• Sonuç bulunamadı

2. AFYONKARAHİSAR’IN REKREASYON ALAN VE FAALİYETLERİ

2.8. DİĞER İLÇELER

2.8.1. Diğer İlçeler Antik Kalıtları

i. Tatarlı Tümülüsü: Dinar ilçe sınırlarındaki Tatarlı Kasabasında bulunan

Tümülüs kaçakçıların kazılarıyla ortaya çıkması sonrasında Müze Müdürlüğü ve uzmanlarca 1970 yılında yapılan kazı neticesinde bulunan ahşap mezar odası ile sonraları ikinci kez kullanıldığında eklenmiş taş dramos (giriş odası) bulunmuştur. Ahşap mezar odası Anadolu Pers egemenliği altındaki Frig anıt mezarıdır. Ahşaplar üzerinde boya ile yapılı sfenk, savaşçı, savaş arabaları, kanatlı boğalardan oluşan bölümler bulunmaktadır (İlaslı ve Uyan, 2001: 279-280).

ii. Sahipata Kervansarayı: Sultandağı ilçesinde bulunan kervansaray 1249

yılında Selçuklu veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. Avlu etrafında odalar ve ortasında dört kemer üzerine kesme taştan yapılmıştır. Avluyla birlikte mescit ve iç kapı ile girilen kışlık kısımdan ibarettir. Günümüzde harap bir durumdadır (Küpeli, 2001: 358).

iii. Apemaia: Dinar ilçesinin kuruluş yeri bir antik kenttir. Yapılan kazılarca

ilçenin birçok alanına dağılan kalıntılardan tiyatro bölümü açığa çıkarılmıştır (İlaslı ve Uyan, 2001: 284). Daha önceki adı Geleneia olan kent Pers, Hellen ve Roma dönemlerinde yaşam izleri görülürken Batı Anadolu’nun satraplık merkezi olmuştur. Döneminde Efes (Ephesus)’ten sonraki en büyük kent olan kentte Hellen dönemindeki özerk konumuyla gümüş kistophorus ve bronz sikkeler bastırılmıştır. Efes’le birlikte bastırdığı bronz sikkeler de vardır. Roma döneminde de yarı özerk ve imparator adına sikkeler bastırılan bir kenttir (İlaslı ve Uyan, 2001: 286).

iv. İnpazarcık: Günümüz Bayat ilçesinin güney batısında Mekan yaylası ve

Köroğlu beli arasında kalan kaya yerleşimleri Tüf kayalara oyularak yapılan, Bizans dönemine ait eserlerdendir. Ayrıca kaya yerleşimlerinin yanı sıra kaya mezarlar, şapel ve sarnıç bulunmaktadır (İlaslı ve Uyan, 2001: 288).

v. Çay Hanı: Çay hanı, Taş han veya Ebu’l-Mücahid Yusuf Hanı gibi isimlerle

kaynaklarda yer almaktadır. Çay ilçesindeki han 1278 yılında Selçuklu sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında önemli bir komutan ve devlet adamı olan Ebu’l- Mücahid Yusuf bin Yakup tarafından bir külliyeye bağlı olarak yaptırılmıştır. Mimarlığını Oğul Beğ bin Mehmet yapmıştır. Osmanlı döneminde uzun yıllar bakımsız kalan ve yıkılmaya yüz tutan hanın tamir ve bakımı için 1844’te yapılan

84

keşifte 12000 kuruş tutacak olan tamir işi başlamıştır. Avlusuyla birlikte 1780 m2’lik alana inşa edilen kervansaray Selçuklu hanlarının sonuncusudur. Açık ve kapalı kısımların birleşmesiyle oluşan hanlar grubundan olan hanın günümüzde yıkılmış olan avlusu kapalı kısma göre biraz daha geniştir. Kare şeklindeki plan düzenlemesiyle, Anadolu Selçuklu mimarisinde tek örnektir. Kapalı kısım yan duvarlara paralele uzanan beş sahna ayrılmış ve bu sahınlar ortadan çapraz bir sahınla kesilerek, iç mekânın tam ortasında kubbeyle örtülü kare planlı bir alan oluşturulmuştur. Kapalı kısım taç kapısı Anadolu Selçuklu sanatında özel bir yere sahiptir. İki renkli taş bezeme ile yapılan handa herhangi bir bezeme ve sultan hanlarındaki zengin süslemeler görülmemektedir (Küpeli, 2001: 360).

vi. Çay Külliye: İlçe merkezinde bulunan Taş Külliye Çay hanla birlikte 1278

yılında Yakup oğlu Yusuf Bey tarafından Mimar Oğul Bey’e yaptırılmıştır. Selçuklu dönemi izleri taşıyan eser bünyesinde ki medrese tuğla ve çini bezemelerle yapılmış ve sonraları camiye dönüştürülmüştür. Kervansaray bölümü avlulu ve kapalı mekândan oluşmaktadır. Külliye’nin mimarı olan Oğul Bey’in simgesi “Pars Arması” kapı üstünde işlidir. Cumhuriyet tarihinde Taş Cami, Vakıflar İdaresince onarılıp kubbeleri kurşunla kaplanmıştır (Afyonkarahisar, 2011: 42).

vii. Otuziki İnler: Sincanlı yani günümüz Sinanpaşa ilçesi, Tınaztepe

kasabasının güney batısında bulunan dağların yamaçlarındaki Otuziki inler, Sincanlı Ovasının tümüne hâkim tepelerdeki kayalara oyularak yapılmış olan Bizans dönemine ait kaya yerleşimleri mezar odalarındandır (İlaslı ve Uyan, 2001: 291).

viii. İkigöz Köprü: Sinanpaşa ilçesinin Akören kasabasının kuzeyinde Afyon-

Denizli-Antalya Karayolunun sol tarafında kalan köprü iki gözlü ve kesme taş kaplıdır. 11 m uzunluğundaki Osmanlı Dönemi mimarisi köprünün üzeri taş döşemelidir. Köprü gözlerini oluşturan kemer açıklıkları 2.10 m, dere yatağından yüksekliği ise 1.42 m ve onarım görmüştür (Üyümez ve Kaya, 2001: 405).

ix. Hamamlar: Sultandağı ilçesindeki Çifte hamam, İshaklı Kervansarayı’nın

arkasında bulunan 15. yüzyıl Osmanlı Dönemi eseridir. Çifte hamamla birlikte Taş Hamam olarak da isimlendirilmektedir. Sinan Paşa Hamamı, Sinanpaşa ilçesinde külliyeyi yaptıran Sinan Paşa tarafından yaptırılıp, camiden yaklaşık 300 m uzaklıkta günümüz Hamam sokağında bulunmaktadır. Yapının kitabesi olmamakla birlikte

85

külliye ile yapıldığı sanılmakta ve 1525 yılında inşa edildiği düşünülmektedir. Vakıf hamamı yine Sinanpaşa ilçesinde, Kayadibi köyünde olup yapılış tarihi bilinmemektedir. Köy tüzel kişiliğinin malı olan hamam köy meydanında iki evrede yapılmıştır (Üyümez ve Kaya, 2001: 407-413).

2.8.2. Tarihi Cami ve Mescitler

Sinanpaşa ilçesi camilerinden Sinan Paşa Cami, geniş bir bahçe içinde kesme ve moloz taşla örülü, kargir iki büyük ve beş küçük kubbelidir. Günümüz şekliyle zaviyeli cami tipine giren camimin kitabesinde 1524 yılında yaptırıldığı yazılıdır. Aynı zamanda Sinan Paşa’nın türbesi de bahçe içerisindedir Hersek-Zâde Ahmet Paşa Mescidi ise ilçeye bağlı Paşa Köyü’nde Hersek-zâde Ahmet Paşa tarafından 1517 yılında ahşap, toprak damlı, minaresiz, küçük bir mescit şeklinde yaptırılmıştır. Yukarı Cami olarak da anılır. Sultandağı ilçesinde ise, Ulu cami olarak anılan Sultandağı mescidi Karamanoğlu İbrahim Bey zamanında 1458 yılında halk tarafından yaptırılmıştır. Günümüze eski mescitten yalnızca minare ve kitabesi ulaşan mescidin diğer kısımları harap olmuş ve 1912 yılında yıktırılarak yerine şimdiki cami inşa ettirilmiştir. Çarşı Cami ve Aşağı Cami de yine diğer isimlerindendir. Ebher Taş Önü Mescidi ise yine Sandıklı ilçe de Ebher köyünde bulunmaktadır (İlgar ve Karazeybek, 2001: 324-327).

Dinar ilçesinde bulunan camilerden ise Çarşı Cami Ulu ve Bababey olarak da anılmaktadır. Öncesinde mescit halindeki yapı 1781 yılında Kitişoğlu Derviş Ağa’nın kızı Ayşe Hanım tarafından minare ve minber yaptırılarak camiye çevrilmiştir. Cami harap olunca 1923 yılında Dede-zâde Mustafa Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır. Bademli Köyü cami ise Dinar Bademli Köyü’ndedir. Anadolu’da fazla bulunmayan resimli cami örneklerindendir. Dazkırı ve Başmakçı’da bulunan resimli camilere kimi yönüyle benzemekle birlikte caminin ilk göze çarpan özellikleri mihrabın iki tarafındaki sütunlar, duvarlardaki değişik şekillerle yazılmış hat örnekleri, cami tasviri ve süslemelerde kullanılan çeşitli motiflerdir (İlgar ve Karazeybek, 2001: 329).

Dazkırı da bulunan ve iç süslemeleri ile göz dolduran ve en dikkat çekici cami Kızılören Cami’dir. Orijinal kitabesinin cami tamiri sırasında duvar yapımında

86

kullanıldığı köylülerce belirtilmektedir. Bu nedenle yapılış tarihini doğru belirlemek mümkün değildir. Ayrıca yapım tarihi olarak iki tarih belirtilmektedir. Bir tanesi cami giriş kapısının üzerinde ve mihrabın sol üst köşesinde bulunan 1894 tarihidir. Bu yazıların cami yapılış tarihi olmadığı nispeten yakın bir zamanda yazıldığı bellidir. İkinci tarih ise 1987 yılında minarenin yapımı ve son cemaat mahallinin camiye ilavesi sırasında duvara yazılı olan 1794/1795 (R.1208) (Takvim.com, 2012) tarihidir. Bu tarih ise yapım tarihi olarak orijinal kitabeye dayanılarak yazıldığı köylülerce belirtilmektedir. Caminin özelliklerinden yola çıkıldığında bu caminin çevredeki diğer camilerle kıyaslanmasında bu tarihin yanlış olduğu düşünülmektedir. Dazkırı da bulunan diğer camiler ise Çiftlik köy cami ve İdris köyü camileridir (İlgar ve Karazeybek, 2001: 331-334).

Başmakçı ilçe camilerinden ise Recep Bey cami ve Cuma cami bulunmaktadır. Cuma cami duvarların nadide hat örneklerinin sergilendiği yazılarla süslüdür. Cuma cami, 19. yüzyıl ve sonrasında Afyon ve çevresinde inşa edilen camiler içinde en güzel hat örneklerinin bulunduğu camilerden biridir. Ayrıca pencere kenarları ve duvarlar boş yer kalmayacak biçimde geometrik şekil ve çiçeklerle bezenmiştir (İlgar ve Karazeybek, 2001: 331).

Benzer Belgeler