• Sonuç bulunamadı

Motifler: Ait olduğu topluluğun gelenek ve göreneklerini yansıtmakta zevk düşünce ve inançlarını en özlü ve ölümsüz ifadelere ulaştırırlar38.

Süsleme sanatlarında desenin en önemli unsuru motiflerdir. Türk süsleme sanatlarında görülen motif bolluk ve özeliğini Türk sanatkârlarının İslam düşüncesinin etkisi altında kısıtlanarak resim ve heykel alanında gösteremediği hünerini tamamen bezeme sanatlarında yoğunlaştırması sonuçu büyük ve çok güçlü üsluplar meydana getirilmiştir39.

Süsleme sanatlarımızın her alanında kullanılan motifler form olarak aynı fakat teknik ve ebada bağlı olarak yapılan detaylar açısından farklılık gösterir. Burada ele alınan motifler ise tezhip sanatında kullanılan motiflerdir,

Sanatçıların yüzyıllarca tabiattaki çiçekleri üsluplaştırarak meydana getirdikleri başlıca motifler şunlardır.

Yaprak (berk): Yaprak, penç, gonca gül, hatayi gibi motifleri meydana getiren ve desen içinde önemli yeri olan motiflerdendir. Tezhipte kullanılan yaprak tabiattaki görünüşünün üsluplaştırmasından oluşur40. (Şekil 1)

Şekil 1: Çeşitli yapraklar

Stilize edilmiş yapraklar doğal görünümlü tek dilimli üç dilimli ( seberk) beş dilimli (pençberk) çok dilimli birbirine sarılmış yapraklardan meydana gelmiş olanlar (sadberk)hançer ve geometrik gibi birçok çeşitleri vardır41.

38 İ. A. Birol- Ç. Derman, Türk Tezyini Sanatlarında Motifler, İstanbul, 1995, s. 13.

39 C. Keskiner, Türk Süsleme Sanatlarında Stilize Çiçekler-Hatai-, Ankara 2002, s. 1.

40 İ. A. Birol- Ç. Derman, Motifler…. , s. 17.

41 A. Akar- C. Keskiner, Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, İstanbul 1978, s. 11.

Hatayi: Çeşitli çiçeklerin dikine kesitinin üsluplaştırılmış şeklidir42. (Şekil 2) Hatayiler çoğu kez kökenleri belli olmayacak derecede stilize edilmiş çiçek motifleridir.

Diğer motiflerin eşliğinde olduğu gibi yalnız başlarına da kullanılmışlardır.

Şekil 2: Çeşitli hatayiler

Dönemlerine göre farklı bünye özellikleri vardır. Anadolu Selçuklularında oldukça sade olan bu motif XV. yüzyıllarda çok süslü ve zengin bir görünüm alır43.

Şakayık çiçekli arabesk, palmet ve bunun gibi adlar altında yayınlarda bahsedilen motif hatayi motifinin farklı ve hatalı isimleridir. Bunlar hatayinin farklı devir üsluplarıyla değişik çizilmiş şekleridir, ancak esas aynıdır. Orta Asya’dan İran yoluyla Anadolu ya ulaşan hatayi motifinin en yaygın kullanım sahası Osmanlı devridir44. Çok farklı şeklerde çizilebilirliğinden dolayı çeşit bakımından fazladır.

Penç: Herhangi bir çiçeğin kuşbakışı görüntüsünün üsluplaştırılmış halidir45.(şekil 3) Başka bir söyleyişle herhangi bir çiçeğin yatay kesitinin üsluplaştırılmış şeklidir46.

Şekil 3: Çeşitli Pençler

42 M. Demironat, “Türk Tezyin Sanatında Motifler” Akademi Mecmuası., V, İstanbul 1966, s. 48-49; İ. A. Birol- Ç.

Derman, Motifler…. , s. 65.

43 C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s. 3-4.

44 İ. A. Birol- Ç. Derman, Motifler…. , s. 65–66.

45 İ. A. Birol- Ç. Derman, Motifler…. , s.47; C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s.3.

46 C. Karadaş, Türk Tezhip Sanatında Levha…. , s.16.

Model üsluplaştırılırken yapraklarının sayısına göre Farsça isimler almış ve bir yapraklı (yek berk), iki yapraklı (dü berk), üç yapraklı (se berk), dört yapraklı (cihar berk), beş yapraklı (penç berk) ve altı yapraklı (şeş berk) denir47.

Gonca gül: Gonca çiçek demek olan bu motif tam açmamış bir çiçeğin boyuna kesitinin üsluplaştırılmış halidir. Goncagül motifi hatayinin ilk adımıdır48. (şekil 4)

Daha çok gonca olarak adlandırılan bu motif hatayi den daha küçük ve daha az detaylı olması nedeniyle hatayi motifinin ilk evresidir.

Şekil 4: Çeşitli goncagüller

Yarı üsluplaĢtırılmıĢ çiçek: Doğadaki çiçeklerin üsluplaştırılmış olmalarına rağmen karakterini kaybetmeyen şekilleridir49.(şekil 5) Özellikle XVI. yüzyıl ortalarında Karamemi ekolünün başlamasıyla süsleme alanlarında kendini göstermiş, klasik Türk süslemesinin ana temasını oluşturmuştur.

Şekil 5: Yarı üsluplaştırılmış çiçekler.

Bu üslubun ana örgeleri başta lale olmak üzere, karanfil, gül, nergis, sümbül, çiçek açmış bahar ağaçları ve servilerdir50.

47 İ. A. Birol- Ç. Derman, Motifler…. , s. 47.

48 İ. A. Birol- Ç. Derman, Motifler…. , s. 101.

49 İ. A. Birol- Ç. Derman, Motifler…. , s. 103.

50 C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s. 4.

Bulut: Tabiattaki bulutların stilize edilmesiyle çizilen şekillerdir. (şekil 6) Türkler de bulutun çıkış noktası tabiattır51.

Şekil 6: Bulut

Uzak Doğu kökenli olduğu için bu motife Çin Bulutu da denir. İstanbul sarayı’na XV. yüzyılda takriben 2. Bayezıd döneminde girdiği ve klasik süsleme motiflerimiz arasında yer aldığı görülür52. Bulutlar başlı başına bir kompozisyon teşkil edebilecekleri gibi, bir desen üzerinde serbest olarak da kullanılabilir53.

Rûmî: Kelime anlamı “Anadolu’ya mensup, Anadolulu” demektir54.(Şekil 7) Orta Asya’dan gelen ve Anadolu Selçukluları tarafından geliştirilen bu motif genellikle kuş beden ve kanatlarından stilize edilerek üsluplaştırılmış ve süsleme sanatlarımızın her sahasında kullanılmıştır.

Şekil 7: Rumi

Rûmî motifinin günümüze gelen ve erken örneği, Uygur Türkleri’ne ait IX. X.

yüzyılda yapılmış olan bezeklik fresklerindeki bir deniz ejderinin kanatlarında

51 İ. A. Birol-Ç.Derman, Motifler…. , s.153.

52 C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s. 4.

53 C. Karadaş, Türk Tezhip Sanatında Levha…. , s.19.

54 Ş. Sami, Kamus…. , s. 676.

görürüz55. Rûmî’lerin, sade, piçide, hurde, sencide, kanatlı, dilimli gibi pek çok çeşitleri vardır.

Münhani: Kelime manası “eğri, kamburlu” demektir56. Özellikle Selçuklu dönemi el yazması kitap süslemelerinde görülen bir motiftir. (şekil 8) İlk örneğini rumi motifi ile birlikte aynı eserde görürüz. XV. yüzyıldan sonra kullanılmaları oldukça azalır. Bu dönemden sonra ancak durak veya hizip güllerinde gördüğümüz bu motif, orta Asya üslubu kademeli bir boyama tarzına sahiptir57.

Şekil 8: Münhani

Hayvansal motifler: Hayvan motiflerini tezyinatta figür olarak değil, süsleme unsuru, elemanı olarak ele alınıp,

1) Hayal mahsulü, efsanevi hayvan motifleri

2) Tabiat kaynaklı, üsluplaştırılmış hayvan motifleri olarak ikiye ayrılır.(şekil 9)

Şekil 9: Hayvansal motifler

55 C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s.3.

56 Ş. Sami, Kamus…. , s. 1413.

57 C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s. 4.

En az kullanılan motiflerin başında, herhalde, üsluplaştırılmış hayvan motifleri gelir. Dini konular dışında, ender de olsa, halkari de bir çeşni katması gayesiyle işlenmiştir58.

Zencerek: Geçmelerin geleneksel adı “ zencerek “ tir. Bu kelime Farsça

“zencir” kelimesinden “ küçük zencir” anlamına gelen bir sözcük olarak “ zencirek”

haline getirilmiş ve söyleyişte “ zencerek “ halini almıştır59. (şekil 10)

Şekil 10: Zencerek

Ahşap, tuğla, taş, mermer, mozaik, çiniler, kitap sanatlarında( cilt, tezhip ve minyatürlerde) çokça karşımıza çıkan süslemelerdir60.

Özellikle Anadolu Selçukluları tarafından her sahada bolca kullanılmıştır.

Yuvarlak bir noktanın etrafında çarkıfelek gibi yer alan çizgilerle desen meydana getirilir. Daima bir alttan, bir üstten olmak üzere kesintisiz devam eder şeritler halindedir. Tezhip sanatında genellikle yazıdan süslemeye geçişlerde ara pervazı (bordürü) olarak kullanılırlar61.

Çintamani: Yanyana uzanan iki dalgalı çizgiden ve yine ikisi altta biri üstte olmak üzere üç yuvarlak benekten meydana gelen bir motiftir62. Tezyinatta bu inciler bazen yalnız olarak da kullanılır63.

Malzemeler

Altın: Eskiden altın çekiçle dövülerek sigara kâğıdı inceliğine getirilirdi64.Türk tezhibinin ana renk ve malzemesi altındır. Bugün daha ileri tekniklerle daha da ince

58 İ. A. Birol- Ç. Derman, Motifler…. , s.129–130.

59 H. Buttanrı, Türk Süsleme Sanatında Geçmeler, Eskişehir 2003, s. 1.

60 Y. Demiriz, İslam Sanatında Geometrik Süslemeler, İstanbul 2000, s. 8–11.

61 C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s. 5.

62 C. Arseven, Sanat…. , I,s. 412; C. Keskiner, Türk Sanatlarında Hatai…. , s. 5.

63 C. Arseven, Sanat…. , I,s. 412; C.Karadaş, Türk Tezhip Sanatında Levha…. , s. 22.

64 C. Arseven, Sanat…. , I,s. 55; H. Sahillioğlu,”Altın” , DİA, II, İstanbul 1993, s. 532.

biçime sokulmaktadır. Muhtelif ayarlarda hazırlanan altın varaklar yapıştırma, ezilerek toz haline getirme, serpme ve püskürtme gibi çeşitli metotlarla uygulanır. Kırmızı altın, sarı altın, gümüş katılarak elde edilen yeşil altın bir arada kullanılarak değişik renk görünümleri elde edilir65.

Fırça: Boya sürmek için kullanılan kıl veya tüyden yapılmış muhtelif şekil ve kalınlıklarda olan saplı alete fırça denir66. Eski kaynaklarda adı kıl kalem olarak geçen fırça bu sanatın gerçekleşmesini sağlayan başlıca alettir. Eskiden çulluk kuşunun ensesinde bulunan gümüş renkte yay biçimi tek tüylerin bir araya getirilmesiyle farklı kalınlıkta fırçalar hazırlanıp kullanılmıştır. Bugün Avrupa dan ithal edilen ve 000 dan 3-4 numaralara kadar değişen samur tüylü fırçalar kullanılmaktadır67.

Boya: Bir yüzeyi renklendirmek veya bir şeyin rengini değiştirmek için kullanılan su yağ gibi maddeler karıştırılabilen kimyevi veya madeni maddelerdir68. Eski devirlerde boyalar kök ve topraktan hazırlanırdı. Boyalar incecik toz haline getirildikten sonra Arap zamkıyla ezilir ve kullanılmaya hazır hale getirilirdi69. Bu tarz boyalar şunlardır; siyah(is mürekkebi) ,beyaz (üstübeç), laciverd (lapislazuli veya bedahşi laciverdi), mai(çivit-indigo), mat kırmızı(surh, verminyon), parlak kırmızı(lal mürekkebi), tuğla kırmızısı, sarı (demir oksit), turuncu(kurşun oksit, sülüğen), yeşil(bakır karbonatı)70.

Bugün kullanılan sulu boya guaj boya ve akrilik gibi boyalar kimyasal yollarla elde edilmektedir71.

Mühre: Müzehiplerin altın parlatmak için kullanılan akik taşlı saplı alete denir72. Süleymani taşından, yeşimden, yemen taşından yapılan ve yassı, kartal burunlu gibi farklı uçlara sahip olan çeşitleride vardır73.

71 C. Karadaş, Türk Tezhip Sanatında Levha…. , s.24; O. Hatipoğlu, XIX. Yüzyıl Osmanlı Camilerinde Kalem İşi Tezyinatı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Erzurum,

72 C. Arseven, Sanat…. , III,s. 1480.

73 Ç. Derman, Türk Tezhip Sanatının Değişimi …. , s. 290.

Kalem: Yazı yazmak için kullanılan ucu sivri konik tahta demir gibi malzemelerden yapılan alettir74. Günümüzde ise desen çizmek için kullanılan kalemler kurşun ve 0,3–0,5 mm. kalınlıkta uçları olan teknolojik ürünlerdir.

Kâğıt: Kâğıt çeşitli bitkilerden çıkarılan ve boyları milimetre ile ölçülecek kadar küçük olan liflerin sıkıştırılmasıyla oluşur75. Önceleri Tezhip hat ve minyatürde kullanılan kâğıtlar aharlanır, boyanır ve mührelenir. Böylece kullanıma hazır hale gelirdi. Bu işlem İstanbul da ve diğer kültür merkezlerinde bulunan kâğıt terbiye dükkânlarında yapılırdı76. Günümüzde ise kâğıtlar fabrikalarda farklı boyut ve seçeneklerle üretilmektedir.

Murakka tahtası: Murakka kıtaların (kâğıt) bir araya getirilmesiyle hazırlanan albüm anlamındadır77. Bu murakka sayfalarını oluşturmak için kullanılan düz tahtaya murakka tahtası denir.78. Müzehhipler ve hattatlar muhallebi denilen el yapımı ve içinde şap ve jelâtin bulunan yapışkan maddeyle murakkalarını bu tahta üzerine gererler.

Jelâtin: Hayvan kemik ve derilerinden elde edilen donmuş pelte halindeki yapışkan malzemedir79. Tezhipte jelâtin altının kâğıda yapışması ve murakka yapımı için kullanılır.

Muhallebi: Un veya nişastayı suda pişirerek elde edilen kâğıt ve cilt işlerinde kullanılan koladır80. Müzehhipler murakka yaparken ve murakkalara yazı yapıştırırken bu muhallebiyi kullanırlar.

Cetvel kalemi (Tirlin): El yazması kitapların sayfaları etrafına düz çizgiler çekmek için kullanılan alettir81. Pergel takımlarında gördüğümüz tirlin denilen alet, yapma kufi çizmekte, levha ve sahife kenarlarına altın cetvel çekmekte v.s. kullanılır82.

82 M. B. Yazır, Medeniyet Âleminde Yazı ve İslam Medeniyetinde Kalem Güzeli, Ankara 1981, s. 141.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

Benzer Belgeler