• Sonuç bulunamadı

Hukukumuzda bağlantılı hak sahiplerinin haklarına yapılan tecavüz sonucu açılabilecek tazminat davalarının neler olduğu ve kapsamının nelerden ibaret olduğundan bahsetmeden önce FSEK m.70’te düzenlenen tazminat davalarının Borçlar Kanunun haksız fiili düzenleyen BK m.41 vd. hükümlerine paralel olarak düzenlendiğini, bu özelliği nedeniyle de FSEK m.70’in BK m.41 ve devamındaki hükümlerin özel bir uygulaması niteliğinde olduğunu belirtmek gerekir494.

Şimdi bağlantılı hak sahiplerinin haklarına yapılan tecavüz sonucu açılabilecek tazminat davaları ile ilgili açıklamalarımıza geçebiliriz:

1. Maddi Tazminat Davası a. Genel Olarak

FSEK m.70/II’de düzenlenen bu dava, mali hakların ihlali sonucunda maddi bir zarara uğranması durumunda bütün bağlantılı hak sahipleri tarafından açılabilir.

b. Davanın Konusu

FSEK m.70/II, “Mali hakları haleldar edilen kimse, tecavüz edenin kusuru yoksa haksız fiillere müteallik hükümler dairesinde tazminat talep edebilir”

şeklindedir. Doktrinde, burada BK m.41vd.’da düzenlenen haksız fiile ilişkin esaslara yollama yapıldığından, haksız fiilden sorumluluğun doğması için gereken şartlar olan “hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağının” burada da aranacağı

493 ARKAN, s.288; TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 81

494 AYİTER, s.261; DURAL, s.101

belirtilmektedir495. Ayrıca BK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin burada uygulama alanı bulacağına göre, BK’nun zarar ve tazminat miktarının tayininine (BK m.42-43), tazminatın indirilmesine (BK m.44) ve müteselsil sorumluluğa (BK m.50-51) ilişkin hükümler de burada kıyasen uygulanabilecektir496.

Maddi zarar; fiili zarar ve/veya yoksun kalınan kar şeklinde ortaya çıkabilir497. Fiili zarar; malvarlığındaki net bir azalmayı, yoksun kalınan kar ise;

malvarlığının artmasına engel olunarak yol açılan zararı ifade etmekte498 olup bağlantılı hak sahibi her iki türlü zararını da talep edebilir499.

Davanın konusu ile ilgili söylenmesi gereken son bir husus ise; doktrinde, mali hakların ihlali halinde manevi bir zarar da doğmuşsa BK hükümlerine göre manevi tazminat da istenebileceği, maddi zararın fiili zarar şeklinde ortaya çıktığı durumlarda FSEK m.70/III’e göre kazanç devrinin de talep edilebileceği ve FSEK m.

66/IV hükmü gereği maddi tazminat talebi ile birlikte tecavüzün ref’i talebinde bulunulabileceği belirtilmektedir500.

c. Davanın Tarafları 1) Davacı

Bu dava, mali hakları ihlal edilerek zarar gören tüm bağlantılı hak sahipleri ve yetki verilmişse meslek birlikleri tarafından açabilir. Ruhsat vermek suretiyle “mali hakkın kullanılmasının devredildiği” durumlarda da sonuç değişmez. Ancak “mali hak devredilmiş” ise artık maddi tazminat davasını devralan açabilir.

Hak sahibinin ölümü halinde ise; maddi tazminat davası açma hakkı mirasçılara geçecektir. Çünkü mali haklar, manevi haklardan farklı olarak terekeye dahildirler501.

495 AKIN, s.141; ARKAN, s.292; EREL, Fikir ve Sanat Hukuku, s.305-306; ÖZTRAK, s.88;

TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 98; YARSUVAT, s.222

496 DURAL, s.102

497 AYİTER, s.262

498 OĞUZMAN/ÖZ, s.499-500; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, s.599-562

499 EREL, Fikir ve Sanat Hukuku, s.306; TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 98

500 ARKAN, s.293; DURAL, s.102; TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 98

501 TEKİNALP; bu davanın kıyasen FSEK m.19’da sayılan diğer kimselere de tanınması gerektiği görüşünde iken (bkz. TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 98), ARKAN; terekeye dahil bir hakka ilişkin dava hakkının mirasçılara ait olacağını, bu nedenle de FSEK m.19’da sayılan diğer kimselere bu dava hakkının tanınmasının doğru olmadığını ifade etmiştir (bkz. ARKAN, s.293).

Birden çok icracı sanatçının varlığı halinde burada daha önce de değinilen Komşu Haklar Yönetmeliğinin 11.maddesi uygulanacaktır.

2) Davalı

FSEK m.70/II’ye göre açılan maddi tazminat davasında, davalı, bağlantılı hak sahibinin mali bir hakkını ihlal ederek zarara sebep olan “mütecaviz” olup gereken hallerde BK m.55’de düzenlenen istihdam edenin kusursuz sorumluluğuna gitmenin mümkün olduğu da belirtilmelidir502.

d. Zamanaşımı Süresi

Buradaki fiil, haksız fiil niteliğinde olduğundan haksız fiillere ilişkin BK m.

60 hükmü kıyasen uygulanacaktır503. Bilindiği gibi, BK m.60’a göre kural olarak zamanaşımı süresi; zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren bir sene ve herhalde fiilin gerçekleşmesinden itibaren on senedir.

e. Görevli ve Yetkili Mahkeme

Bu davada görevli mahkeme ile ilgili olarak tespit davası konusunda yaptığımız açıklamalar burada da geçerlidir.

Yetkili mahkemeyi tespit konusunda ise burada HUMK’un esasları uygulanacak olup buna göre; yetkili mahkeme ya HUMK m.9’daki genel yetki kuralına göre davalının ikametgahı mahkemesi ya da ortada haksız bir fiil söz konusu olduğundan HUMK m.21’de yer alan özel yetki kuralına göre haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesi olarak tespit edilecektir. Arkan’ a göre burada FSEK m.66/V’in uygulanma imkanı yoktur504.

2. Manevi Tazminat Davası a. Genel Olarak

FSEK m.70/I’de bağlantılı hak sahiplerinden icracı sanatçıların açabilecekleri manevi tazminat davası düzenlenmiştir505. Bu dava manevi hakların ihlali sonucunda

502 ARKAN, s.294; EREL, Fikir ve Sanat Hukuku, s.305

503 TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 93 ve 98

504 ARKAN, s.294

505 ÖZTRAK, s.88

manevi bir zarara uğranması durumunda açılabildiğinden bağlantılı hak sahiplerinden yalnızca icracı sanatçılara manevi tazminat davası açma hakkı tanınmıştır.

b. Davanın Konusu

Manevi tazminat davasının düzenlendiği FSEK m.70/I, “Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir” şeklindedir. Bu hükümde tazminattan bahsedildiğinden ve ayrıca BK m.49 hükmünün hemen hemen bir tekrarı niteliğinde olduğundan506 burada BK m.41 vd.’da düzenlenen haksız fiile ilişkin esaslar geçerli olacak ve haksız fiilden sorumluluğun doğması için gereken şartlar olan “zarar, kusur, hukuka aykırılık ve illiyet bağı” burada da aranacaktır.

FSEK m.70/I’e göre, mahkeme manevi tazminat olarak para ödenmesi yerine veya paraya ek olarak bir özür ilanının basında yayınlanması gibi başka yaptırımlara da hükmedebilir507.

FSEK m.70/I’e göre manevi tazminat istenebilmesi için, icracı sanatçının kişilik haklarının ihlal edilmiş olmasına gerek yoktur508. Ancak manevi haklara tecavüz aynı zamanda kişilik haklarının ihlali niteliğinde ise MK m.24 ve BK m.49 hükümlerine dayanılarak kişilik haklarının ihlali sebebiyle de ayrıca manevi tazminat istenebilir509.

FSEK m.66/IV hükmüne göre, manevi tazminat talebi ile birlikte tecavüzün ref’i talebinde de bulunulabilir. Ayrıca her ne kadar 4110 sayılı yasa ile FSEK m.70/I’deki maddi tazminat davası açabilme hakkı metinden çıkarılmış ise de, manevi hakların ihlali aynı zamanda bir maddi zarara da yol açmışsa bu zararın BK m.41 vd. hükümlerine göre istenememesi için de hiçbir sebep yoktur510. Yine FSEK

506 AYİTER, s.262; DURAL, s.101

507 ARKAN, s.289; DURAL, s.102; EREL, Fikir ve Sanat Hukuku, s.305; TEKİNALP, 2.Bası, 20 N.

90 508 ARKAN, s.289

509 AKIN, s.141; ARKAN, s.289; EREL, Fikir ve Sanat Hukuku, s.305; TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 94-95. Yine aynı yönde Y.İBK., KT:18.02.1981, E:1980/1, K:1981/2, YKD, C.7, S.5, 1981, s.533-538;

Y.HGK, KT:02.04.2003, E: 2003/4-260, K:2003/271 sayılı kararları.

510 DURAL, s.103; TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 97

m.70/III’e göre kazanç devri talebinde de bulunulabilir511.

c. Davanın Tarafları 1) Davacı

Yalnızca icracı sanatçı manevi haklara sahip olduğundan bu davayı ancak icracı sanatçı açabilecektir. İcracı sanatçının manevi hakkının kullanılmasını devrettiği yani ruhsat verdiği durumlarda dahi sonuç değişmemektedir512.

Doktrindeki baskın görüşe göre513, icracı sanatçının ölümünden sonra, dava açma hakkı icracı sanatçılara kıyasen uygulanan FSEK m.19/1’de sayılan kimselere geçecektir. Oysa Arkan; FSEK m.19/III’de atıf yapılan m.15/III ve m.16/III’de, m.19/I’de sayılan kimselere tanınan dava hakları içinde manevi tazminat davası olmadığı gerekçesiyle bu kimselerin manevi tazminat davası açma haklarının bulunmadığını belirtmektedir514.

Konuya ilişkin olarak Yargıtay ise bir Hukuk Genel Kurulu kararında, eser sahibinin haklarından mali bir hakkı devralanların, eser sahibinin ölümünden sonra eserde değişiklik yapılması yoluyla manevi hakların ihlali iddiasıyla manevi tazminat davası açabileceğine hükmetmiştir515.

Daha önce de bahsedildiği gibi Komşu Haklar Yönetmeliğinin 11/c1 hükmüne göre, icracı sanatçıların icra ettikleri eser kısımlara ayrılabiliyorsa icracılardan her biri icra ettiği kısım üzerinde hak sahibi sayılır ve icra ettiği kısım üzerindeki icradan doğan haklarını tek başına kullanabilir. İcranın tümü üzerinde yapılacak bir işlem için ise, tüm icracıların oy birliği gerekmektedir. Komşu Haklar Yönetmeliğinin 11/c.2 hükmüne göre ise, şayet icra ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bu icranın sahibi onu meydana getiren icracıların tümüdür. Bu nedenle icracı sanatçılar, haklarının korunması ile ilgili konularda oybirliği ile karar alarak hareket edebilirler. Kısaca; birden çok icracı sanatçının varlığı halinde somut olayın özelliklerine göre, icracı sanatçılardan her biri veya hepsinin manevi tazminat

511 ARKAN, s.289

512 ARKAN, s.290; AYİTER, s.254. Aksi görüşte DURAL, s.92-93

513 DURAL, s.103; EREL, Fikir ve Sanat Hukuku, s.304; TEKİNALP, 2.Bası, 20 N. 91

514 ARKAN, s.290

515 Y. HGK, KT:11.02.1983, E:1983/123, K:1981/4-70 sayılı kararı.

talebinde bulunmaları mümkündür516.

2) Davalı

FSEK m.70/I’e göre bu davanın davalısı, icracı sanatçının bir manevi hakkını kusuruyla ihlal ederek manevi zarara sebep olan kişi yani “mütecavizdir”.

FSEK m.70/I, 4110 sayılı yasa ile değiştirilmeden önce zararın ve kusurun özel ağırlığı şartını içeriyordu. Tekinalp, hükümden kusur ifadesinin çıkarılması nedeniyle burada bir kusursuz sorumluluk durumunun bulunduğunu ileri sürmektedir517. Ancak Arkan bu görüşe karşı çıkarak hükmün uyumlu hale getirildiği BK m.49’da da kusurdan söz edilmemekle birlikte burada bir kusursuz sorumluluk halinin düzenlenmediğini, bu nedenle de FSEK m.70/I’de düzenlenen manevi tazminat talebi bakımından da kusurun gerekli olduğunu belirtmektedir518. Biz de Arkan’ ın bu görüşünün daha isabetli olduğu fikrindeyiz.

Manevi hakları ihlal edenin, bir işletmenin müstahdemi veya bir tüzel kişinin temsilcisi olması durumunda tüzel kişiye karşı da BK m.41vd.’da düzenlenen hükümler ve dolayısıyla BK m.55’de düzenlenen istihdam edenin kusursuz sorumluluğuna ilişkin esaslar uygulanarak dava açılabilir519.