• Sonuç bulunamadı

Trakya Alt Bölgesi İlleri Açısından Tarım-Sanayi İlişkileri

8. TRAKYA ALT BÖLGESİNDE TARIMIN GENEL YAPISI

9.2. Trakya Alt Bölgesi İlleri Açısından Tarım-Sanayi İlişkileri

İstanbul sanayisinin Marmara Bölgesi içerisinde gelişerek yayılması; bölge illerinde de yeni istihdam olanakları yaratarak, sektörün ülke katma değerine faydasını artırmaktadır. İstanbul’dan yakın çevreye yayılan üretim aktiviteleri, ağırlıkla Trakya (Tekirdağ, Kırklareli, Edirne illeri) ve Kuzey Marmara Alt Bölgesi (Kocaeli, Sakarya, Düzce illeri) yönünde gerçekleşmektedir.

70

Trakya Alt Bölgesi’nde, İstanbul’a birincil derecede komşuluğu nedeniyle Tekirdağ ili, sanayi sektörü ağırlıklı bir yapılanma göstermektedir. İstanbul’a yakın olmanın sağladığı ; ulaşım ve altyapı olanakları, ülkenin en büyük pazarına yakın olma, nitelikli işgücü, üniversitelere ve ar-ge faaliyetlerine erişebilme, üretim sistemlerindeki dinamik yapılara ve esnekliklere erişim ve adaptasyon rahatlığı; kentsel maliyetler nedeni ile İstanbul’dan yayılma eğiliminde bulunan İmalat Sanayi’nin, ana ulaşım aksları boyunca ve öncelikle Tekirdağ ili üzerinden (Çorlu ve Çerkezköy’de yoğunlaşarak) Trakya Alt Bölgesi’ne doğru gelişim göstermesine neden olmaktadır. Bu gelişimi destekler nitelikte, Tekirdağ ilinde imalat sektörünün payı, son on yıl içinde % 15,4’lük bir artış göstermiştir. İstanbul’un “Pazar avantajları"na karşın, İstanbul’dan uzaklaştıkça; halen hammaddeye dayalı sanayinin ve özellikle Edirne ve Kırklareli illerinde tarıma ve hayvancılığa dayalı gıda sektörünün; uzmanlaşması ile birlikte ağırlığı da görülmektedir (Anonim 2009b).

Diğer taraftan özellikle Tekirdağ ilinde yoğunlaşan plansız sanayi alanları özellikle Çorlu- Büyükkarıştıran E-5 aksı üzerinde; tarım alanları içine doğru yayılmaktadırlar. Tekirdağ Merkez çevresinde liman alanlarına yakın plansız gelişmiş birkaç tuğla ve kiremit fabrikasından da söz etmek mümkündür. Fakat Trakya Alt Bölgesi’nde sanayi faaliyeti merkezi olarak; Çerkezköy- Çorlu-Muratlı aksı düşünüldüğünde, kaçak firmaların yer seçiminde sektörlere ve ulaşım bağlantılarına yakın olmak açısından bu bölgeleri tercih ettikleri görülmektedir. Katma değeri yüksek ve sürdürülebilir bir sanayi yapısına geçilebilmesi açısından bu tarz münferit sanayi yapılarının; organize alanlar içine yönlendirilmesi ve tarım alanları tahribinin engellenmesi gerekmektedir.

Kırklareli ve Edirne illerinde; sanayi sektörünün, gerek istihdam gerekse GSYİH içindeki paylarının son on yıl içinde artmasına karşın; bu değerlerin tarım ve hayvancılık sektöründeki paylarında görülen azalma eğilimi; uzun vadede bu bölgelerde konumlanabilecek tarıma dayalı sanayinin sektörel dönüşümü için bir gösterge niteliğini taşımaktadır.

Diğer yandan Trakya Alt Bölgesi’nde mevcut sanayi gelişimi bölgenin sahip olduğu tarım topraklarını tehdit eder hale gelmiştir. Ülke tarım topraklarının %4’ünün bulunduğu Trakya Alt Bölgesi’nde sanayi gelişiminin durdurulması ve başka bölgelere yönlendirilmesi ülke geleceği ve sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun gerçekleştirilebilmesi, değerli tarım topraklarının korunması ile birlikte bölgeler arası dengenin sağlanması ve doğudan batıya göçün önlemesi açısından da büyük önem taşımaktadır.

71

Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ illerinin sanayi yapısının gelişimi açısından avantajlar ve dezavantajlar ele alındığında, aşağıda verilen çizelgedeki görünüm elde edilmektedir.

Çizelge 9. 1. Trakya Alt Bölgesi İlleri Sanayi Yapısı Gelişim Avantaj ve Dezavantajları

İLLER SEKTÖRLER AVANTAJLAR DEZAVANTAJLAR

T E K İR D A Ğ *Tekstil ve tekstil Ürünleri imalatı *Deri ve deri ürünleri imalatı *Elektrikli ve optik donanım imalatı *Makine ve teçhizat imalatı * Hammadde-mamul madde kaynaklarına ulaşım kolaylığı * Girdi-çıktıyı kullanan üretim birimlerinin bir arada bulunması * İstanbul’ a yakınlık (Pazar-Arge-Üniversite- Sosyo-Kültürel altyapı) * Planlı- boş kapasite * Nitelikli işgücüne yakınlık *Serbest Bölge * OSB’lerin varlığı ve sektörel olarak uzmanlaşmış olması * Altyapısı tamamlanmış sanayi alanlannın varlığı * Tekstil ve Deri sanayinin yoğunlaşmasının yer altı su kaynakları üzerinde yarattığı olumsuz etki * Verimli topraklarda konumlanmış organize olmayan sanayi yapısı * Sosyo-Kültürel altyapı eksikliği

* Arazi değerlerinin Trakya bütününe göre yüksek olması * Lojistik olanaklarının yetersizliği K IR K L A R E L İ * Gıda ürünleri, içecek ve tütün imalatı *Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı * Hammadde-mamul madde kaynaklarına ulaşım kolaylığı * İstanbul’ a yakınlık (Pazar-Arge-Üniversite- Sosyo-Kültürel altyapı) * Planlı-boş kapasite * Doygunluk düzeyi Sağlanmamış OSB’lerinin varlığı * Karayolu-Demiryolu Ulaşım Olanakları

* Sulu tarım yapılan Ergene Havzası’nm, Lüleburgaz’a yakınlığı nedeniyle, gelişen sanayi tarafından tehdit edilmesi *İstihdam olanaklarının az olması nedeniyle diğer illere nüfus kaybetmesi *Sosyo-Kültürel altyapı eksikliği * Kentsel Maliyetlerin düşük olması .

* Tarım sektörünün payında düşüş olması E D İR N E *Gıda ürünleri, içecek ve tütün imalatı * Hammadde-mamul madde kaynaklarma ulaşım kolaylığı * Ergene ve Meriç nehirlerinden dolayı sulu tarıma elverişli arazi potansiyeli

* Batının kara ve demiryolları ile Türkiye’ye ilk giriş noktası olması * Kara-Demiryolu ulaşım olanakları

* Sınır ili olması ile ilgili stratejik nedenlerden dolayı, sanayi ve hizmet sektöründe yatınm eksikliği * Sulu tarım tekniklerinin yetersizliği * Trakya Alt Bölgesi sanayi odaklannın Meriç ve Ergene Kollarını kirletmesi nedeniyle tarımda

istenilen verimin sağlanamaması

*Sosyo-Kültürel altyapı eksikliği * Nitelikli işgücü yapısının

olmaması

72

Çizelge 9.2. Trakya Alt Bölgesi İlleri OSB’leri Hakim Sektör Dağılımı

Kaynak:Anonim 2009b

Sanayi alanlarının Trakya Alt Bölgesi’nde konumlanmasında; üç il için de avantaj olarak ele alınan OSB’lerinin; özellikle sektörel uzmanlaşmaya yönelik yönlendirme ve düzenlemeler ile kapasitelerinin doyurulması; planlı ve bölgenin doğal kaynaklarına zarar vermeyen bir sanayi gelişimi için yaşamsal bir önem teşkil etmektedir.

Trakya bölgesi kendi iç dinamiklerinin getirdiği bir sanayileşme sürecini yaşamaktadır. Bölgeye gelen sanayiciler İstanbul’un olumsuz koşullarından kaçan, ucuz sanayi arsası ve ucuz işgücü arayan firmalar olmaktadır. Bu durum bölgenin kendi potansiyellerinin ve özelliklerinin gelişmelere aktarılmamasına neden olmaktadır.

Sanayileşme açısından Trakya bölgesinde doğal yapı ve yerel özelliklerle uyumlu sektörlere öncelik verildiğinden bahsetmek mümkün değildir. Ayrıca bölgenin sanayileşme stratejilerinin belirlenmesinde tarımsal potansiyelin değerlendirildiğini de görmemekteyiz. Bölge açısından özellikle Edirne ve Kırklareli’nden Tekirdağ’a doğru bir göç hareketi izlenmektedir. Tarımı destekleyici sanayilere öncelik verilmesi, nüfusun kırsal alanlarda tutulması açısından önemlidir. Sanayiden kaynaklanan atıkların bertarafında kurulması gerekli sistemlerin harekete geçirilmesindeki eksiklikler giderilmelidir. Tarıma ve su kaynaklarına zarar verecek uygulamalardan acilen uzaklaşılması gerekmektedir.

1970’li yıllarda içme suyu olarak kullanılan ve balık avlanabilen Ergene nehrinde günümüzde canlı yaşamamaktadır. Doğal atık kanalı haline gelen Ergene nehrinin dışında, yer altı su kaynaklarının endüstriyel ve evsel kaynaklı kullanımı artmıştır. Bölgedeki doğal kaynaklar üzerindeki baskı, taşıma kapasitesinin üzerine çıkmıştır.

Yerüstü su kaynaklarının kirlenmesi bölgede yapılan sulu tarımı doğrudan etkilemektedir. Özellikle Ergene nehrinden sulama yapılan alanlarda verim ve kalite kayıplarını belirtmek gerekir.

O SB H akim Sektör

K ırklareli O SB G ıda (% 22)

V ize O SB -

K ırklareli İl G eneli G ıda

E dirne M erkez O SB -

K eşan O SB -

E dirne İl G eneli G ıda

Çerkezköy O SB T ekstil (% 51)

Çorlu D eri O SB D eri (% 90)

H ayrabolu O SB -

M alkara O SB -

73

Sanayi işletmelerinin bulunduğu bölgede üreticilerin ve vatandaşların karşılaştığı refah kayıplarından bahsedilmektedir. Örneğin Ergene nehri çevresinde bulunan bölgelerde yaşayanlar balık avcılığı, yüzme, piknik ve sosyal faaliyetleri gerçekleştirememektedir.

Sanayi işletmelerinin her geçen gün artan su taleplerini bölgenin yeraltı su potansiyeli ile karşılamak mümkün olmayacaktır. Ayrıca kirlenen evsel ve endüstriyel kaynaklı suların arıtılmadan deşarj edildiği bilinmektedir. Bu gerçeklerin ışığında bölgeye yeni kurulacak sanayi işletmelerinin üretimde su kullanmayan sektörlerden seçilmesi gerekmektedir.

Sanayileşme ve buna bağlı olarak nüfus hareketlerinin yoğunlaştığı Çorlu ve Çerkezköy gibi çekim bölgelerinde doğal kaynaklar üzerinde baskılar artmıştır. Özellikle alıcı ortam kapasitesi zorlanan toprak ve su kaynaklarına olan talep artarken hava, toprak ve su kirliliği artmaktadır. Trakya bölgesinde artan sanayi işletmeleri ve buna bağlı olarak büyüyen kentlerin kaliteli su ihtiyacının karşılanmasında zorluklar yaşanmaya başlanmıştır.

Türkiye’nin sanayileşmesi, sosyoekonomik gelişmenin sağlanabilmesi açısından oldukça önemlidir. Ancak sanayileşmenin sürdürülebilir olması ve doğal dengeyi bozmaması gereklidir. Bu noktada Trakya bölgesinde sanayiden kaynaklanan atıkların kontrol altına alınması bölgenin geleceği açısından çok büyük önem arz etmektedir.

Ekonomik gelişme, elbette sanayinin gelişmesiyle kendini göstermektedir. Değişim ve gelişim modellerinin buluştuğu ortak nokta budur. Ancak bu durum tarım sektörünün ihmal edilmesi anlamını taşımaz. Gelişme sürecinde tarım ve sanayi sektörleri arasında bir paralellik sağlanamaz ise yalnız başına hiçbir sektör, en azından dünya piyasalarındaki konjonktürlerin karşısında bir anlam ifade edemez. Tarım ve sanayi kesimleri birbirine neden sonuç ilişkileri ile bağımlıdır. Hiçbir ülkede tarımsal faaliyetlerin sanayi sektöründen bağımsız olarak modern yöntemlerle sürdürülmesi mümkün değildir.

74

10.ARAŞTIRMA SAHASI OLARAK TEKİRDAĞ İLİ ÇERKEZKÖY

İLÇESİNİN SEÇİMİ

Tekirdağ iline bağlı Çerkezköy ilçesi, sürekli göç alması ve endüstriyel yönden gelişim içinde olması sebebiyle araştırma alanı olarak seçilmiştir.

Çerkezköy ilçesinin nüfus gelişimi incelendiğinde 1970’li yıllardan bugüne kadar sürekli olarak artış halinde olduğu görülmektedir.