• Sonuç bulunamadı

C. Tak sitle Satış Sözleşmesinin Hükümleri

3. Tarafların Hak ve Borçları

Taksitle satış sözleşmesi ile satıcı-sağlayıcı, satış konusunu tüketiciye

teslim etme, tüketici ise satıcıya satış bedelini kısım kısım ödeme borcu altına girer. TBK md. 256/I hükmüne göre alıcı peşin satış bedelinin en az onda birini en geç satış konusunun teslimi anında peşin, satış bedelinin geri kalanını ise sözleşmenin kurulmasından itibaren üç yıl içinde ödemekle yükümlüdür. Buradan hareketle, TKHK kapsamındaki taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri sözleşmede düzenlenen vadelere uygun olarak ödeme borcu, TBK kapsamında taksitle satış sözleşmelerinde ise alıcının peşin satış bedelini en geç

419 Hatiopoğlu, a.g.e., s. 54 420

Aslan, a.g.e., s. 397

421 Atasoy, Taşkın, Acar, a.g.e., s. 144; Aslan, a.g.e., s. 397 422

Aslan, a.g.e., s. 397

423 Atasoy, Taşkın, Acar, a.g.e., s. 145

424“Bu indirim oranında şu hesaba göre hareket edilmesi gerekir: Örneğin, malın peşin satış bedeli

10.000-TL, on eşit taksit karşılığında satış söz konusu olduğundaki satış bedeli ise 15.000-TL olsun. Tüketici 5. Taksidi ödedikten sonra kalan borcun tamamını ödemek istediğinde: peşin satış bedeline eklenen bedel 5.000-TL / 10 taksit sayısı = 500-TL olur. Kalan beş taksit için 5 x 500-TL=2.500-TL erken ödeme indirimi yapılması gerekir.” Hatipoğlu, a.g.e., s. 55

425 Hatipoğlu, a.g.e., s. 55

satış konusunun kendisine teslim anında ödenmesi ve geri kalan satış bedelini oluşturan taksitlerin sözleşmede kararlaştırılmış olan vadelere uygun olarak ödenmesi borçları bulunmaktadır. Satıcı-sağlayıcının borcu ise satış konusunu tüketiciye teslim etmektir.

TBK md. 259 hükmünde, taksitle satış sözleşmelerinde alıcının peşinatı ödemede temerrüde düşmesi durumunda satıcıya peşinatı isteme veya sözleşmeden dönme seçimlik haklarını tanımıştır426. Alıcının taksitlerden birini

ödemede temerrüde düşmesi halinde satıcının genel hükümlere göre ödenmeyen taksitleri ve temerrüt faizini isteme ve sözleşmede bu hususta hüküm bulunması koşulu ile diğer taksitlerin muaccel olması şartına dayanma veya sözleşmeden dönme hakkı bulunmakla birlikte TBK md. 259 hükmü diğer taksitlerin muaccel hale gelmesini birtakım şartlara bağlamıştır. Bu düzenlemelerden hareketle TBK’nın taksitle satış sözleşmelerinde, alıcının peşinatı veya taksitleri ödemede temerrüde düşmesi hali için genel hükümlerden farklı düzenlemeler getirerek alıcıyı korumayı hedeflediğini söylemek mümkündür427

.

a. Tüketicinin hakları i. Cayma hakkı (a) Genel olarak

Taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin cayma hakkı 4077 sayılı

TKHK’da düzenlenmemiş olup, 6502 sayılı TKHK’nın 18. maddesinde “cayma hakkı” olarak düzenlenmiştir428

. Bu düzenlemeye göre, “Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.” TBK md. 255 hükmünde de “Sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğurması ve geri alma açıklaması” başlığı altında alıcının geri alma hakkı düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, “Taksitle satış sözleşmesi, alıcı bakımından, taraflarca imzalanmış sözleşmenin bir nüshasının eline geçmesinden yedi gün sonra hüküm ve sonuçlarını doğurur. Alıcı, bu süre içinde irade açıklamasını geri aldığını satıcıya yazılı olarak

426 Remzi, Aydın, a.g.e., s. 72 427

Öksüz, a.g.e., s.108

428

Ebru Ceylan, Yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Getirdiği Düzenlemeler, İstanbul, Leges Yayınevi, 2015, s. 37

bildirebilir. Bu haktan önceden feragat edilemez. Geri alma bildiriminin sürenin son gününde postaya verilmiş olması, sonuç doğurması için yeterlidir.”

Cayma hakkı, bu hakkın tanındığı kişinin belli bir süre içinde herhangi bir gerekçe gösterme zorunluluğu olmadan veya cezai şart ödemeden sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilmesini sağlar429. Tüketiciye cayma hakkının

verilmesinin amacı, tüketicinin yeterince düşünme şansı olmadan sözleşmenin kurulmasına ilişkin irade beyanını açıklaması halinde bu sözleşme ile bağlı olması engellenerek korunmasını sağlamaktır430

. Profesyonel pazarlama teknikleri kullanan satıcı- sağlayıcının, tüketicide mal veya hizmeti çok uygun koşullarla edineceği izlenimi uyandırması halinde, tüketici bu sözleşme ile nasıl bir yükümlülüğün altına gireceğini tam olarak anlayamadan kurucu irade beyanında bulunabilmekte ancak daha sonra pişmanlık duyarak kurulan bu sözleşmeden kurtulmak isteyebilmektedir431

. Kanun, tüketiciye belirli bir süre içinde bu irade beyanını geri alarak sözleşmeyle bağlı kalmama hakkı tanımış, bu şekilde alıcıya tekrar düşünerek kararını değerlendirme imkânı verilerek eşit olmayan taraflar arasında sözleşme adaleti sağlamak istemiştir432. Öğretide433

, tüketiciyi korumak için getirilmiş olan cayma hakkının ahde vefa ilkesini ihlal etmediği gibi tüketiciye sözleşme özgürlüğü ilkesinden gerçek anlamda yararlanma imkânı tanıdığı savunulmaktadır.

TKHK md. 18/II hükmüne göre, satıcı-sağlayıcı tüketiciyi cayma hakkı hususunda bilgilendirdiğini ispat etmekle yükümlüdür. Bunun yanı sıra TSSHY md. 6/I-g hükmü ile “tüketicinin cayma hakkının olduğu ve bu hakkın hangi sürede ve nasıl kullanılacağı” taksitle satış sözleşmelerinin zorunlu içeriğinden biri olarak düzenlenmiştir. Tüketicinin cayma hakkı hususunda bilgilendirildiğinin ispat yükünün satıcı-sağlayıcıya yüklenmiş olması, tüketicinin korunması amacına hizmet etmektedir434

429 Baysal Başak, “Cayma Hakkının Sözleşme Hukukundaki Yeri”, İstanbul Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Mecmuası, İÜHFM C. 75, S. 1, s. 273-292, 2017, s. 275

430 Remzi Demir, “Türk Borçlar Kanunu Açısından Taksitle Satış Sözleşmelerinde Tek Taraflı

Bağlamazlık”, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 1, S. 2, Ekim 2016, s. 111-139, s.120 431 Çabri, a.g.e., s. 347 432 Baysal, a.g.m., s. 275-278 433 Demir, a.g.m., s. 125 434 Ceylan, Yeni TKHK, s. 37

(b) Hukuki niteliği

Taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin cayma hakkının hukuki niteliği

hususunda öğretide farklı görüşler bulunmaktadır. İsviçre Hukukundaki sözleşmenin kuruluşundan feragat hakkı kavramı hakkındaki değerlendirmelere göre öğretideki bir görüş435 taksitle satış sözleşmesinin kurulduktan sonra sadece

satıcı için bağlayıcı olduğunu söyler. Öğretideki bir diğer görüşe göre436

ise cayma hakkı tüketici hukukuna özgü sui generis nitelikte geçmişe etkili sözleşmeyi sona erdirme hakkıdır. Öğretideki başka bir görüşe437

göre ise cayma hakkı bozucu yenilik doğurucu bir hak niteliğinde olup, tüketicinin tek taraflı irade beyanı ile kanunun belirlediği süre içinde kullanılması halinde taraflar arasındaki hukuki ilişki sona ermektedir. Türk öğretisinde de kabul edilen ve bizim de katıldığımız bir diğer görüşe438 göre ise cayma beyanı taksitle satış

sözleşmesinin hüküm ve sonuç doğurmasının bağlandığı olumsuz, iradi ve geciktirici bir şarttır, çünkü TKHK md. 18/III hükmüne göre, malın tüketiciye teslim edilmiş olması halinde, tüketici malı olağan gözden geçirmeyi aşan şekilde kullanırsa, tüketicinin cayma hakkını kullanamayacak olması, cayma hakkı süresince sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğurmamasına sebep olur439

Dolayısıyla tüketici işlemi niteliğindeki taksitle satış sözleşmelerinde cayma hakkı geciktirici şartın özelliklerini taşır.

(c) Cayma hakkını kullanılması ve sonuçları

TKHK md. 18 hükmünde cayma hakkının şekli düzenlenmemiştir. TSSHY md. 7/IV hükmündeki düzenlemeye göre cayma hakkının kullanıldığına ilişkin beyanı içeren bildirimin cayma hakkı süresi içinde satıcı-sağlayıcıya yazılı olarak veya veri saklayıcısı aracılığı yönlendirilmesi yeterlidir440

. Mail, SMS yoluyla yapılan beyanlar kalıcı veri saklayıcısı kapsamında yapılan beyanlar

435 Bkz: Gümüş, a.g.e., s. 150 d.n. 598’deki yazarlar. 436 Gümüş, a.g.e., s. 150, dn 600’deki yazarlar. 437

Zevkliler, Özel, “Tüketicinin Korunması”, s. 218; Ünlütepe, a.g.e., s. 146; Çabri, a.g.e., s. 349, Özel, a.g.e., s. 181

438 Bkz: Gümüş, a.g.e., s. 150, d.n. 599’daki yazarlar.

439Gözde Zeytin Çağrı (Ed.), Tüketici Hukukunun Güncel Sorunları, Mehmet Köksal, “Tüketici

Hukukunun Tipik Bir Aracı Olarak Cayma Hakkı”, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, Şubat, 2020, s. 119

440

Çabri, a.g.e., s. 351

niteliğindedir441. Cayma hakkının kullanıldığının ispat yükü tüketici

üzerindedir442. Ancak TKHK md. 18/II hükmüne göre satıcı-sağlayıcı tüketicinin cayma hakkı hususunda bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. TBK md. 255/I hükmünde alıcının geri alma bildirimini postaya vermesine ilişkin ifade bulunduğundan, geri almaya ilişkin irade beyanının noter marifetiyle, iadeli taahhütlü mektup ile ya da telgraf ile satıcıya iletilmesi mümkündür443

.

TBK md. 255/I hükmü ile alıcıya tarafların imzaladığı sözleşmenin bir

nüshasının eline geçmesinden itibaren yedi gün içinde sözleşmenin kurulmasına yönelik irade beyanını geri alma hakkı verilmiştir. TBK md. 253/III hükmüne göre sözleşmenin yazılı içeriğinde alıcının geri alma hakkının da bulunması gerekir444. Düzenlemeye göre geri alma hakkı yazılı olarak kullanılmalıdır. Buradaki yazılı şekil geçerlilik şartıdır445

.

Cayma hakkının kullanım süresi hem TKHK hem TBK açısından yedi gündür. TKHK’ya göre yedi günlük sürenin ne zaman başlayacağı ise TSSHY md. 7’de düzenlenmiştir446

. Bu hükme göre: “Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkı süresi, hizmet ifasına ilişkin sözleşmelerde sözleşmenin kurulduğu gün; mal teslimine ilişkin sözleşmelerde ise tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin malı teslim aldığı gün başlar. Ancak tüketici, sözleşmenin kurulmasından malın teslimine kadar olan süre içinde de cayma hakkını kullanabilir.” İki kanun açısından da geri almanın sonuç doğurabilmesi için yedi günlük süre içinde alıcının irade beyanının karşı tarafa varması aranmamakta, yöneltilmiş olması yeterli görülmektedir 447

. TBK’ya göre geri alma süresinin başlangıcı taraflarca imzalanmış sözleşmenin bir nüshasının eline geçmesi ile başlar. Cayma hakkı için kanun tarafından getirilmiş yedi günlük süre nispi emredici düzenleme niteliğinde olduğundan bu süre tarafların anlaşması ile uzatılması mümkün iken kısaltılamaz448

. TBK md. 255’e göre geri

441 Çabri, a.g.e., s. 351 442 Ünaltepe, a.g.e., s. 147 443 Ünlütepe, a.g.e., s. 147 444 Ünlütepe, a.g.e., s. 147 445 Gümüş, s. 152; Ünlütepe, a.g.e., s. 147 446 Çabri, a.g.e., s. 349 447

Zevkliler, Özel, “Tüketicinin Korunması”, s. 218

448

Demir, a.g.m., s. 127

alma hakkından önceden feragat edilmesi geçerli değildir449

. Bu hüküm emredici niteliktedir ve böyle bir feragat verilmesi halinde TBK md. 27/1 hükmü gereği kesin hükümsüzlük yaptırımı söz konusu olur450. Sözleşme yapıldıktan sonra geri

alma hakkından feragat mümkün olmakla birlikte, sözleşmenin kurulmasından sonra geri alma hakkından feragatin geçerli olabilmesi için alıcının satıcının etkisinden kurtulmuş olması ve özgür iradesi ile bu feragati yapmış olması gerekmektedir451.

Satıcı-sağlayıcı cayma süresi içinde satış konusunu tüketiciye teslim etmiş ise, tüketici satış konusunu sadece olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir. Cayma süresi içinde olağan gözden geçirmeyi aşan kullanım, hem TKHK md. 18 hükmüne hem de TBK md. 255 hükmüne göre sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğurmasına sebep olacaktır. Ancak kanunda bu olağan gözden geçirmenin ölçüsü konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. TSSHY md. 7/V hükmüne göre, “Satıcı cayma süresi içinde malı tüketiciye teslim etmişse tüketici, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir. Olağan gözden geçirme malın ilk incelemesini kapsar.” Bu hükme göre malın ilk incelenmesi olağan gözden geçirmedir, bunu aşan gözden geçirme, olağan gözden geçirmeyi aşan bir gözden geçirme olarak değerlendirilmiştir. Malın mutat olarak kullanılması durumunda tüketici cayma hakkını kullanamaz. Öğretideki bir görüşe452

göre TBK md. 223 hükmünde düzenlenmiş olan açık ayıplara ilişkin muayene yapılmasındaki ölçülerin dikkate alınması gerekmektedir. TBK md. 223 hükmü alıcı için devraldığı satış konusunun durumunu işlerinin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirme zorunluluğu getirmiştir. Bu düzenlemede gözden geçirme süresi kesin bir şekilde belirlenmemiş olup, “imkân bulunur bulunmaz” olarak ifade edilmiş bu süre, satılanın özelliğine, türü, önemi, işlevi ve ilgili ticaret dalına göre değişecektir 453. Dolayısıyla gözden geçirme süresinin tayininde hâkimin

449 Demir, a.g.m., s. 128 450 Demir, a.g.m., s. 129 451 Öksüz, a.g.e., s. 142 452 Demir, a.g.m., s., 130 453

N. Yavuz, TBK Şerhi, s. 1351, Yavuz, a.g.e., s. 136

takdir yetkisi bulunmaktadır454. Malın olağan gözden geçirmeyi aşacak ölçüde

kullanıldığının ispat yükü satıcı üzerindedir455

.

TKHK md. 18/III ve TSSHY md. 7/VI hükümleri gereği, cayma süresi henüz sona ermeden tüketicinin onayı ile hizmetin ifasının başlaması halinde tüketici cayma hakkını kullanamaz456. Tüketicinin onayı olmadan hizmetin

ifasına başlanmışsa tüketicinin cayma hakkının kullanması mümkündür.

TKHK md. 18/IV hükmüne göre: “Tüketicinin satıcıyı bulduğu finansal kiralama işlemlerinde cayma hakkı kullanılamaz.” Finansal kiralama işlemlerinde tüketici önce malı bulup daha sonra finansman ihtiyacını karşılayabilmek için finansal kiralama şirketini bulduğu için bu süreçte uzun bir düşünme ve değerlendirme imkânı bulunması nedeniyle kanun koyucu tüketicinin satıcıyı bulduğu finansal kiralama işlemlerinde tüketiciye cayma hakkı vermemiştir457

. Tüketicinin cayma hakkını kullanması ile taksitle satış sözleşmesi geriye etkili olarak ortadan kalkar458. Bunun neticesi olarak, tüketicinin cayma hakkını kullanması halinde, satıcı-sağlayıcı cayma bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde, almış olduğu satış bedelini ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade masrafı kendisine ait olmak üzere geri vermelidir. TSSHY md. 8 hükmüne göre: “Tüketicinin cayma hakkını kullanması durumunda, satıcı veya sağlayıcı cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde almış olduğu bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi, tüketiciye hiçbir masraf yüklemeksizin iade etmekle yükümlüdür”.

Tüketicinin cayma hakkını kullanması halinde satıcının satış bedelini iade ederken satış bedeline ilişkin faiz ödeme yükümlülüğü olup olmadığı konusunda düzenleme bulunmamakla beraber öğretideki bizim de katılmış olduğumuz bir görüşe459 göre satıcı almış olduğu bedeli aynen iade ile yükümlüdür. Faiz ödeme

yükümlülüğü yoktur. Kanaatimize göre, tüketiciye herhangi bir gerekçe gösterme

454 Mustafa Ünlütepe, “Taşınır Satış Sözleşmesinde Satıcının Ayıptan Sorumluluğu Bakımından

Gözden Geçirme ve Bildirim Külfetinin Yerine Getirilmesinin Tabi Olduğu Süreler”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi C. 24, S 1, Haziran 2018, ISSN 2146- 0590, s. 296-335, s. 311 455 Çabri, a.g.e., s. 353 456 Çabri, a.g.e., s. 353 457 Aslan, a.g.e., s. 403 458 Öksüz, a.g.e., s. 142 459 Çabri, a.g.e., s. 355

zorunluluğu olmaksızın cayma hakkı verilmiş olduğundan, tüketicinin bu hakkını kullanması halinde satıcı-sağlayıcının satış bedeli iadesinde faiz ödeme yükümlülüğü olduğunun kabulü hakkaniyete aykırılık teşkil edecektir.

TSSHK md. 8/II hükmüne göre, “Cayma hakkını kullanan tüketici, sözleşme konusu malı, cayma hakkını kullandığı tarihten itibaren yedi gün içinde satıcıya iade etmekle yükümlüdür. Aksi halde tüketici cayma hakkını kullanmamış sayılır.” Bu düzenlemeye göre tüketici cayma beyanını satıcıya yönelttiği andan itibaren yedi gün içinde malı satıcı-sağlayıcıya iade etmezse, cayma hakkını kullanmamış sayılır.460TSSHK md. 8/III hükmü gereği malın iade masraflarını da

tüketici karşılamak zorundadır, ancak tüketici cayma hakkına değil başka bir hakkına dayanarak sözleşmeyi ortadan kaldırıyorsa bu hüküm uygulanmaz.461

TBK md. 255/III hükmündeki açık düzenleme gereği, geri alma hakkını kullanan alıcıdan cayma parası veya tazminat istenemez. Bu kuralın aksine yapılmış sözleşme hükümleri TBK md. 27 hükmü gereği kesin hükümsüzdür462

. TKHK cayma hakkını kullanan tüketiciden cayma parası veya tazminat istenip istenmeyeceğine ilişkin herhangi bir hüküm içermediğinden, TKHK md. 83/I hükmü gereği bu hüküm TKHK kapsamında kalan taksitle satış sözleşmelerine de uygulanacak, cayma hakkını kullanan tüketiciden cayma parası veya tazminat talep edilemeyecektir.

ii. TBK’ya göre satıcının sözleşmeden dönmesi halinde alıcının hakları

TBK’nın “sözleşmeden dönme” başlıklı 260. maddesine göre: “Satıcı, alıcının taksitleri ödemede temerrüde düşmesi sebebiyle satılanın alıcıya devrinden sonra sözleşmeden dönerse, her iki taraf aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satıcı, ayrıca hakkaniyete uygun bir kullanım bedeli ve satılanın olağandışı kullanılması sebebiyle değerinin azalması hâlinde tazminat da isteyebilir. Ancak satıcı, sözleşme zamanında ifa edilmiş olsaydı elde edecek olduğundan fazlasını isteyemez. Satıcı, alıcının peşinatı ödemede temerrüde düşmesi yüzünden satılanın devrinden önce sözleşmeden dönerse, alıcıdan sadece ödenmeyen peşinat üzerinden, sözleşmeden döndüğü tarihe kadar işleyecek yasal

460 Çabri, a.g.e., s. 354 461 Çabri, a.g.e., s. 354 462 Ünlütepe, a.g.e., s. 150

faiz ile sözleşmenin kurulmasından sonra, satılanın uğramış olduğu değer kaybı sebebiyle tazminat isteyebilir. Ceza koşulu kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu aşamaz.” Satıcı bu maddeye göre sözleşmeden dönme hakkını kullanırsa, her iki taraf da öncelikle sözleşme gereği birbirlerine aldıklarını geri vermekle yükümlü olacakları gibi, satıcıya hakkaniyete uygun bir kullanım bedeli ve eğer satış konusu olağandışı kullanılmış ise tazminat talep etme hakkı da verilmiştir. Alıcının ise satıcıya vermiş olduğu peşinatı ve ödediği taksitleri faizi ile birlikte talep hakkı mevcuttur. Aksine yapılan anlaşmalar TBK md. 260’ın emredici niteliği sebebiyle geçersizdir463. Ayrıca alıcı satış konusuna

yaptığı zorunlu ve faydalı masrafların kendisine ödenmesini de sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talep edebilir464. İki tarafın talepleri de TBK

md. 146 gereği on yıllık zamanaşımı süresine tabidir465

. Her ne kadar TKHK’de taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüdü halinde satıcının sözleşmeden dönme seçimlik hakkına ilişkin bir düzenleme bulunmasa da, TKHK md. 83/I hükmünde TKHK’da hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağı belirtildiğinden, TBK md. 260 hükmü TKHK kapsamındaki taksitle satış sözleşmelerine de uygulanacaktır.

b. Tüketicinin borçları

TKHK kapsamında kalan taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri sözleşmede düzenlenen vadelere uygun ödeme borcu bulunurken, TBK kapsamında kalan taksitle satış sözleşmelerinde alıcının peşinatı ödemek ve taksitleri sözleşmede belirlenen vadelere uygun olarak ödemek olmak üzere iki borcu olduğunu söylemek mümkündür. Bunlar: peşinatı ödeme borcu ve taksitleri ödeme borcudur.

463 Ozanoğlu, s. 268, Mehmet Altunkaya, “Taksitle Satımda Alıcının Temerrüdü Halinde Satıcının

Seçimlik Hakları”, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 2008/ 2, s. 333-360, ss. 350

464 Remzi, Aydın, a.g.e., s. 75

465 TBK md. 146 hükmü şu şekildedir: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on

yıllık zamanaşımına tabidir.”

i. TBK kapsamındaki taksitle satış sözleşmelerinde alıcının peşinatı ödeme borcu

TBK kapsamındaki taksitle satış sözleşmelerinde alıcının ödeme yükümü

peşinat ve taksitleri ödeme olmak üzere iki aşamalıdır466. Alıcıya peşinat ödeme

borcu verilmesinin hem alıcıyı hem de satıcıyı koruyucu sebepleri vardır. Satıcıların, satış bedelinin bir kısmını bile ödeyemeyecek olan alıcılarla taksitle satış sözleşmesi yapma riskine girmesini engeller467

. Alıcının, çok sayıda takside bölünerek düşük görünen ödeme miktarlarının tesiri altında kalarak aslında altından kalkamayacağı borçların altına girmesini engeller.

TBK md. 256/I hükmüne göre: “Alıcı, peşin satış bedelinin en az onda birini en geç teslim anında peşin olarak, satış bedelinin geri kalan kısmını da sözleşmenin kurulmasını izleyen üç yıl içinde ödemekle yükümlüdür.” Peşinatın çek vasıtası ile ödenmesi mümkünken, bono ve poliçe vasıtasıyla ödenmesi ise vadenin satış konusunun tesliminden önceki bir tarihte olması gerekir468

.

TBK md. 256/III hükmüne göre TBK md 256/I hükmünde düzenlenmiş olan asgari peşinat tutarını tamamen almadan satış konusunu alıcıya devreden satıcı, peşinatın ödenmeyen kısmı üzerinde talep hakkını kaybeder. Bu nedenle satıcı bu bedeli alıcıdan talep ederse, alıcı bu düzenlemeye dayanarak borçlu olmadığını ileri sürebilir469. Satış konusunun alıcıya tesliminden sonra alıcının

peşinatı ödeme borcu bir eksik borç470 niteliği taşır. Dolayısıyla teslimden sonra

alıcının peşinatı ödemesi halinde geçerli bir borcun ifası söz konusu olduğundan, alıcı bu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep edemeyecektir471.

TBK md. 256/IV, peşinattan vazgeçilmesi karşılığında satış bedelinde arttırma yapılmasının geçersiz olduğuna hükmetmiştir. TBK peşinatın koruma

466 Ozanoğlu, a.g.e., s. 47 467 Ozanoğlu, a.g.e., s. 51 468 Demir, a.g.e., s. 111 469 Öksüz, a.g.e., s. 110

470 Eksik borç, alacaklının borçluyu takip yetkisi olmayan borç olup geçersizlik veya imkânsızlık

nedeniyle yerine getirilemeyen niteliğinde değildir. Eksik borçlar borçlunun ifa etmesinin mümkün olduğu borçlardır ancak borçlu ifadan kaçınabilir. Kudret Güven, “Eksik Borçlar, Temel Özellikleri İle Hüküm ve Sonuçlarına İlişkin Bir İnceleme”, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.2, S.2, Temmuz 2016, s.37-72, s. 37

471

Ünlütepe, a.g.e., s. 163

fonksiyonunun kanun dolanılarak bertaraf edilmesini bu hükmü ile yasaklamıştır472

.

TKHK’ye göre satış konusu malın teslimi veya hizmetin ifasından önce yapılan ödemeler taksit sayıldığından TBK md.256 hükmü TKHK kapsamındaki taksitle satış sözleşmelerinde uygulanmaz473

.

ii. Tüketicinin taksitleri ödeme borcu

Taksitle satış sözleşmesinin unsurlarından biri satış bedelinin kısım kısım

ödeneceğinin kararlaştırılmasıdır. TBK’ya göre taksitle satış sözleşmelerinde satış bedeli, satış konusunun tesliminden önce peşinat, teslimatından sonra kısım kısım yani taksitler halinde olmak üzere iki aşamada ödenir474. Taksitlerin sayısı

sınırlı değildir, TBK md. 253/III b.7 düzenlemesi gereği ikiden az olmamak