• Sonuç bulunamadı

SİYASİ PARTİLER YELPAZESİNDE CHP’NİN YERİ

BÖLÜM 2: ORTANIN SOLU HAREKETİNİN GELİŞMİ

4. Ekonomik ve sosyal konular

3.1. SİYASİ PARTİLER YELPAZESİNDE CHP’NİN YERİ

CHP’nin sola kayışı temelde 1965’te Ortanın Solunun ortaya çıkışından çok önce başladı. 1950’lerin sonunda İlk Hedefler Beyannamesi’nin de içinde bulunduğu ortam ve 1961 Anayasası’nın oluşumu sırasında CHP’nin takınmış olduğu tavır, bu sürecin bir parçasıydı. Bu durum CHP’nin siyasi partiler yelpazesindeki yeri konusunda aydın çevrelerde ve kamuoyunda pek çok spekülasyona neden oluyordu. Herkes, partinin yerini kendi düşüncesine göre tanımlamaya çalışıyor; partiye pek çok yakıştırma yapıyordu. CHP, kendi yerini belirlemediği sürece kimine göre komünist/aşırı solda; kimine göre de sağcı/tutucu; olmaya devam edecek ve bu durum CHP’nin her geçen gün yıpranmasına neden olacaktı. Tek parti döneminde siyasi partiler yelpazesinde herhangi bir yer tanımlaması yapma ihtiyacı duymayan CHP, çok partili hayatta gün geçtikçe bunun zaruretini hissediyordu. Bülent Ecevit’e göre de partinin aşırı sol damgasını yememesi için de böyle bir tanımlama gerekliydi.2

1965 yılında Ortanın Solu ile CHP bu konuda süren tartışmalara bir son veremese de bu konudaki tavrını netleştirmiş oldu.

CHP, Ortanın Solu ile siyasi yelpazedeki yerini belirlerken bir takım sınırlılıklarla karşı karşıya kaldı. Öncelikle soğuk savaş döneminin sol ideolojiler üzerine kurduğu baskı ve toplumda oluşan önyargılar vardı. Sol kelimesinin bile telaffuzu tepkilerle karşılanıyordu. Bu nedenle CHP, özenle en başından beri Ortanın Solunun aşırı soldan farklarını vurguladı, Marksist kökenleri reddetti ve Ortanın Solunu aşırı Solu önleyecek bir set olarak anlattı. CHP, sol anlayışının özgürlükçü

CHP’nin önündeki ikinci sınırlılık ise parti her ne kadar kuruluşundan beri ilerici-devrimci ise de köklerinden kopmaması gerekiyordu. Bu açıdan gerek İnönü gerek Ecevit, Ortanın Solunun bir kopuş değil, aksine tamamlayıcı bir unsur olduğunu özenle vurguladılar. Buna rağmen düzen değişikliği hususunda kopma ile ilgili bazı çelişkiler ortaya çıktı. (Bu konuya Düzen Değişikliği bölümünde değinilecektir.) Bu da haliyle Ortanın Solu muhaliflerinin ellerini güçlendiren bir koz oldu.

Bütün bunların yanı sıra Ortanın Solu CHP’nin eski toplumsal kökenlerini karşısına alacak niteliklere sahipti. Partinin eskiden beri destekçisi olan asker-sivil bürokratlar, taşra eşrafı ve aydınlar, Ortanın Solunun köylü ve işçiyi öncelikli tavrı karşısında CHP’ni desteklemediler.4 Ama parti, seçtiği yeni tabana da oturamamıştı. Bunun için zaman gerekiyordu.

Partinin daha ilk anda Ortanın Solunu telaffuz eder etmez karşılaştığı bu sınırlılıklar bir süre partinin siyasi yelpazedeki yerini de sallantıda bıraktı. Durum ancak 1972’de Ecevit’in parti içi mücadelelerden galip çıkarak, partide -geçici de olsa- sükûneti sağlamasından sonra netleşti.

Bu çerçevede CHP’nin sol anlayışı Bülent Ecevit tarafından şu şekilde netleştiriliyordu:5

“Ortanın Solu, bizi dört yanımızdan saran sol basınçların Batıdan gelenidir. Demokrasiyle bağdaşabilenidir. Düşünce özgürlüğüne yer vereni, insan onuruna değer verenidir; en barışçısı, en güveniliridir.

3 Bülent Ecevit, Demokratik Solda Temel Kavramlar ve Sorunlar, Ajans Türk Matbaacılık Sanayi,

Ankara, 1975, s.52. 4

Ahmet Yücekök, Siyaset Sosyolojisi Açısından Türkiye’de Parlamentonun Evrimi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, no:533, Ankara, 1983, s.196. Aynı tespiti Nermin Abadan’da yapmıştır. Nermin Abadan, Anayasa Hukuku ve Siyasi Bilimler Açısından 1965 Seçimlerinin Tahlili, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1966.

arasında veya solla orta arasında değil, sol akımlar arasında bir seçme yapmak durumundadır.

Demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü ve insanlık onurlarını -geçici bir süre içinde olsa- feda edemeyecek kimselerin, seçecekleri solda Ortanın Soludur. CHP’nin temsil ettiği, temsil etmesi gereken, 27 Mayıs Anayasasının gereği olan ve çağımızın Sosyal Demokrasi anlamına uyan Demokratik Soldur.”

Bu şekilde kendi yerini “demokrasi ile sol sınırı çizilmiş Ortanın Solu” olarak tanımlarken diğer partileri ise kendine göre çeşitli şekillerde konumlandırıyordu. Buna göre; AP, Ortanın Sağında ancak programı ile sürekli daha sağa kayan bir partiydi. TİP; CHP’nin sol sınırından aşırı sola kadar olan unsurları bünyesinde barındırmaktaydı. MP; Kendini Mutedil sosyal liberal olarak tanımlayan bu parti Sağ ve Ortanın solu unsurlarını bir arada bulunduruyordu. YTP’ nin İse; ağırlık noktası merkezdi. CKMP’ de; Demokratik Milliyetçi Toplumcu olarak tanımlanıyordu.6

Şekil 1: Siyasi Partiler Yelpazesi

Ortanın Solu; devletçiliği, devlet kesimi ile özel kesimi ve bütün ekonomik faaliyetleri toplum yararına düzenleme, yönlendirme ve sosyal adalet içinde, halk denetimine tabi tutarak yürütme iddiasındadır. Uygulamayı bu çerçeve içerisinde oluşturmaya çalışmaktadır.

Ortanın Solu; teşebbüs özgürlüğü, mülkiyet ve miras hakkı gibi konulara açıkça yer vermekte; özel sermaye kesimlerinin planlar çerçevesinde yatırımlara özendirilmesinin gerekli olduğunu savunmaktadır. Savunduğu bu ilkelerin özellikle demokrasi yönü güçlü, halka geniş özgürlük, serbest seçim hakkı ve iktidarı sınırlayıp denetleyebilme yetkisi tanıyan bir sosyal demokrasi ile gerçekleşebileceğini ve bu duruma gelebilmenin tek yolunun da Ortanın solu olduğunu vurgulamaktadır. Bu bakımdan teorisyenleri; CHP’deki Ortanın Solu hareketini, bir anayasa hareketi olarak açıklamakta; anayasayı kâğıt üzerinden kurtarma, toplum dokusuyla kaynaştırarak canlandırma, halka yararlı kılma ve siyasal alanda olduğu gibi sosyal ve ekonomik alanda da anayasayı gerçekleştirme hareketi olarak tanımlamaktadırlar.7 Onlara göre, Ortanın solu aslında 40 küsur yıldır uygulanmakta olan CHP programının sosyal ıslahat dönemidir. Bu anlamda

“Ortanın Solu, CHP için, kendi program ve kimliğini, sosyal Islahat alanında idrak edişidir. Bunu dile getirişidir.”8

Çerçevesi bu şekilde çizilmiş olan Ortanın Solunu savunan bireylerin özelliklerini, “Ortanın Solu” kitabında sıralayan Ecevit, bir anlamda Ortanın Solu kuramında bulunan özellikleri de sıralamış oluyordu. Bu özellikler kuramın temel özelliklerini meydana getiriyordu. Buna göre Ortanın Solundayım diyen bir birey şu özellikleri taşıyordu:

1. “Ortanın Solundakiler insancıldır. İnsana en yüksek değeri verir; insan kişiliğinin serbestçe gelişebilmesini; herkese bu bakımdan imkân eşitliği

7 Ecevit a.g.e.,s.46

8 16 Aralık 1965 CHP TBMM Grup Toplantısındaki İnönü’nün konuşmasından aktaran Ecevit, a.g.e.,

2. “Ortanın Solundakiler halkçıdırlar. Geniş halk toplulukların yararını, dar zümrelerin çıkarlarına üstün tutarlar. Toplumsal sınıfların, gelir dağılımında eşitlik, sosyal adalet ve fırsat eşitliği ile eritilebileceğini savunurlar.”10

3. “Ortanın Solundakiler sosyal adaletçi ve sosyal güvenlikçidirler.

Sosyal adalet ve güvenlik sağlamayı, insan onuruna uygun, insan yeteneklerinin ortaya çıkıp gelişmesine elverişli ve geleceğe ait güvenlik kaygılarının insanlığı bencilliğe, sömürücülüğe ve sürtüşmeye itmesini önleyici bir toplum düzeni kurabilmenin kesin şartı sayarlar.”11

4. “Ortanın solundakiler ilerici, devrimci ve reformcudurlar. Toplum

yapısını mümkün olan en yüksek hızla değiştirerek, kendi insanlık ve halkçılık anlayışlarına uygun duruma getirmek; toplumun maddi ve manevi gücünü arttırmak isterler.”12

5. “Ortanın Solundakiler devletçidirler. Ortanın Solundaki devletçilik,

iktisadi faaliyetin ve üretim araçlarının tümü ile devletleştirilmesini, teşebbüs özgürlüğünün yok edilmesini isteyen bir devletçilik değildir. Bu kamu kesiminde olsun, özel kesimde olsun iktisadi hayatın, her türlü iktisadi faaliyetin, devletçe toplum yararına düzenlenmesini ve sosyal adalet ilkelerine uygun olarak yürütülmesini, üretim araçlarının toplum yararına kullanılmasını, tasarrufun ve yatırım kaynaklarının devlet müdahalesi veya devlet işletmeciliği yollarıyla da arttırılmasını öngören bir devletçiliktir.”13

6. “Ortanın Solundakiler plancıdırlar. İktisadi ve sosyal gelişmeyi

tesadüflere bırakmazlar, Amaçları belli, o amaçlara nasıl ve ne zaman varılacağı belirli ve bütün iktisadi faaliyeti toplum yararına yönlendirip

9 Ecevit, a.g.e.,s.17. 10 Ecevit, a.g.e.,s.17. 11 Ecevit, a.g.e.,s.18. 12 Ecevit, a.g.e.,s.18. 13 Ecevit, a.g.e.,s.19.

7. “Ortanın Solundakiler özgürlüğe bağlıdırlar. İktisadi ve sosyal amaçlarına, özgürlük içinde demokratik düzen içinde ulaşmak isterler. Bunu o amaçlara erişebilmenin en güvenilir ve en insanca yolu sayarlar. Ne olursa olsun, insan hak ve hürriyetlerini kısmayı reddederler.”15

8. “Ortanın solundakiler sosyal demokrasiden yanadır. Halkın irade

serbestliği ekonomik ve sosyal baskılardan kurtulmadıkça demokrasinin halk yararına işlemeyeceğini bilirler. Onun için demokrasinin biçimsel yönü kadar sosyal yönüne de önem verirler.”16

Bu özellikleri taşıyan Ortanın Solunda bir birey, sadece bu özelliklere sahip olarak Ortanın Solunda hedeflenen; demokratik, özgür ve sosyal adaletçi, gelişmiş bir topluma ulaşılmasını sağlayamayacaktır. Bunun için bazı koşulların sağlanmış olması gerekmektedir. Ancak kuram, bu noktada bir açık vermekte ve bu koşulların nasıl sağlanacağını tam olarak açıklayamamaktadır.

Bu koşullar şu şekilde sıralanmıştır:17

• Bireylerin özgür olabilmeleri için öncelikle toplumun özgür olması gerekir.

• Ulus yönetimi, eşit oy ve serbest seçimle belirlenen, halk idaresi ve egemenliğine dayanmalıdır.

• Bireyler, her türlü siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel baskılardan kurtarılmalıdır. Böylece halk iradesi serbestçe ve tam olarak belirlenebilir. • Baskıyı engellemenin en temel yolu gücün bir noktada toplanmasına

engel olunmasıdır.

• Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır.

14 Ecevit,a.g.e.,s.19. 15 Ecevit,a.g.e.,s.19. 16 Ecevit, a.g.e.,s.20. 17 Ecevit, a.g.e.,ss.87-89.

yaratıcılığa dayanan itibar ölçüleri almalıdır.

Bu koşullar altında gerçekleşecek olan Ortanın Solunda tutum ve davranış; İnsanlar üzerinde her türlü baskıyı reddettiği, insanları kendi yaşama ve çalışma şartlarının hâkimi kılmak istediği için demokratik; insanları, imkân eşitsizliğinden ve yaşama şartlarında adaletsizlikten kurtarmak istediği için sosyal adaletçi; insanlarda saklı bütün maddi ve manevi gücü harekete geçirmek, insanları yaşama ve çalışma şartlarına yön verici duruma getirmek istediği için de devrimcidir.18

Ortanın Solunda öngörülen bu düzenin gerçekleşebilmesi ise CHP’nin inandığı ilkeler uğruna mücadelesi ile gerçekleşebilir. Bunun için gelen tepkiler ne olursa olsun CHP mücadele ile koşulları gerçekleştirebilir ve Türk halkının geleneklerine, tabiatına ihtiyaçlarına en uygun bu insanlık anlayışını topluma benimsetebilir.19