• Sonuç bulunamadı

2. AFYONKARAHİSAR’IN REKREASYON ALAN VE FAALİYETLERİ

2.4. İHSANİYE İLÇE

2.4.4. Tarihi Yapı ve Alanlar

i. Oyma Kilise: Halk arasında Gâvur Hamamı olarak da bilinen ve 25-30 yıl

öncesine kadar içinde düğünlerde kazan kaynatılarak, banyo yapıldığı ve bu nedenle hamam olarak kabul edildiği ve İslamiyet öncesinden kaldığı için bu adı aldığı belirtilmektedir. İç yüzeyi siyah olmasının nedeni rivayete göre kazan kaynatmaktan kaynaklandığı söylense de bu siyahlığın aydınlatma meşalelerinin isleri sonucunda oluştuğu söylenmektedir (Afyonkarahisar, 2011: 27).

67

Belde girişinde yol kenarında tüf sarp kayalık içinde oyulmuş kayadandır. Özelliği ise dış cephe olarak kaya yüzeyine oyulmuş apsisli ve kubbeli olmasıdır. Apsisin yanlarında küçük apsis özelliğinde çıkıntılar vardır. Orta kısmında dört adet kırılmış sütün başlıkları bulunmaktadır. Yan tarafında papazların kaldığı odalar, iç arka kısmında ise günah çıkarma yeri vardır. Yan ve arka bölüm duvarlarında birbirine bitişik kemerli nişler bulunmaktadır. Nişler arasında haç ve yazı kabartmaları vardır. Ana bölümde haç tonozlu, orta kubbeli, dört ayakla taşınmakta olduğunu gösteren izler vardır. Çevresine bitişik kaya odalarıyla birlikte 1000’li yıllarda yapılmış manastır yapısıdır. Dönemi itibariyle en gelişmiş mimari özelliğe sahip ve taş oyma yapısı itibari ile eşi bulunmayan yapıdır. Ayazini’nin Roma döneminde dini merkez olması nedeniyle yapımı için özenildiği ve döneminin şaheseri olarak kabul edildiği bilinmektedir (Afyonkarahisar, 2011: 27).

ii. Kapıkaya I ve II Kaya Anıtları: Anıtlar Döğer kasabası ile Üçlerkayası

köyünün arasında kalan ve M.Ö. 7. yüzyılda Friglerce yapılmış olan açık hava tapınaklarıdır. Kapıkaya I anıtı, kayanın doğu yüzeyi kesilmiş olup, üçgen çatılı tapınak cephesi yapılmış daha sonra, ön yüzü niş oyularak iç kısmına tanrıça Kibele kabartması işlenmiştir. Kabartma altında dört basamak merdiven bulunmaktadır. Kapıkaya II anıtı Üçlerkayası köyüne daha yakın olup kayanın ön yüzü kabartma geometrik motifle bezelidir. Kayanın tam ortasında niş açılıp içine yine Kibele kabartması yapılmıştır. Anıtın ön kısmında tören yeri, kaya koltuk ve basamaklı sunak bulunmaktadır (İlaslı ve Uyan, 2001: 281).

iii. Aslankaya Anıtı: Ramsay tarafından saptanan Köhnüş (Göynüş) vadisi

anıtlarının yanı sıra 1946-1958 yılları arasında bölgede aralıklarla araştırma yapan C.H.E. Haspels tarafından incelenerek bilim dünyasına kazandırılmıştır (Tüfekçi Sivas, 2007: 317). Kapıkaya I ve II anıtları arasında kalan anıt, büyükçe bir kayanın güney yüzü kesilip işlenmiştir. Üçgen çatının kiriş boşluklarına karşılıklı iki sfenk kabartması yerleştirilmiştir. Orta kısmına derin bir niş açılmış, ayakta duran iki aslan kabartmasının tam ortasında tanrıça Kibele kabartması vardır. İki yanı düz olan kayanın Kuzeyinde kalan yüzeye ise kükremiş ve iki ayağı üzerine şaha kalkmış büyük boy aslan kabartması yapılmıştır. M.Ö. 7. yüzyılda yapılan açık hava tapınağı Frigler tarafından yapılmıştır (İlaslı ve Uyan, 2001: 281).

68

iv. Aslantaş Kaya Anıtı: Kaya anıtı ilk olarak 1884-1887 yıllarında İngiliz

tarihi coğrafya uzmanı ve epigraf W.M. Ramsay tarafından yapılan ziyaretle saptanmış ve arkeoloji dünyasına tanıtılmıştır (Tüfekçi Sivas, 2007: 316-317). İhsaniye Göynüş vadisinde kalan anıt, kayanın ön yüzüne bir kapı bloğu açılarak, üçgen tavanlı mezar odası oyulmuş olup, odanın sol tarafına ölüyü yatırmak için kline (sedir) yapılmıştır. Kapı bloğunun her iki tarafında kükremiş ve şaha kalkmış iki aslan, ayaklarının arasında ise yavru aslan kabartması yapılmıştır. Friglere ait olan anıt mezar soylu bir kişiye ait olduğu ve Hitit özelliklerini taşımaktadır ve M.Ö. 7. yüzyılda yapılmıştır (İlaslı ve Uyan, 2001: 282).

v. Yılantaş ve Kumcaboğaz: Doğal nedenlerle yıkılmış olan Yılantaş anıtının

çatı kirişleri ve kükremiş aslan kabartmasının sadece başı ve ayak bölümleri günümüze kadar gelmiştir. M.Ö. 7. yüzyıl eseri olan anıt mezar Friglere aittir. Kumcaboğaz ise yine aynı döneme ait açık hava tapınağıdır. Bir mihrap içinde Kibele kabartması bulunan küçük bir kaya bloğudur (İlaslı ve Uyan, 2001: 283-284). Bu anıtlar yine İngiliz epigraf Ramsay tarafından saptanmıştır (Tüfekçi Sivas, 2007: 316).

vi. Maltaş: Konum olarak Yılantaş ve Aslantaş’a yakın olan tapınağın büyük

bölümü toprağın altındadır. Tapınağın ön kısmı üçgen çatılı, cephesi geometrik desenlerle işlenmiştir. Tapınağın sol kısmında yazıt bulunmaktadır. Ön kısmına paralel oyulan arka bölümünde kuyu yer almaktadır. Kibele’ye sunulan hediyelerin burada saklanması nedeniyle Maltaş adı verilmiştir. Friglere ait 7. yy. açık hava tapınağıdır (İlaslı ve Uyan, 2001: 283).

vii. Eğret Kervansarayı: Anıtkaya Köyü’nde bulunan ve kitabesi bulunmayan

kervansaray Osmanlı ve Selçuklu mimarisine benzememesi nedeniyle Germiyanoğulları dönemine ait olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Kervansaray kesme taş kaplı, iki sıra fil ayakları üzerine geniş yanları dar tonoz kemerle örtülü, kargir ve avlusuz olarak inşa edilmiştir. Kapısının yanları mermer sütunlarla süslü özel bir şekildedir (Küpeli, 2001: 361). Gönçer (1971: 346-347)’e göre ise yapı 1370-1380 yılları arasında Germiyanoğlu Süleyman Şah tarafından yaptırılmıştır.

viii. Döğer Kervansarayı: Döğer kasabasındadır. İki kısımdan oluşan

69

ise tek katlı ve birinci kısma bitişiktir. Duvarları moloz taşlı, çatısı taş kaplamadır. Birinci kısımdan içeri girince zemin katta dört tane köşe direk ve bunlara dayanan klasik yassı tuğladan yapılmış dört kemer bulunmaktadır. Kervansarayın üst katı bunların üzerine oturtulmuştur. Zemini toprak ve yüksekliği 6 m olan alt katın seyislere ve binek hayvanlara ait olduğu anlatılan bir yapıdır. Burada pencere yoktur. Üst katta ise pencereleri olan kubbeli odalar vardır. İkinci kısım tek parça geniş bir alandır. Buranın ise nakil vasıtaları ve yük hayvanlarına ait olduğu anlatılmaktadır (Küpeli, 2001: 361-362).

ix. Anıtkaya Şehitliği: Anıtkaya kasabasındaki şehitlik 13. Alay şehitleri adına

yaptırılmıştır. 12 subay ve 6 er gömülüdür. 1972 yılında bugünkü haliyle yapılmıştır. Arap harfleriyle yazılı kitabesinde “Anıtkaya (Eğret), Kurtuluş Savaşımızı eşsiz bir zaferle düğümleyen Kocatepe’den gürleyerek ve coşarak bir sel gibi bu topraklardan Akdeniz’e akıp giden Büyük Taarruz’da yoğun düşman kuvvetlerinin içine baskınla dalan ve boğaz boğaza amansız savaşlarla büyük zafer yaratıcıları ve bu uğurda vatanları, onurları ve yurttaşları için canlarını feda eden, sayısız kahramanların şehitliğidir’ 28 Ağustos 1972 B. ALPAKAN” yazmaktadır. Şehitliğin kaidesi üzerinde ise “28 Ağustos 1922 Muharebesinde düşman hattını ricatini (çekilmesini) keserek arkalarından taarruz eden Türk Süvari kolordusunun bu civarda verdiği şehitler adına dikilmiştir. Kendilerine Cenab-ı Hakk’ın rahmeti niyaz olunur” yazmaktadır (AİKTM, 2012e).

Benzer Belgeler