• Sonuç bulunamadı

Etymologisches Wörterbuch Der Turko-Tatarischen Sprachen

1.3. Türk Diliyle Ġlgili Türkiye DıĢında Yayımlanan Etimolojik Sözlükler

1.3.4. Etymologisches Wörterbuch Der Turko-Tatarischen Sprachen

Türkçe adına yapılan ilk etimolojik sözlük çalıĢmasının Macarlı bir Türkolog olan Ármin Vámbéry‘ye ait olduğu görülür. Vámbéry, Batı Avrupa‘da Türkoloji‘nin kurucusu olarak bilinir. 1858 ve 1861 yıllarında Ġstanbul‘a da gelmiĢ olan Türkolog, özellikle Çağatayca konusunda çalıĢmıĢtır.

1863 yılında çok istediği Orta Asya gezisini gerçekleĢtirmiĢtir. Bu gezi ile ilgili olarak Hasan Eren Ģöyle demektedir: ―Bu gezi Vámbéry‘ye büyük bir ün sağlamıĢtır. Vámbéry, gezisine Türkmenistan‘dan geçerek baĢlamıĢ, Hive, Buhara ve Semerkand‘a uğramıĢtır. Ġngiltere‘de yayımlanan gözlemleri büyük bir ilgi görmüĢtür.‖ (Eren, 1998: 327)

Vámbéry, Macarlar ve Türkler arasındaki iliĢkilere ağırlık vermiĢtir. Macarcadaki Türkçe sözcükler üzerinde de duran Türkolog, BudapeĢte Üniversitesi‘nin 1870 yılında kurulan Türkoloji kürsüsünün ilk profesörü olarak atanmıĢtır.

Vámbéry‘nin ―A török –tatar nyelvek etymologiai szotara‖ baĢlıklı çalıĢması 1877‘de kitap olarak çıkmıĢ, sonra da ―Etymologisches Wörterbuch der turko- tatarischen sprachen‖ adıyla Almanca‘ya da çevrilmiĢtir. Kitabın üçüncü sayfasında yer alan ―Ein versuch zur darstellung des familien verhaltnisses des turko-tatarischen wortschatzes‖ baĢlığı ile bu çalıĢmanın Türkçe ve Tatarca sözcüklerin ortak iliĢkilerinin sunumu açısından bir deneme olduğu açıklanmaktadır. Bu etimoloji sözlüğü, Türk dili adına yapılmıĢ ilk denemedir.

Yazar sözlüğünün giriĢinde Türk-Tatar dilleri alanındaki etimolojinin en zor olan kısmının, daha eski dil eserlerinin ya da anıtlarının mutlak eksikliğinden kaynaklanan bir zorluk olduğunu söylemektedir. Zaten bu konuda Hasan Eren, ―Bu sözlüğün yazıldığı yıllarda eski ve yeni Türk diyalektiklerine iliĢkin bilimsel çalıĢmalara baĢlanmamıĢtı. Türklük biliminde yeni bir çağ açan eski Türk yazıtları daha bulunmamıĢ, okunmamıĢtı. KaĢgarlı Mahmut‘un Divanü Lûgati‘t Türk‘ü de ele geçmemiĢ, iĢlenmemiĢti. Bu açıdan Vambery‘nin sözlüğü çok erken yapılmıĢ bir denemedir. Bu sözlüğün bugün için salt tarihî bir değeri kalmıĢtır…‖ (Eren, 1999: XI) diyerek Macarlı Türkoloğun bu eserindeki bazı eksikliklerini dile getirmiĢtir.

Mehmet Ölmez, ―O dönemde bugün birer yazı dili olan ya da bugün dahi konuĢma dili olmakla birlikte müstakil sözcükleri bulunmayan (Halaçça, Sarı Uygurca gibi) Türk dilleri çok az biliniyordu. Hatta kimileri bilinmiyordu. Vámbéry‘nin o dönem elinde kullanabileceği çok az karĢılaĢtırmalı çalıĢma vardı, bunlardan birincisi belki de Lazar Budagov‘un sözlüğüdür. Uygurca adı altında yer verdiği örnekleri ise Kutadgu Bilig üzerine hazırladığı kendi çalıĢmasından almaktadır. ÇuvaĢça örneklerse 1875 Kazan baskısı olan ÇuvaĢça - Rusça sözlüğe dayanmaktadır. (Karneyov çuvaĢskorusskiy slovar, N. Y. Zolotnitski). Bunların dıĢında Altay bölgesi için misyonerlerce hazırlanan bir dilbilgisi, Otto Böhtlingk‘in Yakutça çalıĢması ve M. Alexander Castrén‘in Kaybolca ve Karagasça Okuma

Kitabı Vámbéry‘nin kaynakları arasındadır.‖ (Ölmez, 1998: 175) sözleriyle Vámbéry‘nin zamanında kısıtlı olan kaynakçası ile ilgili de bilgi vermektedir.

Yazarın elindeki kaynakları sınırlı da olsa eserde Türkçe unsurları karĢılaĢtırmak maksadıyla birtakım Türk lehçelerine yer vermeye çalıĢtığı görülmektedir. Bunlar arasında ÇuvaĢça, Yakutça, Çağatayca, Orta Türkçe ve Osmanlıca, Kazan Tatarcası, Türkmence, Azerice ve Koybal-Karagas Türkçesi yer almaktadır.

Vámbéry, beĢ sayfalık Türk diline iliĢkin bir önsöze yer verdikten sonra Türkçe köklerle ilgili 20 maddelik bir özet ve sınıflandırmaya yer vermiĢtir. Özet kısmını

A) Die Stammsilbe, B) Lautverwechselung C) Wörtbedeutung

biçiminde üçe ayırmıĢ ve toplam 24 sayfalık bir önsöz oluĢturmuĢtur.

Vámbéry sözlüğünde sözcükler maddeler halinde ele alınmıĢ ve her maddede farklı ses yapılarına ait benzer sözcükler bir arada açıklanmıĢtır. Ancak bunlar arasında köken bakımından ilgisiz sözcükler de yer almaktadır. Mehmet Ölmez sözlüğün bu özelliği ile ilgili Ģöyle demektedir: ―Vámbéry‘ye göre her madde aynı kökten çıkan farklı ses yapılarına ait sözcükleri içermektedir. Örneğin ilk maddede aç, aj, at, ay, ag, aı ses grubuyla oluĢan ‗açılmıĢ, açık, net, boĢ, aç, acıkmak‘ anlamındaki sözcükler yer almaktadır. Bunlar Uygurca açmak ‗açmak‘, açak ‗kapı; açma‘, açuk ‗boĢ, açık, temiz‘, acun, ajun ‗dünya‘ ; aç ‗aç, tok değil.‘, Çağ. açmak ‗açmak, açık etmek‘, aç ‗yoksul, aç‘, açik ‗açık‘ (…), esnemek ‗esnemek, ağzını açmak‘, Osm. aj, aç ‗aç, tok değil.‘, açık ‗açık‘, Yak. as, asabın ‗açmak‘, as ‗aç, tok değil.‘ Koyb. as ‗aç‘, Çuv. Os‘ ‗açmak‘, oze ‗açık‘. Vámbéry, aynı grupta Çağ. ayaz ‗ayaz, açık hava‘ aguz, agiz, avuz ‗ağız‘ sözcüklerini de ele alır. (okuyuĢlar Vámbéry‘e göredir.)‖ (Ölmez, 1998; 176)

Vámbéry sözlüğünde lehçelere göre sözcüklerin söyleniĢ biçimleri gösterilmiĢ ve anlamları verilmiĢtir. Bazı sözcüklerin köken bakımından birbirinden tamamen farklı olmasına karĢın bu sözcüklerin Vámbéry sözlüğünde aynı kökten

gelmiĢ olduğu bilgisi verilmektedir. Ölmez‘in de dikkat çektiği gibi, eserde ―acun‖ sözcüğünün ―aç‖ kökünden geldiği öne sürülse de bu sözcük esasen Türkçe kökenli değil, Sogdça kökenlidir. Sözcük, Eski Türkçede kullanılmıĢ; ancak köken bakımından Türkçeyle hiçbir ilgisi yoktur.

Bir baĢka örnek olarak da ―gömlek‖ sözcüğünün, sözlükte köken bakımından yanlıĢ açıklandığı söylenebilir. Sözlükte ―kej‖, ―ket‖, ―kij‖, ―gij‖ (OkunuĢlar Vámbéry‘e göredir.) sözcükleri verilmiĢtir ve sırasıyla ―bekleiden‖ (giydir-, üzerine geçir-), ―anziehen‖ (giy-), ―auf sich nehmen‖ (üzerine al-, üstlen-), ―zu entdecken‖ (keĢfet-) sözcükleri verilerek bu köklerden türeyen Türkçe sözcüklere yer verilmeye çalıĢılmıĢtır. Osmanlıcanın olduğu kısımda Vámbéry, gijmek = anziehen; gömlek = Hemd (eigentl. Gijimlik) biçiminde ele aldığı sözcükleri köken bakımından açıklamıĢtır. Hâlbuki bugün ―gömlek‖ sözcüğünün ―köŋlek‖ (göğüslük) biçiminden oluĢtuğu ve göğüs anlamına gelen ―köŋ‖ sözcüğünden geldiği açıktır. Sözcüğün KaĢgarlı‘nn Divan‘ında ―könglek‖ (Mahmud, 2005: 323) biçiminde geçtiği görülebilir.

Eren‘in de söylediği gibi Vámbéry‘nin kaynakları arasında Türk dilinin en önemli yapıtlarından olan KaĢgarlı‘nın Divân‘ı yoktu. O dönemde eski Türk yazıtları da çözülmemiĢti. Kaynak açısından sınırlı olan bu çalıĢmada bu türden hataların bulunması kaçınılmazdır.

ġekil 1. 10. Vámbéry sözlüğünün ać, aź, at, aj, ag, au maddesi (Vámbéry, 1878: 1)

Vámbéry‘nin etimolojik sözlüğü ile ilgili Eren, ―Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü‖ adlı eserinin önsözünde, dilbilimin ―yasa‖ olarak nitelendirdiği birtakım kurallara (biçimbilgisi, anlambilgisi ve özellikle sesbilgisi kuralları gibi) etimoloji alanında çalıĢan kimi bilim adamlarının bağlı kalmadığını söyleyerek Vámbéry‘nin sözlüğünü bu açıdan düĢündürücü bir örnek olarak değerlendirmektedir.

Eserin sonunda 11 sayfa kadar bir sözcük dizini bulunmaktadır. Bu sözcük dizini için Vámbéry Ģöyle bir açıklama yapmaktadır: ―ġu anki sözcük dizini Türkçe- Tatarca dil iliĢkilerinde ele alınan tüm bölümlere sağlam bir kanıt olamayabilir. Bu yalnızca Çağtayca, Osmanlıca ve en sık ortaya çıkan sözcüklerin önderliği ile ilgili olarak toplanmıĢtır…‖ (Vámbéry, 1878: 216) Vámbéry, bu açıklamadan sonra yaklaĢık 1033 sözcüğün olduğu dizini vermiĢtir. Dizine bakıldığında sözcükler, sayfa numaralarına göre numaralanmamıĢ; Vámbéry‘nin kendi verdiği maddelere göre numaralandırılmıĢtır. Bu, sözcüklerin bulunması açısından herhangi bir zorluk yaratmamaktadır.

Son olarak Vambery‘nin etimoloji sözlüğü her ne kadar pek çok Türkolog ve uzman tarafından yalnızca bir deneme olarak değerlendirilse de bu sözlük bize bu alandaki araĢtırmaların ve çalıĢmaların Türklerden önce Macarlar tarafından yapıldığını gösteren tarihi bir belgedir.