• Sonuç bulunamadı

Tüketici Taksitleri Ödemeden Önce Satıcı-Sağlayıcının Mal veya Hakkı

E. Taksitle Satış Sözleşmesinin Unsurları

2. Tüketici Taksitleri Ödemeden Önce Satıcı-Sağlayıcının Mal veya Hakkı

TKHK 17. maddesinde yapılan tanımda, bedelin ödenmesinden önce taşınırın teslimi unsuruna yer verilmemiştir. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğinde

veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında düzenlenen taşıma, eser, sigorta, simsarlık vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 11.12.2019 Tarihli, 2016/28337 Esas, 2019/12407 Karar sayısı ile verdiği karar, Kazancı Bilgi Bankası, E. T. 25.05.2020

178

Yavuz, a.g.e., s. 278; Zevkliler, Özel, a.g.e., s. 211; Aral, a.g.e., s.178; Özel a.g.e., s. 174; Ozanoğlu, a.g.e., s. 59; Ünlütepe,. a.g.e., s. 40; Öksüz, a.g.e., s. 46; Demir, a.g.e., s. 14; İnceoğlu, a.g.e., s. 1

179 Bekir Akıncı, “6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu İle Taksitle Satış Hükümlerinde Yapılan

Değişiklikler ve Getirilen Yenilikler”, Konya Barosu Dergisi, C.1, S.2, Temmuz 2017, s. 89-124, s. 92

180

Yavuz, a.g.e., s. 278

181

Nihat Yavuz, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Adalet Yayınevi, Ocak, 2015, s. 1063

182 Yavuz, a.g.e., s. 279, Demir, a.g.e., s. 16, Ozanoğlu, a.g.e., s. 43 183 Bkz: Ozanoğlu, a.g.e., s. 43

olan taksitle satış sözleşmelerinde satış bedelinin tamamının ödenmesinden önce satış konusunun teslim edilip edilmemesinin taksitle satışın düzenlenmiş olduğu 17 ve devamı maddelerin uygulanıp uygulanmaması açısından fark oluşturmayacağı söylenebilir184

. Ancak TKHK md. 21/I düzenlemesine göre: “Tüketicinin taşınır bir malın satış bedelini önceden kısım kısım ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen ödenmesinden sonra satılanı tüketiciye teslim etmeyi üstlendikleri ve ödeme süresi bir yıldan daha uzun veya belirsiz olan sözleşmeler hakkında Türk Borçlar Kanununun ön ödemeli taksitle satış hükümleri uygulanır.” Dolayısıyla satış bedelinin tamamının satılanın tesliminden önce ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve ödeme süresi bir yıldan daha uzun veya belirsiz sözleşmelere TKHK’nın taksitle satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.

Taksitle satış sözleşmelerinin asıl amacı, satış bedelinin tamamını bir

defada yani peşin olarak ödemesi mümkün olmayan tüketicilere, satış bedelini kısım kısım ödeme kolaylığı sağlayarak ihtiyacı olan mal ve hizmetlere kavuşma imkânı sağlamaktır. Bu nedenle tüketicinin taksitleri ödemesinden önce satıcının mal veya hakkı tüketiciye teslim etmesi taksitle satış sözleşmelerinin belirleyici unsurudur.

Satış bedelinin tamamının malın tesliminden önce ödenmesinin şart koşulduğu sözleşmeler, ödemenin kısım kısım yapılması kararlaştırılmış olsa bile taksitle satış sözleşmesi olarak değerlendirilemezler185. Bu durumda taksitle satış

değil, TBK md. 264 vd. ‘da düzenlenmiş olan ön ödemeli taksitle satış sözleşmesinin varlığından söz edilir186

. TBK md. 264 hükmüne göre ön ödemeli taksitle satış sözleşmesi, alıcının taşınır bir malın satış bedelini önceden kısım kısım ödemeyi, satıcının ise bedeli tamamen ödendikten sonra satılanı alıcıya teslim etmeyi üstlendiği satıştır. Taksitle satış sözleşmesinin aksine ön ödemeli taksitle satış sözleşmesi bir tüketici kredisi sözleşmesi olmayıp, tasarruf sözleşmesidir. Alıcı önce tasarruf yapar, daha sonra ihtiyaç duyduğu malı alır187

. 184 Çabri, a.g.e., s. 340 185 Demir, a.g.e., s. 16 186

Yavuz, a.g.e., s. 280; Ünlütepe, a.g.e., s. 46; Eren, a.g.e., s. 240; Aslan, a.g.e., s. 385-386; Aral, a.g.e., s. 180; Remzi, Aydın, a.g.e., s. 67

187

Eren, a.g.e., s. 255

Satılanın tesliminin sözleşme yapıldığı sırada veya daha sonra yapılmasının taksitle satış sözleşmesinin teslime ilişkin unsuru açısından bir önemi yoktur188

. Satılanın teslimi sözleşme yapıldıktan sonra ancak satış bedelinin tamamı ödenmeden önce gerçekleştirilmiş olması bu unsurun varlığı açısından yeterlidir.

Taksitle satış sözleşmesi, TBK md. 253/I hükmünde, satıcının satılanı alıcıya satış bedelinin ödenmesinden önce teslim etmeyi üstlendiği satış olarak tanımlanmıştır. Alıcının taksitleri ödemesinden önce satıcının mal veya hakkı alıcıya teslim etmesi unsurundaki “teslim” in zilyetliğin devri çeşitlerinden hangisini ifade ettiği üzerinde de durmak gerekmektedir. Öğretideki bizim de katıldığımız bir görüşe göre189, taksitle satış sözleşmesinin amacı, ekonomik

olarak ihtiyaç duyduğu mal veya hakkın satış bedelini peşin olarak ödemeye müsait olmayan alıcının satış bedelini ödemeden önce satılandan faydalanmasını sağlamak olduğundan, kanunun aradığı teslimin mülkiyeti devir değil, tam anlamıyla malın teslimidir. Bu bağlamda “satış konusunun teslim”inden anlaşılması gereken eylem, “zilyetliğin devri”nden daha dar kapsamlı olup, zilyetliğin devri çeşitlerinden olan hükmen teslim190 veya zilyetliğin havalesi191 söz konusu ise taksitle satış sözleşmesinin varlığı için aranan teslim unsuru gerçekleşmemiş sayılır192. Zira bu teslim türlerinde alıcı, satış konusu mal veya

haktan hemen faydalanamamaktadır. TBK md. 253/I hükmünde “teslim etmeyi” ifadesi kullanılarak bu husus vurgulanmıştır193. Öğretideki diğer görüşe194

göre

188

Aslan, a.g.e., s. 385

189

Öksüz, a.g.e., s. 52; Eren, a.g.e., s. 240-241; Yavuz, a.g.e., s. 279

190 “Zilyedliğin devren kazanılması hallerinden hükmen teslim, temlik edenin özel bir sebebe

dayanarak zilyed olmakla devam etmesi olarak tanımlanmaktadır. Asli zilyed olan kişi, devirden sonra feri zilyed olmakta, devralan ise şeyi fiilen teslim almadığı halde malik sıfatıyla asıl zilyed olmaktadır.” Hasan Erman, Eşya Hukuku Dersleri, İstanbul, Der Yayınları, 2017, s. 15

191 “Zilyetliğin devren kazanılması hallerinden zilyetliğin havalesi, fer’i zilyet sıfatıyla başkasının

elinde bulunan şeyin, asli zilyetliğinin asli zilyed tarafından diğer bir kişiye devredilmesi ve o şeyin yeni zilyede tesliminin feri zilyede bildirilmesidir. Zilyedliğin havalesi bir anlaşmadır. Asli zilyed (malik) üçüncü kişiyle zilyedliğin ve mülkiyetin geçirilmesi yolunda bir anlaşma yapmaktadır. Feri zilyede bunun bildirilmesi gerekir. Asli zilyed, fer’i zilyede zilyetliğin havalesini bildirmişse, üçüncü kişi mutlak bir mülkiyet hakkı kazanır ve malı fer’i zilyetten isteyebilir. Fer’i zilyede henüz bildirilmemişse alıcı, fer’i zilyetten ve satıcıdan başka bütün üçüncü kişilere karşı mülkiyet hakkını ileri sürebilir. Zilyetliğin devri anlaşması fer’i zilyede ihbar edilmediği takdirde, fer’i zilyedin malı satıcıya geri vermesi halinde fer’i zilyedin iade borcu ortadan kalkar. TMK md. 979/3 uyarınca, mala zilyed olan üçüncü kişi, temlik edene karşı hangi sebeplere dayanarak teslimden kaçınabiliyorsa, aynı sebeplerden dolayı iktisap edene karşı da teslimden kaçınabilir. Ancak bu hüküm, fer’i zilyed ayni hak sahibi ise uygulanır: yoksa kişisel hak sahibi fer’i zilyedin TMK md. 979/3 uyarınca malı teslimden kaçınma imkânı yoktur.” Erman, a.g.e., s. 16

192

Öksüz, a.g.e., s. 53

193

Eren, a.g.e., s. 241

ise, satış konusunun devrinden sadece fiili anlamda zilyetliğin devrini değil kısa elden teslim195, zilyetliğin havalesi ve hükmen teslimi de anlamak gerekir.

3. Satış Bedelinin Birden Fazla Vade ile Satıcı-Sağlayıcıya Kısım Kısım