• Sonuç bulunamadı

3.2.Türk Cumhuriyetlerinde Ekonomik ve Siyasal Sorunlar

3.4. Türk Cumhuriyetleri’nin Üye Olduğu Bölgesel Bütünleşme Hareketleri 1 Bağımsız Devletler Topluluğu

3.4.3. Şanghay Đşbirliği Örgütü

Harita.6.

Şanghay Đşbirliği Örgütü Haritası

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Resim:SCO_Map.png

Şanghay Đşbirliği Örgütü Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Kırgızistan, Kazakistan ve Tacikistan ve Özbekistan’dan oluşan altı üyeli bir bölgesel örgüttür593.Tarihsel süreci incelendiğinde; 1996 yılında Rusya, ÇHC, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında başlatılan ve Şanghay Beşlisi olarak adlandırılan, 2001 yılında Özbekistan’ın da

593 Hasret Çomak ‘’Şanghay Đşbirliği Teşkilatı ve Türkiye’’,Editör: Almagül Isına, Ekonomik Đşbirliği ve Kalkınma, Tasam Yayınları, Đstanbul,2007,s.29

katılımıyla Şanghay Beşlisi olarak adlandırılan, Şanghay Đşbirliği Örgütü’ne (ŞĐÖ) dönüştürülen oluşumdur. Ancak zamanla Rusya’nın Orta Asya’da ABD ile rekabette

kullandığı bir mekanizma olmuştur594. ŞĐÖ’nün üye adayları konusunda çeşitli spekülasyon ve söylentiler vardır. Pakistan, Hindistan, Đran, Moğalistan, Türkmenistan, Ermenistan, Türkiye ve ABD bile muhtemel üye olarak bahse konu olmaktadır. Aslında Pakistan’ın daha açık olarak bu örgütle ilgilendiği bilinmektedir. Çünkü Pakistan, gelişen bölgesel ve uluslararası politikada kendine bir yer edinebilmek için bölgesel bir ekonomik ve güvenlik çatısı altına girmek istemektedir. Ayrıca 2001’de ki Şanghay Zirvesinde Kuzey Kore’nin gözlemci olarak katılması, Kuzey Kore’nin de bu örgüte ilgisinin olduğunun bir göstergesidir595.

Şanghay Đşbirliği Örgütü’nün kısa sürede ulaştığı nokta, hem ABD’nin tek yanlı dayatmacılığına karşı güçlü bir mücadele seçeneği sunmakta hem de ABD’yi Avrasya’nın dışına itmeyi sağlamaktadır596.Şanghay Beşlisi’nin 2001 yılında Şanghay ‘da toplanan altıncı zirvesine kadar çoğunlukla üye ülkelerin sınır güvenliği sorunlarıyla ilgili kararlar aldığı görülmektedir. Söz konusu zirvede Moğalistan’ın gözlemci, Çin ve Rusya ile sınırları olmamasına rağmen Özbekistan’ın üye olarak kabul edilmesi onları örgütün içyapısında değişiklik yapmak zorunda bırakmıştır. Bu zirvede güvenlik konusunda yapılan iş birliğinin yanı sıra askeri ve iktisadi ortaklığın da kurulması karalaştırılmış ve oluşum örgüt haline getirilerek ismi ‘’Şanghay Đşbirliği Örgütü’’ olarak değiştirilmiştir 597 .‘’Taşkent Deklarasyonu’’ ile her alanda tam işbirliği yolunda yeni bir aşamaya gidilmiştir. Liderlerin görüşmelerinin ardından elektronik ticaret, gümrük, kalite kontrol, yatırıma teşvik ve ulaştırma konularında beş komite oluşturulması kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda bir anti-terör

594 Editör: Đhsan Çomak ‘’Rusya stratejik araştırma-1’’Tasam Yayınları, Đstanbul,2006,s.172.

595Editör: Đdris Bal, Türk Dış Politikası ‘’Avrasya’da Şanghay Đşbirliği Örgütü’nün Yükselişi: Yeni büyük Oyunda Etkili Bir Araç Mı?-Đdris Bal’,Nobel yayıncılık, Ankara,2004,s.615

596 Cuneyt Akalın,‘’Asya’nın NATO’su: Şanghay Đşbirliği Örgütü’’ Jeopolitik Aylık Stratejik Dergisi, Sayı:30 yıl:5,2006,Çantay Kitabevi, s.70

597 Kutay Karaca, ‘’Şanghay Đş Birliği Örgütünün Genişleme Perspektifi ve Gelecekteki Rolü’’Orta Asya’da Değişen Dengeler Ve Türkiye Sarem Yayınları, s.78

birimi kurulması benimsenirken ‘’Şanghay Kalkınma Fonu’’ ve ‘’Şanghay Đş kurulu’’ oluşturulması kabul edilmiştir598.

Daha sonra 05 Temmuz 2005 tarihinde yapılan zirvede, Afganistan’da ki terörle mücadele operasyonunun aktif muharebe aşamasının tamamlandığını ve terörle mücadele koalisyonunun ilgili üyelerinin (ABD kastedilmiştir) Şanghay Đş Birliği Örgütüne üye ülkelerdeki altyapı tesislerinin geçici kullanımını ile üye ülke topraklarındaki askeri varlığının sona erme tarihleriyle ilgili karar almasının gerekli olduğu belirtilmiştir. Bu kararın, Özbekistan’ın ABD askeri varlığının ülkeden ayrılması istemesinden hemen sonra alınmış olması önemlidir. Çin ve Rusya, örgütü NATO’nun 11 Eylül sonrası kendine biçtiği yeni küresel statüsüne karşı koyabilecek ya da en azından dengede tutabilecek bir tampon örgüt olarak düşünmektedir.599ŞĐÖ; ülkemizin de yakından takip ettiği, gelişmesini izlediği bir örgüttür. ŞĐÖ’nün üyelerinin ortak özelliği ABD karşıtı ve ABD’nin bölgeye yönelik girişimlerinden rahatsız olan ülkelerin bir oluşumu olmasıdır. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye için gözlemci üyelik konusu değerlendirilmiş ancak bunun uygun olmadığı sonucuna varılmıştır600. Bu olumsuz sonuçta Türkiye’nin ABD’ye yakınlığının bir etkisi olduğu düşünülebilir.

ŞĐÖ üyelerinin büyük bölümünü oluşturan Orta Asya Cumhuriyetleri ile ilişkiler Türkiye için önemli imkânlar doğurabilecek kapasitedir. Duygusal yaklaşımları bir tarafa bırakacak olursak, ülkeleri birbirine bağlayan ekonomik ve siyasi çıkarlardır. Din, dil, ırk ve tarihi temellerin ortak olması ise bu ilişkilerde öncelik ve güvenilirlik sağlayacaktır601.ŞĐÖ, üye ülkelerin farklı konular bağlamında birbirleriyle etkili bir şekilde iletişim kurabilecekleri ve karşılıklı faaliyetlerini koordine edebilecekleri bir mekanizma yaratmıştır. Örgüt sayesinde, ülkeler arasında karşılıklı güvenin tesis edilmesi, silahsızlanma, terörizmle mücadele ve işbirliği gibi konularda tarafları bağlayıcı anlaşmalara imza atılmıştır. Son gelişmeler,

Şanghay mekanizmasının üye ülkelerin çıkarlarına hizmet edebilecek etkin, çok-taraflı bir enstrüman olarak uluslar arası arenada daha da güçleneceğini göstermektedir. ŞĐÖ’nün gelecekteki rolü ve sınırları, büyük ölçüde Rusya-Çin ilişkileri, Amerika’nın Orta Asya’da ki

598 Hasret Çomak ‘’Şanghay Đşbirliği Teşkilatı ve Türkiye’’,Editör: Almagül Đsına, Ekonomik Đşbirliği ve Kalkınma, Tasam yayınları, Đstanbul,2007,s.33

599 Kutay Karaca, ‘’Şanghay Đş Birliği Örgütünün Genişleme Perspektifi ve Gelecekteki Rolü’’Orta Asya’da Değişen Dengeler Ve Türkiye Sarem Yayınları, s.81

600Ümit Yardım,‘’Değişen Dengeler Đçerisinde Türkiye’nin Orta Asya Politikası’’,Orta Asya’da Değişen Dengeler ve Türkiye Sarem yayınları, s.122.

601 Gökçen Oğan, ‘’11 Eylül Sonrasında Orta Asya’da Şanghay Đşbirliği Örgütü’’ Türk Dünyasının Problemleri ve Çözüm Önerileri’’, Editörler: Necdet Öztürk ve Ali Satan, ĐQ Kültür Sanat Yayıncılık, Đstanbul, s. 400

varlığı ve bölge ülkelerindeki ayrılıkçı-terörist hareketlerin durumu tarafından belirlenecektir602.