• Sonuç bulunamadı

1.5. PEYZAJ PLANLAMA KAVRAMI

1.5.2. Bazı Avrupa Ülkelerinde ve Türkiye’de Peyzaj Planlama

1.5.2.2. Türkiye’de Peyzaj Planlama Süreci

Ülkesel boyutta her sektörün faaliyet ve yatırım için bir alan gereksinimi olduğundan bu alan kullanımlarını düzenleme amacı ile farklı düzeylerde mekânsal planlamalar yapılmaktadır. Mekânsal planların yapımını düzenleyen yasa ve yönetmelikler, mekânsal planlamanın neredeyse tamamının yapımını mimar ve şehir ve bölge plancılarının sorumluluk ve yetkisine verilmiştir. Ülkemizde mekânsal planlama daha çok yerleşim alanları için yapılmaktadır. Bölge planı, il yapısal planı, çevre düzeni planı, nazım imar ve uygulama imar planlarıyla turizm gelişme planları olarak sıralanan bu planlarda ekolojik boyutları temsil eden bir uzmanlık katılımı olmadığı gibi, ekolojik kaygıların da çağdaş biçimde yansıtıldığı söylenememektedir [8], [25].

Ülkemizde yapılan çalışmalar açısından peyzaj planlama yaklaşım ve yöntemleri ise Uzun ve arkadaşları tarafından beş sınıfa ayrılmıştır [64]:

1. Doğal peyzaj elemanlarının çakıştırılarak ekolojik birimlerin oluşturulmasıyla yapılan planlama yaklaşımları [37], [44], [65], [66].

2. Plan karelere dayanan (grid bazında) ve çalışılan ölçeğin detayına göre farklı karelerde peyzaj planlamaya ilişkin olası tüm kültürel ve doğal peyzaj elemanlarının plana yansıtılmış olduğu matematiksel modellemelerin yapıldığı çalışmalar [67]–[71].

3. Coğrafi Bilgi Sistemleri aracılığıyla planlama ya da tasarımda istenilen kriterlere uyan alanların seçiminde veri tabanından sorgulama yoluyla yürütülen çalışmalar [72]–[75].

4. Peyzajın yapısının ortaya konularak (ünite, koridor, matris), peyzaj içindeki süreçlerin analiz edilmesiyle yapılan çalışmalar [37], [76]–[81].

5. Peyzaj yapı ve fonksiyon analizi ile birlikte peyzaj karakter tiplerinin belirlenerek arazi kullanımına yönelik kararların verildiği çalışmalardır [4], [5], [48], [73]. Bu sınıflandırmaya ek olarak peyzaj planlamada önemli ve son yıllarda çalışmaların oldukça arttığı beş yaklaşım daha eklenebilir [64]:

- Kent içinde yeşil alan envanterinin çıkarılması ve yeşil alan sistemlerinin belirlenmesi [82], [83].

- Peyzaj değişiminin zamansal analizler sonucunda mekânsal olarak belirlenen planlama yaklaşımları [25], [84]–[86].

- Coğrafi Bilgi Sistemleri ve/veya uzaktan algılama yöntem ve tekniklerinin kullanılmasıyla peyzaj planlama yaklaşımlarının havza yönetim uygulamaları ile birlikte ele alındığı, havza planlama ve yönetim yöntemlerinin uygulanarak; alan kullanımının uygunluğunun ya da optimal alanın belirlenmesine ilişkin çalışmalar ile havzalarda ekolojik risk alanlarının belirlenmesine ait çalışmalar [10], [87]– [90].

- Ekosistem hizmetlerinin ele alındığı çalışmalar [64], [91].

- Ekosistem bileşenlerinin modellenmesi ve alan kullanımı ile ekosistem bozunumu ilişkileri ile ilgili çalışmalar [92], [93].

Ülkemizde peyzaj planlamaya ilişkin yasal duruma bakıldığında mevcut durum aşağıdaki gibidir [25].

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Meslek Araştırma ve Geliştirme Şube Müdürlüğü tarafından 2006 yılında “peyzaj mimarı” meslek disiplini ve çalışma alanlarına ilişkin yeni bir tanım yapılmıştır. Türkiye İş Kurumu’nun tanımında “peyzaj mimarı” peyzaj planlama alanında: ülkesel ve yerel ölçeklerdeki mekânsal planlama çalışmalarında yer alarak, kültürel ve doğal değerlerin korunması ve sürdürülmesi temelinde alan kullanım projeleri üretir; korunacak alanların belirlenmesi çalışmalarını yürütür, koruma alanı durumundaki yerlerin (milli parklar, tarihi ve arkeolojik alanlar vb.) gelişme ve yönetim planlarını yapar; sulak alanlar, akarsu koridorları, maden ocakları, katı atık depolama alanları, ormanlar gibi insanlar tarafından tahrip edilmiş veya edilmekte olan alanların sürdürülebilirliği ve onarımı için planlama yapar; doğal kaynakların sürdürülebilirliğini ve verimli kullanımını sağlamak amacıyla bu kaynaklara yönelik envanter oluşturma, haritalama, analiz ve planlama koruma çalışmaları yapar; turizm alanlarının mekânsal planlamalarında doğal ve kültürel değerlerin korunması için ekolojik öncelikli planlarını hazırlar; kentsel açık ve yeşil alan sistem(ler)i oluşturulmasını sağlar denilmektedir [49].

Resmi Gazetede yayınlanan 21 Mart 2006 tarihli ve 26115 sayılı “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Peyzaj Mimarları Odası Serbest Peyzaj Mimarlık Müşavirlik Hizmetleri Uygulama, Meslekî Denetim, Büroların Tescili ve Asgari Ücret Yönetmeliği” serbest peyzaj mimarlığı hizmetlerinde meslekî sorumlulukları tanımlamaktadır. Ayrıca peyzaj planlama, tasarım ve projesi, doğal ve kültürel süreçlerin ve kaynakların tanımlandığı yaşam ortamlarının, koruma–kullanma dengesinin sağlanması ile kentsel, kırsal, endüstriyel, turistik vb. kullanımlarda varolan ve olası çevre sorunlarının giderilmesi-önlenmesi temelinde; kamu-toplum yararını gözeterek açık ve/veya yeşil alanların oluşturulmasında, koruma, onarım, yenileme, restorasyon ve yönetim organizasyonunu da içeren, peyzaj planlama hizmetlerinde belirlenen ölçekteki plan, tasarım, çevre düzenleme ve projelerini içermektedir [49].

Peyzaj mimarlığı mesleğine ilişkin az sayıdaki bu yönetmelik ve tanımlar haricinde, ülkemizde peyzaj planlama kavramı hemen hemen hiçbir yasa ve yönetmelikte ve mekânsal planlama süreci içinde yer almamaktadır. 2003 yılında TBMM tarafından onaylanan APS’nin 5’inci maddesinde “Her bir taraf, peyzajı, bölge ve kent planlama ile ilgili ülke politikaları ile ülkenin kültürel, çevresel, tarımsal, sosyal ve ekonomik

politikalarıyla; aynı zamanda peyzaj üzerinde olası doğrudan veya dolaylı etkisi olabilecek diğer politikalarıyla da bütünleştirmeyi taahhüt eder” denilmektedir. APS Anayasa üstü bir sözleşmedir. Bu kapsamda yukarıdaki Asgari Ücret Yönetmeliği’nde ve meslek tanımında da genel çerçevesi verildiği üzere APS ile birlikte ülkemiz mekânsal planlama sürecinin tüm evrelerinde, peyzajın bölge ve kent planlama ile ülkenin kültürel, çevresel, tarımsal, sosyal ve ekonomik politikalarıyla; aynı zamanda peyzaj üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olabilecek diğer politikalarıyla da bütünleştirilmesi yasa ve yönetmelikler uyarınca da gerçekleştirilmelidir.

Dünyada son yıllardaki gelişmeler doğrultusunda ve AB’ye üyelik sürecinde ülkemizin yapması gerekenler arasında planların ekolojik temelli olarak hazırlanması ve çevreye saygılı yaşam ortamlarının oluşumu da önemli bir söylem haline gelmiştir. Peyzaj mimarlarının var olan mekansal planlama sürecinde çevresel duyarlılıklarının en üst düzeye çıkarılması, kalkınma ve mekânsal gelişmenin çevreye zarar vermeden öngörülmesinde devreye girmeleri ve zaman geçirilmeden ülke kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının sağlanmasında, APS’de istenen koşullara uygun olan üç ana başlık altında mekansal planlama sürecine eklenmesi gerekmektedir.

Peyzaj planları herhangi bir peyzajla ilgili olarak, o peyzaj içinde yapılan, koruma, kullanma ve yönetime ilişkin tüm planları bir araya getirerek bütüncül bir yaklaşım içinde peyzajın fonksiyonunu sürdürülebilir bir şekilde devam ettirecek plan kararlarını alır ve yönetim planlarını ortaya koyar. Bu kapsamda belirli bir siyasi sınırı ele alan çevre düzeni planları, nazım imar planları gibi planlardan ekolojik temelli sınırlara sahip olmasından dolayı ayrılır. Ayrıca koruma amaçlı yapılan biyolojik çeşitlilik ve biyotop haritalaması, habitatların belirlenmesi gibi bir dizi çalışmayı içine alarak bütünleştirmesi nedeniyle daha genel bir plandır. Bu sayede peyzaj ölçeğinde plan kararlarının üretilmesi sağlanırken, ülke kaynaklarının da mevcut yasa ve yönetmelikler çerçevesinde ekolojik dengeyi bozmadan yönetilmesi de gerçekleştirilir.

Ülkemizde peyzaj planlarının Almanya örneğinde olduğu gibi ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde yapılması önerilmektedir. Bu orta ya da uzun vadeli bir hedeftir. Ülkemizde mevcut mekânsal planlama süreci içinde peyzaj planlama yaklaşımlarına hem mekânsal hem de sektörel planlarda kolaylıkla yer verilebilecektir. Yapılacak yasal düzenlemelerle, planlama sistemindeki tüm planların çevrenin korunması kaygıları gözetilerek, doğal ve kültürel kaynakların sürdürülebilir yönetimi sağlanacaktır. Ayrıca uzun devreli gelişme planları, sulak alan yönetim planları, tarım master planları, turizm gelişim planları vb.

tüm sektörel planlara peyzaj planlama yaklaşımlarının bütünleştirilmesi önerilmektedir. Ülkemizde mekânsal planlama sürecinde peyzaj planlama en son yapılan Kentleşme Şurası’nda bir ön eylem alanı olarak kabul görmüştür. Bu kapsamda değerlendirildiğinde Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’nin ilgili direktifler de planlamalarda yönlendirici olacaktır [25].