• Sonuç bulunamadı

Ortaya ÇıkıĢı ve Tarihsel Süreç

2.1. Milli GörüĢ Hareketi

2.1.1. Ortaya ÇıkıĢı ve Tarihsel Süreç

Adnan Menderes baĢbakanlığındaki Demokrat Parti (DP) iktidarının1960 askeri darbesiyle hukuksuz bir Ģekilde sona ermesinin akabinde oluĢan tabloda en önemli iki siyasi aktör Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Adalet Partisi (AP) olmuĢtur.Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP), Yeni Türkiye Partisi (YTP) ve Millet Partisi (MP) gibi siyasi partiler de milliyetçi-muhafazakâr tabana sahip siyasi oluĢumlar olarak varlıklarını sürdürmektedir.

Askeri darbe öncesi Demokrat Parti‟yi destekleyen Ġslami hassasiyete sahip gruplar ve cemaatler de ağırlıklı olarak onun yerine kurulan Adalet Partisi‟ni desteklemekle birlikte CMKP ve YTP'yi destekleyen gruplar da bulunmaktadır.

BaĢta Nurcular ve Süleymancılar olmak üzere ĠskenderpaĢa Cemaati olarak anılmaya baĢlanan GümüĢhanevi Dergâhı, IĢıkçılar gibi tarikat ve cemaatler DP ile olan ilgi ve iliĢkilerini AP ile devam ettirmektedirler (ġentürk, 2011: 320).

Bu siyasi tabloda 1964 yılında gerçekleĢtirilen AP kongresinde Süleyman Demirel‟in genel baĢkan olması ile birlikte AP içindeki milliyetçi-muhafazakar kesimde bir huzursuzluk ve arayıĢ baĢlamıĢtır. Ahmet Tevfik Paksu, Hasan Aksay, Arif Hikmet Güner gibi AP'li isimlerin öncülük ettiği çalıĢmalara o dönem Odalar Birliğinde daire baĢkanı olan Necmettin Erbakan da destek vermiĢtir. Ġlerleyen süreçte Odalar ve Borsalar Birliği baĢkanlığına seçilen Erbakan, AP'li Ticaret Bakanı tarafından polis zoruyla görevden alınmıĢtır (Çakır, 2018: 545). Erbakan bu süreci ve siyasete girme nedenini kendi ifadeleriyle Ģu Ģekilde anlatmaktadır:

"Bugün olduğu gibi, dün de Türkiye'nin sanayileşmesini, gelişmesini istemeyen güçler vardı. O yıllarda kredileri, Odalar Birliği paylaştırıyordu. Bu kredilerin hemen hemen tamamına yakını, İstanbul'daki büyük ithalatçılara veriliyordu. Örneğin, 20 milyon dolarlık yatırım kotasının 19 milyon doları İstanbul'daki ithalatçılara giderken, sadece 1 milyon doları Anadolu'ya kalıyordu. Anadolu'daki müteşebbisler ciddi döviz sıkıntısı yaşıyor ve kalkınma hamlelerini gerçekleştiremiyorlardı.

Hâlbuki bu döviz ve kredilerin hakkaniyet ölçüsünde Anadolu'ya gönderilmesi gerekiyordu. Asıl hak eden onlardı. Bu adaletin sağlanması, kredilerin Anadolu girişimcisine aktarılabilmesi için, mücadelenin Odalar Birliğinde yürütülmesi gerekiyordu.

Bu amaçla 1966 yılında önce Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanı, ardından Genel Sekreteri olduk. Döviz ve kredi tahsisatlarını Anadolu'ya yöneltince, o güne kadar kredileri istediği gibi kullanan kesimler bundan rahatsız oldu.

Anadolu girişimcisi ise bu mücadelede bizim yanımızda yer aldı. Yapılan seçimde, TOBB Başkanı olduk. Bundan, iç ve dış sermaye çevrelerinin yanı sıra iktidar da rahatsız oldu. Siyasi mülahaza ve müdahalelerle çalışmalarımız engellenmeye çalışıldı.

O zamana kadar Odalar Birliğinin uhdesinde bulunan kredi kotaları yetkisi, siyasi bir kararla, aniden, Odalar Birliğinden alınarak Sanayi Bakanlığına verildi. Ancak, biz milletimize hizmetten geri duramazdık. "Madem siyasi bir kararla bu yetki bizden alınıyor, biz de o zaman siyasete girer mücadelemizi orada veririz." dedik. Milletimize hizmet için yeni bir yola çıktık". (Erbakan, 2014: 11)

Erbakan, Milli GörüĢ hareketinin baĢlangıcı olarak kabul edilen siyasete giriĢ nedenini bir kalkınma mücadelesi olarak tanımlamıĢtır. Nitekim ilerleyen süreçte Milli GörüĢ hareketinin temel sloganlarından bir tanesini "maddi ve manevi kalkınma” söylemi oluĢturmuĢtur.

Parti kurma çalıĢmaları 1969 genel seçimlerine yetiĢtirilemeyince Erbakan ve 10 arkadaĢı çeĢitli illerden bağımsız milletvekili adayı olmuĢtur. Bağımsızlar Hareketi olarak bilinen bu sürecin sonunda sadece Necmettin Erbakan Konya‟dan milletvekili seçilebilmiĢtir.

Seçimlerden sonra 26 Ocak 1970 tarihinde Erbakan'ın liderliğinde Milli Nizam Partisi kurulmuĢ ve Milli GörüĢ hareketi bir siyasi parti ile tarih sahnesine çıkmıĢtır. Adalet Partisi milletvekilleri Hüsamettin Akmumcu ve Hüseyin Abbas‟ın da partiye katılmaları ile MNP mecliste üç milletvekili ile temsil edilmeye baĢlamıĢtır (ġentürk, 2011: 332). Fakat Milli GörüĢ hareketinin ilk siyasi partisi, daha sonra sıkça karĢılaĢacağı üzere çok uzun ömürlü olmamıĢ ve 20 Mayıs 1971 tarihinde, kuruluĢundan sadece 16 ay sonra Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıĢtır.4

Kapatma kararının arkasından 11 Ekim 1972‟de Milli Selamet Partisi (MSP) kurulmuĢtur. Milli GörüĢ hareketi siyasi parti çatısı altında girdiği ilk seçimler olan 1973 genel seçimlerinde % 11,8 oyla 48 milletvekilliği kazanarak büyük bir baĢarı elde etmiĢtir. MSP oy oranı itibari ile dördüncü, meclis çoğunluğu açısından üçüncü parti konumuna gelmiĢtir (TÜĠK, 2012: 25). Hiçbir partinin tek baĢına hükümet kuracak çoğunluğu elde edememesi üzerine 26 Ocak 1974 tarihinde CHP-MSP koalisyonu kurulmuĢtur. Dönemin Ģartları itibariyle oldukça ilginç bir deneyim olan Bülent Ecevit baĢbakanlığındaki bu koalisyon hükümetinde Erbakan BaĢbakan Yardımcılığı ve Devlet Bakanlığı görevini alırken; ġevket Kazan Adalet Bakanı, Oğuzhan Asiltürk ĠçiĢleri Bakanı, Abdulkerim Doğru Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Korkut Özal Tarım Bakanı, Fehim Adak Ticaret Bakanı ve Süleyman Arif Emre diyanetten sorumlu devlet bakanı olmuĢtur (Neziroğlu, Yılmaz, 2013a: 3968-3970). Henüz dört yıl önce aktif siyasete dahil olan Milli GörüĢ çizgisi ilk seçimlerinden önemli bir baĢarı elde etmekle kalmamıĢ aynı zamanda hükümet ortağı da olmuĢtur.

4 Milli Nizam Partisi hakkında 20 Mayıs 1971 tarihinde verilen kapatma kararı 14 Ocak 1972 tarih ve 14072 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıĢtır.

MSP-CHP hükümetinin en önemli icraatı 20 Temmuz 1974‟te gerçekleĢtirilen Kıbrıs BarıĢ Harekâtı olmuĢtur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurulmasını sağlayan bu baĢarıya rağmen hükümet BaĢbakan Ecevit‟in istifasıyla 17 Kasım 1974‟te yıkılmıĢtır. Ecevit düzenlediği bir basın toplantısıyla koalisyonun bozulma nedeni olarak hükümet etme anlayıĢındaki farklılıkları göstermiĢse de esas sebebin Kıbrıs Harekatı ile Ecevit ve partisinin kamuoyunda kazandığı saygınlığı, "oylarını artırmaya neden olacak bir etken olarak görmesi" (Sarıbay, 2018: 585) olduğu iddia edilmiĢtir.

Ġstifa eden Ecevit‟in planı Kıbrıs Harekâtının olumlu etkisini kullanarak erken seçim kararı almak olmasına rağmen muhalefet partilerinin istekli olmaması nedeniyle erken seçim yapılamamıĢ ve 31 Mart 1975‟te Süleyman Demirel baĢbakanlığında AP, MSP, MHP ve CGP‟den oluĢan Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuĢtur (ġentürk, 2011: 362). 1977 genel seçimlerine kadar devam edecek olan 39. hükümette Milli GörüĢ hareketinin lideri Necmettin Erbakan Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı olmuĢ ve MSP sekiz bakanlık koltuğu almıĢtır (Neziroğlu, Yılmaz, 2013b: 4591-4593).

Parti içinde yaĢanan problemler nedeniyle 1977 genel seçimlerine bir hayli sıkıntılı olarak giren MSP, hem oy hem de sandalye kaybederek % 8,6 oy oranıyla 24 milletvekili kazanabilmiĢtir (TÜĠK, 2012: 25). Bu kayba rağmen meclis aritmetiği MSP‟yi yine anahtar parti konumuna getirmiĢ ve 21 Temmuz 1977 tarihinde Demirel BaĢbakanlığında AP, MSP ve MHP‟den oluĢan Ġkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuĢtur. Necmettin Erbakan‟ın Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı olduğu hükümette MSP sekiz bakanlık elde etmiĢtir (Neziroğlu, Yılmaz, 2013b: 4591-4593). Fakat bu hükümetin ömrü çok uzun olmamıĢtır. Kurulduktan yaklaĢık 5 ay sonra yapılan yerel seçimlerin akabinde, GüneĢ Motel Vakasının sonucunda 5 Ocak 1978 tarihinde güvenoyu alamayarak düĢmüĢtür. Bu süreçte Türkiye, 1980 yılına kadar çeĢitli hükümet denemelerine sahne olmuĢ ve 12 Eylül 1980 günü Türkiye demokrasisi yine bir askeri darbe ile kesintiye uğramıĢtır. Darbe döneminde tüm siyasi partiler kapatılmıĢ ve siyasi faaliyetler yasaklanmıĢtır.

Darbe yönetiminin siyasi faaliyet yasağını 1983 yılında kaldırmasıyla siyasi partiler tekrar kurulmaya baĢlamıĢtır. Yeni dönemde Milli GörüĢ hareketinin siyasi

partisi Refah Partisi adını almıĢ ve genel baĢkanlığına Ahmet Tekdal getirilmiĢtir (ġentürk, 2011: 476-477). Refah Partisi vetolarla geciktirilen kuruluĢu nedeniyle 1983 yılında yapılan seçimlere katılamamıĢtır. Üç partinin katıldığı genel seçimleri, MSP‟de daha önce bakanlık yapmıĢ Korkut Özal‟ın kardeĢi ve aynı zamanda kendisi de MSP‟den milletvekili adayı olmuĢ olan Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisi (ANAP) kazanmıĢtır (Çakır, 2018: 548). Bu, aynı zamanda Türkiye için 90‟lı yıllara kadar sürecek olan ANAP‟lı yılların baĢlangıcı olmuĢtur.

Türk siyasetinde dört eğilimi birleĢtirme iddiasındaki Özal rüzgârının estiği 80‟li yıllar Milli GörüĢ hareketi içinse yeniden yapılanma dönemi olmuĢtur. Nitekim Erbakan‟ın siyasi yasağının kalkıp da partinin baĢına geçmesi 1987 yılını bulmuĢtur. Bu dönemde yapılan 1984 yerel seçimlerine Refah Partisi Erbakan‟sız olarak katılmıĢ ve % 4,5 civarında bir oy alarak ġanlıurfa ve Van belediye baĢkanlıklarını kazanmıĢtır (ġentürk, 2011: 479).

Erbakan‟ın 1987 kongresinde genel baĢkan olması ile birlikte Milli GörüĢ hareketi büyük bir ivme yakalamıĢtır. Refah Partisi ilk büyük seçim baĢarısını 1989 yılında yapılan yerel seçimlerde elde etmiĢtir. % 9,8 oy oranına ulaĢan Refah Partisi 5 ilde belediye baĢkanlığını kazanmıĢtır (ġentürk, 2011: 480). Konya‟da Halil Ürün, ġanlıurfa‟da Ġbrahim Halil Çelik, Van‟da Fethullah ErbaĢ, KahramanmaraĢ‟ta Ali Sezal ve Sivas‟ta Temel Karamollaoğlu belediye baĢkanlığı koltuğuna oturmuĢtur. Refah Partisinin yükseliĢe geçerek 1994 yerel seçimlerinde büyük bir baĢarı elde etmesinde ve genel seçimlerde iktidar olmasında bu 5 belediye baĢkanının icraatlarının önemli bir etkisi olmuĢtur.

Yerel seçimlerdeki kıpırdanma sonrası 1991 yılında yapılan genel seçimlere Alpaslan TürkeĢ liderliğindeki Milliyetçi ÇalıĢma Partisi (MÇP) ve Aykut Edibali liderliğindeki Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) ile ittifak yaparak giren RP % 16,9 oy alarak mecliste uzun bir aradan sonra 40 milletvekili ile temsil edilme imkânı bulmuĢtur (TÜĠK, 2012: 94). Bu dönemde Refahlı milletvekilleri mecliste dikkat çekici bir performans sergilemiĢlerdir.

1994 yılında gerçekleĢtirilen yerel seçimlerde RP büyük bir sürprize imza atarak oy oranını % 19‟a çıkartmıĢ ve 6 büyükĢehirle 22 ilde belediye baĢkanlığını

kazanmıĢtır. Kazanamadığı illerin önemli bir kısmında da ikinci parti olmuĢ ve küçük farklarla kaybetmiĢtir. Konya, Kayseri, Diyarbakır ve Erzurum büyükĢehir belediyelerinin yanı sıra, daha sonra her ikisi de önemli siyasi aktörlere dönüĢecek olan Recep Tayyip Erdoğan‟ın Ġstanbul ve Melih Gökçek‟in Ankara büyükĢehir belediye baĢkanlıklarını kazanması seçim galibiyetini perçinlemiĢtir (ġentürk, 2011: 488). Mevcut belediyelerin baĢarılı icraatları ve teĢkilatların disiplinli çalıĢması bu seçim zaferinde önemli bir rol oynamıĢtır. Ġlk baĢta hayat tarzına müdahale eksenli toplumun farklı kesimlerinde yer alan endiĢe, bir süre sonra yerini Milli GörüĢçü belediyelerin icraatlarının konuĢulduğu ve belediyelerin hizmetleriyle anıldığı bir zemine bırakmıĢtır.

Belediyelerdeki baĢarısı ve özellikle yolsuzlukla mücadele konusundaki olumlu imaj bir tramplen iĢlevi görmüĢ (Çakır, 2018: 555) ve Milli GörüĢ hareketi seçim baĢarısı noktasında zirveyi 1995 genel seçimlerinde yakalamıĢtır. 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan seçimlerde RP oyların % 21,4‟ünü alarak 158 milletvekili çıkarmıĢtır (TÜĠK, 2012: 94). Toplumun değiĢim talebi ve umut arayıĢı RP'yi birinci parti yapmıĢtır. ANAP ve DYP'nin baĢrollerde olduğu baĢarısız hükümet denemelerinden sonra 28 Haziran 1996 tarihinde Tansu Çiller liderliğindeki Doğru Yol Partisi ile Erbakan'ın baĢbakan olduğu Refahyol hükümeti kurulmuĢtur (Neziroğlu ve Yılmaz, 2013c: 7395-7397).

54. Hükümet Milli GörüĢ hareketi için önemli bir dönüm noktasına iĢaret etmektedir. Daha önce 3 defa hükümet ortağı olmasına rağmen ilk defa Milli GörüĢ‟ün büyük ortak olduğu bir koalisyon kurulmuĢ ve Milli GörüĢçülerin çeyrek asırlık “BaĢbakan Erbakan” sloganı gerçeğe dönüĢmüĢtür. Milli GörüĢ hareketinin iktidar olması gerek destekçilerinin gerekse karĢıtlarının dikkatle takip ettikleri bir süreci baĢlatmıĢtır. Fakat bu hükümet çok uzun soluklu olamamıĢtır.

Refah Partisi'nin iktidar deneyimi "post modern darbe" olarak tanımlanan ve 28 ġubat süreci olarak tarihe geçen dönemin sonunda nihayete ermek zorunda kalmıĢtır. Türkiye tarihinin bu çalkantılı döneminin sonucu olarak 30 Haziran 1997 günü Refahyol hükümeti sona ermiĢ ve devamında 16 Ocak 1998 tarihinde Refah Partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıĢtır. RP‟nin kapatılması ile birlikte Milli GörüĢçüler bir ay önce her ihtimale karĢı kurarak yedekte tuttukları Fazilet Partisine

katılmıĢlardır. ANAP‟tan istifa eden iki milletvekilinin de katılımıyla 146 milletvekiline sahip olan FP ile Milli GörüĢ mecliste temsil edilmeye devam etmiĢ ama bir önceki dönemin aksine artık muhalefet pozisyonuna düĢmüĢtür (Çakır, 2018: 571-572).

Bu Ģartlar altında yapılan 1999 genel seçimlerinde FP % 15,4 oy alarak 111 milletvekili çıkarmıĢtır (TÜĠK, 2012: 93). Fakat Fazilet Partisi de MNP, MSP ve RP‟nin yaĢadığı anti demokratik sondan kurtulamamıĢ ve 22 Haziran 2001 tarihinde kapatılmıĢtır. Partinin kapatılmasından sonra Milli GörüĢ hareketinde ciddi bir bölünme yaĢanmıĢ ve kadroların nicelik bakımından önemli bir kısmı hareketten ayrılarak AK Parti'yi kurmuĢlardır.

Türkiye için, Milli GörüĢ hareketinden ayrılan eski Ġstanbul BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki kadroların yönetiminde bir dönem baĢlarken, Milli GörüĢ hareketi 20 Temmuz 2001 tarihinde kurulan Saadet Partisi ile yoluna devam etmiĢtir.

Necmettin Erbakan‟ın 27 ġubat 2011 günü vefat etmesiyle karizmatik ve efsanevi kurucu liderini kaybeden hareket, eski Sivas milletvekili ve belediye baĢkanı Temel Karamollaoğlu önderliğinde varlığını devam ettirmektedir.

Benzer Belgeler