• Sonuç bulunamadı

1.4. Kırgızistan Cumhuriyeti

1.4.3. Rus İşgaline Karşı Kırgızların Direnişi

Rus Çarlığı, işgal ettiği Türk Hanlıklarının topraklarını Türkistan genel valiliği adı altında birleştirerek tek bir merkezden yönetmeye başladı. Türkistan genel valiliği bölgesi içinde, Sır Derya Fergana (Hokand), Semerkant ve Hazar kıyıları bulunmakta idi. Alkol ve lüks hayata alışmış olan Rus subayları Türkistan

84

Manap; Kırgız toplumunun zengin ve asilzade tabakasına mensup manasına gelen toplumsal sınıf, SSCB döneminde Manapların hepsi ayırt edilmeksizin halkı ezen sınıf olarak gösterilmiş ve yasaklı konuların listesine dâhil edilmiştir. Bkz: Tamara Ölçekçi, Manaplar ve Kırgız Tarihindeki Rolleri, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

illerinde de hayat tarzlarını devam ettirmek için halktan rüşvet almaya başladılar. Aynı zamanda Türkistan Türk boylarının tasvip etmeyeceği bir takım ahlak dışı davranışlar sergilediler. Rusların kötü yönetimine ilk başkaldırı Kırgız ve Kıpçak Türklerinin yoğunlukta olduğu Hokand Hanlığında oldu. Bunun üzerine Rus Çarlık yönetimi, Türkistan genel valisi Genaral Kaufman’ın yetkilerini Kırgız Türklerini de içine alacak şekilde genişletti. General Kaufman, Nasreddin Hanında desteğini alarak, Kırgız Türkleri üzerindeki baskı ve zulümlerini artırdı ve 1875’da Hokand Hanı Nasreddin’e çok ağır şartları ihtiva eden bir antlaşma dikte ettirdi. Antlaşmanın da tatbik süresini beklemeden Hokand’a askeri birlikler sevk ederek işgal hareketine hız verdi. Kırgız Türkleri, Rusların dostu olanı han olarak kabul edemeyiz. diyerek Nasreddin Hana karşı isyan başlattılar. Kırgızlar, Polat Hanın önderliğinde Ruslara karşı da direniş başlattılarsa da bu direniş hareketi Ruslar tarafından bastırıldı. Kırgız hanlarının birbirine düşmesi de Rusların işini kolaylaştırdı. Rus Çar’ının emri ile de Hokand Devletine son verildi ve toprakları Rusya’nın Türkistan genel valiliğine bağlandı.

Kazanlı ve Kırımlı Türklerin siyasi ve fikri alandaki uyanışları kısa sürede Kırgız Türklerine de tesir etti. Kırgız Türkleri de bu uyanıştan uzak kalmayarak kültürel ve siyasi haklarını yeniden elde etmek için harekete geçtiler. Rusya’nın 1905 yılında Japonlara yenilmesi Çarlık yönetimine karşı tepkilerin artmasına ve meşruti fikirlerin güçlenmesi neden oldu. Verimli toprakları ellerinden alınarak Rus Göçmenlerin yerleştirildiği Kırgız Türkleri de Çarlık Rejimine karşı muhalefet hareketini memnuniyetle karşıladı. Kırgızlar bu ortamdan yararlanarak silahlı mücadele ile gerçekleştiremedikleri bağımsızlık düşüncelerini siyasi fikirlerle gerçekleştirmeyi planladılar.

Rus Çarlığının yüzyıllardır uyguladığı baskı ve şiddet politikaları Türkler arasında sosyalist fikirlerin de benimsenmesine neden oldu. Sultan Galiyev gibi bir kısım Kırgız aydını da haklarını elde etmek için Sosyalist fikirleri benimsediler ve Rus Çarlığına karşı Sosyalistlerle birlikte mücadele ettiler. Bu nedenle Rus Çarlık taraftarları ile Bolşeviklerin çarpışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde 3 Temmuz

1917 yılında Rusya Müslümanları Milli Şurası; “Bağımsızlık tehlikededir.85 İhtilalin başarısı herkesi esaretten kurtaracaktır. Hepimiz tek yürek ihtilal hükümetinin yanında olalım86 çağrısında bulundu. Bolşeviklerde Türkleri kendi yanlarına çekmek için bir takım vaatlerde bulundular. Bolşevikler, 3 Aralık 1917’de Rusya Müslümanlarına, Rus Çarlığı tarafından mescitleri yıktırılan kültürleri yok edilen halklar, bundan sonra dini ve milli geleneklerinizi serbestçe yaşayacaksınız. Milletler hapishanesini açıyoruz. Beyannamesini yayımladılar.87 Türkler de ihtilalin ilk başlarında oluşan serbestlik ortamından yararlanmak için harekete geçtiler ve “Rusya Müslümanları Kongresini” topladılar. Kongrede, nasıl bir yol haritası takip etmeleri gerektiği üzerine fikir alış verişinde bulundular. Ancak Türk boyları arasındaki farklılıklar Türkistan Türklerinin birlikte hareket etmesini engelledi. Kırgızların yoğunlukta yaşadığı Hokand’da bağımsızlık yanlısı Türkler bir araya gelerek “halk Şurası” adı altında teşkilatlandılar ve Türkistan’da “Mahalli Muhtar Cemiyeti’ni ilan ettiler. Şir Ali Lapin’in başkanlığında hükümet işlerini takip edecek olan “Halk Şurası” Türkistan ve Kırgızistan’ın idaresinden sorumlu olacaktı.

Bağımsız bir siyasi teşkilatlanmadan rahatsız olan Moskova merkezli Bolşevik hükümeti, 7 Şubat 1918’de Taşkent’teki Kızıl ordu birliklerini Ermeni çeteleri ile takviye ederek Hokand üzerine sevk etti. Kızıl Ordu 10.000 kişiyi katlederek Kırgızların giriştikleri hürriyet mücadelesine son verdi. Sovyet orduları karşısında bağımsızlık mücadelesini kaybeden Kırgızlar, Komünist rejim içinde yeni bir mücadele başlattılar. Sultan Galiyev, Turar Rıskul, Münevver Kaari gibi Türk aydınları Merkez Komünist yönetimle iyi geçinerek Türkistan illerinde kurulan Komünist partilerin idarelerini ele geçirip, Komünist yönetiminde “Türkistan birliğini” kurmayı hedeflediler. Hatta Mustafa Kemal 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden Mustafa Suphi’yi Buhara’ya göndererek “Türkistan Milli

85

Mayramgül Dıykanbayeva, “1916 Yılındaki Kırgız Millî Mücadelesi: Ürkün”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, S. 3/3, 2014, s. 116.

86

Taburbek Devleştin, Sovyet Tataristanı,, (Çev:Mehmet Emircin), Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981, ss. 169-170.

87

Emil Şadıhanov, “Sovyetler Birliği'nin Dağılma Sürecinde Etkili Olan Bölge Sorunları ve Milliyetçilik Hareketleri”, Bkz:https://dergipark.org.tr/download/article-file/100962 (Erişim:12.03.2019)

Birliği” teşkilatının kurulmasına destek oldu.88 Türk boylarının komünist sistem içerisinde birlik olma çalışmaları Rusları yeniden telaşlandırdı. Rus Merkez Komünist Partisi Kazaklar, Kırgızlar ve Özbekler arasındaki küçük çaplı ihtilaflardan yararlanarak Türkler arasındaki nifak tohumlarını yeniden gündeme getirdiler. Yerli komünistler vasıtası ile de ayrı cumhuriyetler fikrini yaydılar. Türkistan Birliğinin parçalanmasını istemeyen Sultan Hoca; “Türkistan’ın Özbek, Kırgız, Kazak, Türkmen diye ayrı cumhuriyetlere bölünmeye çalışıldığını bunların birliğimizi bozan planlar olduğunu ve Rus Komünistleri tarafından desteklendiğini belirtti.”89 Ancak sözünü dinletemedi. Rus yanlısı yerli sosyalistler bir müddet sonra Merkez Komünist Partisine müracaat ederek bağımsız cumhuriyetler kurmak istediklerini belirttiler. Amaçları Türkistan Türklerini parçalamak olan Rus komünist partisi yetkilileri bu talebi hemen kabul ettiler. Sınırları belirlemek için “Merkez Toprak Komitesini” kurdular. Bu süreç neticesinde Kırgızistan’a 1924’te Muhtariyet 1926’da Sovyet Sosyalist Birlik Cumhuriyeti statüsü verildi. Bolşevikler Kırgızistan Türklerini baskı ve şiddet yöntemi ile egemenlikleri altına aldıktan sonra ekonomik yönden kalkındırmak ve feodaliteyi ortadan kaldırmak bahanesi ile Kırgız Türklerinin varlıklarını ellerinden aldılar. Kendi milli benliklerini yaşamalarını yasaklayarak kültürel asimilasyon politikası uyguladılar.1960’larda Kırgız kültür adamlarını burjuva milliyetçisi olmakla suçladılar.