• Sonuç bulunamadı

Terğîb ve Terhîb (Benimsetme-Soğutma) Metodu

B. Enbiya Suresi’nde Kullanılan Eğitim Metotları

9. Terğîb ve Terhîb (Benimsetme-Soğutma) Metodu

“Terğîb”, “rağbet ettirmek”, “arzu ettirmek”;208 “terhîb” ise “korkutmak”, “dehşete düşürmek” anlamlarına gelir.209

Kur’an’da bu metoda çokça rastlanılmaktadır. Tebliğci sadece övmek ya da yermekle değil, bazen mükâfat vaat ederek, bazen de ceza ile korkutarak bir denge kurmalıdır. Nitekim eğitim, bireyde meydana getirmeye çalıştığımız davranış değişikliğiyse, bunda övmek de ayıplamak da metot olarak kullanılmalıdır. Tergîbde açık bir üslupla herkesin anlayacağı ölçüde cennet nimetlerinin tasviri, terhîbde de aynı şekilde cehennem azabının tasviri yer almaktadır. Terğîb ve terhîb, hem duyguları hem de vicdanı etkiler. Bu da islam eğitiminin hedelerindendir.210

Kur’an’da terhîb metodu uygulanırken öncelikle insan, içinde bulunduğu imtihandan haberdar hale getirilir. Çünkü İslam’da sorumluluk bilgi ile doğru orantılıdır. Bilenler sorumludur. İnsan da bilgilendirildiği için Allah tarafından sorumlu tutulmaktadır.211

Kur’an, insanın dünyada yaptıklarıyla ahirette değerlendirileceği ilkesini savunarak insanın iyi işler yapmasını istemektedir. Ahiret, dünyada yaptıklarımızın değerlendirileceği ve karşılıkların alınacağı yerdir.212

208 Sarı, age, s.625. 209 Sarı, age, s.660.

210 Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, s.284. 211 Bayraklı, İslam’da Eğitim, s.182.

212 Osman Zümrüt, Kur’an’ı Nasıl Okumalı ve Okutmalı, Arısan Matbaacılık, Ankara, 1983, s.42.

Enbiya Suresi, terhîb metoduyla başlamaktadır. “İnsanların hesapları yaklaştı.” Tıpkı insanların ölüm vakitlerinin saklanması gibi, kıyametin vakti de saklanmış, sadece çok yaklaştığına vurgu yapılmıştır. Burada kıyamet gününe “hesap günü” denilmesinin nedeni, hesap kelimesinin daha korkutucu olmasıdır.213

Kur’an’da “Biz zalim olan nice ülkeleri kırıp geçirdik. Onlardan sonra, başka bir toplum var ettik.”214 ayetinin muhatabı Mekke müşrikleri olmakla beraber, bu ayet, yaşayışlarıyla top yekün yok olmayı hak eden her millet için bir tehdit ve uyarı anlamı taşımaktadır. Yüce Allah, geçmişteki insanların, haksızlık ve azgınlıkları sebebiyle helak edildiklerini, böylece tarih sahnesinden silinip gittiklerini anlatmak suretiyle, yeni nesillerin bundan ders almalarını istemektedir.215

Enbiya Suresi’nin devamında aralıklarla Allah, kâfirlerin uğrayacağı sonu tasvir etmekte, adeta gözler önüne sermektedir. “O kâfirler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi engelleyemeyecekleri ve yardım da göremeyecekleri zamanı keşke bilselerdi. Azap onlara aniden gelecek ve onları dehşete düşürecektir. Onu geri çevirmeye asla güçleri yetmeyecek ve onlara mühlet de verilmeyecektir.”216

İslam, suçun niteliğine göre ceza uyguladığı gibi, iyi davranışın niteliğine göre de ödül uygulamaktadır. İyi davranışın karşılığı azalıp çoğalmasına rağmen, cezanınki kat kat artmaz. Cezanın karşılığı kendi miktarıdır. Ceza ile suç engellenirken, ödül ise kişiyi iyiye yöneltir.217

213 Râzî, age, s.90. 214 Enbiya, 21/11.

215 Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, s.669. 216 Enbiya, 21/39, 40.

Yüce Allah Kur’an’da kâfirleri bekleyen çetin azabı ve hiç istenmeyen o sonu anlatırken, aynı zamanda hak eden kullarını da cennetle müjdelemektedir. Çünkü eğitimde ceza kadar ödülün de önemli bir yeri vardır. “Yaptıklarına karşılık bizden iyilik ödülü kazananlar ise, onlar cehennemden uzak tutulur. Onun uğultusunu duymazlar. Canlarının arzu ettiği şeyler içinde ebedî kalırlar. O en büyük korku bile onları üzmez. Melekler onları, ‘size söz verilen gün, işte bu gündür diyerek karşılarlar.”218

Eğitimde terğib ve terhîb metodunun hedefi de tıpkı diğer eğitim metotlarında olduğu gibi kişiyi kazanmaktır. Bunu yapmaya çalışırken verilen ödül sadece cennet nimetleri ya da iyi kişinin ahirette karşılaşacağı güzel haller değildir. Eğitimcinin, muhatap olarak belirlediği kişiye yumuşak davranması, hoşgörülü, sabırlı olması ve sevgi faktörünü eğitimin içine dâhil etmesi de bireyi İslam’a ısındıracağından terğib metodunun içine girer.

Kur’an Hz. Muhammed’i “Allah’tan gelen bir merhamet sayesinde, çevresindekilere karşı yumuşak huylu kişi”,219 olarak tanıtır.220 Hz. Peygamber, kendisine “Ey Allah’ın elçisi, müşriklere beddua et” denildiğinde, kendisinin rahmet için gönderildiğini söyleyen ve lanet etmeyen bir peygamberdir.

Din eğitimcisi, eğitimde sevgi faktörünü göz ardı etmemelidir. Sevgi, ibadetin zirvesidir. Allah’ın azap ve cezasından korkarak değil, rızasını isteyerek yapılan davranışlarda mecburiyetler, zorlamalar değil, sevgi vardır. Sevgiden beslenerek yapılan gönüllü ameller, insanlığı ulaşabileceği seviyelerin en yükseğine ulaştırır.221 Din eğitimcisi, sevgi ile gerçekleşecek bu Allah arayışını canlı tutmalıdır. Çünkü Allah,

218 Enbiya, 21/101-104. 219 Âl-i İmran, 3/159.

220 Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, s.104.

221 Muhammed Kutub, İslâm’da Eğitim Metodu, çev.Durmuş Ali Kayapınar, Ankara, tsz, s.112.

kendisini bulan kişinin dostu olur ve ona yardım eder.222 Bu nedenle günümüz eğitim anlayışında da, üzerinde en çok durulması ve geliştirilmesi gereken duygu, sevgidir. Gençler arasında görülen öfke ve düşmanlık, korku ve tasa, yanlış rekabet gibi tehlikeli gelişmeler gösterebilecek heyecan ve duygu yerine, sevgi ve muhabbet duygusunu geliştirmek en doğru eğitim olacaktır.223 Nitekim Kur’an’da Hz. Muhammed’in rahmet ve merhamet duygusuyla tatlı söz söylediği ve yumuşak davrandığı belirtilir.224 Ayrıca bu konuda Kur’an’da bir de ihtar vardır: “Müşriklerin Allah’tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki, onlar da bilmeden aşırı giderek Allah’a sövmesinler”.225

Bir din eğitimcisinden beklenen, dini kolaylaştırıp sevdirerek anlatmasıdır. Kur’an’ın istediği metot da budur.226 “Allah’a davet eden, iyi işler yapan ve ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kimdir? Ne iyilik ne kötülük bir olur. Sen kötülüğü, en güzel haslet ne ise onunla önle. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile, sanki yakın dostun olmuştur.”227

Kur’an’da çocukla ebeveynin ilişkisinden bahsedilirken, “yavrucuğum, oğulcuğum” ifadesinin kullanılması, dinî terbiyede sevgi ve şefkate dayanan bir eğitimin önemini anlamada bize önemli katkılar sağlayacaktır.228 Bu bağlamda şunları söylemek

222 Mualla Selçuk, “Gençlik Çağı ve İnanç Olgusu”, Gençlik Dönemi ve Eğitimi, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2000, s.350.

223 Halis Ayhan, Eğitime Giriş ve İslamiyet’in Eğitime Getirdiği Değerler, Damla Yayınevi, İstanbul, 1982, s.61.

224 Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, s.160. 225 En’am, 6/108.

226 Fatih Menderes Bilgili, Çocuğun Din Eğitimi ve Karşılaşılan Güçlükler, Beyan Yay., İstanbul, 2005, s.197.

227 Fussilet, 41/33.

mümkündür. Din eğitimcileri, okullarda ibadetlerini yapmayanların cehennemde yanacaklardan, ilahî cezaya çarptırılacaklarından bahsederek konuya girmek yerine, bu hususları gençlere benimsetici ve sevdirici bir üslupla anlatmalıdırlar.229

Terğib ve terhîb metodu, insanın dünyada diğer insanların görmesinden kaçınıp yaptıkları günahların kaybolmadığı gerçeğini ifade etmesi açısından önemlidir. Aynı şekilde, yaptığımız iyiliklerin de kaybolmayıp karşılığının görüleceği inancı bizi daima iyi ameller üretmeye teşvik edecektir.230 Birincisi caydırıcı, ikincisi de teşvik edici olacaktır.

Benzer Belgeler