• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM I: GİRİŞ

1.1. Okul Öncesi Eğitim

1.1.1. Okul Öncesi Eğitim Nedir?

İnsanın gelişimi doğum öncesi dönemden başlayarak yaşamın sonlanmasına kadar devam eden uzun bir süreci kapsamaktadır. Her dönemin bilinen özellikleri olmakla birlikte sosyal, psikolojik ve fizyolojik unsurların etkisi ile bu dönemler her insanda farklı biçimlerde de gözlenebilmektedir. Ancak okul öncesi olarak adlandırılan 0-6 yaş grubunu kapsayan dönem çocuğun kendini ve dış dünyayı tanımaya başlaması bir diğer ifade ile öğrenmenin başlaması olarak nitelendirildiğinden kişilik oluşumu, temel bilgi, beceri ve alışkanlıkların kazanılması açısından büyük öneme sahiptir. Çocuk bu edinimleri kendi kendine geliştiremeyeceğinden başkalarının desteğine ihtiyaç duymaktadır. Eğitimin ise böyle bir ihtiyaçtan doğduğu söylenebilir (Senemoğlu, 1997). Sağlıklı gelişim için okul öncesi eğitimin bu dönemin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmesi bir gerekliliktir.

Okul öncesi dönem çocuğun doğumundan okul çağına kadar geçen yaklaşık 6 yıllık bir süreci kapsamaktadır. Okul öncesi eğitimin genel ve temel amacı; 0-6 yaş grubunda yer alan çocukların bilimsel gerçekler doğrultusunda bakım, barınma ve korunma ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak; bedensel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal olarak gelişmelerini sağlamak; sağlık ve beslenmeleri konusunda gerekli her türlü önlemi almak, bu konudaki etkinlikleri planlı, sürekli ve sistemli olarak sürdürmek ve okula hazırlanmalarını sağlamaktır (Tos, 2001).

Türk Dil Kurumu Sözlüğünde okul öncesi eğitim; “Doğumdan zorunlu eğitim yaşına kadar çocukların gelişim özellikleri, kişisel ayrılıkları ve yetenekleri göz önünde bulundurularak onların bedensel duygusal ve toplumsal gelişmelerine yardım etmek amacıyla aileler ve birtakım kurumlar tarafından uygulanan eğitim” ve “okul öncesi çağında bulunan küçük çocuklara özellikle yuvalarda, anaokullarında ya da ana sınıflarında kişisel anlıklarının gelişmesi, toplumsal alışkanlıklar kazanmaları ve sorun çözme yeteneklerini arttırmaları için verilen eğitim” olarak tanımlanmaktadır (Eğitim Terimleri Sözlüğü,2014).

Bir başka tanıma göre okul öncesi eğitimi, 0-6 yaş grubu çocukların bireysel özelliklerine ve gelişimsel düzeylerine uygun, zengin uyarıcı çevre olanakları sağlayan, onların gelişimlerini toplumun kültürel değerleri doğrultusunda en iyi şekilde yönlendiren bir eğitim sürecidir (Öztürk, 2010). Şahin’e göre okul öncesi eğitim, 0-72 ay grubundaki çocukların gelişim düzeylerine ve bireysel özelliklerine uygun, zengin uyarıcı çevre imkânları sağlayan, onların bedensel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini destekleyen, kendilerini toplumun kültürel değerleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilköğretime hazırlayan temel eğitim bütünlüğü içerisinde yer alan bir eğitim sürecidir (Şahin, 2005).

Okul öncesi dönem, insan hayatının temelini oluşturur. Bu nedenle, okul öncesi dönemde çocuğun hangi şartlar altında yetiştirildiği önemlidir. Çocuğun sevgi, şefkat ve güven dolu bir ailede büyümesi, ihtiyaçlarının karşılanması onun sağlıklı bir gelişim gösterebilmesini sağlar. Aynı zamanda çocuğun, zengin uyarıcıların olduğu, onu fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden destekleyecek bir ortama ihtiyacı vardır. “Okul öncesi eğitim kurumunda çocuklara bedensel, zihinsel, dil, duygusal-sosyal gelişimlerini destekleyen birçok uyarıcılar sunulmaktadır” (Şahin, 2005) Okul öncesi eğitim, sunduğu ortam ile çocuğun kişiliğinin, duygu dünyasının, sosyal çevresinin, değer ve inanışlarının

dengeli bir şekilde oluşmasına ve biçimlenmesine yardımcı olmaktadır. Çocukların hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmekte ve Türkçeyi doğru ve düzgün konuşmalarını sağlamaktadır. “Okul öncesi eğitim, çocuğun çok yönlü gelişimini sağladığı, onun bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimine katkıda bulunduğu için önemli bir gelişim dönemidir” (Savaş, 2006).

Okul öncesi eğitim, adından da anlaşılacağı üzere, çocukları ilköğretime hazırlayan bir eğitim kademesidir. Çocuğun, ilk doğal eğitim kurumu olan aileden edindiği bilgi, tutum ve davranışlar, ailelerin sosyoekonomik ve kültürel düzeylerine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Bu durum çocuğun ilköğretimden başlayarak tüm örgün eğitim kurumlarında eğitim fırsat ve imkanlarından yeterince yararlanmalarında dengesizlik meydana getirebilmektedir. Oysa her bireyin, ülkedeki eğitim fırsat ve imkanlarından eşit olarak yararlanmaları esastır. Her bir çocuğun ailesinin sosyoekonomik ve kültürel düzeyinin yükseltilmesi en temel hedef olarak düşünülse de, bunun başarılmasının imkansızlığı ortadadır. O nedenle çocukları okul öncesi dönemden başlayarak, ilköğretime hazırlayacak aile sıcaklığında bir kuruma ihtiyaç duyulmuştur.

İşte bu ihtiyaç da okul öncesi eğitim kurumlarının doğmasına kaynaklık etmiştir (Tos, 2001).

Ülkemizde okul öncesi eğitim, Milli Eğitim Temel Kanunu ile tanımlanmıştır.

Buna göre okul öncesi eğitim: “Mecburi öğrenim çağına gelmemiş çocukların eğitimini ihtiva eden, bu yaş grubundaki çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak, onları ilköğretime hazırlamak, şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak, sistemli ve elverişli bir yetişme ortamı sağlamak, kabiliyetlerinin gelişmesine yardım etmek amaçlarına yönelik, ilköğretim bütünlüğü içinde yer alan bir eğitim devresidir” (Çoban ve Nacar, 2006).

Çocuğun doğumdan ilköğretime başlayıncaya kadar olan tüm yaşantılarını içeren okul öncesi eğitim, insan yaşamının temelini oluşturmaktadır. Bu dönemdeki yaşantılar çocuğun gelecekte nasıl biri olacağı konusunda büyük ölçüde belirleyicidir. Çünkü okul öncesi dönem, çocuğun gelişmesinin en hızlı ve öğrenme kapasitesinin en yüksek olduğu dönemlerden biridir (Oktay, 1999). Sonuç olarak okul öncesi eğitim 0-6 yaş arasındaki çocukların bedenen, ruhen ve zihinsel olarak sağlıklı gelişmelerini, farklı sosyal çevrelerden gelen çocukları ortak bir çatı altında buluşturmak amacıyla sistemli olarak verilen eğitimdir.