• Sonuç bulunamadı

Ticari Defterlerin Kesin Delil Niteliğinde Olduğuna İlişkin Görüşler

E. TİCARİ DEFTERLERİN DELİL OLARAK KULLANILABİLECEĞİ

IV. TİCARİ DEFTERLERİN İSPAT KUVVETİ

2. Ticari Defterlerin Kesin Delil Niteliğinde Olduğuna İlişkin Görüşler

a. 6762 Sayılı TTK’ ya Göre Ticari Defterlerin Kesin Delil Niteliğinde Olduğuna İlişkin Görüşler

Her ne kadar doktrinde, ticari defterlerin hukuki niteliği bakımından kesin delil olup olmadıklarına ilişkin çeşitli görüşler ortaya çıkmış ise de; ağırlıklı görüş, ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğu kabul edilmekteydi295

.

Ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunu kabul eden bir görüş, ticari defterlerin sahibi tarafından eda edilen tamamlayıcı yemin ile birlikte kesin delil niteliğini kazanacağını belirtmekteydi296. Bu görüşü savunanlar açısından ticari defterler, öncelikle sahibi lehine delil olma şartlarını taşımalıydı ve bu defterler, karşı tarafın defterleri ya da diğer deliller ile aksi ispatlanmamış olmalıydı. Sahibi lehine delil olma şartlarını taşıyan ve karşı tarafça aksi ispatlanamayan ticari defterleri, hâkim hükme dayanak gördüğünde, kendinde oluşan kanaatini kuvvetlendirmek için defter sahibine tamamlayıcı yemin verdirirdi. Dolayısıyla, tamamlayıcı yemin edilmeden önce defterler, kesin delil niteliğine sahip değilken tamamlayıcı yemin edilmesinden sonra ticari defterler hâkimi bağlayıcı, kesin delil niteliğini kazanmaktaydı. Bu görüşü savunanlar bakımından tamamlayıcı yemin

294

Topal, s. 96

295 Yarbaş, s. 173; Topal, s. 97; Ülgen, s. 100; Olgaç/Çenberci, s. 102; Karayalçın, s. 276; Doğanay, Şerh,

s. 499; Doğanay, İsmail, İsmail, Tacir Olmayan Bir Kimse Tacir Sıfatına Haiz Olan Hasmının Ticari Defter Kayıtlarına Dayanabilir mi? Recai Seçkin’e Armağan, AÜHF Yayınları, Ankara 1974, s. 735-755, s. 741

296

Ülgen, s. 100; Olgaç/Çenberci, s. 117; Arkan, 2007, s. 346; Ülgen, Hüseyin/Teoman, Ömer/ Helvacı, Mehmet/Kendigelen, Abuzer/Kaya, Arslan/Ertan, Füsun Nomer, Ticari işletme Hukuku, Vedat Kitapçılık 3. Baskı, İstanbul 2009, s. 519

92

şartı, ticari defterlerin kesin delil niteliği kazanmasında hayati bir önem arz etmektedir297 . Tamamlayıcı yemin verilmeden önce hâkimin, ticari defterler hakkında takdir hakkı vardı. Hatta bu görüşte olan bir kısım yazarlar, hâkimin kanaatine göre ticari defterlerin hâkim tarafından delil gücünde olduğu sayılmayarak, defterlerin veto edilebileceğini savunmaktaydı298

.

Yine ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğuna iştirak eden bir yazar ise, tamamlayıcı yemin verilmesinden önce ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olmadığı, bu sebeple de ticari defterlerin aksinin ispatında kullanılabilecek muteber deliller kavramına tanık delilinin de dâhil olabileceğini savunmaktaydı299. Ülgen, tamamlayıcı yemin verilmeden önce ticari defterlerin takdiri delil olarak nitelendirilebileceğini; ticari defterlerin, senet ve diğer kesin delillerin aksinin ispatında kullanılabileceğinin kabul edilmesinin, senede karşı senetle ispat kuralını çiğnemek olacağını, senet ve diğer kesin delillerin aksinin ticari defterlerle ispatının tamamlayıcı yeminin eda edilmesinden sonra mümkün olabileceğini belirtmişti300

.

Aynı konuda Arkan, ticari defter kayıtlarının yazılı delil niteliğinde olması nedeniyle ticari defter kayıtlarının aksinin ispatında kullanılabilecek muteber deliller kavramına, senet ya da diğer kesin delillerin dâhil olabileceğini savunmaktaydı301

. Buna karşılık Ülgen, defter kayıtları ile ispatlanması gereken hususlar, senetle ispat edilmesi gereken hususlardan biri ise, defter kayıtlarının aksinin ispatının senetle mümkün olabileceğini, defter kayıtlarının tanıkla ispatlanması gereken hususlardan ise, kayıtların aksinin tanıkla ispat edilebileceğini belirtmekteydi302

.

Ticari defterlerin hukuki niteliği bakımından kesin delil niteliğinde olduğunu kabul eden bir başka görüş ise, kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesi durumunda, ticari defterleri hâkimi bağlayıcı ve kesin delil olarak kabul etmekteydi303. Ticari defterlerin, kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde kesin delil niteliğini kazanacağı 297 Olgaç/Çenberci, s. 118 298 Olgaç/Çenberci, s. 118 299 Ülgen, s. 100. 300 Ülgen, s. 102 301 Arkan, 2007, s. 346

302 Ülgen, Hüseyin (Teoman, Ömer/Helvacı, Mehmet/Kendigelen, Abuzer/Kaya, Arslan/Nomer Ertan, N.

Füsun): Ticari İşletme Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2009, s. 515

303 Karayalçın, s. 276; Doğanay, Ticari Defter Kayıtları, s. 741; Doğanay, Şerh, s. 499;

93

görüşünde olan yazarlardan bir kısmı, ticari defter kayıtlarının aksini ispatta kullanılabilecek muteber deliller kavramına, senetle ispatı gereken hususlarda senet niteliğindeki belgelerle ispatının gerektiğini ancak defter kayıtlarının ispatının tanıkla mümkün olduğu hallerde, tanık delilinin de geçerli olduğunu savunmuşlardı304

.

b. 6100 Sayılı HMK’ ya Göre Ticari Defterlerin Kesin Delil Niteliğinde Olduğuna İlişkin Görüşler

Ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunu savunan görüşlerden biri, HMK m. 200 ve devamı maddelerinde düzenlenen senet ve senede karşı senetle ispat kuralının yer aldığı hükümler gereğince ve 6762 sayılı TTK m. 83’ de açıkça belirtildiği üzere, HMK m. 222’ de öngörülen ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunu belirtmiştir305. Yine bu görüşü savunan Yılmaz, 6762 sayılı TTK’ da düzenlenmiş olan ticari defterlerin delil olmasına ilişkin maddelerin, 6102 sayılı TTK tasarısında yer almamasına ilişkin gerekçede kanun koyucunun belirtmiş olduğu, “Ticari defterlerin

mahkemenin takdirine bağlı delil olma niteliğini koruma” ibaresini bilinçli olarak

kullanması halinde, bu görüşe katılmadığını ifade etmiştir306 .

Başka bir görüşte ise, HMK m. 222’ de ticari defterlerin delil değeri konusunda bir açıklık bulunmadığı itibariyle ticari defterlerin delil değerinin tespit edilmesi bakımından TTK’ nın genel gerekçesinde ticari defterlerle ispat hükümlerinin, TTK’ ya alınmamasının sebepleri ile HMK m. 222’nin hükümet gerekçesinin bir arada değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir307. TTK’ nın genel gerekçesinde, ticari defterlerle ispat usulünün kaldırıldığı ancak hâkimin takdirine bağlı delil niteliğinin devam ettiği belirtilmiştir. HMK m. 222’nin hükümet gerekçesinde ise, ticari defterlerle ispat usulünün 6102 sayılı TTK’ da yer almamasının bir eksiklik olarak görüldüğü ve ticari defterlerle ispatın, senetle ispat kuralının uygulandığı Türk hukukunda önemli bir yeri olduğu ifade edilmiştir. Bu görüşe göre, 6102 sayılı TTK’ nın genel gerekçesi ve HMK m. 222’nin hükümet gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, HMK m. 222’ de düzenlenen ticari defterler, kesin delil

304 Karayalçın, s. 279; Domaniç/Ulusoy, s. 333 305 Yılmaz, Delil, s. 30 306 Yılmaz, Delil, s. 30 307 Yücel, s. 122

94 niteliğindedir308

.

Ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunu savunan diğer bir görüşe göre ise ticari defterler, zorunlu imza tasdikine tâbi olduğundan içerdikleri kayıt, belirli bir vakıa iddiasının ispatına ek delil gerekmeksizin tek başına yeterli olduğu takdirde, o vakıanın ispatı açısından senet işlev ve değerindedir309

. Dolayısıyla bu görüşü benimseyen yazar, tacirin aleyhine olan bir vakıayı onun ticari defterine dayanarak ispat etmiş hasım tarafın HMK m. 201 anlamında senetle ispatta bulunduğunu ve HMK m. 203’de öngörülen istisnalar haricinde defter kayıtlarının aksinin, tanıkla ispattan yoksun olduğunu ifade etmiştir310

.

Başka bir görüşe göre ise, HMK m. 222 düzenlemesinin HMK m. 194-222 arasında ikinci bölüm belge ve senet üst başlığı altında, kesin deliller arasında düzenlendiğinden ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunu ve HMK m. 222/3’de belirtilen “diğer

tarafın defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir” ifadesinden ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunun anlaşıldığını dile

getirmektedir311.

Ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunu kabul eden görüşlerden biri ise, 6762 sayılı TTK m. 82’ nin kenar başlığının kat’i delil olarak düzenlenmiş olmasına karşın, 6102 sayılı HMK m. 222’ de böyle bir açıklık olmadığını, yine 6762 sayılı TTK’ da defterlerine dayanan tarafın kendi defterlerindeki kayıtların aksinin muteber delillerle ispat edilebileceği düzenlenmişken, 6100 sayılı HMK’ da ise defterlerin aksinin kesin delillerle ispat edilebileceği açık olarak düzenlendiğinden; ticari defterlerin, kesin delil olduğunu ifade etmiştir312

.

Yine başka bir görüş, ticari defterlerin sahibi lehine delil olmasına ilişkin koşulların, 6100 sayılı HMK m. 222’de düzenlendiğini ve anılan maddenin ilk iki fıkrasında ticari defterlerin kesin delil olmasına ilişkin genel şartların öngörülmesi

308 Yücel, s. 122 309 Umar, s. 691 310 Umar, s. 691 311 Börü/Koçyiğit, s. 628; Bozer/Göle, s. 244, 245 312 Karslı, s. 546

95

itibariyle de ticari defterlerin, kesin delil niteliğinde olduğunu belirtmiştir313 .