine uyacaktır.

- Seçimde sancaklar seçim bölgesi sayılacaktır. - Her sancaktan beş üye seçilecektir.

Bildiriyi hazırlarken kumandanların görüşlerini almış, oluşum aşamasında “Kurucu Meclis” tabirini kullanmış, bu tabir tartışma konusu olmuştur. Tartışmanın temelinde Büyük Millet Meclisi’nin, Osmanlı Mebusan Meclisinin devamı niteliğinde olmasını isteyen Paşaların ve Kazım Karabekir’in itirazı bulunmaktadır. Özellikle Kazım Karabekir, Osmanlı Anayasasına aykırı bulduğu için bu tabire itiraz etmiştir.349

Kurucu Meclis tabiri dönem için tehlikeli bir karardır. Zira Mustafa Kemal’i doğrudan destekleyenlerin yanında Osmanlı Devleti’nin yok sayılmasını ya da tamamen ortadan kaldırılmasını istemeyen gruplar da bulunmaktadır. Dolayısıyla Büyük Millet Meclisi kapsayıcı ve ülkeyi içinde bulunduğu esaretten kurtarmayı amaçlarken bu tarz tartışmalar yoluyla bağımsızlık mücadelesinin hızı kesilmemelidir.

348 Toktamış Ateş, Türk Devrim Tarihi, Der Yayınları, İstanbul 2001, s. 217.

Mustafa Kemal, Kurucu Meclis tabirine ilişkin açıklamasını şöyle yapmaktadır:350

“Meclis’in Ankara’da toplanması meselesi üzerine, iki gün kadar komutanlarla makine başında görüşerek düşüncelerini aldım. Ben ilk yazdığım müsveddede “Meclis–i Müessisan” (Kurucu Meclis) deyimini kullanmıştım. Maksadım da toplanacak meclisin ilk anda rejimi değiştirme yetkisine sahip olmasını sağlamaktı. Fakat bu deyimin kullanılmasındaki maksadı gereğince açıklayamadığım veya açıklamak istemediğim için, halkın alışkın olmadığı bir deyimdir, gerekçesiyle Erzurum ve Sivas’tan uyarıldım. Bunun üzerine “olağanüstü yetkiye sahip bir meclis” deyimini kullanmakla yetindim.”

Kinross’a göre351 işgalci kuvvetlere karşı yapılan Kurtuluş Savaşı, Ankara’da açılması

planlanan Meclis dolayısıyla iç savaş niteliğinde devamlılık göstermiştir. Padişah, Anadolu hareketini hainlikle suçlamış, “Padişaha karşı ayaklanma” başlıklı fetvayı yayınlamıştır. Fetva, yurdun her yerine dağıtılmış, “Bu asileri öldürmek caiz midir?” soruna “Bunları öldürmek vaciptir.” Cevabı verilmiştir. Buna karşılık olarak Mustafa Kemal, Anadolu’dan doğmuş bir hareket olarak varlık göstermek yerine Millet Meclisi’nin toplanmasını halka dayalı ve meşru bir hareket halini almasını arzulamaktadır. Meclisin kuruluş sürecinde hilafetin devamlılığını vurgulayan davranışlar yoluyla asıl niyetini belli etmeyen Mustafa Kemal, Ankara’da ulemaları seferber ederek, halifenin esaret altında olduğunu, düşman baskısı altında verilen fetvanın geçersizliğini içeren karşı fetva yayınlatmıştır. Fetvada “Halifelerini esirlikte kurtarmaya” çağrı yapılmıştır.

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletini temsilen Millî Mücadeleyi gerçekleştirmek için kurulmuştur. Yeni Türkiye’nin ilk meclisi olması dolayısıyla “Birinci Meclis”; Türk İstiklal Harbi’ni zaferle neticelendirerek yeni Türk Devleti’nin temellerini attığı için “Kurucu Meclis”; Türk milletinin ruhunu yansıttığı için de “Kuva–yı Milliye Meclisi” olarak tarif edilmiştir.352

350 Atatürk, 2004, a.g.e, s. 287–288.

351 Lord Kinross, Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul 1994, s. 260–261.

352 Mustafa Küçük, “Birinci TBMM’nin Açılışı ve Anlamı”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt: XVI, Yeni Türkiye

120 milletvekilinin katılabildiği, Ulusal Meclis’in açılışını ve adını almasını Kili şöyle aktarmaktadır353:

“23 Nisan 1920 günü saat 14.00’da en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şeref Avkan’ın başkanlığında toplanmıştır. Şeref Avkan’ın açılış konuşması, “Ulusumuzun tam bağımsızlık içinde, içte ve dışta yazgısını üstlendiğini ve kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya duyurarak ‘Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.” Cümlesinde “Büyük Millet Meclisi” adını kullanmış, meclisin adı ancak 25 Nisan’da Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Şükrü Bey tarafından hazırlanan “Hıyaneti Vataniye Kanunu – Yurda Kıyma Yasası”nın 29 Nisan’da Meclis’çe kabul edilmesiyle birlikte dolaylı yoldan yasallaşmıştır.”

Büyük Millet Meclisi’nin 24 Nisan günü yapılan ikinci toplantısında dile getirilen ilkeler Ateş’e göre354 yeni oluşmakta olan Türk Devleti’nin ilk anayasası

niteliğindedir. Bu ilkeler:

- Memleketi batmaktan kurtarmak için, bütün ulusal güçleri birleştirmek gerekmektedir.

- Bunun için meşru bir hükümet (İcra Heyeti) kurulmalıdır.

- Milletvekillerinin, milletçe seçilme biçimi, ulusun meşru bir heyet kurulmasını istemesinin en kesin delilidir.

- Yeni kurulacak hükümet, memleketin bugünkü bunalımlı durumunun gereklerine uygun olmalıdır.

- Büyük Millet Meclisi, milli iradenin biricik belirlenme yeridir. Meclis, ulusu temsil eder; bunun için “Meclis’in üzerinde hiçbir güç yoktur.”

- Ülkeyi yönetecek yasaları yapmak da bu yasaları uygulamak da Büyük Millet Meclisi’nin hakkı ve görevidir.

- Büyük Millet Meclisi olağanüstü yetkilerle toplanmıştır. Bundan dolayı hem “yasama” hem “yürütme” organıdır.

353 Kili, 2003, a.g.e, s. 105.

- Milletvekillerinin kendi aralarında seçtikleri üyelerle “Yürütme Kurulu” kurulacaktır. Ülkeyi bu kurul yönetecektir.

- Büyük Millet Meclisi’nin başkanı, bu yürütme meclisinin de başkanıdır.

- Yürütme Kurulu ve onun başkanı, Büyük Millet Meclisi’ne karşı sorumludur.

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin genel karakterini Küçük şöyle ifade etmektedir355:

- Milli irade bütün unsurlarıyla ve en açık haliyle temsil edilmiştir.

- Vazife ve yürüttüğü faaliyetler dikkate alındığında kurucu meclis niteliği taşımaktadır.

- Milli hakimiyet anlayışına aşırı titizlik göstermiş, milli iradenin Meclis’e tam olarak aksetmesi için demokrasinin imkanlarını kullanmaktan çekinmemiştir. - Saltanat hukukunu ve şahsi hükümraniyi reddederek, “hakimiyet kayıtsız

şartsız milletindir.” Görüşüne sadık kalmıştır.

- Milliyetçi vekillerden oluşmuş, dönemin hâkim görüşlerini (Bolşevizm, komünizm) geçici bir siyaset olarak görmüştür.

- Türk ordusunu, meclisin ordusu olarak değerlendirmiştir.

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, mütareke döneminin komutanlarını, bürokratlarını, köylülerini, esnaflarını, vb. gibi Türk milletini topyekûn kucaklayan, onlar adına, onların hayrına kararların alınması için çalışan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurucu meclisidir ve temelini oluşturmuştur. Bununla birlikte “Kuva–yı Milliye Ruhu”nun meşruluk kazanarak, aktif siyaset yapabileceği; bölgesellikten ulusallığa, cephelerden bürokrasiye, savunmadan taarruza geçisin temelini oluşturmuştur. Köse’ye göre356 Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi:

“Ankara’da açılmasıyla Türk Milleti’nin tarihinde yeni bir dönem açılarak yeni demokratik devletin temelleri atılmıştır. Bu devletin kuruluşu, İstanbul

355 Küçük, 2002, a.g.m, s. 23.

356 İksan Köse, “Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi ve TBMM’nin Açılışı”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt: XVI, Yeni

Hükümeti’ne rağmen işgal güçlerine karşı Milli kuvvetlerin Milli iradeye dayalı başardığı bir neticedir. Sınırlı, belirli toprak parçası üzerinde yaşayan topluluğun bir güce sahip olarak ortaya çıkması, devlet hüviyeti şeklinde olmuş, siyasi güç ve otorite olarak devam etmiştir. Bu Meclis, Mustafa Kemal Paşa’nın Heyet–i Temsiliye Resisi sıfatıyla açıkladığı esaslara uygun olarak seçim yoluyla belirlenen bir meclistir.

Millî Mücadele, yalnızca ordularla değil, Milli İstiklal Savaşı’nı millet temsilcilerinden meydana gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi ile yürütülmüş, İstiklal Savaşı ve inkılaplar ve devlet müesseseleri yüce Meclisin eseridir. Milli egemenliğe dayalı tam bağımsız yeni Türk Devleti’nin özü, Milletin egemen iradesi ile millet olmuş, buna aracılığı Türkiye Büyük Millet Meclisi yapmıştır.”