• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ORTANIN SOLU HAREKETİNİN GELİŞMİ

4. Ekonomik ve sosyal konular

3.3. DÜZEN DEĞİŞİKLİĞİ VE ORTANIN SOLU

3.3.1. Toprak Reformu

1950–1975 yılları arasında Türkiye ekonomisinin ana sektörü tarımdır. Buna rağmen sektörden yüksek bir gelir elde edilememekte tarım ürünleri pazar için üretimden ziyade ailelerin geçim için yaptıkları üretime dayanmaktadır. Bu durumun çeşitli nedenleri vardır. Öncelikle geçimini topraktan sağlamasına rağmen toprağı olmayan tarımsal nüfus çok fazladır. Teknik tarım yapılamamakta; atadan gelen usullerle düşük verim alınmaktadır. Tarım sektöründe üretimin çok düşük olması yüzünden, tarımsal işletmelerde sermaye birikimi gerçekleşememektedir. Sanayi sektörünün de zayıflığı bu duruma eklenince Türkiye ekonomisi bir üretim ekonomisi olmaktan uzaklaşmıştır.

Bu şartlar içinde CHP, Tarım Reformunu da içine alan bir Toprak Reformu düşüncesini ortaya atmış ve gerçekleştirilen bu reformla biriken sermayenin sanayi sektörüne aktarılmasını öngörerek sanayinin geliştirilebileceğini öne sürmüştür. Ortanın Solu ekonominin en önemli sorunları olarak, Toprak Reformu, tarımın

Bülent Ecevit Toprak Reformunun gerekçesini şu şekilde açıklamıştır:29

“İnsanları, gerektiği zaman uğruna öldükleri topraklarda insanca yaşar duruma getirebilmek için, onları işledikleri toprağın gerçek sahibi yapabilmek için, sömürülmekten ve yarı kölelikten kurtarabilmek, onları kendi topraklarında özgür kılabilmek için, anayasamızı raftan indirip, kağıt üzerinden çıkarıp, toprağa dikebilmek için ve demokrasimizi geniş ve sağlam temellere dayandırabilmek, toprakta da demokrasiyi gerçekleştirebilmek için, adil ve demokratik bir toprak reformu yapılması şarttır.”

CHP, Toprak Reformunu, Anayasa’nın 37. ve 38. maddelerine dayandırmaktadır. 1961 Anayasası’nın 37. maddesi: “Devlet toprağın verimli olarak

işletilmesini gerçekleştirmek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlamak amacıyla gereken tedbirleri alır. Kanun bu amaçlarla, değişik tarım bölgelerine ve çeşitlerine göre, toprağın genişliğini gösterebilir. Devlet çiftçinin, işletme araçlarına sahip olmasını kolaylaştırır.” demektedir. 38. Madde

ise; çiftçinin topraklandırılması amacıyla toprak kamulaştırılması yapılabileceğini belirtmektedir.30

CHP’nin Toprak Reformunun amacı; tarımsal işletmeleri düzelterek tarımsal üretimi arttırmak ve tarımda gelir dağılımı adaletsizliğini önlemektir.31 Burada iktisadi ve sosyal olmak üzere iki yönlü bir amaç söz konusudur. İktisadi olarak toprağın verimli işletilmesi ve tarımsal üretimin artması hedeflenirken; buna paralel olarak çiftçi ve köylü nüfusu daha iyi bir yaşama düzeyine yükseltilmesi öngörülmüştür.32 Ortanın Solunda bir tarım politikası özel ve devlet işletmelerine dengeli olarak yer veren bir yapıdadır. “Ortanın Solu, tarımda özel mülkiyet olarak

daha ziyade küçük mülklere dayanan bir toprak rejimini anlamakta ve küçük özel aile işletmelerinin kooperatifler vasıtasıyla teşkilatlanmasını da tarım politikasının

28 Ziya Gökalp Mülayim, “Ortanın Solu ve Tarım Politikamız”, Forum, Sayı 302, 1 Kasım 1966. 29 Ecevit, Bu Düzen Değişmelidir, s.159.

30 “1961 Anayasası”, www.anayasa.gen.tr/1961anayasası.html (son erişim: 19.06.2006) 31 Ziya Gökalp Mülayim, Tarımda Düzen Değişikliği, Ulusal Basımevi, Ankara, 1970,s.13.

32 Çelik Arıoba, “Tarımın Önemi, Kalkınma ve Reformdan Beklenen”, Özgür İnsan, Sayı 2, Temmuz

Toprak Reformunun uygulanma aşamasında kooperatiflerin özel bir yeri vardır. Kooperatifler reform ile ortaya çıkan küçük işletmeleri destekleyen ve koruyan birer unsur olarak düşünülmüşlerdir. Bu küçük işletmelerin kooperatifler aracılığı ile organize edilerek büyük işlevler görmesi düşünülmüştür.34 Bulgaristan’daki kooperatifçilik yapılanmaları örnek gösterilerek,35 kooperatifçiliğin ayrıca tefeciliğin önüne geçebilecek bir önlem olabileceği öngörülmüştür. Kooperatifçilik bozuk aracılık düzenini ortadan kaldıracaktır. Sosyal adalet içinde tarımsal gelişmenin vazgeçilmez bir unsuru olacaktır.36 CHP kooperatifçiliğin gelişimini sağlamak için genel merkeze bağlı bir Kooperatiflik Bürosu kurmuştur.37

27 Aralık 2005 tarihinde Altan Öymen’le İstanbul’da yaptığım görüşmede Sayın Öymen, Ortanın Solunda; Toprak Reformuna ilişkin yaşanan tartışmaların odak noktasında, yapılacak kamulaştırma bedellerinin ödeme şekilleri olduğunu aktardı. Partinin sol kanadının zamana yayılan bir ödeme planını savunurken; diğer kanadın kamulaştırma bedellerinin hemen ödenmesi gerektiğini savunduğunu anlattı. Nitekim 12 Haziran 1973 tarihinde TBMM’de kabul edilen Toprak ve Tarım Reformu Kanununda, kamulaştırılacak arazinin en az 60 bin lirası peşin olarak ödenmesine ve yıllık taksitlerin 30 bin liradan az olmamasına karar verilmiş ve taksitlerin faiz oranının bakanlar kurulunca tespit edilmesi kararlaştırılmıştır.38 Yani kamulaştırma bedeli zamana yayılmıştır. Bu zamanın sermaye birikimi engelleyici durumu göz ardı edilmiştir.

CHP’nin Toprak Reformu programı beş yönden düşünülmüştür: 39

33 Mülayim, a.g.e.,s.12. 34 Mülayim, a.g.e.,s.31. 35 Mülayim, a.g.e.,s.97.

36 Mülayim, a.g.e.,s.98. Ayhan Çıkın, “Türk Tarım Kesiminde Kooperatifler”, Özgür İnsan, Sayı 4,

Eylül 1972.

37 Mülayim, a.g.e.,s.144.

38“Toprak Reformu Millet Meclisinde Kabul Edildi”, Milliyet, 13 Haziran 1973. 39 Şefik İnan, “Toprak Reformu ve Beş Yönü”, Milliyet, 21 Ağustos 1970.

3. Bir aileyi geçindirebilecek miktardaki toprağı bölünmez hale getirme 4. Toprak verilenleri donatmak

5. Gönüllü kooperatifçiliği teşvik etmek.

Çok net ve mantıklı bir şekilde bu yönleri belirlemiş olan CHP öneride üç ciddi çıkarım hatası yapmıştır.

1. Toprakları kamulaştırılarak küçülen toprak ağalarının, eski kazançlarını elde etmek üzere teknik tarıma yöneleceklerini ve tarımsal verimliliğin bu yolla yükseleceğini öngörmek.40

2. Kooperatifçiliğin başarısını kredi politikalarına bağlamak ve kooperatifçilerin, aracıları ortadan kaldırarak üretici karlarını ve orta halli insanların alım gücünü yükselteceğini öngörmek.41

3. Toprak Reformu sonrası eski büyük toprak sahiplerinin kamulaştırma bedellerinin sanayi kuruluşlarına yatırılmasını teşvik ederek; sanayiye kaynak aktarımını öngörmek. Öncelikle eski büyük toprak sahipleri kamulaştırma bedelini peşin alamayacağından sermaye sorunu devam edecektir. Kaynak aktarımı kişisel tercihlerle belirleneceğinden öngörülebilir olmayacaktır.42

Bu örneklerin Toprak Reformu programındaki aksaklıkları göz önüne sermesine rağmen; Türkiye’nin o zamanki koşullarında olması gereken bir reform olarak Toprak Reformunun ortaya konması ve İtalyan Toprak Reformu örneğinden hareketle43 eksiklerinin düzeltilmeye çalışılması olumlu bir davranıştır. Ancak ülkenin içinde bulunduğu koşullar ve CHP’nin seçim sistemi nedeniyle tek başına iktidar olamaması Ortanın Solunda programlanan diğer değişimler gibi Toprak Reformunun da gerçekleşmesini olanaksız kılmıştır.

40 Ecevit, Bu Düzen Değişmelidir, s.150. 41 Ecevit, a.g.e.,s.151.

42 Ecevit, a.g.e.,s.152.

Halk Sektörü ve Köy-Kent projesi CHP’nin halkçı bir tutumla kalkınma için şart olarak öngördüğü iki unsurdur.

Kalkınmanın öncelikle köyden ve köylüden başlaması gerektiği inancı ile Köy-Kent projesi; Toprak Reformu ve kentleşme sorunu ile beraber düşünülmüştür. Köy-Kent projesi, CHP’ye göre Toprak Reformunu destekleyici, köyden kente yaşanan göçün engelleyicisi olacaktır.

Köy-kentler belli köy grupları içerisinde uygun merkezler seçilerek, seçilen merkezlerle çevre köylerin yol bağlantısını derhal sağlayıp; her türlü hizmeti bu merkezlere götürüp, bu merkezlerin kentlerden daha fazla cazibe merkezi olmasını sağlamaya yöneliktir. Böylece köylü vatandaşlar yerlerinden yurtlarından ayrılmadan kentte kavuşacakları imkânların hepsine Köy-Kentlerle kavuşacaklardır.44 Köy- kentler ayrıca iktisadi olarak kırsal hayata katkı yapıp şehrin olanaklarını köylere ulaştırırken, sağlayacağı düzenli ve sağlıklı yerleşim ortamı ile toplum sağlığına da olumlu katkı yapacaktır. Ayrıca Devlet açısından her köye ayrı ayrı yatırım yapmaktan çok daha karlı olacaktır. 45

Köy-Kentlerle merkezileşen kırsal yapı sanayi yatırımlarına da olanak verecek, sanayi yatırımlarının belli merkezlerde toplanmasını bu şekilde önlemiş olacaktır. Özellikle tarım ürünlerinin işlenmesine dayanan sanayi çok kolaylıkla kurulabilecektir. Köy-Kentler ayrıca halk sektörüne de yatırım alanı açan yerler olacak ve iki proje bu şekilde birbirini destekleyecektir.

Bülent Ecevit Köykent Projesini şu şekilde açıklamıştır:46

“ ‘Kalkınma köylüden başlayacak’ derken, bizim hareket noktamız, fizik yerleşim birimi olarak köy değildir. İnsan olarak köylüdür. Bu yaklaşım, fizik yerleşim birimi olarak köyün yapısını da değiştirmeyi öngörür. Nitekim

44 Ecevit, Demokratik Solda Temel Kavramlar ve Sorunlar, s.62.

45 Nejat Akar, “Sağlık Açısından Köy-kentler”, Özgür İnsan, Sayı 48, 1 Ekim 1977. 46 Ecevit, a.g.e.,s.41.

ülkede, köylüyü ihmal eden bir solcu rejim, özgürlükçü demokrasiyi de benimseyemez. Çünkü özgürlükçü demokraside köylü bu ihmalin bedelini seçimle ödetir.”

Burada Ecevit Köy-Kent ve Halk Sektörü kavramlarının CHP’nin sol anlayışının bir gereği olduğunu vurgulaması önemlidir.

Köy-kentler aslında kırsal alan kalkınması açısından Köy Enstitüleri ile amaçlanan değişimin, 1970’li yıllarda yeniden düzenlenmiş şekli olarak ta yorumlanmıştır.47

Köy-kent projesi ile “Ortanın Solu düşüncesine belirli ve fiziksel bir muhteva getirilmesi” mümkün olmuştur. “Kırsal alanda ilk kez tabana dayalı sosyal ve ekonomik kalkınma, gerçek mekânda öngörülmüştür.” Köy-kentler ile yukarıdan

aşağı doğru inen kalkınma yöntemi yön değiştirmiştir. “Köy-kent düşüncesi ile

kentleşme ve sanayileşme süreçlerinin bir arada ve köyden hareket alarak tabanda oluşmasını benimsemekte; Köy-kentler yoktan var olurken, kentleşme ile sanayileşme arasındaki akıl almaz ilişki çapraz olmaktan kurtarılmaktadır.” 48