• Sonuç bulunamadı

1.6. Finansal Raporlamadan Yararlanan Bilgi Kullanıcıları

2.1.1. Tahakkuk Kalitesi

Finansal tabloların düzenlenmesinde tahakkuk esasından hareket edilir. Nakit akışı dışındaki finansal tablolar tahakkuk esasına göre düzenlenir. Buna göre işlemler ve olaylar oluştukları anda gerçekleşmiş sayılır ve muhasebe kayıtlarına alınır ve ilgili oldukları dönemin finansal tablolarında raporlanır (Akdoğan ve Tenker, 2001: 41). Örneğin dönem içinde yapılan bir kredili satış aynı dönemde tahsil edilmemiş dahi olsa firmanın yayınladığı kâr/zarar tablosunda raporlanmaktadır. Söz konusu işlem tahakkuk teriminin muhasebe alanındaki kullanımını yansıtmaktadır. İfade edilen kredili satışın dönem faaliyeti olması nedeniyle finansal tablolarda yayınlanması, firmanın dönem performansı hakkında sunulacak bilgilerin doğruluğu açısından faydalı bir yaklaşımdır. Ancak söz konusu satışın iade edilmesi veya alacağın tahsilinde meydana gelecek herhangi bir beklenmedik durum söz konusu tahakkuk işleminin kalitesini düşürecektir. Bu olumsuz durum kuşkusuz kredili satışı içeren dönem kârının kalitesi üzerinde de etkili olacaktır (Temiz, 2018: 83).

2.1.2. Süreğenlik

Süreğenlik kavramı ile işletmenin faaliyetlerinin bir zaman sınırı olmaksızın süreceği anlatılmaktadır. Dolayısıyla işletmelerin varlıkları yöneticileri, hissedarları ya da sahiplerinin yaşam süreleriyle kısıtlı değildir. Süreğenlik kavramı maliyet esasının temelini meydana getirmektedir. Finansal tabloların düzenlenmesinde, yönetim işletme faaliyetlerinin bir süreye bağlı olmaksızın devam edeceğini gözönünde bulundurur. Yönetim, işletmenin süreğenlik kavramına uygunluğuna karar verirlerse, yakın gelecekle ilgili elde edilebilen tüm bilgileri dikkate alır. Bu bilgiler en azından bilanço tarihini izleyen 12 aylık bir dönemi kapsamalıdır. Süreğenlik kavramının bir işletme için geçerli olmadığı ya da ortadan kalktığı durumlar söz konusu olabilir. Böyle bir durumun mevcudiyeti halinde finansal tabloların dipnotlarında gerekli şekilde açıklanmalıdır(Akdoğan ve Tenker, 2001: 39).

İşletmenin süreğenliği prensibi malların tarihsel masrafla tespit edilmesinin nedenlerindendir. Bilhassa işyerinin devam eden girişim özelliğini yitirdiği hallerde adı geçen işyerinin mallarının tarihsel masraftan ayrı kıymetle kabul edilmelidir. Nedeni bahsettiğimiz faraziye yok olduğu zaman işyerinin anında bitirileceği faraziyeyle malların tasfiye kıymetleri üstünden takip edilmesi lüzumlu duruma getirilmesidir. Fakat işyerinin tasfiyesinin yapılacağını farz etmenin gerçek olmadığı nettir. Tersi durumda işyerlerin uzun süreli yatırımlara teşebbüs etmeleri uzun süreli bağlantı gerçekleştirmeleri uzun süreli borç almaları kabul edilemezdi (Almalı, 2009: 46-47).

2.1.3. Tahmin Edilebilirlik

Öngörü tabi olarak belli olmamaktan kaynaklandığına göre tahminde faydalanılan metodun kabul onaylanabilirliği öngörüyü kimlerin gerçekleştiği o şahısların öngörülen mevzuya egemenlikleri deneyimleri öngörme metotlarından faydalanmadaki hünerleri mevzuya uygun şekilde hariçten alınan yardımlar türünden büyük ehemmiyet göstermektedir. Nedeni gerçekleşen öngörünün değeri tablolar üstündeki unsurların meblağını yani işyerinin parasal hali ile çalışmasına tesir etmektedir (Özkan ve Acar, 2010: 79).

Öngörülerin ölçütlerin mühim bir unsurudur ve Türkiye Muhasebe Standartları Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ile Hatalar Standatında aşağıda anlatılmaktadır (Özkan ve Acar, 2010: 79).

“Pek çok tablo unsurları işyeri etkinliklerindeki var olan belli olmama halleri sebebi ile kesin şekilde tespit edilemez fakat öngörülebilir. Öngörüler en güncel, emin verilere mesnet ederek gerçekleşir Mesela kuşkulu alacaklılar faydalanmadan kalkmış stoklar parasal mevduatların yada mesuliyetlerin realiteyle uyumlu kıymetleri amortismana bağlıların yararlı ömürleri veya ilerideki mali yararlarının arzu edilen faydalanma biçimleri güvence mesuliyetleriyle ilgili öngörüleri gerçekleştirmek lazım olabilir”

2.1.4. Düzlük

İdarecilerin ileride meydana gelecek karlarla alakalı hususi verileri dahi dönem karının uygun duruma getirilmesi adına faydalanılması sebebi ile raporların verilendirme niteliğinin fazlalaştığı, yani raporlama değerine etkide bulunduğu fikri de mevcuttur. Dolayısıyla düzlük niteliğin arzu edilen bir niteliktir (Durak ve Gürel, 2014: 97).

2.1.5. Değere İlişkinlik

Kâr sayısının hisse senedindeki tutarı değişimleri izah etme biçiminde anlatılmaktadır. Dolayısıyla fazla bulunması arzu edilen bir haldir (Durak ve Gürel, 2014: 97).

2.1.6. Zamanında Sunum

Halka açık verinin ki iyi ya da kötü veri bunun içine girer muhasebede kazancın lanse edilme süratine zamanlılık adı verilir. Muhasebe kazancının ana işlevinin hisse senedi kârıyla tespit edilen, piyasadaki tutarında farklılaşmayı anlatan mali kazancı lanse etmek olduğu kabul edildiğinde zamanında sunumun verisinin çok önemli olduğu anlaşılmaktadır (Durak ve Gürel, 2014: 97). Çoğunlukla bilgi eskidikçe kullanıcılara sağladığı yarar da azalmaktadır. Fakat bazı bilgiler, kullanıcıların çeşitli eğitimleri belirlemesinde ve değerlendirmesinde faydalı olabilmektedir. Dolayısıyla bazı

durumlarda raporlama dönemi sona erse dahi bilgiler uzun süre kullanıcıların işine yarayabilmektedir (Çelik, 2015: 21).

2.1.7. İhtiyatlılık

İhtiyatlılık kavramı, işletmenin muhasebe konularında temkinli davranması ve karşılaşabileceği riskleri göz önünde tutması gerektiğini ifade etmektedir. Bu bağlamda işletmeler olası durumlar bakımından karşılaşabilecekleri gider ve zararlar için bütçe ayırırlar. Muhtemel kârları ve gelirleri konusunda ise gerçekleşme dönemine kadar bir işlemde bulunmazlar. Fakat bu kavram, gerektiğinden daha fazla gider ve zarar karşılığı ayrılması ve gizli yedekler yapılmasında bir gerekçe olarak gösterilemez (Akdoğan ve Tenker, 2001: 41).

Öte yandan Almanya’da ve Fransa’da özel sektörün temel finansman kaynağı kredi verenledir ve dolayısıyla Alman muhasebe sistemi ihtiyatlılığı ile ünlüdür. Diğer bir ifadeyle, kredi verenlerin güçlü olduğu bu ülkelerde finansal raporlar en az iyimser bir bakış açısıyla hazırlanmaktadır. Çünkü kredi verenler kredi sağlama kararlarını işletmenin en az iyimser bir yaklaşımla hazırlanmış raporlarına bakarak almak istemektedirler. Diğer taraftan ölçütler doğrultusunda tesis edilmiş raporların incelenmesinde inceleyenler bunların aslında yatırım yapanlar amaçlanarak meydana getirildiğini, bilhassa gerçekle uyumlu kıymet metodunun popüler şekilde faydalanılması sebebi ile tedbirlilik seviyesinin evvelki tatbik etmelere göre farklılaştığını, tabloların yatırım yapanlar kabul edilerek daha optimist veya şuurlu şekilde manipüle edilen optimist veya pesimist bir resim yaratabileceğini göz önünde bulundurmalıdır (Özkan ve Acar, 2010: 56-57).