• Sonuç bulunamadı

Türkiye 15 Temmuz’da bir darbe girişimine maruz kaldı. Ülkemizdeki önemli medya gruplarından birinin Genel Yayın Yönetmenliğini yürüttüğünüz o gece

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNDE MEDYA

1- Türkiye 15 Temmuz’da bir darbe girişimine maruz kaldı. Ülkemizdeki önemli medya gruplarından birinin Genel Yayın Yönetmenliğini yürüttüğünüz o gece

kanalınızda neler yaşandı? Sürecin değerlendirilmesi ve sergileyeceğiniz tutumlar hakkında planlama nasıl yapıldı?

Artık Türkiye’de darbe dönemlerinin kapandığı düşüncesi neredeyse bütün kesimlerde hâkim bir görüştü... Böyle bir girişimde bulunacakların “aklını kaçırmış” olabileceğini düşünüyorduk… Silahlı bir darbe girişimine ilişkin tartışmaların özellikle Ergenekon soruşturması ve arkasından gelen davalar döneminde arttığını hatırlayabiliriz. Sonrasında FETÖ yapılanması içindeki kişilerin, özelikle ordu içinde önemli merkezlere yerleştiği, 2014 yılındaki bazı soruşturmalar sonrasında “hareketlilik içine” girdikleri, köşe yazarları tarafından da seslendiriliyor, listeler yayınlanıyordu. Artık terörist organizasyon amaçlı görünümüyle, FETÖ adını alan bu yapıya ilişkin savcılık soruşturmalarını haberlerde de açıkça görüyorduk. Bu haberlerin vahim tabloyu ortaya koyduğu, son derece tehlikeli bir yapıya kavuşan FETÖ’nün bazı girişimlerde bulunabileceği yazılıp çiziliyordu fakat açıkçası böyle tankların sokaklara çıktığı insanların üstüne kurşunların bombaların yağdırılacağı bir çılgınlık içine gireceklerini kimse tahmin etmiyordu. Bu terör örgütünün nasıl bir akıl tutulması içinde bu işleri planladığını anlamak gerçekten zor…

Darbe girişimi gecesi, ilk duyduğumuz o günkü adıyla Boğaziçi bugünkü adıyla 15 Temmuz Köprüsü’nün trafiğe kapatılması sonrasında da köprünün üzerinde tankların görülmesi oldu. İlk anda Şehir içinde önemli bir terör ihbarı olduğunu ve köprünün tutulduğunu düşündük. Sonra haber merkezine sürekli bilgiler yağmaya başladı. Sosyal medyada darbe olduğuna ilişkin yorumlar yapılmaya twitler atılmaya başlandı. Gerçekten inanılmaz bir durum yaşanıyordu. Kısa süre sonra da saat 23:00 gibi Sayın Başbakan’ın NTV ekranlarından yaptığı açıklama ile tüm kamuoyu ordu içindeki bir grubun kalkışmayı başlattığını öğrendi. Yıldırım’ın NTV canlı yayınında yaptığı “bu kalkışmayı yapanlar en ağır şekilde bedelini ödeyecektir asla bu tip kalkışmalara pabuç bırakmayacağız “ ifadeleri tüm televizyon kanallarında son dakika bilgisi olarak yer

140 aldı. Ardından Sayın Cumhurbaşkanı da, yine NTV ve başka kanallara Facetime üzerinden bağlanarak vatandaşlara durumu tarif etti ve demokrasiye sahip çıkılmasını istedi. Halkı meydanlara davet etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın darbeye direnme çağrısının toplumdaki yansımasına baktığımızda bu çağrının olağanüstü bir karşılık gördüğüne şahit olduk.

Ekranlardaki ilk başlıklarımız, ordu içindeki bir grubun darbe girişimde bulunduğunu anlatıyordu. Sıradan bir Cuma günü akşamı bir anda Darbe girişimine karşı olağanüstü bir yayın sürecine girdiğimiz anlara dönüşüverdi.

Muhabirler yayınları ile kameramanlar görüntüleri ile bulundukları bölgelerdeki askeri hareketliliği aktarmaya başladılar.

En zor görev kurşun ve bombalar altında yayın yapmak zorunda olan muhabir ve kameramanlardaydı. İstanbul’da başlayan hareketlilikle birlikte Burak Özcan Boğaziçi Köprüsü’nde, Yağız Şenkal uçuşlara kapatılan Atatürk Havalimanı’nda, Korhan Varol ve Göktan Bedük ise darbeci askerlerin ele geçirmek istediği Emniyet Müdürlüğü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yayına başladı.

Haber merkezinin yayın yönetim ve yayın akışını yürüten tüm çalışanları, olağanüstü koşullarda şirkete dönerek, görevlerini yapmaya başladılar.

Sabaha kadar süren olağanüstü bir hareketlilik... Darbeye karşı olan ve bu kalkışmanın içinde yer almayan birlik komutanlarını Özel Kuvvetler Komutanını yayına aldık. Bu isimler darbe girişimindeki grubun tüm orduyu temsil etmediğini göstermek bakımından önemli oldu. Siyasiler, bakanlar, muhalefet liderleri, önemli isimler, darbecilere çağrıda bulundu, bu girişimlerini sonlandırmaları istedi. Başlıklarımızda sivil otorite ve halkın demokrasiye sahip çıktığını gösterir ifadeleri kullandık. Son derece olağanüstü bir haber trafiğini, çalışanlarımız teknik ve içerik olarak başarıyla sürdürdüler.

O gece olağandışı hareketlilik sadece İstanbul’da değildi. İlerleyen saatlerde Ankara’dan da FETÖ’nün yaşadığı yaşattığı çılgınlığın yansımaları olan inanılması güç haberler geldi. İlk haberler Genelkurmay Başkanlığı karargâhından gelen silah sesleri iddialarıydı. İlk anda bunun bir terör saldırısı olabileceğini düşündük. Ancak hava kuvvetlerine bağlı jet uçakları da aynı anlarda Ankara üzerinde alçak uçuşa başladığında olay farklı bir boyut kazandı. Ankara Büro hemen teyakkuza geçti. Muhabirimiz

141 Gökhan Gerçek Genelkurmay Başkanlığı’na gitti. Bütün olay Genelkurmay karargâhından ibaret sanılırken, bu kez Yenimahalle’deki MİT karargâhının da ateş altında olduğu haberleri gelmeye başladı. Muhabirimiz Özden Erkuş da MİT binasına hareket etti. Bu tür olaylarda gazeteciliğin sahada ne kadar riskli bir iş olduğu 15 Temmuz gecesi yine ortaya çıktı. Gökhan Gerçek Genelkurmay karargâhının önünde kalabalığın üstüne helikopterin açtığı ateşten kendini son anda kurtardı. Ve yakınlardaki bir hastaneye sığındı.

Özden Erkuş da MİT’teki çatışmanın ardından bu kez bombalanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geçti. Meclis’in bombalandığı anlarda Meclis koridorlarında canlı yayında olan tek kanal NTV’ydi. Sahada bunlar olurken, Ankara Büro’daki arkadaşlarımızda darbecilerden telefonla gelen tehditlere muhatap oluyordu. Genelkurmay’dan aradığını belirten darbeciler, NTV’nin darbeye karşı yayınlarını durdurmaması halinde helikopterleri NTV binasına yönlendirmekle tehdit ediyordu. Bu şartlar altında Arkadaşlarım zaman zaman binanın daha korunaklı -4’üncü katında çalışmak zorunda kaldılar. Nitekim Darbecilerin WhatsApp yazışmalarından Selimiye kışlasından ekiplerin NTV’nin maslaktaki binasını basmak için plan yaptığı ancak hava aracı bulamadıkları için binaya gelemedikleri ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Jandarma Genel Komutanlığı, Jandarma Okullar Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Kara Havacılık Okulu, Akıncı Üssü, Kızılay Meydanı... O gece Ankara’da neredeyse çatışma olmayan yer yok gibiydi. Ankara büro çalışanları da tıpkı İstanbul’daki arkadaşlarım gibi sabaha kadar insanüstü bir gayretle çalıştı.

Bu tür olaylarda, olanı aktarma görevimizden dolayı, önceden planlama yapılamaz. Olanı zaten hemen darbe girişimi olarak gördük ve FETÖ’nün işin arkasında olduğunu anladık.

Tutumumuz her zaman olduğu gibi demokrasiden yana oldu, demokrasiye sahip çıkan Türk milletinin eşi benzeri az görünür bu tutumunu her haber noktasından aktardık. Türk milletinin ve siyasi otoritenin kararlı ve onurlu duruşu da bizim yayınlara olduğu gibi yansımıştır.

142

2- Türkiye Siyasi Tarihine baktığımızda darbecilerin ve medya kanallarının yakın