• Sonuç bulunamadı

Türkiye’ye İltihak Kararı ve Yapılan Çalışmalar

Belgede Oltu Şura Hükümeti (sayfa 106-116)

Oltu Şûra Hükümeti’nin Ekim 1919'dan Mayıs 1920 tarihine kadar kabul ettiği kararların hemen hemen tamamı Türkiye ile birleşmeye ve Ermeni taleplerinin reddine aittir.253 İslam Terakki Fıkasının Kogresinde alınan kararlar doğrultusunda Türkiye ile birleşmek için yapılan çalışmaların esasını Oltu'yu sulh konferansında temsil edecek bir delegenin seçimi oluşturuyordu. Seçilecek olan Oltu delegesi, Elviye-i Selâse için de çalışacaktır. Önce

252 Dayı, “I.Oltu İslam Terakki Komitesi Kongresi”, s. 65 253 Bilgili, “Oltu İslam Şûrası”, s. 634

İstanbul’daki İtilaf Devletleri temsilcileriyle görüşecek, daha sonra Avrupa'da toplanacak olan Sulh Konferansına Türk heyeti ile birlikte katılacaktı.

Nitekim 11 Mart 1929'da, Tahir Beyzade Yasin (Haşimoglu), Şûra Hükümeti tarafından İstanbul'daki itilaf Devletleri temsilcileri ile görüşmek üzere delege seçilir ve kendisine bir "Vekaletname" ve "İtimatname" verilir. Aynı gün Oltu'lu müntahib-i sâni (ikinci seçmen)ler Tahir Beyzade Yasin ile Hamşizade Rüstem (Acar) Beyleri İstanbul Meclis-i Mebusan'ına milletvekili seçerler. Bu seçim Oltu Belediye Meclisi ve Şûra Hükümeti'nce de onaylanır. Amaç, Oltu'yu kısa yoldan ve resmi kanallarla Türkiye'ye katmaktır. 254

12 Mart 1920'de, Oltu Milletvekilleri Tahir Beyzade Yasin (Haşimoğlu) ile Hamşizade Rüstem Beyler Meclis-i Mebusan'a katılmak üzere İstanbul'a hareket ederler. Yasin (Haşimoğlu) Bey aynı zamanda, Avrupa'da yapılacak sulh konferansına Türk heyeti ile birlikte katılma ve Oltu Şûra Hükümetini temsil etme yetkisini de taşıyordu.255

Yasin Bey’e verilen talimata göre Oltu'nun Türkiye'ye ilhakı sulhen temin edilemediği takdirde, "Biz dünyada hiç kimsenin boyunduruğu altına girmek istemiyoruz. Bu uğurda bütün millet yemin etmiştir. Dökülecek kanın günahkârı sizsiniz" diyerek müzakere salonunu terk edecektir.256 Görüşmelerden başarı elde edilemezse Kongre'nin kabul ettiği gizli 10. Madde'yi uygulamaya koyacaklardır. Yani, son çare olarak Anavatan'a bağlı kalmak şartıyla, daha önce de tecrübe edildiği gibi Elviye-i Selâse'de Cenubigarbi Kafkas Hükümeti'ni kurmaktır.257

Elviye-i Selase halkının kararlılığı ve haleti ruhiyesi hakkında da önemli bilgiler veren bu belgeler aşağıya çıkarılmıştır;

Vekâletname

"Altı senelik bir harp cihanşümulun tahribat ve felaketleri Sulh Konferansı Meclis-i Âlisince tamir edilip, artık beyhude yere sevk-i dimâye meydan vermemek için mazlum milletlerin gasp olan hak ve hürriyetleri emin bir surette bahş olunmak, medenî ve ilmî esasât-ı müsademeye binaen bütün cihanın temelleri kurulmak istenilirken, kırk iki seneden beri

254

Korkmaz, “Oltu Şura Hükümeti”, s.278

255 Sami Önal, Milli Mücadele’de Oltu, Ankara-1968, s. 69 256 Aydoğan, Oltu Şura Hükümeti.., s.154

anavatanından ayrılan memleketimiz Elviye-i Selasemizi de hayırhah Düvel-i Muazzama ve büyük şerefli adil Sulh Meclis-i Âlisi"nin asla ferâmûş buyurmayacakları şüphesiz bulunduğundan Kafkasya’nın ebedi bir sulh ve müsâlemet içinde yaşayarak Avrupa terakkiyat-ı hazırasından veyâment olabilmesi için ileride vuku-u melhus kan ve ateş kapılarını kapamak zaruretine mebni Wilson Prensipleri’nin on ikinci maddesi ahkâmının mazlum Elviye-i Selâse hakkında tatbik ve infazına müsaade buyrulmasının teshil ve temini ve Elviye-i Selâse hakkında Düvel-i Muazzama ve Sulh Meclisi Âlisi’ne lazım gelen izahatı vermek icap ettiğinden Türkiye Devleti Aliyyesi'nin göndereceği Sulh Heyet-i Murahhasasına iltihakan Avrupa'ya gitmek üzere Elviye-i Selâse'nin Merkez-i İdaresi olan Oltu Sancağı’ndan Tahir Beyzade Yasin Bey, Elviye-i Selâse Merkezi Şûrâ-i Umumî Riyaseti müdirân ve aşâir rüesasının intihap ve tayinleriyle izam kılındığından mukadderat-ı memleket ve dâvâ-i millimizi takip ve halleylemesi için işbu vekâlet ve itimatnamemiz mirî mumaileyhe ita kılındı. 11 Mart 336

Elviye-i Selâse Oltu Hükümeti Şûra-i Heyet-i Reisi Yusuf Ziya

Şûra Heyetinden Hâkim-üş-şer' Şûra Katib-i Umumîsi Yakup Mümtaz Cahit

Şûra Heyetinden A'zâ Şûra Heyetinden Şûra Heyetinden Ramiz İzzet Bahri

Şûra Heyetinden Mal Müdürü Belediye Reisi Ahmet Naci Salim Hüseyin

Beledî A'zâsı Beledî A'zâsı Beledî A'zâsı Şamil Mahmut Şevket

Akçakale Kaskanlı Bekir258

Vekâlet ve İntihapnâme

"Altı senelik bir harp cihanşûmulün tahribat ve felaketleri Sulh Konferansı meclis-i âlisince tamir edilip cihana bir sulh-u umumî ve müsâlemet bahşedilmek istenilirken doksan üç senesi Türkiye ve Rusya muharebe-i meş'umesinin netice-i felaketi olarak anavatandan ayrılan Evliye-i

Selâsemiz mukadderatının da hukuk-u milel ve esesatı adalete ibtinaen hall ve tesviye edileceği en ufak bir şüpheden bile azade bulunduğundan bir seneden beri Elviye-i Selâse’yi idare etmekte olup Şûrâ-i Umumî Merkez-i idare müdîrânı bulunan bizler, Devlet-i Osmaniye'nin mukadderatıyla alakadarlığımıza binaen saltanatı seniyye canibine gitmek üzere Elviye-i Selâse namına Oltu Sancağından Tahir Beyzade Yasin Beyi murahhas tayin ve intihap ederek, memleketimiz mukadderatını berveçhi zîr mevat-ı ahkâmı esasına tevfikan hall ve tesviye etmesi ve ledel'iktiza, saltanat-ı seniyye canibinden gönderilecek heyet-i murahhasaya iltihaken Avrupa’ya giderek Sulh Konferansı meclis-i âlisine kabul ve teşebbüsat-ı lazımede bulunmak üzere mirî mumaileyh tevkilen izam kılınmıştır.

1.Bütün manasiyle bir Türk ve Müslüman olan Elviye-i Selâsemizi kırk iki sene evvelki gibi yine Hilafet-i muazzamaya ve saltanat-ı Osmaniye'ye rapt ve ilhak ederek esaret-i mutlaka altında yaşayan aziz vatanımızı ecnebi boyunduruğu altından ebediyen halas etmek bilumum Elviye-i Selâse halkının ve Şûrâ-i Umumî heyetinin ahz-ı a'mâlidir.

2.Amerika Reisi Cumhuru Mösyö Wilson cenaplarının mütareke-i Umumîye esas olan on dört maddelik cihana ilan edilen prensibinin onikinci maddesi hasseten biz, Evliye-i Selâse Müslüman ve Türkleri hakkında tatbiki, zarurî bulunduğundan, madde-i mezkûre ahkâmının hakkımızda tatbiki lâzıme-i adalet ve temadil sulh ve müsâlemet esasatındandır.

3.Wilson Prensiplerinden on ikinci maddenin metni ve esası ve ruh-ı hakikisinden bila tereddüt hakkımızda tatbîki hakk-ı hürriyetimiz olmakla beraber, mukadderatımız elimize verildiği takdirde: Makam-ı mualla-i Hilafet-i uzmaya din, ırk, lisan ve mezhep dolayısıyla lâ-yetezelzel merbutiyetimize binaen Elviye-i Selâsemizin yine saltanat-ı Osmaniye'nin zîr-i himayesine verilmesini Kafkasya'nın sulh ve müsâlemet içinde yaşaması demek olacağından milletlere bahşedilen sulh-u Umumînin âdem-i iktizası icabatındandır.

4.Rusya Çarlığı'nın inkılâb-ı azimi ile Osmanlı ordularının mütareke ahkâmına mebni geriye çekilmesi üzerine, Gürcü ve bilhassa Ermenilerin Elviye-i Selâse'de biz Müslümanlara reva gördükleri vahşet ve mezalimin enva'i fezâyihini tâdât etmek insaniyete ebedi bir leke teşkil edeceği için

burada zikrinden sarfınazar eder, yalnız Kars'ın Çıldır, Zarşat, Akbaba ve Göle kazalarının Ermeni elinde bulunan bazı köylerinde mukadderat-ı İslamiyeyi ayaklar altında çiğnedikleri ve bilhassa 3 Şubat 336 tarihinde Zarşat Kazası'na vukubulan Ermeni taarruzunda Müslüman köyleri olan Şahnalar, Karahan, Göğerçin ve Keçili kalelerine sahra ve cebel toplarını bağlayarak taş üstünde taş bırakmadıkları kainatın tahtı tesliminde ve meşhududur.

5.Din, ırk, lisan, ırk, âsâr-ı İslamiye ve anânât-ı milliye itibariyle büsbütün yabancı bulunduğumuz Gürcü ve Ermeni milletleriyle teşrik-i mukadderat ve telif-i beynimiz katiyen adîmü'l-imkan bulunduğundan bu cihetin dahi nazar-ı basiret ve inşafla derpiç ve telakki buyrulmasını Dersaadet'te bulunan bilcümle hayırhah Düvel-i Muazzama mümessilleri ve bilhassa adil Sulh Konferansı meclis-i alisinden talep eyler ve selahiyeti tâmme ile tamamii tatbik ve infazının teshili için mumaileyh Tahir Beyzade Yasin Beye işbu vekaletnamemiz ita kılındı. 11 Mart 336.

Elviye-i Selâse Oltu Hükümeti Şûra Kâtibi Umumîsi Şûra Heyet-i Reisi Yusuf Ziya Mümtaz Cahit

Şûra Heyetinden Şûra Heyetinden Şûra Heyetinden Hakim-üş-şer' Yakup İzzet Bahri

Şûrâ Heyetinden Mal Müdürü Şûra Heyetinden Ramiz Salim Ahmet Naci Belediye Reisi Beledî A'zâsı Beledî A' zâsı Hüseyin Şamil Mahmut Beledî A'zâ Rüesâdan Rüesâdan Şevket Hamza Reeep Akçakale Kaskanlı Zilanlı Aşiret Reisi Aşiret Reisi Asker Ali Avni259

İntihapnâme

"Bizler Elviye-i Selâse'nin merkezi idare ve faaliyeti olup yetmiş sekiz bin nüfus-ı İslamiyeyi havi Oltu Sancak’ının müntehab-ı sanîleri

bulunduğumuz cihetle, olbaptakı nisbet-i kanuniye ve idare-i adile-i meşrutaya binaen ekseriyet-i ara ile Hamşizâde Rüstem ve Tahir Beyzade Yasin Beyleri meb’us intihap eyledik. İn’ikadı irade-i seniyye-i cenab-ı tacidar-ı azamiye iktiran eden Türkiye meclis-i âli-i teşrıiiyesinden a'zâ-i asliyesi meyanına kayıt ve kabul buyrulması niyaz ve istirhamatımız cümlesindendir.

Din, ırk, lisan, ananat-ı milliye-i müslime ve teselsülat-ı tarihiyenin esasatı malumesi itibariyle cem’ini saltanat-ı Osmaniye ve havalisi makam-ı muallâ-i hazret-i Hilafetpenahi’den ikâm doksan üç Osmanlı ve Rusya Harbi meş'umunda, gaddar ve haksız bir kuvvete istinaden tazminat mukabili gasp olunan aziz memleketimiz Brest Litovsk Muahedesi'nde Rusya tarafından Devlet-i Osmaniye'ye resmen ve ahten iade ve bu hakk-ı meşruumuz teslim ve tasdik edilerek bütün cihana ilan ve tebliğ olunduğu halde üç yüz otuz dört senesi Teşrinisanî zarfında kabul edilen mütareke-i umumîde istirdat edilen bu hakkı milli ve mukaddesimiz her nasılsa yine elimizden gasbedildi ise de, milletten doğan metin ve lâyetezelzel bir azim ve iman, milli kuvvet ve sebatımız sayesinde mukadderat-ı milli ve idaremizi bir seneden beri kendi elimizde idare etmekteyiz.

Anavatana olan irtibat-ı kavimizi teyit ve takviyeye matuf ve idare-i meşruteye tevfikan hukuk-u milliyemizin halelden vîkâye ve tedvin ve temşiyetini natık muahadeyn olarak işbu vekâlet ve intihapnâmemiz miri mumaileyhlere ita kılındı. (l l Mart 336. )

Oltu Sancağının Lispek Bu Dahi Bu Dahi Nahiyesi Müntehib-i Sânîsi İsmail Hakkı Molla Soro Mehmet Kamil (Mühür) (Mühür)

Penek Kazası'nın Bardız Nahiyesi Müntehib-i Sânîsi Recep (13 Müntehib-i Sânîsi imzası daha vardır.)

"Oltu Şûra Hükümeti’nin 99 numaralı olbaptaki emri mucibince icra kılınan işbu intihabatın usulüne muvafik olarak yapıldığını tasdik eyleriz. 11 Mart 336

Beledî Reisi Beledî A’zâsı Beledî A’zâsı Beledî A'zâsı Hüseyin Şevket Şamil Mahmut"

"Oltu Beledî heyeti tarafından tasdik edilen iş bu intihâpnâme Şûra Heyeti tarafından dahi tasdik kılınmıştır. 11 Mart 336

Oltu Sancağı Şûra Hükümeti Heyetten Hakim-üş-şer' Reisi Yusuf Ziya Yakup Sabri

(Mühür) (Mühür)

A'zâ A'za A'za A'za

Ramiz İzzet Bahri Ahmet Naci (Mühür) (Mühür) (Mühür) (Mühür) Şûrâ Katibi Umumîsi

Mümtaz Cahit (Mühür) 260

Belgelerde en önemli dikkat çekici husus bölge halkının adalet arayışı içerisinde olduğu göze çarpmaktadır. Zira % 90’ı Müslüman ve Türk olan ve tarihin hiçbir döneminde % 20 dahi olamamış Ermenilerin tahakkümüne sokulmak istenmeleri kabul edilemezdir. Bolşeviklerin bütün Dünya ülkeleri nezdinde ülkeleri karıştırmak amacıyla simgeleşmiş bir sloganı olan Ulusların Kendi Kaderini Tayın Hakkı maalesef Türkler için geçerli değildir. Bu gün dahi sözde Kürt Sorunun da özellikle dile getirilen hususlardan birisi olan bu prensip sadece ülkemiz aleyhinde bir prensip olarak kullanılagelmiştir.

Oltu halkının haklı davasında bağımsızlık ve özgürlüklerini elde ekmek amacıyla yekvücut oldukları ve buna ulaşabilmek amacıyla hertürlü bedeli ödemeye hazır oldukları anlaşılmaktadır.

Hemen hareket ederek Erzurum’a giden Yasin ve Rüstem Beyler 16 Mart 1920'de, Erzurum'da iken İstanbul'un İtilaf Devletleri'nce işgal edildiğini ve Meclis-i Mebusan'ın dağıtıldığını öğrenmişlerdir. Bunun üzerine Vilayeti Şarkiyye Müdafaai Hukuki Milliyye Cem'iyyeti üyeleri ve 15. Kolordu Komutanı General Kazım Karabekir ile görüşmeler yapmışlar. 15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa, Elviye-i Selâse milletvekillerinin İstanbul’a gitmelerini tehlikeli bulmuş, şimdilik Oltu milletvekillerinin Erzurum'da, Batum milletvekillerinin Trabzon'da kalmalarını istemiştir.261

260 TİTE, Nr. 73–15 Ek.3-4 (İntihapname)

Görüşmelerden sonra İstanbul’a gitmekten vazgeçilmiş, yeniden kurulacak olan Hükümet Hey'etine katılmak üzere Oltu Hükümeti’nin de onayını alan Yasin Bey Erzurum seçimlerini beklemeye karar vermiş, Rüstem Bey ise Oltu'ya dönmüştür.262

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanması üzerine Oltu Şûra hükümeti Yasin Bey'i meclise katılmak üzere Ankara'ya göndermiştir.263

Erzurum seçimlerinden sonra Erzurum’dan mebus seçilen Durak (SAKARYA) Beyle birlikte B.M.M.’ne giderler.

Ankara’da Erzurum Mebusu Süleyman Necati Beyin davetiyle Mustafa Kemal Paşa’yı Ziraat Mektebinde ziyaret ederler, Mustafa Kemal Paşa, en çok Yasin Beyle ilgilenir ve Oltu’daki sivil teşkilatın durumunu, kuvvetini, gelişmeleri detaylı olarak sorar ve çok memnun kalır.264

Yasin Bey 13 Mayıs 1920’de B.M.M.’de vekil olarak kabul edilir,265

ancak ayağından yapılan ameliyat ve tedavi dolayısıyla ancak 19 Mayıs’ta Meclis’e girebilir. O gün Yasin Beyin mebusluğu ve Oltu hakkındaki toplantıya bizzat Meclise reislik yapmak için Mustafa Kemal Paşa gelmiştir. Mecliste çok büyük coşku ve heyecan vardır. Yasin Bey mecliste alkışlar ve gözyaşları arasında bir konuşma yapar:266

Yasin Bey’in bu konuşması;

“Muhterem efendiler; kırk iki sene Rusya içerisinde kaldığımız için lisanım o kadar Türkçe yoktur. Size arz edeyim, ne fikirde olduğunu Elviyei Selâse'nin yani affınızı istirham ederim. (Estağfirullah, sesleri) Kendi lisanımca ufak bir şey yazmışım, kendi lisanımdan okuyayım. (Hay hay, sesleri)

Muhterem mebuslar;

Elviyei Selâse kırk iki senelik esaret günlerinin acıları, yaraları, altında bile Rusya istibdadı Ermeni, Rum, Gürcü jandarmaları ve bütün memurlarının

262 Korkmaz, “Oltu Şura Hükümeti”, s.278 263

Bilgili, “Oltu İslam Şûrası”, s. 634

264 Haşimoğlu, “Hayat ve Hatıralarından”, s. 65–67

265 Ahmet Demirel, Birinci Mecliste Muhalefet İkinci Grup, İstanbul-2003, s.99 266 Haşimoğlu, Kısa Hatıralarım, s.66

tazyiki altında bile büyük Türk Hükümetine karşı ezelî merbutiyetten hiçbir soy kaybettiği yoktu. (Alkışlar) Rusya Çarlığı yıkıldıktan sonra Elviyei Selâse bilhassa Oltu Sancağı, memleketi kurtarmak ve ahalisini imhadan muhafaza etmek için Osmanlı ordusu gelinceye kadar her türlü fedakârlıkla kendi kendini idare etti. Şanlı Osmanlı ordusu geldiğinde milletin üzerine nur doğmuş gibi oldu. Ne yapacağını şaşırdı.. Her tarafta çiftlerle öküzler, koçlar kurban kesildi. Osmanlı askerinin ayak bastığı yerden hayvanının tırnağının altından avuçlarla toprağı şeker gibi yiyordu. İşte onu anlatmaya lisanım dönmüyor. Minarelerden ezan okuyan hoca taşlanırken şimdi ezan sesi işitiliyor. Camilerde şanlı al bayrak asıldı, selatü selam verildi. Kasabalarda sokaklarda başı şapkalılardan geçilmiyorken bütün al fesli doldu. Sokaklarda; “Drasti” veyahut “Yarılos” işitiliyorken simdi her yerde biri diğerine selâm veriyor. (Alkışlar) Şehirler dâhilinde çan sesinden kulaklarımız sağır olurken her taraftan güzel ezan sesi işitildi. Her gün, her vakit canından, malından korkuyorken herkes emin olup rahat yatıyordu. Geçirdiğimiz bu safalı günler maatteessüf tam bir sene devam etmedi. Mütareke üzerine ordumuz asker, hududa çekilmek mecburiyetinde kaldı. Ordu çekiliyorken Elviyei Selase Ahalisi bütün karalar giyindi, yas çekmeğe başladı, gözlerinden kanlı yaşlar akıyordu. Evet, fakat millet yas çekmekle, siyah giymekle gerek hayatının ve gerek memleketinin kurtulamayacağını iyi biliyordu. Elviyei Selase ahalisi esaret ve zulüm gördüğünden bir daha esir olmamak için Elviyei Selase “Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti”, namında ve merkezi Kars olarak bir hükümet tesis etti. Evet, merkezi Kars olarak bu hükümeti İngilizler kahpece işgal edip, bazı adamları tevkif edip Malta'ya gönderdi. (Kahrolsun, sadaları) Kars’ı işgal etti ve Kars ve civar köyleri Ermenilere teslim ettiler. Diğer kazalar, merkezi Oltu olarak bir hükümet teşkil edip hayatını ve hukukunu muhafaza için bütün mevcudiyetleriyle çalışıyordu. İngilizlerin altın parasına aldanmayarak kuvvetinden, makineli tüfeklerinden, toplarından, kuvvetlerin- den korkmayarak memleketlerini terk etmemişlerdir ve etmezler de. (Bravo... Alkışlar) Her ne kadar Ermeniler, Rumlar, Gürcüler münferiden ve bilahare müttefikan taarruzda bulundularsa da millet ahdü peyman etmiş olduğundan muvaffak olamadılar ve olamayacaklardır, (Alkışlar) Ahali yalnız Osmanlı Hükümetinden başka kimseye memleketini vermeyeceğini söylüyor ve hiç kimseye esir olmamak için son derece faaliyetle müdafaa edip esir olmuyor.

Oltu tarafında cephelerde öyle zaman olmuştu ki, cephede bulunan her neferin elinde on, ancak on bir tane fişek kaldığı halde bile azminden dönmemiş ve cepheyi terk etmemiştir. Değil bu milletlere karşı, büyük ecnebi kuvvetlerine bile karşı mevcudiyet gösterdi ve göstermektedirler ve kimseyi memleket içerisine bırakmamıştır. Ve iki seneden beri Elviyei Selâse kendi kendini idare etmektedir. Evet, bütün Elviyei Selâse ahalisinin amali şanlı Osmanlı bayrağının altında yaşamaktır ve bunun aksinde âmâli olan hiçbir fert yoktur. Bununla beraber emin olunuz Elviyei Selâse dünyanın her türlü hâdisesine karşı Türkün saadet ve felâketine iştiraki en büyük ve hayati vazifelerinden birisi tanıyor. (Alkışlar)

Evet, muhterem efendiler! Elviyei Selâse bilhassa Oltu sancağı her ne kadar kendi kendini idare ediyorsa da istikbalini ve hayatını büyük kardeşi olan Türkiye'nin istiklâl ve saadetinde bulan ve ona bütün mevcudiyetiyle çalışmayı vazife bilen Elviyei Selâse'nin bir mebusu sıfatıyla ve küçük kardeşiniz olarak refakatinize kabul olunduğundan bütün Elviyei Selâse ve bilhassa Oltu sancağı namına teşekkür ederim. (Alkışlar)”267

Oltu’nun Anavatan ile resmen birleşmesinden sonra B.M.M. Hükümeti, Elviye-i Selâse'nin haklarıını korumak görevini üstlenmiştir.Böylece Oltu, 17 Mayıs 1920 günü resmen Anavatan ile birleşmiş oluyordu. Aynı gün, Yusuf Ziya Bey, Büyük Millet Meclisi tarafından Oltu Mutasarrıflığı'na tayin edilerek Oltu İdari yönden de B.M.M bağlanmış oldu.Rüstem Bey de 4 Eylül 1920'te B.MM.'e katılmıştır. 268

Türk Ordusu'nun Doğu Harekâtı sırasında Oltu Şûra Hükümeti' ne ve diğer şûralara ait milis kuvvetlerinin ordumuza yardım ve destekleri ile B.M.M Hükümeti ilk askeri zaferini de kazanmıştır. Böylece toplam kırk iki yıl Anavatan'dan ayrı kalan Oltu tekrar Anavatan'ına kavuşmuştur.

Yasin Bey, Mecliste bulunduğu sıralarda "İktisat, Milli Eğitim ve İrşad Komisyonlarında" çalışmıştır. Bu dönemde kürsüde altı konuşma yaptı. Önerdiği iki kanun teklifinden arkadaşları ile birlikte yaptığı, öğretmen ve öğrencilerin askerliklerinin ertelenmesine dair olan kanun, Layiha

267 Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, C. I, 3. bs, Ankara–1959, s. 325 268 Dayı, “I.Oltu İslam Terakki Komitesi Kongresi”, s. 69

Encümenine gönderilmiş269, Daha sonra teklif Layiha encümeni tarafından dikkate alınarak Maarif Encümenine gönderilmiştir. Maarif encümeninden sonra da Müdafaa-i Milliye’ye gidecektir.270 Bu teklif 21 Şubat 1921’de 100 sayılı kanun olarak kabul edilir.271Ayrıca Anavatana iltihak eden mevakideki tekâlifin affı hakkında kanun teklifinde bulunmuştur.272

Belgede Oltu Şura Hükümeti (sayfa 106-116)