• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.1. Türkiye Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği İlişkileri

Türkiye-Türk Cumhuriyetleri siyasi ilişkilerini kavrayabilmek için Türkiye’nin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile ilişkilerini incelemek gerekir. Türkiye- Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ilişkileri, Vladimir İliç Lenin’in, Anadolu’da İtilaf Devletlerine karşı Milli Mücadeleye destek vermesi ile başladı. Sovyet Yönetimi İtilaf devletlerini Anadolu’dan uzaklaştırmayı stratejik bir hedef olarak görmekteydi. Mustafa Kemal’de Milli Mücadele için ihtiyaç duyulan askeri ve mali yardımları temin edebilmek amacıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği iyi ilişkiler kurmak için harekete geçti. Karşılıklı menfaatler 16 Mart 1921 Moskova antlaşmasının imzalanması ile neticelendi111.

II. Dünya savaşından sonra ise Stalin’in Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı istemesi Türkiye’nin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini tehdit olarak görmesi neden oldu. II. Dünya savaşı sonrasında ise Dünyanın Doğu ve Batı bloklarına ayrılması ve tarafların farklı bloklar içinde yerelması sonucunda iki ülke arasındaki ilişkiler 1983 yılına kadar düşük seviyeli ve durağan bir seyir izledi.112

6 Kasım 1983 seçimleri ile iktidara gelen Turgut Özal, Türk–Sovyet işliklerini geliştirmek için politikalar geliştirdi. Bu doğrultuda 1984 yılında Türkiye Sovyetler Birliğinden doğal gaz antlaşması yapması ile iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler ivme kazandı. Turgut Özal Türkiye ile Sovyetler Birliğinin ayrı pakta olmasının ekonomik ilişkileri geliştirmesine engel olmadığı düşüncesindeydi. Bu konu ile ilgili görüşlerini 1985 yılında Japonya’nın “Yomiuri” gazetesine verdiği röportajda şöyle belirtti. “Ticari ilişkilerde meydana gelecek gelişmeler görüş ayrılıklarının giderilmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle siyasi açıdan olmasa da Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz”113 dedi.Turgut Özal Sovyetlerle çok yönlü işbirliğini geliştirmek için Karadeniz Ekonomik işbirliği projesini

111

Fahir Armaoğlu,20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Timaş Yayınları,2014, s.55.

112

Armaoğlu, a.g.e., s.382.

113

geliştirdi. Bu proje Sovyetler Birliği tarafından da benimsendi. Projenin detaylarını görüşmek 11 Mart 1991 Turgut Özal, Sovyetler birliğini ziyaret etti. Özal’ın ziyareti Ankara ve Moskova tarafından çok başarılı olarak değerlendirildi. Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi “Milliyet” gazetesine yaptığı değerlendirmede iki ülkenin son dönemde gelişen ilişkilerini bir uçağın kalkışına benzetti.114 Gorbaçov da “Türkiye’yi yeni yeni keşfediyoruz. Ciddi ve güvenilir bir komşu ile karşı karşıya bulunduğumuzun farkında olduklarının belirtti.115

Turgut Özal, Sovyetler Birliğinin çöktüğünün farkına erken vardı ve çöküşün ardından bölgede meydana gelecek ikili çatışmalara izin vermemeye çalıştı. Askeri çatışmaları ekonomik işbirliklerinin engelleyeceğini düşünüyordu. Bu doğrultuda Karadeniz ekonomik işbirliği ve Sovyetlerden doğalgaz alım antlaşması projelerini geliştirdi. Turgut Özal politikaları ile oluşan Türkiye Sovyetler Birliği ilişkileri Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra yerlerine kurulan başta Rusya Federasyonu ve Türk cumhuriyetleri ile kurulan dostane ilişkilerin temelini oluşturdu.

Türkiye- Sovyetler Birliği ilişkilerini olumlu yönde etkileyen olaylardan biride gerek Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın gerekse de Özal’dan sonra Türkiye Rusya federasyonu ve Türkiye- Türk cumhuriyetler politikalarının belirlenmesinde aktif rol alan Süleyman Demirel’in 19 Ağustos 1991 tarihinde KGB, Komünist Parti, Kızıl Ordunun tarafından yapılan darbenin karşısında yer almalarıdır. Turgut Özal darbe sırasında ABD Başkanı Bush’u bilgilendirerek Bush’un darbe karşısında yer almasını sağladı. Gorbaçov Özal’ın bu takdire şayan davranışını Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vural’a ileterek, “ Sayın Özal bizdeki darbe girişimi sonrasında Başkan Bush’u arayıp darbeye karşı tavır alınması gerektiğini söylediğini sonradan öğrendim. Bundan duyduğum memnuniyeti anlatamam size Sanırım bu tavır bizim ileride ikili ilişkilerimizi önemli ölçüde etkileyeceğini belirtti.”116 Süleyman Demirel’de Darbenin yeniden Sovyetler Birliğini Batı dünyasından koparması, ümitlerin yok olması anlamına gelip gelmeyeceği meçhuldür. Dünyada rahatsızlık yaratan bu olay Sovyetler Birliğinin yeniden tehdit haline gelebilmesi ihtimalini doğurmaktadır. Bu durum bizi çok yakından ilgilendirir. Türkiye 45 yıllık

114

Cenk Başlamış. “Ziyaret Olağanüstüydü” Milliyet, 18.03.1991

115

M. Ali Brand. “Özal Kremliden sonra şimdide Beyaz Saraya gidiyor.”Milliyet,(Erişim: 19.03.1991)

116

soğuk savaşın faturasını en ağır ödeyen ülkedir. Kalıcı bir barış ihtimalinin belirdiği bir dönemde bunların bir seraba dönüşmesi insanlık için büyük bir ayıp olur.117 Şeklinde düşüncelerini belirtti.

19 Ağustos 1991 başarısız darbe girişiminden sonra Sovyetler Birliğinin dağılma süreci hızlandı. Uluslararası toplantılarının resmi olmayan ana konusu Sovyetler Birliğinin dağılması süreci idi. 9-11 Aralık 1991 tarihinde Senegal’de İKO zirvesi için bulunan Turgut Özal’a bu konu sorulduğunda Özal, “ Önümüzdeki aylarsa 5-6 Türk Cumhuriyeti olursa fena mı olur? Biz bir imparatorluğun bakiyesiyiz. Çok daha aktif dış politika izlemeliyiz. Büyük oynamazsanız büyük olunmaz” diyerek Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarının desteklenmesi için aktif politikanın gerekliliğini belirtti. Özal Dış işleri bakanlığının bütçesine teknik yardım adı altında fonlar konarak Sovyetlerden ayrılacak olan Türk Cumhuriyetlerinin desteklenmesini savunmaktaydı.118 Turgut Özal’ın bu politikaları Süleyman Demirel’in Türkiye-Türk Cumhuriyetleri politikalarının da temelini oluşturdu.

2.2. Süleyman Demirel’in Türkiye-Türk Cumhuriyetleri Politikasındaki