• Sonuç bulunamadı

Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü

1969‘da TDK‘nin toplanan XII. Kurultayının onayı üzerine hazırlığına giriĢtiği ―Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖ adlı çalıĢma; Agâh Sırrı Levend, Agop Dilaçar ve Cem Dilçin‘in öncülüğünde 1972‘de küçük bir örnekle yayımlanmıĢtır.

Agâh Sırrı Levend tarafından amacı, planı ve çalıĢma programı 1971‘de Türk Dili dergisinde yayımlanan (Levend, 1971) bu eserin öncelikle bir etimolojik sözlük olmadığı belirtilmelidir. Fakat Türkçe üzerine yazılmıĢ bir etimolojik sözlük olmamasına karĢın, Türkiye‘de tarihsel bir sözlük çalıĢması anlamında bir ilk olması ve sözlüğün Türkiye Türkçesindeki birtakım sözcüklerin etimolojik açıklamalarına da yer vermesi bakımından, bu sözlük, Türkiye‘deki etimolojik çalıĢmalara katkısı olduğu için etimolojik anlamda önem taĢımaktadır.

Kronolojik olarak bakıldığında Türkiye sınırları içinde Türkçenin henüz bir etimolojik sözlüğünün yazılmamıĢ olması bu eserin değerini biraz daha arttırmıĢtır. Türk dili üzerinde yapılan etimolojik çalıĢmalar Türkiye dıĢında (Avrupalı ve Rus Türkologlar tarafından yapılan araĢtırmalarla) daha erken baĢladığı için, ―Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖nün yayımlandığı 1972 yılında zaten Türk dili üzerine yazılmıĢ Sir G. Clauson‘un ―An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish‖ (1972) ve Martti Räsänen‘in ―Versuch Eines Etymologischen Wörterbuchs der Türksprachen‖ (1969) gibi etimolojik sözlükleri mevcuttur ve eserde bu etimolojik sözlüklerden de yararlanılmıĢtır.

Bu sözlüğün yazımında üç örnek söz konusudur: Fransızca ―littré‖, Almanca ―Deutsch Wörterbüch ve Ġngilizce The Oxford English Dictionary‖. Türkiye‘de de o yıllarda gerekli olan sözlük, Türk dilinin filolojik ve etimolojik tarihsel bir sözlüğüdür. Dolayısıyla sözlüğün biraz da bu amaçla yazıldığını söyleyebiliriz. Agâh Sırrı Levend ―Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖nün yazılıĢ amacını Ģöyle vermiĢtir:

a) ―Sözlüğün amacı: Bir kelime ne zaman, nasıl, hangi biçimde ve hangi anlamda dile girmiĢtir? O zamandan beri biçim ve anlam bakımından ne gibi değiĢiklikler geçirmiĢtir? Dildeki kelimelerden hangileri bırakılıp unutulmuĢtur, hangileri yaĢamaktadır. Hangi tarihlerde ne gibi yeni anlamlar kazanmıĢtır? Bunları, türlü tarihlerde kaleme alınmıĢ metinlerden seçilen bir dizi örnekle belirtmektir.

b) Tarihsel sözlük, böylece kaynaklara ve belgelere dayanmıĢ olacaktır.

c) Has isimler alınmayacaktır.

ç) Dilde kullanılan bütün kelimelerle birlikte, metinlerde geçen bilim, teknik ve sanat terimleri yer alacaktır.

d) Her esas kelimeye – eğer anlam ayrılığı yoksa- sözlükte yalnız bir kez yer verilecektir.

e) Bir kelimenin birçok anlamı vardır. Metindeki cümlede o kelime hangi anlamda geçiyorsa ancak o anlam alınacak, karıĢıklığa meydan vermemek için baĢka anlamları yazılamayacaktır.

f) Kelimelerin anlamları açıklanırken, eğer açıklamada yardımı olacaksa, Osmanlıca karĢılıkları da gösterilmelidir.

h) Eski metinlerde sık sık geçen, hepsi de birer efsaneye bağlı bulunan kelime ve deyimlerde bu efsaneler açıklanacaktır.

i) Tamlamalar özel bir anlam taĢıyorsa, mecazî bir deyim olarak kullanılmıĢsa, alınıp açıklanacaktır. Bu tamlamalarda geçen kelimeler ancak baĢka cümlelerde yalın olarak geçince alınacaktır.

j) Kelimelerin sözlükteki alfabetik yeri bugünkü kullanılıĢ biçimidir. k) Kelimelerin söyleniĢinde vurgular gösterilmelidir.

l) Tarihsel sözlük hazırlanırken elde bulunan klasik sözlükler göz önünde bulundurulmalıdır.‖ (Levend, TD c. XXIV, sayı 236, Mayıs 1971)

Sözlük için hazırlıklara baĢlamadan önce çalıĢmaya bir sınırlama getirilmiĢtir. Sınırlama ise Ģöyle olmuĢtur: ÇalıĢmada Türk dilinin genel olarak ele alınması yerine, yalnızca Türkiye Türkçesinin tarihsel söz varlığının araĢtırılması söz konusu olacaktır. Dolayısıyla yönetim kurulunun da son aldığı karara göre, bu Ģekilde bir taslak hazırlanmıĢ ve Anadolu Türkçesinin XIII. ve XV. yüzyıllar arasındaki devresi ele alınmıĢtır. Buna ek olarak sonraki kuĢakların da eksikleri gidermesi ve XV. yüzyıldan sonraki devirleri de –belki de parça parça- ele alması ve yine bu Ģekilde sözlüğü tamamlaması düĢünülmüĢtür. Tüm bunlara karĢın sözlük ne yazık ki bu basımıyla kalmıĢtır.

Sözlükte sözcüklerin sırası Ģöyle verilmiĢtir:

1) Sözcük: Öncelikle sözcüğün kendisi verilmiĢtir. Sözcüğün yazılıĢı, söyleniĢi,

dilbilgisine göre cinsi verilmiĢtir. Ayrıca sözcüğün arkaik metinlerdeki biçimi de olduğu gibi verilmiĢtir.

2) Etimolojisi: Eseri hazırlayan uzmanların, sözlükteki sözcüklerin farklı

diyalektlerdeki biçimlerine de yer vermeye çalıĢmaları –ve dolayısıyla köklerine iĢaret etmiĢ olmaları- bu eseri bizim incelememize dahil etmemizi sağlamıĢtır. Her ne kadar özellikle etimolojik bir sözlük olarak hazırlanmasa da, sözlükte gerekli görüldükçe terimlerin etimolojilerine yer verilmesi ve edebî metinlerle bu

―ĠSTEMEK كماتسا ‘ كمتسا ‘ كمتسيا T.f. (Az. Ġste-; Trkm. Ġzle-; Çağ iste-; Krhn. Ġste-, irte-;

Uyg. iste-, izde- < iz + de, ir + te- = izlemek, aramak)‖(s.25)

“ḲARDAġ شدرق ‘ شادرق T. Ġs. [ḳarındaĢ شادنرق ] (Az., Trkm., Çağ., Krhn., Uyg. ḳarındaĢ <

ḳarın + daĢ)‖ (s.27)

“ḲUġANMAḲ (I) قمنشوق ‘ قمناشوق T. F. (Çağ. ḳurĢa-; Krhn. ḳurĢa-, ḳurĢan-; Uyg. ḳurĢan- <

ḳur = kuĢak, kemer)

(-e)Kendi beline (kuĢak, kılıç gibi Ģeyler) bağlamak. XIII. Balta aluban ḳalanın uĢadur/ ḲuĢaġın çiĢer Yūsuf ḳuĢanur (رونشوق) (ŞH-YZ, 20); XV. ḲuĢandı (ىدناشوق) din ḳılıcın bele Ὁsmān (ÂPz-TAO, 4).” (s.28)

sözcüklerin örneklendirmesi Türkiye‘deki etimolojik çalıĢmalar konusunda atılmıĢ önemli adımlardan biridir. Fakat sözlükte etimolojik açıklamalarda çok ileriye gidilmemiĢ, bilinmeyen ya da Ģüpheli olan sözcüklerle ilgili kesin yargılarda bulunulmamıĢtır. Sözcüklerin diyalektlerdeki biçimleri ve etimolojileri verilirken transkripsiyon alfabesinde bulunmayan kimi harfler kullanılmıĢtır. Bu harfler ve fonetik değerleri Ģöyledir: ή: yumuĢak damak n‟si, γ: sızıcı ġ, ŕ: r-z arası değerde olan r, δ: sızıcı d, é: kapalı e, ē: uzun e.

ġekil 2. 1. Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖nden ―Yumak‖ maddesi, ( Levend,

1972: 32)

3) Morfolojisi: Sözlükte bazı metinler XIII. ve XV. yüzyıllarda istinsah

edildikleri halde, bu metinlerde Eski Anadolu Türkçesinin fonetik ve morfolojik özelliklerine uymayan Ģekillere rastlanmaktadır. Bunlar da metnin imlâsına bağlı kalınmak düĢüncesiyle olduğu gibi verilmiĢtir. Ayrıca bazı sözcüklerin yapısal anlamda ek – kök çalıĢmaları da yapılmıĢtır. Dolayısıyla bazı türemiĢ sözcüklerin çoğunlukla yapım ekleri ayrılmıĢ ve gösterilmiĢtir

ġekil 2. 2. ―Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖nden ―Ġstemek‖, ―ḲardaĢ‖,

―ḲuĢanmaḳ‖ maddesi, ( Levend, 1972: 31) ―YUMAḲ قموي T. F. (Az., Çağ., Krhn., Uyg. yu-)

(-i) Yıkamak. XIII. Çün diler Yūsuf ki kendözin yuya (ايوي) Bir balıḳ gelür metris olur ṣuya (ġH-YZ, 21); XIV. BaĢın yudı ( ىدوي ) baġladı/Gözlerin sürmeledi (HA-YZ, 7a). XX.  DS”

4) Semantiği: Sözcüklerin sözlükteki anlamlarından baĢka, varsa yan ve özel

anlamları da gösterilmiĢtir. Sözcüğün ilk anlamı baĢa alınarak sonradan kazandıkları anlamlar sıralanmıĢtır. Bazı sözcüklerde ise günümüz anlamlarının verilmemiĢ olması, sözlük kapsamının XIII. ve XV. yüzyıllardaki metinlerin ele alınması ile sınırlandırılmıĢ olmasına bağlanabilir. Örneğin ―yavuz‖ sözcüğü sözlükte Ģöyle verilmiĢtir. (bkz. Ģekil Yavuz)

ġekil 2. 3. ―Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖nden ―Yavuz‖ maddesi, ( Levend,

1972: 31)

Burada sözcüğün diğer diyalektlerdeki anlamları ve XIII. yüzyıldaki kullanım örnekleri de verilmiĢtir. Fakat bu sözcüğün günümüzde kullanılan ―güçlü‖, ―çetin‖; ―iyi‖ , ―güzel‖ gibi anlamları verilmemiĢtir. TDK Türkçe Sözlük‘te, sözcük ilk anlamıyla bugün Ģöyle verilmektedir:

―yavuz: sf. 1. Güçlü, çetin. 2. Ġyi, gürbüz, güzel. 3. esk. Kötü, fena.‖ ( TDK, Güncel Türkçe Sözlük, http://tdkterim.gov.tr/bts/, ―yavuz‖ maddesi )

Doğan Aksan, ―Anlambilim‖ adlı kitabında ―Anlam ĠyileĢmesi‖ baĢlığı altında incelediği bu sözcük için Ģöyle demiĢtir: ―Eski Türkçede, daha VIII. yüzyılda ‗yabız‘ biçiminde ve ‗fena‘, ‗kötü‘, ‗periĢan‘, anlamlarında geçen bugünkü ‗yavuz‘, XV., XVI. yüzyıllara kadar bu anlamlarını korumuĢ, daha sonra ‗iyi‘, ‗güzel‘, ‗güçlü‘, ‗çetin‘ anlamlarına gelmeye baĢlamıĢtır.‖ (Aksan, 2006: 136)

Doğan Aksan‘ın da belirttiği gibi sözcük XVI. yüzyıla dek anlamını korumuĢ ve daha sonra anlam değiĢimine uğramıĢtır. ―Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖nde yapılan sınırlama içinde (XIII. ve XV. yy.) ―yavuz‖ sözcüğüne günümüzdeki anlamda yer verilmemiĢ olması bu bağlamda normaldir.

―YAVIZ  YAVUZ

YAVUZ زوي ‘ زواي T.s.[yavız زواي] (Az., Çağ. Yavuz; Krhn. yafuz, yavuz; Uyg. yabız, yavaz, yavız; Ktü. yabız)

Kötü, fena. XIII. Kim ölürse bugün diri ola/ Ol kim ölmez yarın yavuz (زوي ) ola (SV-Ġ, 116b), Ġtdi yā Yūsuf Ten gri‟den bil bu iĢi / KardaĢlaruη ḳılmaya yavuz ( زواي ) iĢi. (ġH-YZ, 9); XIV. Dönüben eve gele/Bir yavız ( زواي ) ad daḳınu (HA-YZ, 4b).‖ (s. 31)

5) Örnekler: Metinlerden taranan sözcüklerin geçtiği tümceler, kronolojik

sıraya göre olduğu gibi alınarak metinlerin ve yazarların adları, metinlerin yaprak numarası ve tümcelerin geçtiği satır sayısı ve metnin hangi tarihte yazıldığı gösterilmiĢtir.

"Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü‖ TDK tarafından 1972‘de çıkarılmıĢ

bir örnektir. Bunun geniĢletilmesi ve zenginleĢtirilmesi düĢünülse de sözlük bu basımıyla kalmıĢtır. Sözlüğün bu örnek basımı 35 sayfadan oluĢmaktadır. XIII. ve XV. yüzyıllarda kaleme alınmıĢ yapıtların en önemlilerinden 60 kadarı seçilmiĢ ve bunların taranmasıyla sözlüğün yazımı için ilk adım atılmıĢtır. Sözlüğün yazım aĢamasında, kurum uzmanları tarama fiĢleri üzerinde gerekli görülen noktalarda tarayıcılara yazılı birtakım açıklamalar göndermiĢ ve kurum uzmanlarıyla fiĢleri tarayan uzmanlar arasında birlik sağlanmıĢtır. FiĢleri ilk gelen 18 yapıttan seçilen 95 sözcük ile 10 ek iĢlenerek bu küçük örnek meydana getirilmiĢtir.

5. sayfada ―Sözlüğün Düzenlenmesinde ve Sözcüklerin Açıklanmasında Tutulan Yollar‖ baĢlığında 33 madde ile sözlükte temel alınan esaslar ve yöntemler verilmiĢtir. 7. sayfada örnekte geçen yapıtların kısaltmalarına yer verilmiĢtir. Sözlük, taranan kaynaklar açısından bir hayli zengindir.

2.4. ĠĢtikakçının KöĢesi, Türk Dilinde Kelimelerin ve Eklerin Hayatı