• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM I: GİRİŞ

1.1. Okul Öncesi Eğitim

1.1.2. Türkiye’de Okul Öncesi Eğitimin Amaçları

Çocuk ilk defa, okul yaşamına başladığında, hayatındaki önemli yetişkinlerle arasındaki ilişkinin etkilerini taşıyarak yeni bir ortama girmektedir. En önemli ilişki anne babasıyla olan ilişkisidir. Okula gelene kadar bir benlik edinmiş olmaktadır. Bu benlik öğretmenler ve akranlarıyla yaşayacağı deneyimlerden de etkilenmektedir (Humphreys, 1998). Burada okul öncesi kurumunun amacı, çocuğun aileden getirdiği olumlu tutum ve davranışları pekiştirerek sürdürmek, varsa olumsuzlukları da gidermektir. Okul öncesi eğitim kurumu bu amacı yerine getirirken çocuğu, önceden belirlenmiş bu kalıplarla şekillendirmekten daha çok, çocukta var olan potansiyel yetenekleri açığa çıkarmayı ve geliştirmeyi hedeflemektedir.

Montessori’ye göre, eğitimin ilk amacı, çocuğun özgürleştirilmesidir. Yetişkinin karşılaştığı ilk sorun, doğrudan doğruya çocuğun varlığıyla ilgilenmek, ikincisi de olgunluğa doğru ilerlerken ona gerekli yardımı sağlamaktır. Bunun anlamı, çocuğun gelişimi için elverişli bir çevre sağlanması gerektiğidir. Engeller asgariye indirilmeli ve çocuğun enerjilerini geliştirecek faaliyetler için gerekli ortamlar oluşturulmalıdır (Montessori, 1997). Çocuk için önemli bir ortam olan okul öncesi eğitim kurumu, çocuğun ailesi dışında karşılaştığı, planlı denetimli ve kurallı eğitimin ilk basamağıdır (Humphreys, 1998).

Okul öncesi eğitimin amacı; çocuğa, yaşadığı toplum yapısında alacağı yeri ve yükleneceği sorumlulukları öğretmek; kendisi ve çevresi ile barışık, mutlu, kendi yeteneklerinin farkına varan, üretici, öz güvenini kazanmış bireyler yetiştirmek ile birlikte çocuğu, bilinçli olarak belli bir program çerçevesinde kişiliğini zedeleyecek davranışlardan uzaklaştırmaktır (Korkmaz, 1998).

Okul öncesi eğitim, mecburi ilköğretim çağına gelmemiş çocukların eğitimini kapsamakta ve isteğe bağlı olmaktadır (madde 19). Okul öncesi eğitiminin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak (Milli Eğitim Temel Kanunu),

a) Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak;

b) Onları ilköğretime hazırlamak;

c) Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak;

d) Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır (madde 20).

Okul öncesi eğitimde 37-66 ay arasındaki çocukların anaokulunda veya uygulama sınıflarında, 48-66 ay arasındaki çocukların ise ana sınıflarında eğitim almaları sağlanır (MEB, 2014). Okul öncesi eğitim kurumları, bağımsız anaokulları olarak kurulabileceği gibi, gerekli görülen yerlerde ilköğretim okuluna bağlı ana sınıfları halinde veya ilgili diğer öğretim kurumlarına bağlı uygulama sınıfları olarak da açılabilmektedir. Okul öncesi eğitim kurumlarının nerelerde ve hangi önceliklere göre açılacağı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelik ile düzenlenmektedir (madde 21).

Bu amaçlar doğrultusunda okul öncesi eğitimin temel ilkeleri şu şekilde sıralanmaktadır (MEB, Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği):

a) Çocukların bedensel, bilişsel, duygusal, sosyal, kültürel, dil ve hareket gibi çok yönlü gelişimlerini destekleyecek eğitim ortamı hazırlanır.

b) Eğitim etkinlikleri düzenlenirken; çocukların yaşları, gelişim özellikleri, öğrenme hızları, ilgileri, gereksinimleri ile okulun ve çevrenin imkânları dikkate alınır.

c) Çocukların; beslenme, uyku, öz bakım becerileri, doğru ve sağlıklı temel alışkanlıklar kazanmalarının yanında doğa sevgisiyle çevreye duyarlı olmaları da sağlanır.

d) Eğitim etkinlikleri; çocukların, sevgi, saygı, iş birliği, katılımcılık, sorumluluk, yardımlaşma ve paylaşma duygularını geliştirici nitelikte olur.

e) Eğitim, sevgi ve şefkat anlayışı içinde yürütülür. Çocuklara eşit davranılır ve bireysel özellikler göz önünde bulundurulur. Çocukların öz güvenlerini kazanmaları için ceza, baskı uygulanmaz ve kısıtlamalara yer verilmez.

f) Eğitim etkinliklerinin değerlendirilmesinde belirlenen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığı tespit edilir. Plânlama yapılırken bu sonuçlar dikkate alınır.

g) Çocukların kendilerini ifade ederken; Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarına öncelikle önem verilir.

h) Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı hazırlanması için çaba gösterilir.

ı) Oyun, çocuklar için en uygun öğrenme yöntemi olarak uygulanır.

j) Eğitim programı hazırlanırken ailelerin ve içinde bulunulan çevrenin özellikleri dikkate alınır, ailenin eğitime etkin katılımı sağlanır.

k) Çocuğun gelişimi ve okul öncesi eğitim programı düzenli olarak değerlendirilir.

Çeşitli ülkelere baktığımızda; Almanya’da okul öncesi eğitimin gerçek amacı çocuğun toplumun sorumlu bir üyesi olarak gelişmesine yardım etmektir.Danimarka’da okul öncesi eğitimin amacı çocuklara güvenli ve uyarıcı bir ortam hazırlamaktır.

İspanya’da çocuğun kişiliğinin sağlıklı bir şekilde gelişmesi amaçlanmıştır.Avusturya’da okul öncesi eğitim kurumlarının amacı, 3-6 yaş çocuklarının bedensel, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimini sağlamak ve anne baba eğitimini tamamlamaktır. Fransa’da asıl amaç, yetersiz koşullarda bulunan ve annesi çalışan çocukların ilkokula hazırlanmalarına yardımcı olmak ve özel eğitim gerektiren çocukların erken teşhis ve tedavisini sağlayabilmektir. Danimarka’da okul öncesi eğitimin amacı ise, çocuklara güvenli ve uyarıcı bir ortam hazırlamaktır.Portekiz’de okul öncesi eğitimin resmi amaçları, çocuğun anaokulunu farklı öğrenme yaşantılarını edinebileceği bir yer olarak kabul etmesini sağlamak, vatandaşlık eğitimi ve sorumluluğu ile kültürel çoğunluğa saygı duymayı kazandırmak, bilişsel gelişime yardımcı olmak ve öğrenme alışkanlıklarını geliştirmek, duygusal denge gelişimini desteklemek, problemli çocuklara rehberlik etmek, eğitsel sürece ailelerin katılımını sağlamaktır.Finlandiya’da eğitimin kabul edilen genel amacı, nüfus içinde eşitliği sağlamak ve tüm genç insanlara sosyal gelişimi için gerekli bilgi ve beceriyi kazandırmaktır (Oktay, 2005).

Tüm çocuklar aynı gelişim aşamalarından geçmekle birlikte gelişim hızı çocuktan çocuğa, yaşanılan ortamın kültürüne, çevrenin sunduğu olanaklara göre farklılık gösterebilmektedir. Çocuğun yaşa bağlı olarak göstermiş olduğu gelişim özelliklerinin bilinmesi sağlıklı bir gelişim sürecinin sağlanması ve bu sürecin izlenmesi açısından önemlidir (Tos, 2001).

Dünya Uluslararası Okul Öncesi Eğitimi Örgütü’nün (OMEP) uzun süre başkanlığını yapan Mialaret, okul öncesi eğitimin evrensel amaçlarını şu şekilde açıklamıştır (MEGEP, 2011):

Toplumsal Amaçlar;

a) Çocuğun kendi yaşıtlarıyla bir arada olmasının sağlanması, b) Anne ile çocuğun aynı ortamda bulundurulması,

c) Çalışan annelerin çocuklarına bakılması,

d) Her çocuğa eşit eğitim olanaklarının sağlanması ve onların bireysel gelişimlerine katkıda bulunulması,

e) Çocukların birbirleriyle ve başkalarıyla ilişki içinde bulunarak sosyalleşmelerine katkıda bulunulması.

Eğitici Amaçlar;

a) Çocuğun duyu organlarının eğitilmesi,

b) Çocukta çevre bilincinin ve duyarlılığının arttırılması, c) Çocuğa toplumda kabul gören davranışların kazandırılması.

Gelişimsel Amaçlar;

a) Çocuğun doğal gelişiminin desteklenmesi,

b) Çocuğun gelişim düzeyi, hızı ve özelliklerine uygun yaşam deneyimlerinin sağlanması.