• Sonuç bulunamadı

“TAPU KADASTRO MODERNİZASYON PROJESİNDE TAŞINMAZ DEĞERLEME”

Oturum Başkanı: Abdullah Burak KESER (TKGM Kadastro Dairesi Başkanı)

23 Mayıs 2012

KONUŞMACILAR

TUOMO HENİNONEN (Dünya Bankası Danışmanı) ÜMİT YILDIZ (TKGM)

SUNUCU- Sayın Genel Müdürüm, Oda başkanlarım ve değerli katılımcılar; Arazi Yöne-timinde Taşınmaz Değerleme ve Kadastro Sempozyumunun 2. gününe hoş geldiniz.

Fenni alanda kendini kanıtlamış, aynı zamanda hukuk adamı olan Mahmut Esat Efendi tarafından kurulan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, 165 yıllık köklü tarihiyle hizmet-lerine vizyonel bir yaklaşımla devam etmektedir. Bizler biliyoruz ki, tabiatın kanunu ma-tematiksel sembollerle yazılmıştır. Toprak ise kadastro ve taşınmaz değerlemeyle adalet kazanmıştır.

Değerli konuklarımız; sempozyumun “Tapu ve Kadastro Modernizasyon Projesinde Ta-şınmaz Değerleme” konulu 4. Oturumu için, birçok çalışmalarda bulunan Tapu ve Ka-dastro Genel Müdürlüğü KaKa-dastro Dairesi Başkanı Sayın Abdullah Burak Keser’i Otu-rum Başkanı olarak huzurlarınıza davet ediyoOtu-rum.

OTURUM BAŞKANI (Abdullah Burak Keser)- Sayın Genel Müdürüm, Oda Başka-nım, sempozyumumuza yurtiçi ve yurtdışından katılan çok değerli katılımcılar; tekrar ben de hepinize hoş geldiniz derken, saygılarımı sunuyorum.

Sempozyumumuzun 2. gününde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün yürütmüş olduğu Tapu Kadastro Modernizasyon Projesi kapsamında taşınmaz değerleme bileşeni ve he-defl eri ve beklentileriyle ilgili sizleri bilgilendirmek istedik. Tabii bu bileşen, bizim için projemizin 5 unsurundan bir tanesi ve önemli bir bileşenimiz. Bu bileşenle ilgili bu sem-pozyumun da bu zamana rast gelmesi bizim için çok önemli. Gerçekten bu anlama hem Odamıza hem de Genel Müdürlüğümüzün üst yönetimine verdikleri desteklerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Böyle bir ortamda da bizleri buluşturdukları için, bu sempozyu-mun Düzenleme ve Yürütme Kurulu üyelerine de tekrar teşekkürlerimi bildiriyorum.

Tabii bugün 2. gün, 2. günün sonunda da bir Sonuç Bildirgesi çalışması olacak, çok da geç kalınmamak üzere oturumumuzdaki verilen zamana uymak da istiyoruz. Bu anlam-da, bizim modernizasyon projemizde Dünya Bankası tarafından, özellikle gayrimenkul değerleme bileşeninde danışmanlık yapan Sayın Tuomo’ya da buraya davet ediyorum.

Genel Müdürlüğümüzün diğer teknik heyetinde bulunan bileşenle ilgili Ümit Beyi de buraya davet ediyorum. Buyurun arkadaşlar.

Ben bugün tabii biraz moderatörlük, biraz da bileşenle ilgili ana konularda bilgi vere-ceğim. Ondan sonra Danışmanımız, bizim bu projeden Dünya Bankasının aslında ne beklediğini, niye bu konuya çok önem verildiği konusunda birtakım değerlendirmelerde bulunacak. Ümit Bey arkadaşımız da, bu bileşenin teknik heyetinde görevli arkadaşımız da “Şu an itibariyle teknik anlamda neler yapıldı ve bundan sonra da neler yapacağız?”

konulu bir anlatımda bulunacak.

Biz Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü olarak, gayrimenkul değerleme konusunda bu projeyi şu yönden önemsiyoruz: Takdir edersiniz ki, dünden beri bahsedilen bazı unsur-larda bir değerlemeyle ilgili önemli konular, önemli unsurlar, gerçekten bizim kurumsal

olarak oluşturulan veritabanımız içerisinde bilgiler yeterli seviyede var. Biz bu kısmı, Türkiye’deki bu konuyla ilgili çoklu dağılım idari sistemini bir düzene oturtmak, bir stan-dart sağlamak ve bu stanstan-dart doğrultusunda da bu kayıtları bir şekilde ilgili kurum ve kuruluşlara, bu konuyla ilgili uğraşan uzmanlara sağlıklı bir şekilde sunmak istiyoruz.

Yani biz, bizzat kurum olarak bir değerleme işlemi yapmak istemiyoruz, bunu özellikle vurguluyorum, çünkü çeşitli yerlerden bu konuyla ilgili bizlere sorular çok geliyor. Biz kurumsal olarak bu değerleme işini, standartlarını hep birlikte, sizlerin vereceği destekle sağlayıp, böyle bir veritabanı oluşturup ilgili her yere sunmak istiyoruz.

Bu anlamda, Modernizasyon Projemizden bahsetmeden önce, sunum planımız; Moder-nizasyon Projesinin ana unsuru, dördüncü bileşenimiz bu gayrimenkul değerleme, bile-şen kapsamında yapılan çalışmalar, bilebile-şenin hedefi , beklentileri ve pilot uygulama. Pilot uygulamayı da şu yönden önemsiyoruz: Evet, akademisyen çevrelerde, diğer bu konuyla ilgili yerlerde bu konuyla ilgili çok şey konuşuluyor, uygulamalar da yapılıyor, ama tekel düzeyde yapılıyor. Biz uygulama yapıp, bundan önceki elde etmiş olduğumuz veriler ve uygulama sonunda da elde edeceğimiz net verilerle artık bir şeylere net karar verip, buna göre gitmek istiyoruz.

Biz Pazartesi günü itibariyle de İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Okan Üniversitesinin düzenlemiş olduğu Arazi Yönetimi Çalıştayında “Taşınmaz” temalı bir sempozyum vardı, oraya da katıldık. Orada da özellikle o 3 üniversitedeki hocalarımı-za da çok teşekkür ediyoruz, gerçekten bu konuyla ilgili bizlere çok destek çıktılar. Bun-dan sonraki çalışmalarda da onlarBun-dan çok faydalanacağız, buradaki hocalarımız da var, onlardan da çok faydalanacağız. Bu çalışma esnasında inanın, elimize geçen bu konuyla ilgili her tür veriyi değerlendiriyoruz ve net, düzgün bir sonuca erişmek istiyoruz.

Tabii bir taraftan da Dünya Bankası bizi devamlı denetliyor. Bize soruyorlar, aslında de-min Hüseyin Hocama da söylemiştim, “Dünya Bankasını niye bu kadar şey yapıyor-sunuz?” Aslında işin özünde Dünya Bankası bizi gerçekten bazı çalışmalarda disipline ediyor. Önümüzdeki Pazartesi günü de tüm projeyle ilgili tekrar bir teknik heyetin değer-lendirme toplantısı var. Bu değerdeğer-lendirme toplantısı bu yakın zamanda olduğu için, demin de söylediğim gibi, bu sempozyumu önemsiyoruz.

Tapu Kadastro Modernizasyon Projesi, 2008 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetiyle Dünya Bankası arasında imzalanan ikraz anlaşması neticesinde yürürlüğe giren ve ça-lışması başlayan bir proje. Bu proje, o anlaşmaya göre 135 milyon Avro’luk bir proje.

Projemizin bileşenleri 5 tane. Burada en önemli bileşen, birinci bileşenimiz, hatta bu çalışmalara da girdi sağlayan, mekânsal bilgi sistemlerine girdi sağlayan bir çalışma, ka-dastro ve tapu kaydı yenilemesi ve güncellemesi. İkinci bileşenimiz, hizmet sunumunun iyileştirilmesi. Üçüncü bileşenimiz, insan kaynakları ve kurumsal gelişim. Dördüncü bi-leşen, gayrimenkul değerleme. Beşinci bileşen de proje yönetimi.

Gayrimenkul değerleme bileşeninde 3 adet ana başlıkta çalışmamızı yürütüyoruz, bize verilen görev bu 3 ana başlık: Bu çalışmayla ilgili politika oluşturma, pilot uygulama ve kapasite oluşturma. Aslında dikkat ederseniz, bu 3 bileşene de baktığınız zaman, gerçek-ten bu çalışmanın tamamen ana unsurlarını kapsayan, ülkemizde isgerçek-tenilen 3 ana başlık aslında.

Bu projenin kapsamı, amacı, ne bekliyoruz diye baktığımızda, Türkiye’de gayrimenkul değerleme alanında, gayrimenkul sektörüyle ilişkisi olan tüm kamu kurum ve kuruluş-larının katılımı sağlanarak, sorunların ve beklentilerin belirlenmesi, çözüm yolkuruluş-larının araştırılması, hukuki, teknik ve idari yapının analizi, ülkemize uygun yasal ve yapısal düzenlemenin oluşturulmasına yönelik çalışmaları kapsamakta.

Bugüne geldiğimizde, bu çalışmayla ilgili ne yaptık, bu kısma baktığımız zaman, biz Mayıs 2010 tarihinde sizlerin de aralarında bulunduğu, bu konuya destek veren kişilerle birlikte bir paydaş analizi yaptık. Bu paydaş analizinden sonra tarafl arla bir araya geldik, bunların detaylarına biraz sonra ineceğim. Bu konuda da tarafl arla bir araya geldikten sonra, oluşturduğumuz 3 adet komisyonla raporlar hazırlandı. Bu raporların tamamı, siz-lere dün verilen dosyaların içerisindeki CD’lerde mevcut; bunları da özellikle inceleme-nizi ve katkıda bulunursanız da bizlere dönmeinceleme-nizi çok istiyoruz. Son olarak da nisanda bu konuyla ilgili bir çalışma ziyaretinde bulunduk.

Biz paydaş analizinde neyi amaçladık? Konu, ülkemizde bütüncül bir yaklaşım yerine, ihtiyaç duyulan çeşitli merciler tarafından münferit düzenlemeler ve yapılanmalar oluş-turulmak üzere ele alındığını görmüştük. Örneğin kamulaştırma, özelleştirme, bankacılık ve sigortacılık alanlarında birbirleriyle örtüşmeyen farklı düzenlemeler, komisyonlar ve bilirkişilik müesseseleri oluşturulduğu görüldü. Bu bağlamda da kamu ve özel sektörden 55 kurum ve kuruluş, proje hakkında bilgilendirildi ve toplantıya davet ettik. Bu toplantı sonucunda, 2010 Temmuz ayında 47 kurumdan ve kuruluştan 125 katılımcıyla toplantıya başlanıldı ve sonucunda 79 kurum ve kuruluş bilgilendirildi.

Dikkat ederseniz, en çok şuna önem veriyoruz: Bu konuyla ilgili ülkemizdeki tüm merci-lere bilgilendirme yapma çalışmasına çok önem veriyoruz ve onlardan dönüşler, ekibimiz tarafından özellikle çok dikkatli bir şekilde değerlendiriliyor. Bu toplantılar sonucunda, tarafl arla da bir araya geldikten sonra 3 adet komisyon oluşturuldu: Parametrelerin Belir-lenmesi ve Standart Oluşturma Komisyonu, İdari ve Teknik Altyapı Oluşturma Komisyo-nu, Yasal Altyapı Oluşturma Komisyonu. 2011 yılı Mart ayında tekrar bir araya gelinerek, Haziran 2011 tarihinde de bu 3 adet rapor oluşturuldu ve bu raporlar doğrultusunda da bundan sonraki çalışmalara ana başlıklarını da belirleyerek devam edilmeye çalışıldı.

Çalışma ziyareti dediğimizde, Finlandiya ve Estonya gezimiz oldu. Bunlarda kendimize eşdeğer kurumlardaki çalışmalara, oradaki değerleme şirketlerinin çalışma yöntemlerine, standartlarına, nelere dikkat ettiklerine baktık. O doğrultuda da bir rapor önümüze çıktı.

Sonuçta da yaklaşık 3 ay içerisinde bir pilot uygulama yapmak istiyoruz, bunu da çok

önemsiyoruz. Evet, yeteri kadar raporlarımız, yeteri kadar bilgiler bir şekilde oluştu, bu anlamda akademisyen tarafından da bayağı bir destek alındı ve bundan sonraki uygu-lamaya dönük oradan bize gelecek net verilerle ülkemize en uygun olan modeli bulup işleme devam etmek istiyoruz.

Bu konunun bizim tarafımızdaki ne derece çalışmasının gerektiğini anlamak açısından ik-raz anlaşmamızda bize verilen esas görevden bir kez daha bahsetmek istiyorum. Birinci-si, Türkiye Cumhuriyetinde Avrupa uygulamalarıyla tutarlı bir gayrimenkul değerlemesi için politika seçeneklerinin ve kurumsal seçeneklerin geliştirilmesi. İkincisi, seçilen iki belediyede yerel emlak sistemi için toplu gayrimenkul değerlemesi, pilot uygulamaların yapılması ve kılavuz hazırlanması. Üçüncüsü de TKGM bünyesinde, merkezi hükümet kuruluşlarında ve yerel yönetimlerde gayrimenkul değerlemesine yönelik temel kapasi-tenin geliştirilmesi için eğitimlerin sağlanması, seminer ve çalıştayların düzenlenmesi ve kamu kuruluşlarından, paydaş kuruluşlardan ve üniversitelerden seçilen kişilerin mezu-niyet sonrası eğitiminin sağlanması. Geldiğimiz çalışmadaki yer, 2 belediye ve oradaki cümleye de dikkat ettiğinizde, toplu gayrimenkul değerlemesi, yani vergiye yönelik gay-rimenkul değerlemesi çalışması yapmak istiyoruz.

Ben bu bileşenle ilgili genel hususlarla bilgi vermeye çalıştım sizlere. Bundan sonraki zamanda Sayın Tuomo’ya da bir söz vereceğiz, bu konuyla ilgili Dünya Bankası olarak bizlerden neler bekliyor, buna niçin önem veriyor ve Türkiye’deki durumu nasıl görüyor, bu anlamda bir size bir bilgi aktaracak.

Tuomo’dan bahsetmek gerekirse, 1986 yılında Helsinki Üniversitesinde arazi yönetimi ve ekonomi konusunda yükseklisans yapmış. 93 yılında Helsinki Teknoloji Üniversite-sinde arazi değerlemesi ve teknoloji konusunda teknoloji eğitimini tamamlamış. 2005 yılında Helsinki Teknoloji Üniversitesinde arazi yönetimi konusunda doktora eğitimini tamamlamış.

Aslında gerçekten CV’si bu anlamda çok geniş, benim böyle özellikle dikkat çektiğim bir iki tane çalışması var. 2000-2008 yıllarında Finlandiya Tapu Kadastro Genel Müdürlü-ğünde, Finlandiya’da taşınmaz değerlemesi, kamulaştırma amaçlı değerleme, değerleme bilgi sistemlerinin oluşturulması gibi konularda değerleme süreci başyönetici ve sorum-lusu olarak görev yapmış. 2005-2007 yılında Filistin’de Dünya Bankası ve Finlandiya Hükümeti tarafından fi nanse edilen Doğubank ve Gazze arazi yönetimi projesinde siste-matik tapu kayıtları danışmanı ve lider danışman olarak görev yapmış. 2008 yılında, bu çalışmayı da kendisi çok önemsiyor, Zazibar’da sürdürülebilir çevre, arazi yönetimi pro-jesinin birinci ayağında yürütülen kalite yönetimi çalışmalarında uzman danışman olarak görev yapmış. 86-2007 yılları boyunca da Aalto Üniversitesinde arazi değerlemesi ve yönetimi konularında yarı zamanlı öğretim üyesi olarak görev yapmış. Aalto Üniversitesi deyince, tabii gezimiz esnasında üniversiteyi de ziyaret etmiştik. Burada bizim harita bö-lümümüzle ilgili bölümde yükseklisans ve doktora konulu bir bölüm, gayrimenkul

değer-leme konulu bir bölüm de açılmış ve orada kendilerinin bize ilettiği, tüm başvurulardan en çok, yani yüzde 80 oranındaki başvuru bu bölüme yapıldığı ve bu bölümde öğrencile-rin özelikle eğitim görmek istediği söylenilmişti. Bu konu dünya tarafından da gerçekten çok önemseniyor.

Ben fazla sözü uzatmadan kendisine sözü bırakmak istiyorum.

TUOMO HENİNONEN (Dünya Bankası Danışmanı)-

Teşekkür ederim Sayın Başkan, değerli müdürüm ve oda başkanları, sayın arkadaşlarım ve meslektaşlarım,

Başlarken, öncelikle kendi konumum ile ilgili kısaca bilgilendirme yapmak istiyorum;

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) için çalışıyorum. Ayrıca Dünya Banka-sında –aslında temel olarak burada önümüze konulan mevzubahis projenin denetim gö-revlerine tekabül ediyor- danışmanlık görevi yürütüyorum. Yani Dünya Bankasını temsil ediyor oluşumdan ziyade şahsım adına bir danışman ve uzman olarak bu projenin planını niteleyen proje değerlendirme dosyasından ve içerdiği prensiplerden bahsediyorum.

İlk olarak, izin verirseniz, birkaç hafta önce FAO tarafından çıkarılan “toprak rejiminde iyi yönetişime ilişkin gönüllü kılavuz”dan (voluntary guidelines on the governance of land tenure) söz etmek istiyorum. Yani şu anda bu talimatnamelere göz atmak için altın değerinde bir noktada bulunuyoruz. Bu talimatnameler FAO tarafından ilk kez çıkarılma-dı, ancak toprak rejiminin yönetimi hususunda çıkarılan ilk kılavuz budur ve son iki üç yıl süresince 100 ülkeden temsilcilerce hazırlanmışlardır. Bu kılavuzun amacı sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve ortamının iyileştirilmesi için açlık ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasında bir araç olarak toprak, balıkçılık ve ormanlara eşit erişim ve zilyetlikteki hakların güvenliğinin teşvik edilmesidir. Bu kılavuz, kurulu prensiplerden ibaret olmak-la birlikte ulusolmak-lar arası kabul görmüş standartolmak-lar ölçütünde sorumlu pratiklerdir. Ayrıca arazi değerleme hususları ile ilgili özel bir bölüm mevcuttur ve bana kalırsa burada bunu dikkatlice okumamız önemlidir. Metin gözüküyor mu bilmiyorum, ekrana da yansıtılmış olmalı, her neyse okuyorum. “Devletler, belirli amaçlar doğrultusunda uygun sistem yatı-rımları, kamulaştırma ve vergilendirmenin bir sonucu olarak piyasaların işleyişi, krediler için güvenlik, mülkiyet haklarındaki işlemler gibi görev haklarının adil ve zamanında de-ğerlemesi için uygun sistemler kullandığından emin olmalıdır. Aynı zamanda daha geniş sosyal, ekonomik, çevre ve sürdürülebilir kalkınma hedefl eri teşvik etmelidir.” Yani bu ilk madde (18.1) aslında dün ve bugün öğleden sonra burada çevre ile ilgili hususlarda üzerinde durulan sorulara da değinen bir niteliktedir. Değerleme hususunu mali değer-lemeye benzer şekilde daha geniş bir kapsamda görmektedir. İkinci madde ile devam ediyorum: “Değerleme ile ilgili politikalar ve kanunlar, değerleme sistemlerinin sosyal, kültürel, dini, manevi ve çevresel değerler gibi piyasa-dışı değerlerini dikkate almasını sağlamak için çaba sarf etmelidir.” Öncelikle bu kılavuzun farklı ülkelerden çok sayıda temsilci tarafından hazırlanmış olduğunu kavramalısınız; bütün dünyada bilinen

–hükü-metler için hazırlanan- serbest kılavuzlardan bahsediyoruz. Dolayısıyla, bunların içeriği geniş olmakla birlikte bu geniş içerik nispeten küçük bir alanda muhafaza edilmekte-dir. Ancak devam ediyorum, bütün bunların Türkiye’de de yerli yerinde olup olmadığını düşündüğümüzde bunun yanıtı için bir sonraki maddeye geliyoruz: “Devletler mülkiyet hakları değerlemesinde şeffafl ığı gerektiren ve teşvik eden yasaları ve politikaları geliş-tirmelidir. Satış fi yatları ve diğer ilgili bilgiler, doğru ve güvenilir değerlendirmelerde bir temel sağlamak için kayıt edilebilir, analiz edilebilir ve erişilebilir yapılmalıdır.” Yani buradan önemli hususlar ediniyoruz. Bir sonraki: “Ülkeler ve diğer partiler, kamu, tica-ri ve diğer amaçlar için değerlemenin ulusal standartlarını geliştirmeli ve duyurmalıdır.

Ulusal standartlar, ilgili uluslararası standartlarla uyumlu olmalıdır. Personelin eğitimi uluslararası standartları ve metodolojileri içermelidir.” Bu da ülkenizde bulunması ge-reken bir başka önemli husustur. Sonuncusuna gelirsek, “Uygulama ajanslarının, ulusal standartlara uygun olarak kamuya ait analizler ve değerleme bilgilerini üretmesi gerekir.

Devletler, kamu kaynak yönetimi ve tazminatta ve Şirket hesapları ve kredilerde, bilgi ve metodolojilerin şeffafl ık yoluyla değerlemesinde yolsuzluğu önlemek için çabalamaları gerekir.” Yani aslında bu tek sayfada iyi örgütlenmiş bir politika görüyoruz – örneğin Türkiye’de buna benzer bir politika inşa edilebilir. Kuşkusuz bu tercihe bağlıdır ancak bana göre bahsettiğimiz hususlar Türkiye’de de kullanılabilir. Ayrıca sadece Türkiye için söylemiyorum, Finlandiya’da da (memleketimden bahsediyorum) bunları dikkatlice oku-mak durumundayız. Bu kılavuz size de ulaştı değil mi? Pekâlâ, ayrıca bunlara ekranda gördüğünüz internet adresinden de erişebilirsiniz1 ve bu sunumların da seminere katılan herkese bir şekilde ulaştırıldığını umuyorum. Pekâlâ.

O zaman projenin detaylarına geçebiliriz. Benim sunumuma ve Sayın Başkan’ın da de-ğindiği üzere taşınmaz değerlemesi dediğimizde üç alt bileşenden oluşan tek bir bile-şenden bahsediyoruz. Bu alt bileşenler politika geliştirilmesi (resmi önerge üzerinden), kurumsal ve teknik düzenlemeler şeklinde sıralanabilir. Ardından, pilot uygulama ve ka-pasite artırımı gelmektedir. Ve Sayın Murat’ın da bahsettiği üzere bu hususta birçok aka-demik çalışma yapılmış olmakla birlikte komisyonlar da iyi iş çıkarmışlardır. Dolayısıyla elimizde önemli miktarda temel bilgi mevcuttur. Bunun kolay olduğunu söyleyemem, ancak en azından bir politika oluşturmak zor olmasa gerek: Türkiye arazi değerleme po-litikasına tekabül eden bir belge hazırlanabilir, uzun olmayan, fakat temel öğeleri içeren.

Bunun yanı sıra kapasite artırımı yapılır. Bütün bunlar diğer önemli şeylerle ve elbette pilot uygulamayla birlikte gelişecektir. Eğer izin verirseniz bu pilot uygulamanın nasıl olabileceği ve olması gerektiği hakkında benim gördüğüm resmi paylaşmak istiyorum.

Esasen şu anda sunduğum şeyi değerleme ekibimle (DK, GM) birlikte, geçtiğimiz Şubat ayından beri tartışageldik ve sanırım mevzubahis pilot uygulamanın geleceği ile ilgili benzer görüşlere sahip olduk. Fakat pilot uygulama, pilot uygulamadır ve kendisini ön-celeyen pratikleri içermez; dolayısıyla ne düzeyde başarılı olduğunu karşılaştırma yönte-miyle anlamamız olanaksızdır.

İsterseniz pilot uygulamadan daha detaylı bahsedelim. Kişisel görüşüm bu konunun çok ama çok önemli olduğu ve çok vakit kaybetmeden bir an önce ele alınması gerektiği yönündedir. Şüphesiz ki kendinizi pilot uygulama için yeterince hazırlamanız ve plan doğrultusunda hareket etmeniz gerekir ve sanırım sunumumdan sonra bu konu ile ilgili daha fazla şey dinleyebileceğim. Katılımcılara verilen bir anket de var aslında, fakat ço-ğunlukla proje değerlendirme belgesinin –proje planının- öngördüğü bu pilot uygulama gerçek bir arazi çalışması olmalıdır ve olacaktır da. Emlak piyasası çalışmasından bah-sediyorum. Çünkü piyasa bilgisinin –Türkiye’de de- bulunmasına karşın üniversiteler veya diğer kurumlar tarafından basılıp basılmadığı, yeterli çapta sağlanıp sağlanmadığı belirli olmak durumundadır. Sanırım bu bilgi taşınmaz geliştirme sürecinde yürütülen de-ğerleme işlerinde ticari amaçlı kullanılmış olabilir. Fakat şimdi bizlerin piyasaya kapıları açması ve orada ne olduğunu görmesi gerekiyor; bu pilot uygulamanın beklenen temel amacı bu olacaktır. Peki, Türkiye koşullarındaki çeşitli taşınmaz tiplerinin fi yatlarını et-kileyen faktörler nelerdir? Bunun öncesini bilemiyoruz. Kuşkusuz bir resme sahibiz, her-kes bu faktörlerin ne olduğu konusunda belirli düşüncelere sahip olabilir, fakat “Kuzey Türkiye’deki şu alan güçlü” veya “orada şu faktör geçerli” yahut “özelliği şu” veyahut

“sadece Ankara ve İstanbul’da geçerli” şeklinde durumdan tam olarak emin miyiz?

“sadece Ankara ve İstanbul’da geçerli” şeklinde durumdan tam olarak emin miyiz?