3.TEDARİK ZİNCİRİ ENTEGRASYONU
3.3. Tedarik Zinciri Entegrasyon Sistemler
Entegrasyonun yüksek düzeyleri QR (hızlı cevap) ve ECR (verimli müşteri cevabı) ile tedarik zincirinin beraber çalışmasına izin verir (Waters, 2007: 6).
Tedarik zinciri entegrasyonun başarılı çalışmasını sağlayan sistemler şu şekildedir:
Gamble ve Kurt Salmon Associates ECR olarak adlandırılan fikri geliştirmek için beraber çalıştılar (Rushton, Oxley ve Croucher, 2000: 544). Perakende sanayi girişimi olarak kurulan etkili müşteri cevabı (ECR), tedarik zinciri boyunca ikmal, yeni ürün geliştirme, promosyon, ürün sınıflandırmasını bütünleştirmek ve rasyonelleştirmek amacıyla tasarlanmıştır (Harrison ve Van Hoek, 2008: 244).
1990’lar boyunca kurulan ECR girişimleri, işbirliğini geliştirmek için çok fazla katkıda bulunmuştur. Birleşik Krallık, Tesco ve Sainsbury ile birlikte ECR’yi kullanarak, aşırı kar ettiğini belirterek ECR yi uygulayan öncülerden biri olmuştur. Bu Birleşik Krallık şirketlerinin başarılı olmalarının nedeni internet bazlı bilgi değişimi aracılığıyla, tedarikçileriyle veri paylaşma istekleridir. (Waters, 2010: 309)
ECR’nin kökeni Kurt Salmon girişimleri aracılığyla 1993’te Amerika’da yürütülen çalışmalara dayanır (Harrison ve Van Hoek, 2008: 242).
ECR, 1990’ların ilk yıllarında perakende sektöründe artan ve gerileyen rekabete karşılık Walmart ve Procter&Gamble arasındaki ortak girişimler ile kısmen Amerika’da ortaya çıkmıştır.
ECR programları 1993’ te Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Birçok proje ve pilot uygulamalar oluşturuldu. Örneğin, Coopers&Lybrand’ın perakende değer zinciri araştırmasında (1996) iş hacmi % 5,7 olası kar hesaplandı. O zamandan beri ECR, tüm Dünya’da tercih edilmektedir (Waters, 2010: 314-315).
Avrupalı ECR girişimi, ECR yi perakende tüketicisinin değişen talebini daha hızlı, daha iyi ve daha az maliyetle yerine getirebilmek amacıyla daha yakından beraberce çalışan perakendeciler, toptancılar, üreticiler ve toplam tedarik zinciri sağlayıcılar üzerine yoğunlaşan perakende endüstrisindeki global bir hareket olarak tanımlar. ECR altında gösterilen ana noktalar kategori yönetimi, ürün ikmali ve teknolojisidir (Waters, 2010: 315).
görünür vurguya rağmen ECR’nin ilk çalışmalarının çoğu tedarik kısmına odaklanmıştır. Ayrıca ECR, EDI (Elektronik veri değişimi), Çapraz sevkiyat ve sürekli ikmal gibi önemli alanlar üzerinde çabaları güçlendirmektedir (Harrison ve Van Hoek, 2008: 242).
ECR hareketleri, ticaret ilişkilerinin performansını değerlendirmede kullanılan Scorecard’ların değişik versiyonlarını bir araya getiren en iyi uygulama prensiplerini paylaşmaktadır. Bu ilişkiler 4 kategori altında ölçülür. Bunlar; talep yönetimi, tedarik yönetimi, imkan sağlayıcılar ve bütünleştiricilerdir (Waters, 2010: 316).
ECR, Tedarik zinciri uygulamaları, envanter akışı ve ticaret çabalarının verimliliğini artırmak amacıyla tüm TZ üyeleri boyunca etkili işbirliği ile son müşterinin gereksinimlerini ve değişen taleplerini yerine getirmeyi amaçlar (Harrison ve Van Hoek, 2008: 242).
Lojistikçiler, TZ aracılığıyla devamlı ürün akışını tercih etmesine rağmen, taktiksel promosyonlar çoğu perakendecinin pazarlama stratejilerinde bir nitelik olarak kalmaktadır. Hock ve Pomerantz ‘ın (2002) Amerika’da 106 süpermarket zincirindeki 19 yiyecek ürün kategorisindeki araştırmasına göre ücret hassasiyeti ve promosyon cevapları, hammadde alımının daha sıklıkla arttığını göstermektedir (Waters, 2010: 316)
Yönetimsel ve bilgi teknolojilerinin yanında etkili lojistik stratejileri onun başarılı uygulamasında zorunludur. Bu teknikler çoğu firma dahilinde mümkündür. Fakat sıkça karşılaşılan nokta max potansiyellerini başarmaları amaçıyla varolan araç gereçleri sağlamaktır (Harrison ve Van Hoek, 2008:242). ECR girişimi, etkili bilgi paylaşımı, otomatik sipariş üretimi , barkodlama ve diğer tarama teknoljilerini kullanımını içerir (Harrison ve Van Hoek, 2008: 244).
şirketlerinin girişimi sonucu ortaya çıkmıştır. Amaç, envanteri tahmin etmek ve ikmal etmek için bir iş modeli geliştimektir. CPFR, envanter yönetimi daha etkili olurken müşteri hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla satıcı ve tedarikçiler arasındaki işbirliğini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Böylece Müşteri hizmetleri ve envanter arasındaki pazarlıksız ticaret değişmiştir (Harrison ve Van Hoek, 2008: 248).
CPFR nin amacı müşteri hizmetlerinin yanı sıra envanter maliyet ve gelirlerinin iyileşmesini ortaklarla paylaşmak ve ticari ortaklar arasında satış tahminlerini geliştirmek ve otomatikleştirmektir (Esper ve Williams, 2003: 55- 65). Diğer bir amacı, tedarik zincirini ikmalini ve yanıt sürelerini geliştirmek, işbirliği talep tahmini yoluyla tedarik zinciri entegrasyonunu geliştirmektir (Chen, Chou, Dai ve Ye, 2018: 40226-40244).
CPFR, ortak tahminleri kullanarak yenilemeyi devam ettiren, VMI’yı arttıran ve tedarikçilerle lojistik yönetim süreçlerini paylaşmak için geliştirilmiş dışsal bir sistemdir (Waters, 2010: 213).
İlk pilot uygulama, perakende outletlerinde tutulan stoklar üzerine yoğunlaşarak Listerine marka ağız bakım ürününü kullanan Wal-Mart ve Warner- Lambert arasında test edilmiştir. 1998’de Gönüllü uluslararsı endüstri ticaret standartları komitesi (VICS) CPFR’nin gelişimine dahil olmuştur (Harrison ve Van Hoek, 2008: 248).
VICS, 1986’da perakende endüstrisi için Barkod ve elektronik veri değişim standartlarını geliştirmek adına oluşturuldu. VICS, CPFR kavramının test edilmesinde ve geçerliliğinde diğer organizasyonların katılması anlamına gelmektedir (Harrison ve Van Hoek, 2008: 248).
Sürekli ikmal ile talep planamayı bütünleştirmek amacıyla işbirlikçi planlama zorunludur. Temel sorun CPFR üzerindeki VICS girişimidir. VICS girişimi, perakende sektörü CPFR modelini uygulamaya başladığında 1990’ların
sonuna kadar tedarikçileri ve Amerika’daki yiyecek olmayan perakendecilerden temel desteği almıştır (Waters, 2010: 3181).
1990’ların sonlarında VICS, ECR girşimlerinin, işbirlikçi ayarlamaların gelişimini, bağlantılı işletme planlarını, paylaşılan satış öngörülerinin ve üretilen siparişlerden sürekli ikmalin elementlerini bir araya getiren 9 adımlık jenerik bir model üretmişlerdir (Waters, 2010: 319).
9 adımlık işletme modeli hem tedarikçi hem de müşteri tarafından gereksinim duyulan çabayı sağlamak için geliştirildi. 9 adım şu şekildedir (Harrison ve Van Hoek, 2008: 251).
1. adım: Ön sözleşmeyi geliştime