• Sonuç bulunamadı

İltihak Sonrası Gelişmeler

Belgede Oltu Şura Hükümeti (sayfa 116-120)

Oltu'nun Türkiye'ye iltihakından sonra bölgede Ermenilere karşı büyük bir mücadele verilmiştir. Ermeniler Oltu'yu işgal etmek istemişlerse de, gerek Oltu müfrezesinin ve gerek Oltu Mutasarrıfı Yusuf Ziya Bey'in komutasındaki yerli kuvvetlerin kahramanca direnişleri karşısında başarısızlığa uğramışlardır.273

Kazım Karabekir Paşa 26 Nisan 1920 ve daha sonra 9 Mayıs’ta Ermenilere saldırı yapılmasını teklif etmiştir. Ancak iç durum çok karışık olduğu gibi, Ermenilere yapılacak askeri bir harekâtın Batı dünyasında tepkiler yaratabileceği de dikkate alınmış bir müddet gelişmeler takip edilmiştir. T.B.M.M tarafından 6 Haziran’da Ermenilere saldırı kararı verilmiş ve bölgede askeri hazırlıklara hız verilmiştir.

Bu sırada Sovyet Rusya’nın tutumunda da değişiklikler olmaya başlamıştır. 14 Haziran’da Sovyet Rusya Dışişleri Komiseri Çiçerin’in notası gelmiştir. Çiçerin, Ermenilere karşı hareket yapılmamasını, Türk sınırlarının barış yoluyla düzenlenebileceğini bildirmiştir.

Kızılordu 12 Mayıs’ta Gürcistan’a, Ermeniler de Kızıl kuvvetlere saldırmıştır. Çok güçlü olmayan Rus birlikleri, Ermeni ve Gürcülerle barış yapmak zorunda kalmışlardır. Bu durumdan faydalanan Ermeniler 19 Haziran’dan itibaren Nahcivan ve Oltu’ya saldırıya başlamıştır. Mustafa Kemal Paşa Doğu Cephesindeki gelişmelerle ilgili olarak 14 Ağustos 1920 tarihinde Mecliste şu açıklamaları yapmıştır;

269 TBMM Zabıt Ceridesi, Cilt 4, Ankara–1981, s.548 270 TBMM Zabıt Ceridesi, Cilt:5, Ankara–1981, s.145 271

Fahri Çoker, Türk Parlamento Tarihi Milli Mücadele ve T.B.M.M. I. Dönem 1919–1923

III. Cilt I. Dönem Milletvekillerinin Özgeçmişleri, Ankara 1995, s. 821

272 TBMM Zabıt Ceridesi, Cilt:6, Ankara–1943, s.283 273 Kılıç, “İşgalden Kurtuluşa Oltu ”, s. 59

“Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Bugünlerde Doğu Cephesinde, özellikle Erzurum sınırlarında Ermenilerle Gürcülerin fazla hareketli oldukları, hatta Gürcülerin Erzurum’un kuzey sınırlarında Ermenilerin de doğu sınırlarında saldırıya geçtikleri, o arada Oltu’nun işgal edildiği haber veriliyor.

Öte yandan Müslüman Bolşevik Ordusunun da Erzurum’a geldiği söyleniyor. Doğu Cephesindeki kuvvetlerimizin Ermeni ve Gürcülerin saldırılarını defetmek şöyle dursun saldırıya geçerek onların ülkelerini işgale bile yeterli olduğu inancındayız.” Demiştir.274

19 Haziran 1920'de başlayan Ermeni saldırılarına kahramanca karşı koyan Oltulular, aynı ayın sonlarına doğru IX. Kafkas Tümeni'ne bağlı birliklerin Oltu'ya ulaşması ile daha da güçlenmişler ve Ermenileri Alıcuk Köyü ile Baskut Dağı (İsmail Çavuş Tepesi) hattından ileriye sokmamışlardır.

Temmuz ayı içinde taarruz ve Ermenilerin Oltu hududu haricine atılması emri geldiğinde Ermenilerin üzerine yıldırım suretiyle saldırılmış,275 nihayet l Eylül 1920'de Kâzım Karabekir Paşa'dan almış olduğu emir üzerine harekete geçen IX. Kafkas Tümen Kumandanı Yarbay Halid Bey idaresindeki Türk birlikleri 13 Eylül 1920'de General Mazmanof komutasındaki Ermenilere ağır bir darbe vurmuş ve böylece uzun yıllar Türklük şuurunu kaybetmeyen, Anavatanlarına kavuşmak için büyük bir mücadele veren Oltulular amaçlarına ulaşmışlar,276 Ermeniler ilelebet yurdumuzdan kovulmuş, Ermenilerin Oltu'ya girmek için besledikleri emelleri de tamamen alt üst olmuştur.

Mücadeleye başlandığı günden itibaren milislerin ve gerek sonradan gelen yardımcı kuvvetlerle, 8. Alayın iaşeleri yerli halk tarafından ianeten temin edilmekte idi. İaşenin temini için iki komisyon teşkil edilmişti. Bunlardan birisi etlik diğeri sair yiyecek temin edecekti. Askeriyenin iaşesine ne derece ehemmiyet verildiğini yazılan şu emir bariz bir şekilde göstermektedir;

"Cihet-i Askeriyeye Etlik Tedarikine Mahsus Komisyon Reisi Asker Beye,

274 Karakaş, G. Aksop, Ulusal Giz, s. 403–404 275 Aydoğan, Oltu Şura, s. 140

1. Zahrındaki kuraların ağaları cihet-i askeriyeye ianeten vereceklerini vaat ettikleri sığır ve koyunlar için senet vererek taahhüt etmişlerdir.

2. Hayvanat toplanarak doğruca merkez-i livaya getirilecektir.

3. Tedarik edilecek etlik peyderpey sevk edilmelidir. Etlik tedariki hususunda fevkalade gayret göstermenizi hassaten rica ederim.

4. 3. Fırka'nın 8.Alay Kumandanı Atıf Beyefendi geldiler. Alay da bugün, yarın gelmek üzere olduğundan her halde etlik hususunda müzayaka çekmemize meydan bırakılmamak üzere vâsi bir surette tedarik edilmesi esbabının şimdiden teminini rica ederim. 28 Haziran 336.

Mutasarrıf Yusuf Ziya"277

28 Eylül 1920'de başlayan Doğu Harekâtı, Elviye-i Selase halkının ızdırabına son vererek, tekrar Anavatan'a kavuşmalarını sağlamak için gerçekleştirilmiştir.

Oltu Şûra Hükümeti önce Ruslar, sonra da İngilizler tarafından kışkırtılıp silahlandırılan Ermeni ve sayıları az da olsa Rum çetelerine karşı mücadele etmiştir.278

IX. Kafkas Tümeni'nin Oltu bölgesinde Ermenilere karşı kazandığı bu büyük başarıdan sonra, T.B.M.M. Ermenistan üzerine askerî harekâta karar vermiş ve bu kararı Eylül 1920'de XV. Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa'ya iletmiştir. Bunun üzerine 28 Eylül 1920'de başlayan askeri harekât hızlı bir biçimde sürdürülmüştür.

Ordu, 29 Eylül’de Sarıkamış’a girmiş, 30 Eylül’de de Göle kurtarılmıştır.

Doğu Ordumuz, 28 Ekim 1920 günü Kars üzerine harekâta başlamış, 30 Ekim’de Kars kurtarılmıştır. 7 Kasım tarihinde birliklerimiz, Arpaçay’a kadar olan bölgeyi ve Gümrü’yü ele geçirmiştir.

Ermeniler, 6 Kasım’da ateşkes ve barış için başvurmuşlar, B.M.M. ateşkes anlaşmasının maddelerini, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla, 8 Kasım’da Ermeni ordusuna bildirmiştir. 26 Kasım’da başlayan barış

277 Aydoğan, Oltu Şura, s. 141

görüşmeleri 2 Ocak’ta son bulmuş ve 2/3 Ocak gecesi Gümrü Antlaşması imzalanmıştır.279

Bu arada, Bolşevikler de Ermenistan'da İktidarı ele geçirmişler, bu şekilde Ermenistan meselesi kendiliğinden çözümlenmiştir. Kazanılan bu zaferler üzerine Sovyetler Milli Mücadeleye daha fazla önem vermeye başlamıştır.280

Gümrü Anlaşması ve müteakip gelişmeler ile ilgili olarak ile ilgili olarak Ulu Önder Atatürk şöyle anlatır;

“Gümrü Antlaşması, Ulusal Hükümet’in yaptığı ilk antlaşmaydı. Bu antlaşma ile düşmanlarımızın hayallerinde ta Harşit vadisine kadar uzanan Türk ülkelerini kendisine bağışlamış olan Ermenistan, Osmanlı Devletinin 1877 seferiyle kaybettiği yerleri, bize Ulusal Hükümet’e terk ederek aradan çıkarıldı. Doğu’daki durumlarda önemli değişiklikler olması yüzünden, bu antlaşma yerine, daha sonra yapılan 16 Mart 1921 tarihli Moskova ve 13 Kasım 1921 tarihli Kars Antlaşmaları geçerli oldu.

O bölgenin genel durumu ve sınırlarımız bakımından Gürcistan ile olan ilişkilerimiz ve aramızda geçen olaylar hakkında da kısaca bilgi vereyim:

1920 yılının Temmuzunda, Batum, İngilizler tarafından boşaltılınca, Gürcüler hemen işgal ettiler. Bu durum Brest-Litovsk ve Trabzon Antlaşmaları’na aykırı olduğundan, 25 Temmuz 1920’de tarafımızdan protesto edilmiştir.

8 Şubat 1921’de Ankara’da itimatnamesini sunmuş olan Gürcü elçisiyle de, Türkiye-Gürcistan antlaşması için görüşmeler başladı. Nihayet 23 Şubat 1921’de verdiğimiz kesin bir ültimatom üzerine Ardahan, Artvin ve Batum’un bize bırakılmasına razı oldular. Batum’un işgali bu tarihten on beş gün sonra gerçekleşti. Bu yerlere, Türkiye’ye katılmayı sabırsızlıkla bekleyen halkın alkışları içinde girildi. Daha sonra, Moskova Antlaşması gereğince Batum boşaltıldı. Fakat işgal etmiş olduğumuz öteki yerlerin anavatan sınırları içende kalması pekiştirildi.” 281

279 Karakaş, G. Aksop, Ulusal Giz, s. 424 280 Armaoğlu, Siyasi Tarih, s. 312

Böylece 1878–1918 yılları arasında tam 40 yıl Rus İşgalinde kalan, iki yıl da Anavatan dışında Ermenilere karşı büyük bir mücadele veren Oltu'nun Türkiye ile birleştiği bu antlaşmalarla resmen ve hukuken de tanınmış oluyordu.282

Oltu'da teşekkül etmiş olan milis kuvvetler olduğu gibi 8. Alaya dâhil olmuşlardır. Şark Cephesi harekâtı bittikten sonra bu Alay, Garp Cephesi'ne gitmiş ve burada da özellikle Sakarya Muharebelerinde büyük yararlılıklar göstermiştir.283

İlhaktan bir müddet sonra Oltu sancağı lağvedilerek Ardahana’a bağlanmıştır.284 1926 yılında ise ilçe statüsünde Erzurum’a bağlanmıştır.

Belgede Oltu Şura Hükümeti (sayfa 116-120)