• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde, yukarıda detaylı bir biçimde açıklaması yapılan amaç doğrultusunda gerçekleĢtirilen çalıĢmanın bulgularının, tartıĢılıp yorumlanmasına yer verilmiĢtir.

AraĢtırmanın amacı; unilateral (tek taraflı) futbol antrenman programları ile son zamanlarda üzerinde birçok araĢtırmanın bulunduğu bilinen bilateral (iki taraflı) antrenman programları arasında, kazanılan futbol tekniklerinin öğrenme transferine ve öğrenme transferinin kalıcılığına etkisinin karĢılaĢtırmalı olarak incelemektir.

Bu amaçla, “11-12 YaĢ Grubu Çocuklarına 8 Haftalık Bilateral Futbol Antrenman Programının Öğrenme Transferi ve Öğrenme Transferi Kalıcılığı Üzerine Etkileri” baĢlıklı çalıĢmamıza 60 öğrenci deney grubu ve 20 öğrenci kontrol grubu olmak üzere toplam 80 öğrenci katılmıĢtır.

Futbol temel teknikleri dendiğinde çok geniĢ bir kavram ortaya çıkmaktadır. Bu tekniklerin hepsini bir arada bulundurmak ve yüzde yüz katkısını belirlemek çok güç olduğudan çalıĢmada futbol teknik becerilerinin ölçülmesi için top sürme, top sektirme, pas alma-verme ve hedefe isabetli vuruĢ testlerinin uygulanması yeterli bulundu. Öğrenci grupları homojen olarak oluĢturulmuĢtur. 100 öğrenciyle baĢlanan futbol temel teknik eleme testleri sonrasında birbirine yakın üç deney ve bir kontrol grubu belirlendi.

7.1. Antropometrik Özelliklerinin Değerlendirilmesi

Denekler aynı yaĢ kategorisinde ve fiziksel yapı olarak birbirlerine çok yakın sporcular olup yapılan antropometrik ölçümler sonucu elde edilen veriler aĢağıda verilmiĢtir.

Boy uzunluğu

AraĢtırmada elde edilen boy ortalaması değerleri, erkek öğrencilerde 145.63±5.77 cm ve kız öğrencilerde ise 145.28±8.06 cm olarak tespit edilmiĢtir.

Dal (2001), yapmıĢ olduğu 12 haftalık düzenli yürüme egzersizlerinin 11-12 yaĢ çocuklarında (n= 15 kız) antropometrik, spirometrik ve kardiyovasküler uyum

değerleri üzerine etkileri adlı çalıĢmasında çocukların boy ortalamasını 149.41±8.67 cm olarak tespit etmiĢtir.

Ġmamoğlu ve Kılcıgil (2007), Türkiye‟deki minik futbolcularda reaksiyon zamanı, vital kapasite değerleri ve lateralizasyon dağılımında solaklık sorunu adlı çalıĢmasında yaĢ ortalaması 11.7±0.18 olan çocukların boy ortalamasını 146.52±1.07 cm bulmuĢlardır.

Kurban (2008), 11.67±1.30 yaĢ grubu futbolcular üzerinde yapmıĢ olduğu futbol antrenmanının 10-13 yaĢ grubu çocukların teknik geliĢimine etkisinin araĢtırılması adlı çalıĢmasında çocukların boy uzunluğu ortalamalarını 149.41±9.43 cm bulmuĢtur.

Yine Ağaoğlu ve ark (2008), yaptıkları yaz spor okullarına katılan gençlerin yaĢ gruplarına göre fiziksel ve teknik geliĢimlerinin analizi adlı çalıĢmada 11-12 yaĢ grubu çocuklarında boy uzunluğu ortalamalarını 147.94±8.34 cm olarak tespit etmiĢlerdir.

Mengütay‟a göre (1999), çocukların boyları kız ve erkeklere göre 11 yaĢına kadar fazla farklı değildir. 12 yaĢında genelde kızlar erkelerden daha uzundur. Ancak 13 yaĢından sonra bu uzama erkelerin lehine döner.

Sunulan çalıĢmada erkek öğrencilerin ortalama değerleri literatür sonuçlarına uyumlu iken, kız öğrenci boy ortalama değerlerinin bu çalıĢmada erkek öğrenciler ile eĢit çıkması ve Dal‟ın çalıĢmasına oranla 4.13 cm düĢük çıkması ilgi çekicidir.

Literatürdeki benzer çalıĢmalarda çocukların boy ortalama sonuçlarına bakıldığında yaĢ faktörü geliĢim dönemi çocuklarında boy uzunluğu değerlerini önemli ölçüde etkilediği görülmektedir. Bu farklılık çocukların geliĢim hızlarının değiĢkenlik göstermesinden kaynaklanabilir.

Vücut Ağırlığı

ÇalıĢmada kız öğrencilerin vücut ağırlık ortalamaları (43.27±13.19 kg), erkek öğrencilerin vücut ağırlık ortalamalarına (38.36±8.89 kg) göre daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir.

Dal (2001) yapmıĢ olduğu 12 haftalık düzenli yürüme egzersizlerinin 11-12 yaĢ kız çocuklarında (n= 15) antropometrik, spirometrik ve kardiyovasküler uyum

değerleri üzerine etkileri adlı çalıĢmasında kız çocuklarda (n= 15) vücut ağırlığı ortalamasını 40.38±9.45 kg bulmuĢtur.

Ġmamoğlu ve Kılcıgil (2007), Türkiye‟deki minik futbolcularda reaksiyon zamanı, vital kapasite değerleri ve lateralizasyon dağılımında solaklık sorunu adlı çalıĢmasında yaĢ ortalaması 11.7±0.18 olan çocukların vücut ağırlık ortalamasını 38.35±1.03 kg bulunmuĢtur.

Kurban (2008)‟ın futbol antrenmanının 10-13 yaĢ grubu çocukların teknik geliĢimine etkisinin araĢtırılması adlı çalıĢmasında 11.67±1.30 yaĢ grubu (n= 30 erkek) vücut ağırlığı ortalamalarını 38.38±8.75 kg. olarak bulmuĢtur.

Yine Ağaoğlu ve ark (2008), yaptıkları yaz spor okullarına katılan gençlerin yaĢ gruplarına göre fiziksel ve teknik geliĢimlerinin analizi adlı çalıĢmada 11-12 yaĢ grubu çocuklarında (n=36) vücut ağırlığı ortalamasını 40.72±11.60 kg olarak tespit etmiĢtir.

Ziya‟ya (1997) göre, 11 yaĢına doğru kızların ağırlığı erkeklerin ağırlığından fazladır. Çünkü kızlar erkeklerden önce ergenlik dönemine girmektedir. Bu dönemde kemik ve iskelet sistemindeki geliĢmeler kastaki geliĢiminden daha ileri düzeydedir.

Ġlgili çalıĢmalar incelendiğinde bulgular, yapılan araĢtırmanın sonuçlarına paralellik göstermektedir. ÇalıĢmalar arasında belirgin bir fark yoktur. Bu anlamda düĢünüldüğünde çalıĢmanın literatüre uyumlu olduğu söylenebilir.

Yenilenmiş Waterloo Ayak Tercihi Anketi (YWATA)

AraĢtırmada öğrencilerin ayak tercihini belirlemek için “YenilenmiĢ Waterloo Ayak Tercihi Anketi” adlı on sorudan oluĢan bir anket uygulanmıĢtır. Uygulanan bu anket sonrasında öğrenci ayaklarının hangi ölçüde baskın olduğu verileri elde edilmiĢtir.

YenilenmiĢ Waterloo Ayak Tercihi Anketi‟ne (YWATA) katılan 80 öğrencinin ayak tercihi dağılımında; erkek öğrencilerin %2.5‟i güçlü sol ayaklı, %5‟i kısmen sol ayaklı, %15‟i kısmen sağ ayaklı ve %27.5‟i güçlü sağ ayaklı olarak belirlenmiĢtir. Bu değerler kız öğrencilerde; %1.25‟i güçlü sol ayaklı, %3.75‟i kısmen sol ayaklı, %1.25‟i her iki ayaklı, %36.25‟i kısmen sağ ayaklı ve %50‟si güçlü sağ ayaklı olarak tespit edilmiĢtir.

AraĢtırma grubundaki gönüllülere uygulanan ayak tercihi dağılımında, öğrencilerin %12.5‟i sol ayak, %1.25‟i her iki ayak eĢit ve %86.25‟i sağ ayağı tercih etmektedir. Bu sağ ayak tercih oranı, Mandal ve ark (1992) tarafından kuzey Hindistan‟da 20 ile 42 yaĢları arasındaki 442 kiĢide (erkek: 216. bayan: 226) yapılan araĢtırmada sağ ayaklılığın %87 olarak bulunduğu tanımlamaya uyumluydu.

Yüceloğlu (2009), 229 kiĢi üzerinde yaptığı araĢtırmada deneklerin % 70‟i sağ ayaklı, % 29.3‟ü sol ayaklı; Özsu (2006), 185 basketbol sporcusunun YenilenmiĢ Waterloo Ayak Tercihi Anketi (YWATA) dağılımına baktığı çalıĢmasında öğrencilerin, %80.54‟ünü sağ ayaklı, %15.68‟ini sol ayaklı ve %3.78‟ini her iki ayağını eĢit tercih eden olarak tespit etmiĢtir.

AraĢtırmadaki sağ ayaklılık oranı Özsu ve Yüceloğlu‟nun çalıĢmalarına oranla daha yüksek rapor edilmiĢtir.

ÇalıĢmanın literatür bölümünde insanların %90‟ının sağlak %10‟unun ise solak olduğundan söz edilmiĢti. Bu bağlamda Annett‟in 1972 yılında yaptığı çalıĢma sonucunun, günümüzde de halen geçerliği koruduğu söylenebilir.

Hem kız hem de erkek öğrencilerde sol hemisfer lehine asimetri literatür çalıĢmalarıyla uyumlu idi. Bununla beraber erkek ve kız öğrenciler arasında asimetri değerleri açısından istatistiksel anlamda bir fark bulunmadı (P>0.05).

Cinsiyete göre, bayanlardaki sağ ayak tercih oranı (%87), erkeklerdeki sağ ayak tercih oranından (%85) az da olsa büyüktür. Benzer bir çalıĢmada Özsu (2006) bayanlarda sağ ayak tercih oranını %82.82 ve erkeklerdeki bu oranı ise %79.33 olarak bulmuĢtur. Guyton ve ark. göre (1996), solaklık erkeklerde bayanlara göre %1-2 daha fazladır.

ÇalıĢmada cinsiyetler dikkate alınmadığında sol ayak tercihi %12.50 iken, cinsiyete bakıldığında, erkeklerde %15 ve bayanlarda %10‟dur. Erkekler bayanlardan daha fazla sol ayaklıdır. Saudino ve McManus, sol ayaklılığın %17.09 (erkeklerde: %20.45, bayanlarda: %13.83) bulunduğunu belirtmektedirler. Saudino ve McManus‟un araĢtırmasında da erkeklerin bayanlardan daha fazla sol ayak tercihi yaptıkları anlaĢılmaktadır (Saudino 1998, Özsu 2006).

7.2. Futbol Teknik Beceri Testleri

Sunulan çalıĢmada çocukların futbol teknik becerine ait ön test ve antropometrik ölçüm değerleri alınarak genel düzeyleri belirlenmiĢ ve öğrencilere iki ay süreyle haftada üç gün düzenli olarak unilateral ve bilateral futbol temel teknik antrenmanları yaptırılmıĢtır. Farklı antrenman tekniklerinin çocukların futbol temel teknik becerilerini geliĢtirmesine etkisini karĢılaĢtırmayı amaçlayan bu araĢtırmanın çalıĢma programında futbol temel tekniklerinin kullanımı esas alınmıĢtır. Bu temelden hareketle, çalıĢmaya katılan öğrencilerin süreç içindeki değiĢimleri ön test, ara test, son test ve kalıcılık test ölçümleriyle belirlenmiĢ ve daha sonra değerlendirilmiĢtir.

ÇalıĢmada 8 hafta boyunca haftada 3 gün ve günde 1 saat süren futbol temel teknik antrenmanlarının kullanıldığı maç, bilateral, unilateral ve kontrol grubu öğrencileri arasında futbol temel teknik geliĢimleri açısından anlamlı bir farkın olup olmadığı araĢtırıldı. ÇalıĢmaya baĢlamadan önce araĢtırmaya katılan üç deney ve bir kontrol grubu öğrencilerinin futbol temel teknik yeteneklerini ölçmek amacıyla ön test niteliğinde bir baĢarı testi uygulandı. Deneklerin bu testten aldıkları puanların aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları hesaplandı. Grupların ön test niteliğindeki yetenek testi sonuçlarında benzer özelliklere sahip olup olmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi yapıldı. Maç, bilateral, unilateral ve kontrol grubundaki öğrenciler arasında ön test sonuçlarından elde ettikleri ortalama puanlar bakımından birbirinden farklarını bulmak için yapılan ANOVA iĢlemi sonucunda çalıĢmanın birbirine benzer özellikte dört gruptan oluĢtuğu görüldü. BaĢka bir deyiĢle, çalıĢmaya katılan deney gruplarının futbol temel teknik yetenek düzeyleri açısından deney öncesi durumları arasında istatistiksel bakımdan anlamlı bir fark bulunamadı (p>0.05).

Duvar Pası Testi

ÇalıĢmada futbolcuların futbol temel teknik özelliklerinin değerlendirildiği ölçümlerden biri duvar pası testidir. Duvar pası vuruĢ sayısında, kontrol ve üç ayrı denek grubu öğrencilerinin almıĢ oldukları futbol eğitiminin duvar pası geliĢimine etkisi olup olmadığını, denek gruplarının duvar pası sayı ortalamalarında meydana

gelen değiĢimlerin gruplar arası duvar pası sayı ortalamalarında meydana gelen değiĢimlerle karĢılaĢtırılarak aralarındaki iliĢkiyi anlamak amacıyla uygulanan test ölçeğinin değerlendirilmesi sonucunda;

Maç grubu programına katılan öğrencilerin çalıĢma öncesi duvar pası için ön test ortalaması 14.55±2.86 vuruĢ iken, bu değer ara testte 16.30±3.74 vuruĢa, son testte ise 18.65±2.83 vuruĢa çıkmıĢ ve kalıcılık testi sonrasında 18.05±3.05 vuruĢa düĢmüĢtür. Bilateral futbol teknik antrenman programına katılan öğrencilerin duvar pası ön test ortalaması 14.85±5.10 vuruĢ, ara test 19.05±5.71 vuruĢ, son test 21.90±6.04 vuruĢ ve kalıcılık testi 20.65±5.66 vuruĢ olarak tespit edilmiĢtir. Unilateral teknik antrenman programına katılan öğrencilerin duvar pası ölçümleri ön testte 14.85±5.42 vuruĢ olarak bulunmuĢ, bu değer ara testte 18.65±5.27 vuruĢa ve son testte 20.20±5.45 vuruĢa çıkarken, kalıcılık testinde 18.95±5.09 vuruĢa düĢmüĢtür. Kontrol grubunda ise aynı yetenek test ortalamaları sırasıyla ön testte 15.15±3.31 vuruĢ, ara testte 15.10±2.75 vuruĢ, son testte 15.80±2.76 vuruĢ ve kalıcılık testinde ise 15.55±2.89 vuruĢ olarak bulunmuĢtur.

Elde edilen değerler incelendiğinde tüm deney gruplarının duvar pası vuruĢ ortalamalarının öntestten sonteste doğru artıĢ gösterdiği görülmüĢtür. Bu artıĢ iki ay süreyle yapılan düzenli futbol temel teknik antrenmanlarının çocukların duvar pası yetenek geliĢimleri üzerinde olumlu etki sağladığı Ģeklinde yorumlanabilir. ÇalıĢma öncesi değerleri karĢılaĢtırıldığında kontrol grubu öğrencilerinin duvar pası vuruĢ ortalamalarının en iyi düzeyde olması ilgi çekicidir. Buna rağmen çalıĢma sonrasında unilateral ve bilateral grup geliĢim puanları diğer gruplara göre daha yüksek çıkarken, en düĢük puana kontrol grubunda eriĢilmiĢtir.

Duvar pası ara test eriĢi puanları bakımından deney gruplarının kontrol grubuna göre daha yüksek puana sahip oldukları, bilateral grubun ise en yüksek puana sahip olduğu görülmektedir. Gruplar arasındaki ön test-ara test sonuçları arasında maç grubu ile kontrol grubu arasında maç grubu lehine (p=0.000), bilateral grup ile maç ve kontrol grupları arasında bilateral grup lehine (p=0.000) ve unilateral grup ile maç ve kontrol grupları arasında unilateral grup lehine (p=0.000) fark anlamlı bulunmuĢtur (p<0.05).

Gruplar arasındaki ön test-son test sonuçlarında maç grubu ile kontrol grubu arasında maç grubu lehine (p=0.000), bilateral grup ile maç ve kontrol grupları

arasında bilateral grup lehine (p=0.000), bilateral grup ile unilateral grup arasında bilateral grup lehine (p=0.010) ve unilateral grup ile kontrol grubu arasında unilateral grup lehine (p=0.000) fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur (p<0.05).

AraĢtırmanın tüm bulguları, doğrudan beyin içi bağlantılar ile ilgili olarak hiçbir parametre olmamasına karĢın, dolaylı olarak beyin içi bağlanma olayı (korpus kallosum) ile ilgilidir. Ġki hemisfer arasında bağlantı ne kadar yoğun ise, motor beceri de o kadar bilateral olur denilebilir. Bu durumda bilateral antrenman programına alınan denek hemisferleri arasındaki kallosal lif sayısının belki de bu çalıĢma için daha nitelikli bir bağlantı sağladığı, alıĢtırmaların bu test için bilateral grup lehine etki yaptığı ve bu nedenle hedefe isabetli vuruĢ ortalama değerlerinin bu grupta daha iyi olduğu söylenebilir.

AraĢtırma bulgularına göre, bilateral futbol temel teknik eğitiminin uygulandığı öğrencilerin teknik beceri geliĢim değerlerinin, diğer deney ve kontrol gruplarının geliĢim değerlerinden anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüĢtür. Bu sonuca bağlı olarak bilateral futbol temel teknik eğitimin öğrencilerin pas yeteneğinin kazandırılmasında daha etkili olduğu sonucu çıkarılabilir.

Literatürde de bu bulguyu destekler çalıĢmalar vardır. Musa (2006), ilköğretimde futbol becerilerinin kazandırılmasında 12 hafta boyunca uygulanan eğitsel oyunların etkisini inceleyen çalıĢmasında duvara Ģut ön test ve son test ölçümlerinde gruplar arasında anlamlı fark bulmuĢtur.

Bir baĢka araĢtırmada ise, sekiz haftalık futbol temel teknik eğitimi verilen 10-13 yaĢ grubu çocuklarda duvarda hızlı pas ön ve son test ölçüm ortalamaları arasında anlamlı fark tespit edilmiĢtir (Kurban 2008).

Yine Türkçapar (2011), geleneksel öğrenme ve harmanlanmıĢ öğrenme ortamlarının öğrencilerin futbola yönelik psikomotor beceri düzeylerini incelediği çalıĢmasında ayak içi vuruĢ ön test ve son test ölçümlerini karĢılaĢtırırken deney ve kontrol grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulmuĢtur.

Öğrenme transferi, eğitim sürecinde öğrenilen bilgiler, yetenekler, beceriler ve diğer karakteristiklerin iĢ sürecinde uygulanan boyutuyla ilgilenir. Transfer pozitif, negatif veya nötr olabilir. Transfer etkilerini anlayabilmek için, bir görevi öğrenip bunu ikinci bir göreve transfer eden deney grubu ile, sadece ikinci görevi uygulayan kontrol grubu ile karĢılaĢtırmak gerekir. Eğer deney grubu ikinci görev üzerinde

kontrol grubuna göre daha iyi bir performans gösteriyorsa pozitif transfer gerçekleĢmiĢ olur. Bunun anlamı öğretilen ilk görev transfer edilmiĢ ve ikinci görevin yerine getirilmesine yardımcı olmuĢtur. Eğer deney grubu ikinci görevde kontrol gurubundan daha kötü bir performans gösterirse negatif transfer meydana gelir. Ġlk görev üzerine verilen eğitim ikinci görev üzerinde daha zayıf bir performans gösterilmesine neden olmuĢtur. Son olarak, kontrol ve deney grupları açısından gösterilen performanslar açısından bir fark yoksa zero transfer meydana gelmiĢ demektir (Goldstein 1986). Burada asıl istenen transferin pozitif yönde olmasıdır.

Sunulan çalıĢmanın literatür sonuçlarıyla uyumlu olduğu görülmektedir. Bu bağlamda yapılan sekiz haftalık düzenli futbol temel teknik eğitiminin çocukların temel beceri geliĢiminde olumlu yönde bir öğrenme transferine neden olduğu söylenebilir. Futbolda pas tekniğinin önemi dikkate alındığında bu geliĢim son derece önemlidir.

Bir çalıĢanın bireysel performansındaki değiĢiklik bir öğrenme durumuna dayandığında ve bu değiĢiklik iĢ performansı alanına genelleĢtirildiğinde ve bunun ardından uzunca bir dönem kalıcı olduğunda transfer meydana gelir (Demirel 2007).

Denek ve kontrol gruplarını oluĢturan öğrencilerin duvar pası vuruĢ ortalamalarında meydana gelen puan artıĢlarının geçici bir değiĢim mi, yoksa kalıcı bir geliĢim mi olduğunu anlamak için dört gruba da uygulanan kalıcılık testi verilerine bakıldığında bu dört grup için son test-kalıcılık testi değerleri arasındaki istatistiksel analiz sonucu anlamlı bulunmamıĢtır (p>0.05). Diğer bir deyiĢle, kazanılan duvar pası ortalama değerleri, futbol temel teknik eğitiminin öğrencilerinin pas yeteneği geliĢiminde etkili olduğunu ve bu etkininde kalıcı olduğunu göstermektedir.

Slalom Testi

Futbolda top sürme tekniği oldukça fazla dönüĢ ve üst düzey teknik beceri gerektirmektedir. Sunulan çalıĢmada asimetrik (yön değiĢtirmeli) olarak yapılan bu testte her iki ayağını iyi kullanabilen öğrencilerin dikmeler arasından geçerken daha az zaman kaybı yaptıkları gözlemlenmiĢtir.

Top sürme sürelerinde, kontrol ve üç ayrı denek grubu öğrencilerinin almıĢ oldukları futbol eğitiminin top sürme geliĢimine etkisi olup olmadığını, denek gruplarının top sürme süre ortalamalarında meydana gelen değiĢimlerin gruplar arası top sürme süre ortalamalarında meydana gelen değiĢimlerle karĢılaĢtırılarak aralarındaki iliĢkiyi anlamak amacıyla uygulanan test ölçeğinin değerlendirilmesi sonucunda;

Maç grubu programına katılan öğrencilerin çalıĢma öncesi ön test slalom süre ortalaması 32.37±8.36 sn iken, bu süre ara testte 27.98±5.95 sn‟ye, son testte 26.11±4.97 sn‟ye ve kalıcılık testinde 25.75±4.56 sn‟ye düĢmüĢtür. Bilateral futbol teknik antrenman programına katılan öğrencilerin ön test slalom süre ortalaması 33.66±11.38 sn olarak belirlenmiĢ, ara test sonrasında 26.40±8.29 sn‟ye, son test sonrasında ise 23.52±7.23 sn‟ye düĢmüĢtür. Bu slalom süre ortalaması grubun kalıcılık testinde 24.82±5.85 sn‟ye çıkmıĢtır. Unilateral teknik antrenman programına katılan öğrencilerin çalıĢma öncesi slalom süre ortalaması 31.58±10.73 sn iken, bu değer ara testte 26.82±6.70 sn‟ye ve son testte 24.26±6.09 sn‟ye düĢmüĢtür. Daha sonra grubun kalıcılık testi süre ortalaması 24.97±6.35 sn‟ye yükselmiĢtir. Slalom süre ortalamaları kontrol grubunda baĢlangıçta 32.64±8.79 sn iken, ara testte 31.78±8.60 sn‟ye, son testte 31.40±8.06 sn‟ye ve kalıcılık testi sonrasında ise 31.36±7.98 sn‟ye düĢmüĢtür.

Bu veriler sonucunda tüm grupların top sürme süre ortalamalarının antrenman öncesinden sonrasına düĢüĢ gösterdiği görülmektedir. ÇalıĢmaya katılan gruplar üzerinde yapılan analizler sonucunda sekiz haftalık düzenli futbol temel teknik çalıĢmalarının grupların hepsinde anlamlı farklar oluĢturduğu kabul edilebilir. ÇalıĢmada bilateral grup süre ortalaması diğer gruplara göre daha düĢük çıkarken, en yüksek süre ortalaması kontrol grubundadır. En anlamlı istatistiksel fark kontrol grubu ile bilateral grup arasında bulunmuĢtur (p<0.05).

ÇalıĢma bulgularına bakıldığında, slalom süre ortalamalarında deney ve kontrol grupları ara test eriĢi puanları bakımından deney gruplarının kontrol grubuna göre daha düĢük sürelere eriĢtikleri, bilateral grubun ise en düĢük süreye sahip olduğu tespit edilmiĢtir. Gruplar arasındaki ön-ara test sonuçlarında bilateral grup ile kontrol grupları arasında bilateral grup lehine (p=0.000) ve unilateral grup ile kontrol

grupları arasında unilateral grup lehine (p=0.035) farklar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur (p<0.05).

Gruplar arasındaki ön test-son test sonuçlarında kontrol grubu ile maç, bilateral ve unilateral gruplar arasında maç grubu lehine (p=0.000), bilateral grup lehine (p=0.000) ve unilateral grup lehine (p=0.000) fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur (p<0.05).

Belli bir program dâhilinde düzenli yapılan futbol temel teknik antrenmanlarının, futbolcuların teknik becerilerini geliĢtirilebileceği birçok çalıĢmada rapor edilmiĢtir ve futbol antrenmanlarında teknik beceri geliĢtirmeye yönelik alıĢtırmalara sıklıkla yer verilmektedir.

Deney ve kontrol gruplarını oluĢturan öğrencilerin slalom süre ortalamalarına ait derecelerini son test ile iki hafta sonra yapılan kalıcılık testleri arasında ağırlıklı olarak korudukları görülmüĢtür. Grupların slalom süre ortalamalarında ait son test ve kalıcılık testi arasındaki fark istatistiksel analiz sonucu anlamlı bulunmamıĢtır (p>0.05). Bu bulgulara dayanarak deney ve kontrol grubu öğrencilerinde meydana gelen değiĢimlerin kalıcı olduğu ve çalıĢmaya katılan tüm grupların çalıĢma sonrası kazandıkları futbol teknik becerilerini çalıĢma sonrasında sürdürdükleri söylenebilir.

Literatürde de benzer bulgulara ulaĢılmıĢtır. Musa‟nın (2006) ilköğretimde futbol becerilerinin kazandırılmasında 12 hafta boyunca uygulanan eğitsel oyunların etkisini araĢtırdığı çalıĢmasında, grupların slalom yaparak süratli top sürme ön test-son test ölçüm değerlerini karĢılaĢtırırken gruplar arasında anlamlı fark tespit etmiĢtir.

Kurban (2008)‟ın yaptığı çalıĢmada da görüldüğü üzere, 10- 13 yaĢ grubu çocuklara sekiz haftalık futbol temel teknik antrenmanlarının bazı motorik yetenekler ve futbol yeteneğine etkisi incelenirken, çocukların top sürme yeteneği için ön test-son test değerleri arasında pozitif yönde kuvvetli bir iliĢki bulunmuĢtur.

Futbol beceri antrenmanının temel motorik özelliklere ve antropometrik paramatrelere etkisinin incelendiği bir çalıĢmada 10-14 yaĢ grubu çocuk grupların top sürme ön test-son test süre ortalamaları arasındaki fark anlamlı bulunmuĢtur

Benzer Belgeler