• Sonuç bulunamadı

2.2. Türk Devletlerinin SSCB Đçindeki Statüsü

2.2.3. Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyet

Sovyet Devrimi ve sonrasında kurulan Sovyetler birliği zamanında da Türkistan’da daha önce kurulmuş olan Rus egemenliği devam etmiştir. Rusya’da rejim değişikliği Rus baskısı altında yaşamakta olan Türkler için herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Sovyet rejimi ideolojik örgütlenmeyi Türk toplulukları arasında da gerçekleştirmiştir. Komünistler Türk ve Müslüman asıllı toplumlarda Moskova merkezli Sovyet Cumhuriyetleri kurmak için girişimlerde bulundular ve bütün Orta Asya Türk ülkelerini yeni oluşturdukları Sovyet Cumhuriyetleri aracılığı ile yeniden kendilerine bağladılar. Sovyetler Birliği çatısı altında yaşayan bütün halklar için geçerli kılınan komünist düzen, Özbekler ve diğer Orta Asya toplulukları içinde geçerli oldu. Sovyet devrimi sonrasında 1918’de Kızıl Ordu askerleri Özbekistan topraklarına girerek bu bölgedeki otonom durumlara son vermişlerdir. Bu aşamada Özbekistan Sovyet sosyalist cumhuriyeti kurulmuştur. Karakalpakistan ve Tacikistan bölgeleri de Özbekistan Sovyet Cumhuriyeti’nin yeni yapısına bağlı bir duruma getirdiler. Orta Asya’nın en zengin toprakları Özbekistan’a ayrı bir önem vermiş, Sovyet ekonomisinin gelişiminde Özbekistan Orta Asya’da pilot bölge olarak seçilmiştir 71. Özbekistan Mayıs 1925’te SSCB’nin kurucu cumhuriyetlerinden birisi olmuştur72.

Türk kültürünün tarihten gelen izleri silinmeye çalışılmıştır. Türkçülükten konuşmak Turancılık olarak görülmüş ve Sovyet rejiminin şiddetli baskılarına maruz kalmıştır. Orta Asya’nın kalbinde yer alan Özbekistan Mart 1924 tarihinde Taşkent’te tertip edilen kongrede Ruslar ortaya nifak tohumları saçmışlar ve Türk boyları arasındaki ayrılık fikirlerini işlemişlerdi. Türkistan’ın ileri gelenlerinden Sultan Hoca, kongre delegelerine hitap ederek, ‘’Türkistan’ı ayrı ayrı cumhuriyetlere bölmek istiyorlar. Milliyet tasnifinde Türk boylarına Özbek ve Türkmen sıfatları yakıştırılarak Türkler parçalanmak isteniyor’’ dedi ise de, sözünü dinletememiştir. Neticede 1924 yılındaki düzenlemeler ile bugünkü cumhuriyetler imal edildi. Özbekistan’ın teşekkülü sırasında, yanı 1924’te Tacikistan Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti de Özbekistan’a katılmıştır.1929’da ise Tacikistan’a ittifak cumhuriyeti statüsü kazandırılarak, Özbekistan’dan ayrılmıştır73.

II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği Avrupa’da ki fabrikalarını Asya’ya kaydırınca Özbekistan’da ki fabrika sayısı iki misline çıkmıştır. Ruslar, bir anlamda

71 Anıl Çeçen, ‘’Türk Devletleri’’Fark Yayınları, Ankara, s.525-526

72 M. Seyfettin Erol, ‘’Hayalden Gerçeğe, Türk Birleşik Devletleri’’, Đrfan Yayınevi, Đstanbul, s.136 73

Özbekistan’ı sosyalist sistemin sanayileşme modelinde örnek ülke olarak seçmiş ve Özbekleri bu alanda desteklemişlerdir. Yer altı ve yerüstü zenginlikleri açısından son derece zengin olan Özbekistan’ı Ruslar bir anlamda Đslam dünyasına karşı sosyalizmin başarılı modeli olarak göstermişlerdir74.Sovyetler zamanında da baskı ve sindirme politikaları devam ettirmiştir. 1920-1930’lu yıllarda Özbekistan’a yoğun bir Rus göçü olmuştur. Moskova tarafından bölgede Sovyet rejimini sağlamlaştırmak, kültürel ve politik amaçlı kuruluşları kadrolarla donatmak, zengin madenleri işlemek ve kolhozlaştırmayı gerçekleştirmek için binlerce kişi gönderildi. Özbekler tarımın zorla Kolektifleştirilmesi planlarına karşı çıkmışlar, 1930’da mukavetmeleri en üst düzeye ulaşmıştır. 1936’da ise, Kara-Kalpak bölgesi Özbekistan’a katılmıştır75.

II. Dünya Savaşı’nda Avrupa’da ki fabrikaların sökülerek, personeli ile birlikte Özbekistan’a yerleştirilmesi, Avrupalı nüfusun artışına sebep olmuştur. Ayrıca 1930- 1940 yıllarında Stalin’in uyguladığı bazı halklara baskı politikası sebebiyle Özbekistan’da farklı milletlerden insanların sayısı arttırılmıştır. 1945’ten sonraki yıllarda Özbekistan bakanlar kurulunun başında bir Özbek bulunmasına rağmen, Yüksek Sovyet’in başında ve Parti I. Sekreterliğinde de yerli unsurlar yer almış, ancak Özbek başbakanın üç veya daha fazla Rus yardımcısı olmuştur76.1940’larda Özbekistan’da sanayi dallarında, elektrik enerjisi, ulaştırma ve haberleşme konularında bir bakanlık olmadığından, bunlar doğrudan Moskova tarafından denetlenmekteydi77.

Stalin’in direktifleri ile Özbekistan Komünist Partisi’nin başına 1937’de Osman Yusupov getirilmiş ve Stalin’in kanlı rejimini Özbekistan’da tatbik etmeye çalışmıştı. II: Dünya Savaşı’ndan sonra başa geçen Abdulkadir Muhiddinov, bilhassa Kruşçev zamanında halka biraz nefes aldırmıştır. Fakat Muhiddinov Ruslar tarafından görevden alınarak, 1959’da Komünist Partisinin başına Reşidov getirilmişti. Özbekler, Rus ve Bolşevik yönetimin baskısından kurtulmuş olmanın verdiği coşku ve heyecanla zaten hiçbir zaman kaybetmedikleri benlikleri daha da güçlendirmek için olanca hızlarıyla köklerine dönmeye yöneldiler78.

Bağımsızlığa kavuşmadan önce Moskova’nın kendilerine tahsis ettiği yıllık bütçe 10 milyar ruble olan Özbekistan’ın, kendi kaynaklarını kendi ihtiyaçlarına kullanmaya

74

Anıl Çeçen, ‘’Türk Devletleri’’Fark Yayınları, Ankara, s.528

75 Sadettin Gömeç, ‘’Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi’’,Akçağ Yayınları, Ankara, s.177 76A.g.e, s.178

77 A.g.e.s,179 78

başladıktan sonra bütçeleri 80 milyara çıkmıştır. Sovyet rejiminin ülkeyi nasıl sömürdüğüne dair bir örnek de, eski Özbek lideri Reşidov’un Semerkant’ta ki bir Türk Đslam sanat şaheseri olan Registan külliyesinde, altın yaldızları dökülen cami Kubbesi için Sovyet makamlarından istediği bir miktar altın hikâyesidir. Sovyetler yılda 75 ton aldıkları Özbekistan’a bu iş için istenen 3 kilo altını vermemişlerdir79.

79 Abdullah Demir, ‘’Tarihten günümüze Rus Yayılmacılığı ve Yeni Kurulan Cumhuriyetler’’, Ötüken Yayınları,