• Sonuç bulunamadı

Dictıonnaire Etymologique de la Langue Turque

1.3. Türk Diliyle Ġlgili Türkiye DıĢında Yayımlanan Etimolojik Sözlükler

1.3.7. Dictıonnaire Etymologique de la Langue Turque

Türk dili üzerine 1905 yılında bitirilmiĢ bir diğer etimoloji sözlüğü ise Bedros Keresteciyan‘ın ―Dictionnaire Etymologique de la Langue Turque‖ (London 1912: ikinci basım Amsterdam 1971) adlı çalıĢmadır.

Keresteciyan, Osmanlı PadiĢahı Abdülhamit devrinde, Hariciye Nezareti hukuk müsteĢarlığı yapmıĢ, emekli olduktan sonra 1905 yılında sözlük denemesini tamamlamıĢtır. Kendisi ―Sözlük‖ yerine ―Türk Dilinin Bir Etimolojik Sözlüğü Ġçin Bazı Malzemeler‖ diyerek mütevazı bir üslup kullanmıĢtır.

Ermeni kökenli dilcilere bakıldığında Bedos Keresteciyan‘dan önce Peder Gomidas Kömürciyan, 1794 yılında Osmanlı Türkçesi grameri ile ilgili çağdaĢ anlamda ilk sistemli eseri vermiĢ, daha sonrasında 1838 yılında Artin Hindoğlu, ilk çağdaĢ Fransızca-Türkçe sözlüğün yazarıdır. 1891 yılında Antuan Tıngır ve Krikor Sinapyan, Türkçede Batı kaynaklı bilimsel ve teknik terimlerin ilk sözlüğünü derlemiĢlerdir. 1912‘de de Kesresteciyan‘ın bu eserini görmekteyiz. Daha sonraki yıllarda Türk Dil Kurumunun baĢuzmanı ve ilk genel sekreteri olan Agop Martayan,

21

Ölmez, Mehmet, Radloff Sözlüğünün Yeni Bir yayımı Nasıl Olmalıdır?, VIII. Uluslar arası Türk Dilbilimi Kurultayı Bildirileri, Ankara 1997 s.372

―Okyanus‖ sözlüğünün yazarı Parseh Tuğlaciyan ve yıllarca Sovyet Bilimler Akademisinin Türk Diller Bölümü baĢkanlığını yapmıĢ Edvart Sevortiyan karĢımıza çıkmaktadır.

Tarihi dönemlerde Ermenilerin Türkçe üzerine en çok eğilen uluslardan olduğu bir gerçektir. Bununla beraber kimi bilim adamlarımız, yapılmıĢ ya da yapılan kimi çalıĢmalarda ideolojik açıklamaların ve yanlı görüĢlerin olduğunu da ileri sürmektedir. Keresteciyan‘ın sözlüğü ile ilgili olarak Mehmet Ölmez Ģöyle demektedir: ―Keresteciyan‘ın sözlüğü esas olarak Türkçedeki yabancı öğeler, daha çok da Yunanca alıntılar üzerinde durmaktadır. Tabii bu sözlükte kimi Türkçe sözcüklerin Yunancaya ya da Ermeniceye bağlanmaya çalıĢıldığını belirtmeliyiz. Yalnızca tarihsel bir değeri olan sözlük 1971‘de bir kez de tıpkıbasım olarak yayımlanmıĢtır.‖ (Ölmez, 1998: 176) Öte yandan Tuncer Gülensoy, köken bilgisi sözlüğünün (Ankara, 2007) giriĢ kısmında, Ermeni kökenli sözlük yazarı Sevan NiĢanyan ile ilgili Ģunları söylemiĢtir: ―Aslında, Sevan NiĢanyan‘ın ÇağdaĢ Türkçe‘nin Etimolojik Sözlüğü (Ġstanbul 2002) adlı sözlüğünün giriĢinde yazdığı ‗…‘ sözleri, bu konuda beni tetikledi. NiĢanyan‘ın kendi ―Malûm ideolojisi‖ ile yazdığı bu haksız ve dayanıksız (mesnetsiz) sözler beni gerçekten üzmüĢtü.‖ (Gülensoy, 2007)

Bedros Keresteciyan‘ın uzmanlık alanı finans ve dilbilimdi. Keresteciyan, Fransızca, Ġngilizce, Arapça ve Farsça‘yı çok iyi derecede bilmekteydi. Ġstanbul‘a döndükten sonra ―Tercüman-ı Ahval‖ gazetesinde editör olarak yazılar yazmıĢ ve ―Basiret‖te ise bazı makaleler kaleme almıĢtır. 1890 yılına kadar Babıâli Hacri Muhaberat Kalemi Müdürü olarak çalıĢmıĢ, 1890‘dan ölüm tarihi olan 1909 yılına kadarsa Maliye Nezareti Tercüme ve Harici ve Muhaberat Kalemi Müdürlüğü yapmıĢtır. En büyük eseri ise yazmıĢ olduğu ―Dictionnaire tymologique de la Langue Turque‖ adlı çalıĢmasıdır. Aslında Bedros Keresteciyan, 1945 yılında yayımlanan, Ermeni dilinin bir etimolojik sözlüğünü de hazırlamıĢtır.

Bedros Keresteciyan ile ilgili olarak en geniĢ bilgi Kevork Pamukçiyan‘ın ―Ermeni Kaynaklarından Tarihe Katkılar‖ (2003) adlı eserinden ve Ana Britanica‘daki (Pamukçiyan: 204) Bedros Keresteciyan üzerine yazdığı makalelerden edinilebilir.

Keresteciyan‘ın Fransızca yazılan etimolojik sözlüğü, iki ana bölümden oluĢmaktadır. Ġlk bölümün alt baĢlıkları Ģöyledir:

I) Note de l‘éditeur………. iii – iv: ‗Editör‘ün notu‘ anlamına gelen kısım.

II) Préfaace (Par L‘auteur) ………. v – viii: ‗Önsöz‘ anlamına gelen kısım, yazar tarafından yazılmıĢtır.

III) Notions philologiques et etymologiques………. ix – xv: ‗Filolojik ve Etimolojik kavramlar üzerine‘ anlamına gelen bölüm.

IV) Table des abréviations………. xviii: ‗kısaltmalar tablosu‘ anlamına gelen sayfa.

V) Dictionnaire étymologique de la langue Turque (Quelques matériaux Pour un) ……….1 – 339: ‗Türk dilinin bir etimolojik sözlüğü için bazı malzemeler‘ anlamına gelen kısım ise asıl sözlük kısmıdır.

VI) Mots étrangers introduits et conservés tels quels dans la langue Turque………. 341 – 355: ‗Türk dilinde olduğu gibi tutulan ve tanıtılan yabancı sözcükler‘ anlamına gelen bölüm.

VII) Locutions adverbials et onomatopéiques………. 357- 359: ‗Zarf niteliğinde ifadeler ve onomatopoetic (yansıma)‘ anlamına gelen kısım.

VIII) Particules Intensives………. 360 – 361: ‗pekiĢtirme ekleri‘ anlamına gelen bölüm.

IX) Thémes verbaux………. 362 – 364: ‗sözel konular‘ anlamına gelen bölüm

Sözlüğün ikinci bölümü ise Ģöyledir:

I) Glanures étymologiques de mots français d‘origine inconnue ou douteuse………. 1 – 37: ‗Bilinmeyen ya da Ģüpheli olan toplama etimolojik Fransızca sözcükler‘ anlamına gelen bölüm.

II) Table Alphabétique………. 38 – 39: ‗Alfabetik tablo‘

Keresteciyan‘ın ―Dictionnaire tymologique de la Langue Turque‖ sözlüğü 339 sayfadır ve eser klasik alfabetik düzende oluĢturulmamıĢtır. Keresteciyan,

sözlüğünde olabildiği kadar Türkçenin gerektirdiği biçime yakın düzenlemeler yapmaya çalıĢtığını belirtmektedir. Türkçe alfabetik sıraya az ya da çok bağlı bir düzenleme yaptığını düĢünen yazar, ―alfabetik‖ dediği sırayı Ģöyle vermiĢtir: A, E, I, O, Eu, U, Ou, Y, B, P, T (ou Th, qui se pronounce souvent somme d), Dj, Tch, Kh, D, R, Z, S (ou Ç), Ch, Gh, F, Q, (ou C), K, G, Ñ (nasalisée), L, M, N, V, H. Toplam olarak sekiz sesli ve yirmi iki sessiz harf vardır. Türkçe sözcüklerin yazımı Fransızca karakterlerle yapılmıĢtır.

Hasan Eren, etimoloji sözlüğünün giriĢ kısmında, Bedros Keresteciyan‘ın yazdığı Türkçenin etimolojik sözlüğü ile ilgili değerlendirme yaparken Mehmet Fuat Köprülü‘nün Türkiyat Mecmuası‘nda çıkan bir yazısını anımsatmıĢ ve buna görüĢ olarak katılmıĢtır.

Köprülü, Türkiyat Mecmuasın‘da Keresteciyan‘ın etimolojik sözlüğü ile ilgili olarak Ģunları söylemiĢtir:

―Türk filolojisine ait mesainin henüz bu kadar ibtidâî bulunduğu bir sırada lisanımızın iĢtikakına dair böyle bir eserin meydana çıkması bizim için pek Ģayan memnuniyettir. Müellif dört sayfalık küçük bir mukaddimede maksadını izah ediyor: Ona göre bu eser tam manasıyla iĢtikaka ait bir eser değildir. Müellif bununla ileride Ģark u garb Türkçesinin iĢtikak lügatini tertip edecek erbab ihtisasa bazı maddeler hazırlamak istemiĢ ve Türkçeye diğer lisanlardan geçmiĢ kelimelerden bahis ettiği gibi Türk kelimelerinin menĢe-i iĢtikakîsini göstermek için mukayesesini yalnız ―Ural ve Altay‖ lisanlarından değil ―Sami ve Ari‖ lisanlarından aldığı anasıra da teĢmil etmiĢtir.‖(Köprülü,1926: 294)

Köprülü, Bedros Kesesteciyan‘ın eserinin bilim nezdinde geçerli bir yapıt olmadığı kanısını taĢımıĢtır:

―Asya tarihi hakkında azıcık malumat sahibi olan ve ‗Orhun Kitabeleri‘ ile Pavet de Courteille‘nin ‗Çağatay Lügati‘nden ve Ahmet Vefik PaĢa‘nın ―Lehçe-i Osmanî‖siyle ―Kamus-u Türk‖ten istifade eden Bedros Efendi‘nin bu kitabı vücuda getirmek için büyük zahmetler çektiği ve pek uzun mesaiye katlandığı birdenbire göze çarpıyor. Lakin ne kadar tesadüfe Ģayandır ki uzun seneler sarf ettiren bu mesai

ilim için pek ehemmiyetsiz neticeler vermiĢ, usul dairesinde yapılmayan tetkikatın – hatta asırlarca devam etse- ilim terakkisine hizmet edemeyeceğini bir defa daha meydana koymuĢtur. Filhakika Bedros Efendi‘nin iĢtikak hakkındaki telakkiyât ve malumatı bizde ilk muğlak mesa‘il tarihteki gülünç iĢtikak musharalekeleriyle hele çalıĢanlarla Ģüphesiz kabil-i kıyas değildir. Lakin buna rağmen ilmin yeni usullerine vakıf olamaması, Bedros Efendi‘nin ciddi ve samimi mesaisinin kâfi derecede müsmîr olmaması intâc etmiĢtir.

Bedros Efendi bu mesaisini muvaffakiyetle tetvîc için evvela daire-i iĢtigalini usulî bir surette tahdit etmeliydi. Türkçenin gayrı lisan ailelerine mensup kelimeler ilk asıl Türk cezrleri arasında bir müĢabehet aramaya kalkıĢmak bile abestir. Bu mukayese ancak ―Ural‖ ve ― Altay‖ zümre-i lisanîlerine ait kelimât arasında icra edilmeliydi. Hatta benim nokta-i nazarıma göre, ilmin hal-i hazırına nazaran bu da fazla ağır bir iĢtir. Bedros Efendi bu mukayeseyi yalnız eski ve yeni Türk lehçeleri arasında yapsaydı elbette daha sarih ve daha doğru neticeler elde eder, bu mesaiden Türk filolojisi de a‘zamî derecede istifade ederdi.‖ (Köprülü,1926: 295)

Keresteciyan sözlüğünü sert bir dille eleĢtiren Köprülü, sözlüğün yöntem açısından eksik olduğunu ve ilim hayatına yeni giren ilim adamlarına sözlüğün baĢarısızlık abidesi olduğunu belirtmiĢtir:

―Bu eser için müellifi çok uğraĢmıĢ, uzun seneler sarf etmiĢtir; lakin sâha-i mesaisini tahdit etmediği ve lisaniyat ilminin terakkiyat-ı ahîresine bîgâne kaldığı cihetle, bu usulsüz mesai, me‘âtte‘essüf ilim için müsmir olmamıĢtır. Yarım asırlık ciddî ve samimî bir hayat-ı mesainin bu elim neticeye müncer olması, usulsüz mesainin nihayet iflas ile neticeleneceğini göstermek itibarıyla, ilim hayatına atılmak isteyen gençlerimiz için bilhassa ibretâmizdir.‖ (Köprülü,1926: 296)

Bedros Kereteciyan‘ın sözlüğünün ortaya çıkmıĢ olması zamanın Türkologlarını sevindirmiĢ olsa da sözlük, dönemin çağdaĢ linguistik yaklaĢımlarından uzak olduğu için Türkologlar tarafından bir deneme olarak değerlendirilmiĢtir. Hanifi Vural ve Tucay Böler‘in ―Türkçe Sözlük (TDK)‘ten hareketle 1944‘ten 2005‘e dilimizdeki batı kökenli sözcükler‖ adlı makalesinde

(Vural, 2008) Keresteciyan‘ın bu sözlüğü, Türkçe üzerine yapılmıĢ ilk öncü çalıĢmalar içinde değerlendirmektedir.