• Sonuç bulunamadı

Bir işin ya da çalışmanın, amacına uygun ve düzgün bir şekilde gerçekleştirilmesi için metoda ihtiyaç vardır. Metot, amaca ulaşmada takip edilen en kısa, en doğru ve en ekonomik yoldur. Metotlu iş yapmak, bir bakıma kurallı iş yapmak demektir.1 Bir binayı yapmada mimarın, topraktan iyi ürün elde etmede ziraatçının, teşhis ve tedavide doktorun nasıl bir metodu varsa, insanlara bilgi ve tecrübelerin aktarılmasında da eğitimcinin aynı şekilde bir metodu vardır. Zaten öğretimde “yeni davranışların nasıl kazandırılacağı” sorusu, metot problemini ortaya koyar.2

Kur’an, “Allah’ın âlemlerin rabbı olduğu” bildirisiyle başlar.3 “İlâhî vahyin tebliğ dayanağı bu ayette gizlidir. Çünkü “rab” kelimesinin taşıdığı anlam, tebliğin, yani insanın ilâhî kanaldan bilgilendirilmesinin gerekliliğini, hatta zorunluluğunu ortaya koyar.”4

İnsan son derece karmaşık ve parçalanmaz bir bütün özelliği taşımaktadır. Muhatap olarak insanı kabul eden Kur’an’daki eğitim metotları da çok girift ve kompleks özelliktedir. Aynı ayet içinde birden fazla metodu aynı anda görmek mümkündür.5

Kur’an’da ve ondan bir cüz olan Enbiya Suresi’nde kullanılan eğitim metot ve ilkeleri, insanın tabiatına, ihtiyaç ve özelliklerine göre şekillenmektedir. Bu metot ve

1 Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Nasreddin Hoca, Esra Yay., Konya, 2004,s. 341. 2 Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, Konya, 1988, s.138-139. 3 Bkz. Fatiha, 1/1.

4 Mehmet Şanver, Kur’an’da Tebliğ ve Eğitim Psikolojisi, Pınar Yay., İstanbul, 2001, s.36. 5 Şanver, age, s.147.

ilkelerle insanın zaaflarını, iyi ve faydalı yöne kanalize ederek, var olan kabiliyet ve eğilimlerini geliştirip en üst düzeye çıkarmak suretiyle “iyi insan” amacına ulaşmak hedeflenmektedir.6 İyi insanların oluşturduğu toplumla hedeflenen, “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.”7 hitabına muhatap olabilmektir.

Kur’an bir eğitim kitabıdır. İslam eğitimi, metodunu bu yüce kaynaktan alır. Kur’an’ın eğitim açısından en önemli özelliği, akla, düşünmeye, gözleme, ilmî araştırma ve tartışmaya önem vermiş olmasıdır. Bu temel esaslar dâhilinde herhangi bir konuyu öğrenen kimse, bildiklerine daima güvenir, ruhen tatmin olur.8

Uygulanacak eğitim metodu, muhatabın dikkatini çekmeli, onu düşündürmeli ve onu aktif bir konuma getirmelidir. Davranışlardan önce bireyin yapacaklarını beyninde şekillendirdiğini düşünürsek, eğitimci muhatabının beynine girmek durumundadır. Onu etkileyebilmek, doğruları fark etmesini sağlamak için ona karşı güzel örnek olmalı, çevreden farklı örnekler sunmalı, bakış açısını genişletmeli ve nihayet insan-ı kâmil olma yolunda ilerlemesini sağlamalıdır. Tüm bunları yaparken en önemli hedef, kişiye yaratıcısını bildirmek, rab ve kulluk ilişkisini benimsetebilmektir.9

Kur’an’ın eğitim metotları, insan merkezli bir özellik arz etmektedir.10 İnsana bakıldığında, kiminin mantıkî delillerden etkilenen akılcı, kiminin de kalbine ve vicdanına yapılan hitaplardan etkilenen duygusal kimseler olduğu görülür. Kur’an, muhatabı olarak

6 Şanver, age, s.266. 7 Âl-i İmran, 3/110.

8 Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, s.61-62. 9 Enbiya, 21/25.

bu farklı yaratılıştaki insanı kabul ettiğinden, bazen akla hitabı ön plana çıkarır, bazen de kalbe ve vicdana seslenişi daha ön plandadır.11

Kur’an gönderiliş gayesini kendisi belirtir: “Elif-lam-ra!” Bu bir kitaptır ki, insanları rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa, o yegâne galip, hamde12 layık olan Allah’ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik.”13 Nitekim aydınlığa çıkartılmış kimse ile karanlıklarda bırakılan asla bir olamaz. “Bir ölü iken kendisini dirilttiğimiz, ona insanlar arasında yürüyeceği bir ışık verdiğimiz kimse; içinden çıkamaz halde, karanlıklar arasında kalan kişi gibi olur mu hiç?”14 İnsanların cehaleti, nefsin kötü arzuları, hırs, haset, düşmanlık duygusu ve saldırganlık içgüdüsü, kişide bir karanlık meydana getirmektedir. Bu karanlık da, süreç olarak devam eder. Karanlığı giderecek olan ilahî vahye yani ilahî bilgiye nûr denmektedir. Nûr, insana önünü, yolunu ve objelerin rengini gösterir.15 Bu nûr sayesinde insanın yolu aydınlanır. İnsan hak ile bâtılı ayırt eder hale gelir.16İşte Kur’an, uyguladığı eğitim metot ve ilkeleriyle insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmayı hedeflemektedir. “Ve hiç şüphesiz o (Kur’an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (Kur’an’dan) sorulacaksınız.”17

Kur’an’da kullanılan eğitim metotlarından bahsederken, eğitimin en başta gelen meselesinin de üzerinde durulmalıdır. Fert bakımından ruh ve beden sağlığını korumanın

11 M. Sait Şimşek, Kur’an Kıssalarına Giriş, Yöneliş Yay., 2. Baskı, İstanbul, 1993, s.101. 12Hamd: “Övmek”, “layıkıyla medh etmek” anlamlarına gelir.(Bkz. Mahmut Çanga, Kur’an-ı Kerim Lûgatı, Timaş Yay.,İstanbul,2004).

13 İbrahim, 14/1. 14 En’am, 6/122.

15 Bayraktar Bayraklı, Kur’an Tefsiri, Bayraklı Yay., İstanbul, 2004, c.12, s.463. 16 Enfal, 8/29.

ve sosyal hayatla bütünleşmenin, bugünkü eğitimin en başta gelen meselesi olduğunu biliyoruz. Bir taraftan fertlerin bunalıma düşmesini önleyerek, ümitli, neşeli ve iç huzuru duyan bir insan olmalarını sağlamak, diğer taraftan da sosyal ve ekonomik hayatta mutlu bireyler yetiştirmek için, İslâm’ın getirdiği esasların sosyoloji, psikoloji ve eğitim açısından ele alınıp, çok yönlü bir şekilde incelenmesi gerekir. İslâm, insanı Allah’a yaraşır bir kul olmak için hazırlar. Onun eğitimi de bunu hedef alır. Öyleyse İslam eğitimi bir hazırlık, bir yetiştirme demektir. Bu eğitim, insanı doğuşundan alıp, ölümüne kadar istikamet üzere tutmayı ve kimseden etkilenmeden o yolda yürümek için insanı yeterli kılmayı hedefler.18 Bu arada onu Allah’ın yarattığı fıtratla kucaklar, yaratılışında olmayan hiçbir şeyi ona yüklemez. Kur’an’ın eğitim metotları, bütünüyle insan fıtratına ve insan şahsiyetine uygundur. Metotlar, insanın yapısına göre konmuştur.19 Bu esas göz önünde tutulduğunda ise her seferinde yeniden farklı metotlar tespit etmek gerekecektir.20

Kur’an, hayatımızın her alanında bize rehberlik etmesi gereken bir kitap olduğuna göre, eğitim ve eğitim metotlarını tespitte de onun yol göstericiliğinden istifade edilmelidir. Herkesçe malumdur ki, İslâm geldiğinde cahiliye toplumu kontrolsüz akan sel suları gibiydi. Ne bir idare kabul ediyorlar ne bir nizama tâbi oluyorlar, ne de belli bir yol takip ediyorlardı. Sadece arzu ve heveslerinin istikametinde yürüyorlardı. İşte böyle bir toplum, kısa zamanda “iyilikleri emreden, kötülüklerden nehyeden hayırlı bir ümmet”21 haline gelmiş22 ve yaşadıkları çağa da “saadet asrı” dedirtmişlerdir.23

18 Bayraklı, İslâm’da Eğitim, s.115.

19 Musa Kâzım Gülçür, Kur’an’da Karakter Eğitimi, Işık Yay., İzmir, 1994, s.72. 20 Cemal Tosun, Din ve Kimlik, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., Ankara, s.59. 21 Âl-i İmran, 3/110.

22 Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, s.127.

23 Hüsameddin Erdem, Son Devir Osmanlı Düşüncesinde Ahlak, Sebat Ofset, Konya, 1996, s.18.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, Kur’an’da kullanılan eğitim metotları hakkında verilen genel bilgiden sonra bu bölümde Enbiya Suresi’nde kullanılan eğitim metotları üzerinde durulacaktır.

Benzer Belgeler