• Sonuç bulunamadı

2.2. Türk Devletlerinin SSCB Đçindeki Statüsü

2.2.4. Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyet

I.Dünya Savaşı sonrasında Rus Çarlığının çökmesi üzerine ortaya çıkan Sovyetler Birliği zamanında Türkmenistan Rusya’nın bir sömürgesi konumunda olmuştur. Diğer Sovyet cumhuriyetleri gibi Türkmenistan’ı da kendine bağlayan Rusya oluşturduğu ideolojik imparatorlukla bütün Türk halklarını ezdiği gibi benzeri uygulamayı Türkmenlere de yapmıştır.1920 yılında kurulan Türkmenistan Sovyet Sosyalist cumhuriyeti, 1925 yılında da Sovyetler Birliği’ni kurucu üyesi olmuştur. Türkmenistan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına kadar bir sosyalist cumhuriyet olarak varlığını sürdürmüştür. Ruslar bütün Türkistan’ı ele geçirdikten sonra tam bir sömürge politikası izleyerek Orta Asya’yı beş ayrı birime bölmüşlerdir. Türkmenistan XX. Yüzyıl boyunca Moskova’nın merkezi yönetimi altındaki sosyalist dünyanın bir parçası olarak yaşamını sürdürmüştür80. Rusya’nın bu işgaline karşı bütün Türkistan’da olduğu gibi Türkmenistan’da da ayaklanmalar olduysa da başarılı olunamamıştır81.Türkmenistan SSC; Buhara Cumhuriyeti’nden Kerki ve Carcov şehirleri, Harezm cumhuriyeti’nden de Hocaeli’yi içine alarak, Türkmen bölgeleriyle (Taşovuz, Yılanlı, Parsu, Köneürgenç, Mangıt, Ambar-Mamak, Sadovar, Dargan-Ata) Hazar denizi’nden Merv Bölgesine kadar uzanıyordu82.

1924 yılında Türkmenler bir zamanlar kendilerine muhalefet eden Özbekler ile birlikte hareket edip bazı başarılar elde ettilerse de, Rusların üstün kuvvetleri karşısında dayanamamışlardır. 1924’te Türkistan adını resmen ortadan kaldırma ve yasaklama siyasetlerine uygun olarak bu ülkeyi Sovyet Cumhuriyetleri halinde parçalamışlardır. Sovyetler Birliği’nin eşit hukuklu üyeleri olarak dış dünyaya tanıtmalarına rağmen, Sovyet- Rusya ordusundan ayrı sınırlı ölçülerde bile olsa milli orduları kurulmamıştır. 1924 yılında Türkmenlere de zorla Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin

80 Anıl Çeçen, ‘’Türk Devletleri’’Fark Yayınları, Ankara, s.534

81 M. Seyfettin Erol, ‘’Hayalden Gerçeğe, Türk Birleşik Devletleri’’, Đrfan Yayınevi, Đstanbul, s.148 82

Kurdurulmasından dört ay sonra, Türkmenistan Komünist Partisi teşkil edilmiş ve yukarıda belirtildiği üzere Komünist Partisi’nin isteği doğrultusunda 13 Mayıs 1925’te Türkmenistan’ın Sovyetler Birliği’nin bir parçası olduğun ilan edilmiştir83.

Sovyet Türk Cumhuriyetleri içinde, kendi siyasi sınırları içinde % 93,3’le Türkmenlerin en çok pay aldığı Türkmenistan, 14 şehre (Oblast) ayrılmıştır. Ancak ülke içinde Türkmenlerin çoğunluğu almasına rağmen Aşkabat’ta (başkent), Ruslar çoğunluktu. Genelde

şehirlerde Ruslar çoğunlukta iken, Türkmenler kırsal kesimde yaşamayı tercih etmektedirler84. Bütün Türk cumhuriyetlerinde olduğu gibi zorla kolektifleştirme hareketleri sırasında (1930-1931) Türkmenistan’da da başkaldırmalar olmuş, çiftliklere ve tren istasyonlarına baskınlar düzenlenmiştir. 1948 ve 1950’lerdeki baskı devri de Türkmenlerin azimle direnmeleri neticesinde başarısız olmuştur85.

19. asırdaki Türkçülük hareketleri Türkmenlerin de hayatlarında tesirli olmuştu. 20. yüzyılda ise birçok şair ve edip yetişmesine rağmen, Stalin döneminde bunların birçoğu yok edildi. Sovyet sistemi içerisine giren devlet memurları da, komünist hükümetlerin Türkistan’daki sömürgecilik politikasının iç yüzü öğrenmişlerdi. 1958 yılının sonlarında Türkmenistan Komünist partisinin üst düzey yöneticisi durumundaki iki kişi Rusya’nın Türk topraklarını nasıl sömürdüğünü açıklamak isteyince, bu yüzden görevlerinden alınmışlardır86. Kısacası, Rus işgaline karşı Türkmenistan’da da ciddi muhalefet söz konusuydu. 1926’da başlayan Türkistan Milli Ayaklanması, Bolşevik Đhtilalı’ndan sonra da devam etmiş, bihare Enver Paşa’nın önderliğinde yürütülen bu istiklal hareketi, birlikten ve dış yardımdan yoksun olduğu için başarılı olamamıştır. 1917 Đhtilalı başladığı zaman, Özbekle ile Yamut Türkmenleri arasında geçimsizlik başladı. Türkmenlerin lideri arasında geçimsizlik başladı. Türkmenlerin lideri Cüneyd Han Hive üzerine yürüyerek şehri kuşattıysa da, Rsuların bölgeye bir birlik göndermesiyle kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı. Bir süre sonra Cüneyd Han Hive’ye hâkim olmuş, ancak bu durum Ruslar’ın Hive’nin içişlerine karışmasına bir zemin hazırlamış oldu. Hive’deki Rus askerleri Cüneyd Han’dan kaçanlardan bir Hive Đhtilal Taburu teşkil ederek Hive’de bir Sovyet hükümeti kurulmasını istediler. Bu taburun yardım istemesi üzerine da ordularını Hive’ye göndererek 1920’de burayı işgal ettiler. 1924’te Türkmenler ile

83

Sadettin Gömeç, ‘’Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi’’,Akçağ Yayınları, Ankara, s.209

84 Đlhan Uludağ ve Vildan Serin, ‘’SSCB’ndeki Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo-Ekonomik Analizleri ve Türkiye

Đlişkileri’’, Đstanbul Ticaret Odası Yayınları, 1990-22, Đstanbul, s.296

85 Sadettin Gömeç, ‘’Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi’’,Akçağ Yayınları, Ankara, s.212 86

Özbekler birlikte hareket edip bazı başarılar elde ettilerse de 1924’de Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurulmasına mani olamadılar. 1927 yılında Sovyet kuvvetleri karşısında son çatışmalarını da kaybeden Cüneyd Han, Türkmenistan’ı terk etmek zorunda kalmıştır. SSCB federal bir Anayasa çıkararak Orta Asya’yı beş cumhuriyete bölmüştür87.

87 Abdullah Demir, ‘’Tarihten günümüze Rus Yayılmacılığı ve Yeni Kurulan Cumhuriyetler’’, Ötüken Yayınları,

2.2.5 Kırgızistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti

1917 yılında Kırgızistan’da milliyetçi Kırgız komiteleri Şuray-ı Đslamiye, Pişpek’te Olaş- orda teşkilatını kurmuşlardır. Kırgızların bağımsızlık mücadelesi Kızılordu’nun bölgeye hâkim olması ile son bulmuştur. Kırgızistan 192’te Türkistan Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dâhil olmuş, 1926’da Kara Kırgız Muhtar Oblastı adını almış, 1925’te ise bu ad Kırgız adı ile değiştirilmiş ve 1 Şubat 1926’da Kırgız Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti diye adlandırılarak SSCB’ye dâhil edilmiştir. % Aralık 1936’da Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti statüsünü kazanarak SSCB’nin 15 ittifak cumhuriyetinden biri olmuştur88.

Sovyetler Birliği döneminde Kırgızlar da diğer Türk ülkeleri gibi bir uydu ya da sömürge konumunda varlıklarını sürdürebildiler. Rus Çarlığının çökmesinden sonra bağımsız yaşamak için, diğer Türkistan toplulukları ile beraber ayaklanan Kırgızlar daha sonraları Kızıl Ordu’nun devreye girmesiyle beraber yeniden Rus egemenliğine sürüklendiler. Ruslar yeniden ele geçirdikleri bu toprakları kendi çıkarlarına göre yapılandırdılar. Bir büyük Türkistan istemediklerinden Türkistan alanını beşe böldüler ve buradan beş ayrı cumhuriyet çıkartarak kendilerini Sovyetler Birliği çatısı altında bağladılar. Bu cumhuriyetler Sovyetler Birliği çatısı altında birliğin çöküşüne kadar beraberce yer aldılar89.Kırgızistan SSC; Karakol bölgesi, Bişkek, Evliya Ata’nın bir bölümü, Namongan ve Andijan’ın önemli bir kısmı, Fergana ve Hokan’ın bazı bölgeleri, Oş ve Pamir’in kuzeyini içine almıştır90.

Sovyetler Birliği döneminde ülkedeki yaşamı kolektifleştirme konusunda Rusların etkisi ile önemli adımlar atılmıştır. Devlet çiftlikleri olarak Kolhozlar kurulmuş, toprakları verimli olan Kırgızistan bir tarım ülkesi olarak öne çıkmıştır. Rusların egemenliğinde birçok kent yeniden kurulmuş ve Kırgızların önemli bir kesimi yerlerinden yurtlarından edilerek başka yerlerde yaşamaya zorunlu kılınmışlardır. Rusların baskılarına dayanamayan Kırgızlar zaman zaman isyan etmişler ama dışarıdan yardım alamayınca bu isyanlar sonuçsuz kalmıştır. Sovyetler Birliği zamanında, Ruslar Kırgız kimliğini ve kültürünü ortadan kaldırmak istemişler ama Kırgız milliyetçiliği buna izin vermemiştir. Kırgızlar direnmeleri neticesinde

88A.g.e,s.148

89 Anıl Çeçen, ‘’Türk Devletleri’’Fark Yayınları, Ankara, s.542 90

ayakta kalmışlar ve Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra da bağımsız cumhuriyet olarak yaşama hakkını elde etmişlerdir91.

1927-1928’den itibaren Stalin devrinden kurulan toplama kampları ve kolhozlaştırma programlarına halk büyük bir tepki göstermiştir. Kolektivitize siyaseti, Bolşeviklere beklenmedik bir insan gücü kaynağı daha kazandırmıştır. Ancak Rus baskısına dayanamayan Kırgız Türkleri birçok ayaklanma başlatmıştır. 1926’da ki Narın isyanı bunlardan biridir.1960’ların başında ise sistemli bir şekilde; Kırgızistan’da geçmişe karşı beslenen sevginin su yüzüne çıkması üzerine gazete ve dergilerde büyük bir karalama hareketi başlamıştır, eski Kırgız büyüklerinin ve edebiyatçılarının bir kez daha burjuva milliyetçileri olduğu tekrar edilmiş, hatta 1960 Şubatındaki Kırgızistan Komünist Partisi’nin II. Kongresinde Birinci Sekreter Đ.R. Rezzakov, burjuva milliyetçiliğinin belirtilerine karşı ne gibi tedbirlerin alınacağını bile beyan etmiştir92

Kırgızistan’da önemli bir sanayi kolu gelişmemiştir daha çok hayvancılık gelişmiştir. SSCB döneminde Kırgızistan’da çok olmasa da buğday, pamuk, şeker pancarı, mısır, tütün, sebze-meyve yetiştirilmiştir. Gıda sanayi ve Konservecilikte (SSCB’de 4. Sırada) gelişmiştir93.

91 Anıl Çeçen, ‘’Türk Devletleri’’Fark Yayınları, Ankara, s.543

92 Sadettin Gömeç, ‘’Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi’’,Akçağ Yayınları, Ankara, s.139

93 Đlhan Uludağ ve Vildan Serin, ‘’SSCB’ndeki Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo-Ekonomik Analizleri ve Türkiye