• Sonuç bulunamadı

2.1. Seramiğin Tarihçesi ve Tanımı

2.1.2. Tanım (Teknikler ve Yöntemler)

“İnsanoğlu seramiği bulduğu ilk yıllardan itibaren (M.Ö. 8000-7000) yapmış oldukları ürünleri başlangıçta elle biçimlendirerek ihtiyaçlarına göre farklı formlarda üretmişlerdir. Üretmiş oldukları formları dekorla birleştirerek duygularını, inançlarını, sevinçlerini, yaşayış biçimlerini kısacası kültürel kimliklerini bu

dekorlara yansıtmışlardır. İnsanlığın varoluşundan itibaren çevresini olduğu gibi, kullandıkları eşyaları da süsleyerek daha güzel görünüm kazandırma kaygısı sürekli olmuştur. Bu kaygıdan dolayı seramik kapları da daha estetik hale getirebilmek için dekor yöntemleri geliştirilerek farklı arayışlara gidilmiştir. Başlangıçta seramik yüzeylerde yaş çamur üzerine parmakla ve çeşitli aletler yardımıyla dekorlar yapılmıştır. Daha sonra toplumların ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak arz ve talebin artmasıyla dekor yöntemleri ve bu yöntemlerde kullanılan aletler geliştirilmiş bunların yardımıyla seramik formların üzerlerini boyayarak, kazıyarak, oyarak ve çamur ekleyerek sıraltı, sıriçi ve sırüstüne dekorlar yapılmaya başlanmıştır” (Sevim,

2003).

Ökse (1999), Seramik malzemenin hammaddeden son aşamaya gelinceye kadar olan süreci “seramik terimleri” kitabında (Şekil 22) şu şekille aktarılmıştır.

Şekil-22: Seramik Hammaddenin Aşamaları

Eskiçağlardan itibaren seramik formları şekillendirilmeye başlayan insanoğlu ürettiklerini daha göz alıcı halde sunabilmek ve kendini daha iyi ifade edebilmek arayışıyla ürünlerini dekorlama ihtiyacı duymuşlardır. Yaş bünye üzerine uyguladıkları bu dekorları (M.Ö.7000-7500) geliştirmeye başlamışlardır. Daha sonraları teknolojinin gelişmesiyle birlikte gerek kullanmış oldukları çamurun cinsi, gerek şekillendirme yöntemleri, gerekse uygulamış oldukları dekorları geliştirerek çeşitlendirmişlerdir (Sevim, 2003: 70).

2.1.2.1. Sıraltı Tekniğinde Seramikler

Sıraltı tekniği, çini ve seramik yapımında kullanılan bir tekniktir. İlk pişirimi yapılan bisküvi halindeki seramik yüzey üzerine, seramik sıraltı pigment, oksit veya astar boyalarıyla desenlerin üzerinin tekrar sırlanıp sır pişirimi yapılmasıdır. Osmanlı klasik dönem çinilerinde kullanılan tekniklerden biridir (Ökse, 1999: 215). Sıraltı tekniği günümüzde yaş bünye üzerine de yapılmaktadır. Uygulama yapılmadan önce bünye üzerinin toz ve çapaklardan temizlenmesi gerekmektedir. Desenlerin yüzeye geçirilmesinde elle çizim ya da geleneksel bir yöntem olan kömür tozu kullanılmaktadır.

Anadolu ve İslâm Türk çini sanatlarında yaygın olarak kullanılan süsleme sıraltı tekniğidir. Genellikle seramik ve duvar karolarında kullanılmaktadır. Devirlere göre renkler ve motifler büyük farklar göstermektedir. Çini ürünlere biçim verilip astarlanarak üzerine desenleme işlemi de yapılmaktadır. Selçuklu dönemi ürünlerinin büyük çoğunluğunda astar kullanılmamıştır. Desen boyandıktan sonra sır altında desenin akmasını önlemek için önceden düşük dereceli bir pişirim yapılır, daha sonra üzerleri sırlanarak fırınlanmaktadır. Genellikle transparant rengi olmayan sırlar kullanılmaktadır.

Selçuklu döneminde, sıraltı tekniği uygulanan eserlerde desenin çoğunlukla koyu mavi, mor, firuze ve siyah renklerde olduğu görülmüştür. Üzerlerine renksiz şeffaf sır sürüldükten sonra ikinci fırınlama işlemi yapılmıştır. Haç biçimli çinilerde firuze renkli şeffaf sır altına siyah renk desen boyanması dönemin karakteristik özelliği olarak görülmektedir. Bu tekniğin uygulandığı çini hamurunun, gri-sarı renkte ve kolay dağılan bir yapıda olduğu gözlenmiştir.

2.1.2.2. Sırüstü Tekniğinde Seramikler

Sırüstü tekniği, bisküvi ürünlerinin opak sır ile sırlanarak fırınlanmasından sonra yapılan dekorlama tekniğidir. Dekorda kullanılan boyalar düşük derecelidir, 12-14.yy. İran çinilerinde ve Anadolu Selçuklu döneminde kullanılmıştır (Ökse, 1999:2015). Bazı durumlarda sır pişirimi yapılmayan ürünler üzerine de yapılabilmektedir.

“Yaldız dekorları, seramik üretiminde genellikle sırüstü dekorlarında altın, platin, gümüş gibi değerli madenlerin çözeltileri ile yapılan dekorlardır. Bu maden çözeltileri içinde en çok kullanımda tercih edilen altın yaldızlardır” (Sevim, 2007:

56). Tek renk firuze, yeşil, mor veya lâcivert renkte hazırlanan altıgen, üçgen veya kare çiniler bazen sır üzerine altın yaldızla boyanmıştır. “Bu yaldız boyaması

fırınlanmadığından veya çok düşük derecede fırınlandığından zamanla silinebilir. Çok kere de altın yaldız varak halinde yapıştırılır veya ıstampa ile basılır. Yaldız desen çoğunlukla bitkisel arabesk halindedir, çininin bütününü veya ortasını doldurur”

(Öney, 1976: 11).

2.1.2.3. Astar Tekniğinde Seramikler

Seramikte “astar olarak bilinen madde, kuru kil ve suyun eşit oranda

karıştırılması ile elde edilen, yarı sıvı, akıcı, ince taneli, uygulandığı seramik ürünün yüzeyinin rengini değiştiren, ürüne bazı dekoratif değerler katan renkli bir kil tabakası”dır (Çobanlı, 1996: 1). Seramik sanatında astar ile dekorlama en eski

toplumlardan bugüne kadar kullanılan bir süsleme tekniğidir. Birçok farklı kültürde kullanılan astar, eski Türk toplumlarında da görülmektedir. Özelliklerini kaybetmeden bugüne gelen seramik eserler, müzelerde ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır.

Astarlı ve astar dekorlu ürünler, Neolitik Çağda seramik üretiminin başlangıcından itibaren görülmektedir. Anadolu’da yapılmış en eski örnekler Çatalhöyük ve Hacılar astarlı seramikleridir. Tunç Çağına gelindiğinde üretilmiş Hitit kapları astarlı seramiklere ait örneklerdendir. Astarlar, pişme rengi beyaza yakın killerden ve suyun belirli oranlarda karıştırılması ile elde edilen ince taneli sulu seramik çamurlardır. Seramik ürünlerin dış yüzeylerindeki görünümlerinin daha düzgün olmasını sağlamak amacıyla kullanılan astarlar, gövdenin ana rengini gizlemek, istenilen renklerde dekor ve sırlama yapmak için zemin oluşturmada

kullanılmıştır. Astar çamuru, kuru kil ve suyun eşit oranda karıştırılması ile elde edilir. Yarı sıvı, akıcı, ince taneli olan astarlar uygulandığı seramik yüzeyinin rengini değiştiren, ürüne bazı dekoratif değerler katan renkli bir kil tabakasıdır (Sevim, 2003: 234-235; Çobanlı, 1996: 1)

2.1.2.4. Lüster Tekniğinde Seramikler

Seramik dekorlarda kullanılan mat, beyaz sırlı bünye üzerine lüster adı verilen gümüş, bakır oksitli karışımla motifler dekorlandıktan sonra düşük derecelerde tekrar fırınlanması işlemidir. 9.yy’da Abbasi dönemi seramiklerinde ilk olarak görülmeye başlanmıştır. Anadolu sanatlarında ise seyrek görülen lüster tekniği, Konya Kubad- Abad seramiklerinde görülmektedir (Ökse, 1999: 150).

Genellikle endüstriyel seramik dekorlarında kullanılan lüster tekniğinde, uygulama yapılmadan önce bünyenin toz ve kirlerden arındırılması gerekmektedir. Uygulamada inceltme yapmak için terebentin ya da özel olarak hazırlanmış yağlar kullanılmaktadır. Kalın yapılan uygulamalar pişirim esnasında kavlamalara neden olduğundan ince bir yüzey halinde uygulanmalıdırlar.

2.1.2.5. Minai Tekniğinde Seramikler

“12 ve 13.yy’larda İran’ın Rey, Keşan ve Rakka gibi çini üretim merkezlerinde uygulanmış bir çini bezeme tekniği. Bu yöntemde renklerin bir kesimi sıraltına, diğer kesimiyse sırüstüne vurulur. Sıraltına kullanılan renkler lacivert, mor, yeşil ve firuze rengidir. Sırüstüne ise sarı, kırmızı ve altın yaldız kullanılır. Benzer bir yöntem mine yapımında da kullanıldığından, söz konusu tekniğe minemsi teknikte denilmektedir”

(Ökse, 1999: 163-163).

Minai tekniği İran Selçuklularının çok kullandığı ve geliştirdiği bir tekniktir. Farsçada mina'i emaye demektir. “Minai tekniği Anadolu topraklarında sadece

Selçuklu devri Konya Alâeddin Keykubat sarayında karşımıza çıkmaktadır. Bunlar yıldız ve aralarını dolduran haç, baklava, üçgen biçimi çinilerdir. Yedi renk kullanılan bu teknikte çini çamuru grimsi ya da sarımsı renklerdeki sert ve yağlı bir hamur olduğu için astarlanmaya gerek duymadan kullanılabilmektedir” (Öney, 1976: 12). Bu

yapılabilmesidir. Minai tarzında renksiz, şeffaf ve nadir rastlanan firuze, lâcivert sırlarda kullanılır. Renkler genelde mavi, mor, yeşil ve firuzedir. Bu sırın altına uygulanan renkler tasarıma uygun boyanır ve kurutulur, üzerine çini sırı uygulanarak fırınlanır. Ürün üzerine daha sonra sır üstü altın yaldız, kiremit kırmızısı, kahverengi, beyaz ya da siyah boyalar ile dekorlama yapılır ve tekrar fırınlanarak işlem tamamlanır.

2.1.2.6. Sgrafito (Kazıma) Tekniğinde Seramikler

Sgrafitto dekorları, genellikle pişirim yapılmamış ürünlere astar kullanılarak ince kazımalar şeklinde uygulanan dekor yöntemi olarak biliniyorsa da pişirim yapılmış ürünler üzerine boya ve sır kullanılarak ince kazımalar şeklinde de uygulanabilir.

Sgrafitto dekorlarında tasarlanan desenler, çizgisel kazımalarla birbirinden ayrılır. Sgrafitto yaş çamur üzerine, bisküvi pişirimi veya sır pişirimi yapılmış ürünler üzerine de uygulanabilir. Yaş çamurlar üzerine uygulanan sgrafitto dekorlarında koyu renkli çamur ile biçimlendirilmiş ürün, deri sertliğine gelince açık renkli astar ile astarlanır. Bu işlemin tersine açık renkli çamur ile biçimlendirilmiş ürün koyu renkli astar ile de astarlanabilir. Daha sonra tasarlanmış desen ürün üzerine keskin ve ince uçlu aletlerle işaretlenir ya da çizilir (Sevim, 2007: 86). Bisküvi pişirimi yapılmış ürünlerde ise yine astarlarda olduğu gibi ürünün altına bir kat sır atılır. Bu sır koyu ise üzerine açık renk sır atılır ve kazıma ile alttaki sırı kaldırmayacak şekilde dekorlanır.

2.1.2.7. Akıtma Tekniğinde Seramikler

Bu sadece seramiklere uygulanan bir tekniktir. Fırınlanmış ve astarlanmış seramiklere renksiz şeffaf veya beyaz kalaylı sır sürülüp kurutulur. Üzerlerine bakır, mangan veya kobalt oksitli bir toz karışımı serpilir. Bu tozlar ikinci fırınlamada sırda eriyerek renkli yollar meydana getirir. Çoğunlukla sarı, kahverengi, mavi, patlıcan moru ve yeşil renkler görülür. Bazen sadece bir bazen de birkaç renk bir arada kullanılır. “Bu teknik İslâm sanatında 9. yüzyılda Abbasi seramiklerinden beri

bilinmektedir. Büyük Selçuklu, Fatımi ve Bizans sanatında da çok kullanılmıştır. Anadolu'da Selçuklu devrinde yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Sgrafito ile desenlendirilen seramiklere de çok uygulanmaktadır” (Öney, 1976: 12).

2.1.2.8. Oyma Tekniğinde Seramikler

Oyma tekniği, seramik üretiminde günümüze dek yapılan en eski dekorlama tekniklerindendir. Deri sertliğindeki formlar üzerine uygulanan dekorlamaların temelini oluşturmaktadır. Diğer dekorlama tekniklerinde yapılan uygulamalar farklılaşabilirken oyma uygulaması genellikle vardır. Oyma tekniğinin en eski örneklerine Asya, Avrupa, Afrika ile Amerika’nın farklı alanlarında rastlanır.

“Oyma dekorlarının uygulanmasında önce ürün serbest el, torna veya döküm

yolu ile şekillendirilir. Şekillendirme işlemi biten ürünlerin dekor uygulama işlemine geçmeden önce deri sertliğine kadar kurutulması beklenir. Aksi takdirde oyma işlemi esnasında çamur çok yaş olduğundan dolayı direnç göstermeyerek ürünün deforme olmasına ya da çökmesine neden olabilir. Deri sertliğinden fazla kurutulmuş ürünler ise yarı kuru halde olacağından dolayı uygulama esnasında kırılma, delinme, yer yer kopmalarla karşılaşılabilir. Bu nedenlerden dolayı ürünlerin deri sertliğine kadar kurutulması önemlidir” (Sevim, 2007: 61).