• Sonuç bulunamadı

3.2. Alan AraĢtırması Bulguları

3.2.14. Televizyon Dizilerini Takip

Tablo 644. Bazı dizilerin izlenme oranları AĢağıdaki dizileri sıklıkta

izlersiniz/izlerdiniz?

Duymadım /

Bilmiyorum Hiç Nadiren

Çoğu Bölümünü Düzenli Olarak Deli Yürek 5,5% 38,6% 25,6% 20,7% 9,6% Sakarya Fırat 6,6% 58,2% 20,2% 11,5% 3,5% Kutlar Vadisi 0,8% 26,5% 26,8% 26,8% 19,0% MuhteĢem Yüzyıl 4,3% 81,9% 10,6% 2,0% 1,1% DiriliĢ Ertuğrul 1,6% 43,1% 30,8% 12,3% 12,3% Payitaht Abdulhamid 3,0% 48,5% 29,2% 10,9% 8,4% EĢkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz 5,3% 66,7% 18,1% 5,6% 4,4%

Mehmetçik Kutul Amare 5,9% 68,6% 18,8% 3,1% 3,6%

Yedi Güzel Adam 5,4% 50,6% 22,9% 9,6% 11,6%

Leyla ile Mecnun 6,4% 37,7% 22,1% 16,5% 17,3%

AĢkı Memnu 11,6% 75,1% 10,1% 2,3% 0,9% Yaprak Dökümü 11,3% 71,1% 13,3% 2,6% 1,7% Game of Thrones 14,7% 62,5% 8,4% 4,9% 9,5% Black Mirror 24,9% 57,2% 6,5% 5,3% 6,2% Prison Break 14,4% 51,4% 10,6% 10,1% 13,5% Lost 15,9% 58,5% 12,1% 6,9% 6,6% Spartakus 18,8% 64,3% 10,1% 3,5% 3,2%

Katılımcılara bir kısmı halen yayında olan bir kısmı daha önce yayınlanmıĢ yerli ve yabancı bazı dizileri izleme sıklıkları sorulmuĢtur. Duymadım ya da bilmiyorum cevabının en yüksek olduğu dizilerin yabancı diziler olduğu görülmektedir. Black Mirror, Spartakus, Lost, Game Of Thrones gibi uluslararası düzeyde izlenen popüler dizilerin bilinirlik oranının yerli dizilere nispetle daha düĢük olduğu görülmektedir. Hiç izlenmediği söylenen dizilerde ise ilk sırada % 81,9 ile MuhteĢem Yüzyıl dizisi yer alırken, onu % 75,1 ile AĢkı Memnu ve % 71,1 ile Yaprak Dökümü takip etmektedir. Her üç dizinin de yayınlandıkları dönemde muhafazakar kitleler tarafından tepkiyle karĢılanmıĢ olması dikkat çekmektedir. Düzenli olarak izlenen diziler ise % 19 ile Kurtlar Vadisi, % 17,3 ile Leyla ile Mecnun, % 13,5 ile Prison Break ve % 12,3 ile DiriliĢ Ertuğrul olmuĢtur.

Tablo 655. Bazı dizilerin izlenme oranı (Aritmetik Ortalama) AĢağıdaki dizileri sıklıkta

izlersiniz/izlerdiniz? Sayı En az En fazla Ort.

Std. Sapma

Kutlar Vadisi 358 1 5 3,37 1,094

Leyla ile Mecnun 358 1 5 3,01 1,223

DiriliĢ Ertuğrul 367 1 5 2,90 1,050

Deli Yürek 363 1 5 2,90 1,092

Payitaht Abdulhamid 367 1 5 2,73 ,992

Yedi Güzel Adam 354 1 5 2,71 1,096

Prison Break 348 1 5 2,57 1,244

Sakarya Fırat 347 1 5 2,47 ,907

EĢkiya Dünyaya

Hükümdar Olmaz 360 1 5 2,37 ,848

Game of Thrones 347 1 5 2,32 1,088

Mehmetçik Kutul Amare 357 1 5 2,30 ,781

Lost 347 1 5 2,30 1,032 MuhteĢem Yüzyıl 349 1 5 2,14 ,561 Yaprak Dökümü 346 1 5 2,12 ,701 Black Mirror 341 1 5 2,11 1,035 Spartakus 345 1 5 2,08 ,844 AĢkı Memnu 345 1 5 2,06 ,621

Katılımcıların dizileri izleme sıklıklarına iliĢkin verdikleri cevaplar en düĢük 1 ve en yüksek 5 olacak Ģekilde puanlanmıĢ ve aritmetik ortalaması alınmıĢtır. Buna göre izlenme ortalaması en yüksek olan dizi 3,37 ile Kurtlar Vadisi olurken, onu sırasıyla 3,01 ile Leyla ile Mecnun, 2,90 ile DiriliĢ Ertuğrul ve Deli Yürek, 2,73 ile Payitaht Abdulhamid ve 2,71 ile Yedi Güzel Adam dizileri takip etmiĢtir. Son sıralarda ise AĢkı Memnu, Spartakus, Black Mirror, Yaprak Dökümü ve MuhteĢem Yüzyıl gibi diziler yer almıĢtır. Genel tablo itibariyle tarihi dizilerin ve güncel siyasi mesajlar içeren dizilerin daha çok seyredildiği görülürken, yabancı dizilerin ve toplumun muhafazakâr kesimleri tarafından tepki ile karĢılanan yerli popüler dizilerin izlenme düzeylerinin düĢük olduğu görülmektedir.

3.2 15. Siyasal Kimliğin OluĢmasında Etkili Olan Faktörler

Tablo 666. Siyasi görüĢün oluĢmasında etkili olan unsurlar Siyasi görüĢün

Ģekillenmesinde etkili olan unsurlar

Hiç (1) Çok Az (2) Kısmen (3) Fazla (4) Çok Fazla (5) Anne 43,1% 18,6% 17,3% 11,3% 9,7% Baba 26,0% 18,2% 16,2% 14,2% 25,4% EĢ/NiĢanlı/ sözlü 82,7% 8,8% 4,2% 2,5% 1,8% KardeĢler 55,8% 18,2% 12,0% 7,5% 6,5% Akrabalar 61,6% 16,8% 10,3% 7,1% 4,2% ArkadaĢlar 27,7% 23,2% 15,9% 19,5% 13,7% Öğretmenler/ hocalar 56,3% 14,5% 12,6% 8,5% 8,2% Medya (gazete,dergi vb.) 30,5% 21,2% 20,9% 14,6% 12,8% Sosyal medya 50,8% 19,9% 14,6% 9,0% 5,6% Okunan kitaplar 16,9% 17,2% 19,3% 22,6% 24,0% Alınan eğitim 22,6% 15,4% 16,9% 19,6% 25,6% Siyasi liderler 9,9% 8,7% 9,0% 22,3% 50,1% Dini liderler 32,2% 14,3% 16,6% 15,0% 22,0% YaĢanan olaylar 10,7% 8,7% 12,4% 22,5% 45,7%

Katılımcılara çeĢitli unsurların Ģu andaki siyasi görüĢlerinin oluĢmasında ne derece etkili olduğu sorulmuĢtur. Bu soruya en yüksek oranda “hiç etkili olmadı” cevabı % 82,7 ile eĢ/sözlü/niĢanlı olmuĢtur. “Hiç etkili olmadı” cevabının yüksek olduğu diğer seçenekler ise % 61,6 ile akrabalar, % 56,3 ile öğretmenler/hocalar ve % 55,8 ile kardeĢler ve % 50,8 ile sosyal medya olmuĢtur. “Çok fazla etkili oldu” cevabı ise % 50,1 ile en yüksek siyasal liderler seçeneğinde görülmüĢtür. Onu sırasıyla % 25,6 ile alınan eğitim, % 25,4 ile baba ve % % 24 ile okunan kitaplar takip etmiĢtir.

Tablo 677. Siyasi görüĢün oluĢmasında etkili olan unsurlar (Aritmetik Ortalama) Siyasi görüĢün

Ģekillenmesinde etkili olan unsurlar

Sayı En az En fazla Ort. Std. Sapma

Siyasi liderler 355 1 5 3,94 1,353 YaĢanan olaylar 346 1 5 3,84 1,367 Okunan kitaplar 337 1 5 3,20 1,415 Alınan eğitim 332 1 5 3,10 1,508 Baba 358 1 5 2,95 1,544 Dini liderler 314 1 5 2,80 1,558 ArkadaĢlar 328 1 5 2,68 1,411 Medya (gazete,dergi vb.) 321 1 5 2,58 1,385 Anne 318 1 5 2,26 1,368 Sosyal medya 301 1 5 1,99 1,236 Öğretmen/ hoca 318 1 5 1,98 1,330 KardeĢler 308 1 5 1,91 1,248 Akrabalar 310 1 5 1,75 1,151 EĢ/NiĢanlı/ sözlü 283 1 5 1,32 ,815

Katılımcıların siyasi görüĢlerine etki etmesi muhtemel unsurların ne derece etkili olduğuna iliĢkin verdikleri cevaplar “1” hiç etki etmemesi “5” çok fazla etkide bulunması olacak Ģekilde puanlanmıĢtır. Elde edilen puanların aritmetik ortalaması alınarak sıralanması neticesinde en etkili olan unsurun 3,94 ortalama ile “siyasi liderler” olduğu görülmektedir.

Tablo 60‟da en beğenilen lider olarak neredeyse katılımcıların tamamının Necmettin Erbakan ismini ifade etmeleri, bu veriler ile birlikte değerlendirildiği zaman; Erbakan‟ın söylem, kiĢilik ve duruĢunun Milli GörüĢçüler üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu ve katılımcıların kendilerini Milli GörüĢçü olarak tanımlamalarında ve siyasal kimliklerinin inĢasında en önemli faktör olduğunu söylemek mümkündür.

YaĢanan olaylar ve okunan kitaplar da siyasal kimliğin inĢası sürecinde önemli bir etkiye sahiptir. Türkiye‟nin yakın tarihinde yaĢanmıĢ olan siyasi geliĢmelerin katılımcılar üzerinde önemli bir iz bıraktığını ve kendilerini siyasal anlamda tanımladıkları kimliğin inĢasına tesir ettiğini söylemek mümkündür. Katılımcıların kitap okuma alıĢkanlığına sahip olma konusunda yüksek bir ortalamaya sahip olmalarına paralel olarak, siyasal kimliklerinin inĢasında da kitaplar önemli bir rol oynamaktadır. Ortalamanın üzerinde yer alan bir diğer unsur da alınan eğitim olmuĢtur.

Milli GörüĢçülerin siyasal kimliklerinin oluĢmasında en etkili olan unsurların siyasi liderler, yaĢanan olaylar, okunan kitaplar ve alınan eğitim olduğunu ifade etmek mümkündür.

EĢ, akraba, kardeĢ, ebeveyn, arkadaĢ gibi unsurların ise derecelendirmenin ortalaması olan 3‟ün altında kaldığı görülmektedir. Birincil toplumsal iliĢkilerin egemen olduğu unsurların daha sınırlı bir etkiye sahip olduğunu söylemek mümkündür. Baba figürü nispeten ortalamaya yakın olarak tespit edilmiĢtir.

Ebeveynlerin siyasi kimliklerini ifade eden veriler değerlendirildiğinde katılımcıların anne babalarının ağırlıklı olarak muhafazakâr-dindar bir profile sahip olduğu, yarısının da Milli GörüĢçü olduğu yukarıda ifade edilmiĢtir. Bu noktada katılımcıların ailelerinden tevarüs ettikleri bir siyasi kimlik üzerine; siyasi liderin

söylemi, yaĢanan olayların değerlendirilmesi, okunan kitaplar ve çeĢitli eğitimleri ekleyerek siyasal kimliklerini inĢa ettiklerini söylemek mümkündür. Nitekim katılımcılar anne-babaları ile kıyaslandığı zaman kendisini Milli GörüĢçü olarak tanımlama eğilimi artarken, muhafazakâr olarak tanımlama eğilimi düĢmektedir. Bu bağlamda teĢkilat mensuplarının kendilerini tanımladıkları siyasi kimliğin aileden tevarüs edilen geleneğin çeĢitli süzgeçlerden geçirilerek biçimlendirilmesi sonucunda inĢa edildiğini söylemek mümkündür.

SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME

Toplum içerisinde yaĢıyor olmasının doğal bir sonucu olarak sosyal ve siyasal bir varlık olan insan, biyolojik bir varlık olarak geldiği dünyada toplumsallaĢma süreci ile toplumsal normları ve değerleri öğrenip içselleĢtirerek bireye dönüĢür. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde daha hızlı olmakla birlikte ömür boyu devam eden toplumsallaĢma sürecine, insanın hayatı boyunca dahil olduğu pek çok grup ve temas ettiği pek çok unsur etki etmektedir. Ailede baĢlayan süreç okul, arkadaĢ grupları, kitle iletiĢim araçları gibi pek çok toplumsallaĢma ajanının etkisi ile devam etmektedir.

Bir alt toplumsallaĢma kategorisi olarak siyasal toplumsallaĢma süreci de bireyin içinde yaĢadığı toplumun siyasal değerlerini tanıyarak siyasal kimliğini inĢa ettiği bir öğrenme sürecine iĢaret etmektedir. Birey açısından içinde yaĢadığı toplumun bir ferdine dönüĢtüğü bu öğrenme süreci, toplum için de varlığını devam ettirme ve değerlerini sonraki kuĢaklara aktarma konusunda kritik bir rol icra etmektedir.

Benzer Ģekilde siyasal gruplar da mensuplarına kendi siyasal değerlerini ve ideolojilerini aktarırken kendi varlıklarının devamını sağlamakta ve taraftarlarını farklılıklarına rağmen ortak bir payda etrafında toplayarak belirli bir hedef doğrultusunda harekete geçirecek motivasyonu sağlamaktadır. Bu süreçte birey de toplumsallaĢma sürecindeki faktörlere benzer unsurların etkisi ile siyasal kimliğini inĢa etmektedir. Bireylerin siyasal kimlikleri ve politik tutumları çocukluklarından itibaren zamanla oluĢmakta ve içinde yaĢadıkları toplumdan ve toplumsal etkilerden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenmektedir. Dolayısıyla her farklı hayat tecrübesi farklı bir toplumsallaĢma sürecine ve farklı bir siyasal kimliğin oluĢmasına neden olabilmektedir.

Bireylerin siyasal kimliklerinin ve politik tutumlarının değiĢime kapalı olmadığı ve zamanla değiĢime uğrayabildiği yadsınamaz bir gerçektir. Bu durum insanların hayatlarını faklı sosyal ortamlarda ve toplumsal grupların içerisinde yaĢamalarının doğal bir sonucudur. Ġnsan hayatında yaĢanan her değiĢimin onun

siyasi görüĢlerinde ve tutumlarında küçük ya da büyük bir değiĢimi ortaya çıkarması mümkündür.

Bu durumda siyasal toplumsallaĢma çalıĢmaları bağlamında yapılması gereken hangi etkenlerin bireyin siyasal görüĢünün oluĢmasında ne derece etkili olduğunu anlamaya ve açıklamaya çalıĢmak olmalıdır. Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalıĢma kapsamında da Milli GörüĢ hareketi mensuplarının sosyolojik profilinin analiz edilmesi ve siyasal toplumsallaĢma süreçlerine etki eden faktörlerin anlaĢılması amaçlanmıĢtır.

Bu kapsamda Milli GörüĢ hareketi mensubu 420 katılımcı ile gerçekleĢtirilen saha araĢtırması, çalıĢmanın uygulamalı kısmını oluĢturmuĢtur. Saha araĢtırması ile Türkiye'nin pek çok ilinden ve yurtdıĢından Milli GörüĢ teĢkilatlarında görev yapan ya da yapmıĢ olan katılımcılara ulaĢılmıĢtır.

AraĢtırma sonucunda elde edilen verilere göre Milli GörüĢ teĢkilatı mensuplarının önemli kısmı muhafazakar-dindar ailelerden gelen eğitimli, orta sınıf insanlardan oluĢmaktadır. Pek çok farklı soru ile test edilen bulgulara göre katılımcıların siyasal kimlikleri ile ailelerinin siyasal kimlikleri arasında ciddi bir benzerlik olduğu görülmektedir. Hem aileler hem de katılımcılarda en yüksek oranda ifade edilen beĢ siyasal kimlik Milli GörüĢçü, dindar, muhafazakar, Ġslamcı ve milliyetçi olmuĢtur. Bu benzerlik düĢük oranda ifade edilen kimlikler için de geçerlidir. Hareket mensuplarının ve ailelerinin aynı ya da benzer siyasal kimliklere sahip olmaları, siyasal toplumsallaĢma bağlamında ailenin önemli bir unsur olarak etkisini devam ettirdiğini ortaya koymaktadır.

Katılımcılarda kendisini Milli GörüĢçü olarak tanımlayanların oranı ailelerine nispetle daha yüksektir. Buna karĢılık ailelerin muhafazakar olarak tanımlanma oranı da katılımcılardan daha yüksektir. Bu tabloyu bir sonraki kuĢakta kendisini muhafazakar olarak tanımlama eğilimi azalırken Milli GörüĢçü kimliğinin daha dominant hale geldiği Ģeklinde özetlemek mümkündür. Milli GörüĢ hareketi mensuplarının bir siyasal kimlik olarak muhafazakarlıktan uzaklaĢtıkları görülmektedir. Aynı zamanda katılımcıların tamamına yakını kendisini Milli GörüĢçü olarak tanımlamaktadır. Bu veri, Milli GörüĢ hareketinin kendisinin var

ettiği bir siyasi kimliği, mensuplarına benimsetme konusunda oldukça baĢarılı olduğunu göstermektedir.

Kimlik konusundaki verilerle paralel bir Ģekilde katılımcıların kendilerini dindar olarak tanımlama eğilimleri son derece yüksektir. Kendisini ateist/deist ya da dinin gereklerini yerine getiremiyor olarak tanımlayanların oranı düĢük düzeyde kalmıĢtır. Mezhep dağılımı da incelendiği zaman ağırlıklı olarak Hanefi cevabının alındığı arkasından ġafiliğin geldiği görülmektedir. Hiçbir mezhebe ait olmadığını söyleyenlerin oranı da son derece düĢüktür. Selefiliğin ve reformist-modernist dini yaklaĢımların etkisiyle yükselen, hiçbir mezhebe ait olmama fikrinin Milli GörüĢçüler arasında taraftar bulmadığı görülmektedir. Bu bağlamda dini anlamda Milli GörüĢçülerin genel olarak, yelpazenin daha uç noktalarında kalan yaklaĢımlardan uzak durduklarını, geleneksel ve orta yolu benimseyen dindar bir profile sahip olduğunu söylemek mümkündür.

Milli GörüĢ hareketi mensupları, harekete bağlı sivil toplum yapılanmaları dıĢındaki oluĢumlara, cemaatlere ve tarikatlara karĢı mesafeli durmakta ve buralara aktif olarak dahil olmaktan imtina etmektedirler. Bu tabloda Milli GörüĢ hareketinin pek çok alanda faaliyet gösteren sivil toplum yapılanmalarına sahip olması etkili olmakta fakat teĢkilat mensupları için kendi içine kapanma riskini ihtiva etmektedir. Diğer yandan katılımcıların sosyal çevrelerinin siyasi görüĢünün ve evlenilecek/evli olunan kiĢinin siyasi görüĢünün aynı ya da benzer olmasına ne kadar önem verdiklerini soran sorularla birlikte değerlendirildiğinde, teĢkilat mensuplarının kendileri ile aynı siyasi görüĢe mensup insanlardan müteĢekkil bir sosyal çevrede yaĢamadıkları ve homojen bir sosyal çevre arzusuna sahip olmadıkları görülmektedir. Bu tabloyu siyasal etkinliklerin ve sivil toplum faaliyetlerinin, hareket mensupları tarafından daha kapalı bir siyasal çevrede gerçekleĢtirilirken sosyal çevrenin ve gündelik hayatın daha geniĢ bir yelpazede ve farklı siyasi görüĢlere müsamahakar olarak Ģekillendiği biçiminde özetlemek mümkündür.

Milli GörüĢ hareketi mensuplarının siyasete ilgi düzeyinin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Bu ilginin yüksek olmasında Milli GörüĢ hareketinin bir tarikat ya da cemaat değil, bir parti ekseninde doğmuĢ siyasi bir hareket olması son derece etkilidir. Aynı zamanda teĢkilat mensupları siyasi tercih noktasında da

birbirlerine benzer tutumlar göstermektedir. Sadece siyasi parti bünyesinde yer alanlar değil, harekete ait farklı organizasyonlarda görev yapanlar da benzer bir politik tavır sergilemektedirler. Sadece oy verilecek siyasi parti konusunda değil, ikinci parti tercihi, kesinlikle oy verilmeyecek parti gibi hususlarda da büyük bir konsensüs olduğu görülmektedir. Milli GörüĢ hareketinin mensuplarının siyasi tercihleri üzerinde son derece etkili olduğunu söylemek mümkündür.

Siyasal kimlik inĢa süreçlerinde siyasi partiler ve siyasi hareketler tarafından düzenlenen faaliyet ve etkinlikler özellikle gençler açısından önemli bir rol oynamaktadır. Hem doktrinin aktarılması ve belirli bir politik tutumun içselleĢtirilmesi hem de bireylerin heyecan ve motivasyonlarının canlı tutulması açısından siyasal etkinlikler iĢlevsel bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda teĢkilat mensuplarının Milli GörüĢ hareketine bağlı farklı kuruluĢlar tarafından düzenlenen faaliyetlere oldukça yüksek düzeyde katılım sağladıkları görülmektedir. Bu faaliyetler kimi zaman halka açık organizasyonlar Ģeklinde gerçekleĢirken kimi zaman da teĢkilat içi toplantılar ve eğitim faaliyetleri olarak düzenlenmektedir. Bu organizasyonlara yoğun katılımın siyasal toplumsallaĢma sürecinde ve siyasal kimliğin inĢasında önemli bir rol oynadığını söylemek mümkündür.

Milli GörüĢ hareketine bağlı gazete, dergi ve televizyon oldukça yüksek düzeyde takip edilmektedir. Özellikle harekete mensup günlük gazete olan Milli Gazete'nin teĢkilat mensupları tarafından yüksek oranda düzenli olarak takip edildiği görülmektedir. Türkiye genelinde günlük gazetelerin tirajlarının düĢmesi ve etkinliklerini kaybetmelerinin aksine hareket içerisinde günlük gazetenin hala etkin olduğunu söylemek mümkündür. Gazete teĢkilat içerisinde iletiĢim bağlamında etkin bir rol oynamakta ve merkezden geliĢtirilen politika ve söylemlerin taĢradaki mensuplara ulaĢtırılmasında iĢlevsel bir fonksiyon icra etmektedir. Diğer yandan hareket dıĢındaki takip edilen gazete, televizyon ve haber sitelerinde, söz konusu medya organlarının harekete karĢı tutumları belirleyici olmaktadır. Farklı bir dünya görüĢüne sahip olmasına rağmen harekete yönelik olumlu bir dil kullanan medya organları sıklıkla takip edilirken, 2001 yılına kadar aynı hareket içerisinde bulunulmuĢ olmasına rağmen an itibariyle harekete karĢı negatif bir tutum takınan medya organları takip edilmemektedir.

Kitle iletiĢim araçları arasına son dönemde katılan ve geleneksel medya araçlarını da ciddi değiĢikliklere zorlayan sosyal medyayı hareket mensuplarının yoğun olarak kullandıkları görülmektedir. Parti tarafından kurumsal anlamda profesyonel olarak kullanılan sosyal medya, teĢkilat mensupları için de hem içinde bulundukları siyasi hareketi hem de politik gündemi takip ettikleri bir platform haline gelmiĢtir.

TeĢkilat mensupları arasında en beğenilen siyasi liderin Necmettin Erbakan olduğu görülmektedir. Saha çalıĢmasının uygulandığı katılımcıların neredeyse tamamı açık uçlu olarak sorulan ve üç adet isim yazmaları istenen en beğendikleri lider sorusuna Erbakan cevabını vermiĢlerdir. Hareketin kurucusu olan karizmatik lider olarak Erbakan'ın ve O'nun söylem ve görüĢlerinin teĢkilat ve hareket için en önemli ortak payda olduğunu söylemek mümkündür. Erbakan'ın arkasından Aliya Ġzzetbegoviç de Milli GörüĢçüler için önemli bir siyasi figür olarak dikkat çekmektedir. Bosna Hersek'te yaĢanan savaĢ sırasında ve sonrasında sergilediği tavır ve Erbakan ile iliĢkileri Ġzzetbegoviç'in Milli GörüĢçüler tarafından beğenilmesine neden olmaktadır. Üçüncü sırada beğenilen lider ise Saadet Partisi'nin mevcut genel baĢkanı Temel Karamollaoğlu olarak ifade edilmiĢtir. Hareketin baĢından beri Erbakan'ın yanında olan, Sivas belediye baĢkanlığı dönemindeki baĢarısı ile hareketin yükseliĢine katkı sağlayan bir siyasi aktör olarak Karamollaoğlu'nun; Erbakan'ın vefatından sonra hareketin ihtiyaç duyduğu lider profilini ortaya koyarak teĢkilat mensupları tarafından onay aldığını söylemek mümkündür. Bu isimlerden sonra sırasıyla Muhsin Yazıcıoğlu, Hasan El Benna, Muhammed Mursi, ġeyh Ahmet Yasin, II. Abdulhamid, Recai Kutan ve Malcolm X gibi siyasi liderler beğenilmektedir. En beğenilen on siyasi lider kategorize edildiği zaman üç liderin hareket içerisinden, bir ismin baĢka bir partinin genel baĢkanı, bir ismin Osmanlı padiĢahı, iki ismin Mısır Ġhvan-ı Müslimin hareketinden, bir ismin Filistin Hamas hareketinden, bir ismin Bosna Hersek'ten ve bir ismin de ABD'den olmak üzere beĢ tanesinin Türkiye'den beĢ tanesinin de yurtdıĢından isimler olduğu görülmektedir. Bu tablo aynı zamanda Milli GörüĢçülerin zihin ve gönül dünyası hakkında da önemli ipuçları verdiğini söylemek mümkündür. Aynı zamanda söz konusu siyasi liderlerle Milli GörüĢ hareketinin olumlu iliĢkileri göz önünde bulundurulduğunda; hareketin,

mensuplarına rol modeller belirleme noktasında oldukça baĢarılı olduğu görülmektedir. Ġfade edilen siyasi liderler Milli GörüĢ hareketinin yerel ve uluslararası düzeydeki iliĢkileri ve hareketin tarihsel serüveni ile büyük oranda örtüĢmektedir.

Saha çalıĢması kapsamında katılımcılara bazı düĢünürlerin isimleri verilerek, o ismi beğenip beğenmedikleri sorulmuĢtur. Elde edilen verilerin analizi neticesinde yukarıdaki bulguya paralel olarak en beğenilen fikir adamı da Aliya Ġzzetbegoviç olmuĢtur. Onu sırasıyla Yunus Emre, Mehmed Zahid Kotku, Mehmed Akif Ersoy ve Mevlana takip etmiĢtir. Bu isimler arasında geçmiĢte ve yakın tarihteki temsilcileri ile tasavvuf ekolünün baskın olması dikkat çekmektedir. Yunus Emre ve Mevlana gibi Anadolu coğrafyasının ve tasavvuf geleneğini önemli isimleri yüksek oranda beğenilmektedir. Bu isimlerin yanı sıra hareketin ortaya çıkıĢında etkin bir rol oynayan Mehmed Zahid Kotku da teĢkilat mensupları tarafından tanınmakta ve yüksek düzeyde beğenilmektedir. Beğeni düzeyi düĢük olarak tespit edilen düĢünür ve fikir adamları da en düĢükten daha yükseğe doğru sırasıyla Fazlurrahman, Cemalettin Afgani, Ġbni Teymiyye, Süleyman Hilmi Tunahan, Ali ġeriati ve Said Nursi olmuĢtur. En düĢük düzeyde beğenilen Fazlurrahman ve Afgani'nin modernist/reformist çizgide, Ġbni Teymiyye'nin ise Selefi çizgide bir düĢünür olması dikkat çekicidir. Bu tablo en beğenilen isimlerle birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda dindarlık konusunda ifade edilenlere paralel bir Ģekilde Milli GörüĢçülerin ortalama Anadolu çizgisinde bir dindarlık anlayıĢına sahip olduklarını ve genel ortalama açısından marjinal olarak kabul edilebilecek fikirlere mesafeli durduklarını göstermektedir. Milli GörüĢün ortaya çıkıĢ sürecinde ve sonrasında muhalif bir takınan Nurcu ve Süleymancı cemaatlerinin kurucuları olan Süleyman Hilmi Tunahan ve Said Nursi'nin beğenilme düzeylerinin düĢük olduğu görülmektedir. Söz konusu cemaatlerde Milli GörüĢ'e yönelik olarak gösterilen tepki, hareket mensupları arasında da benzer bir etkiye neden olmuĢtur.

DüĢünürlerin ve fikir adamlarının beğenilme düzeyine iliĢkin veriler sadece siyasi liderler noktasında değil,fikir ve düĢünce adamları konusunda da mensuplarının zihin dünyasına tesir etmekte Milli GörüĢ hareketinin oldukça baĢarılı olduğunu göstermektedir. Katılımcıların kitap okuma düzeyinin de oldukça yüksek

Benzer Belgeler