• Sonuç bulunamadı

3.2. ANGLO-PERS PETROL ŞİRKETİ: İRAN’DAN MEZOPOTAMYA’YA

4.1.1. Türkiye Milli Bankası (1909)

Buraya kadar incelenen petrol imtiyazı elde etme girişimleri bir yana, Osmanlı başkentinde bulunan bir grup İngiliz banker ve sermayedar II. Meşrutiyet’i takip eden günlerde güçlü bir ekonomik teşebbüste bulunacaklardı ki bu da Türkiye Milli Ban- kası’nın kurulmasıydı.

Marian Kent’in, İngiliz Dışişleri Bakanlığı tarafından desteklenmesini gerekçe göstererek “İmparatorluğu’nun ajanı” olarak tanımladığı175 (Kent, 1975:389) Türkiye

175 1975’te yayınlanan makalesinde bu tanımlamayı yapan Marian Kent’e, yakın tarihlerde yapılan bazı

çalışmalarda birtakım eleştiriler yöneltilmiştir. John Burman, Milli Banka’nın, İngiliz Dışişleri’nden “ger- çek, bağımsız bir destek” görmediğini belirterek, söz konusu bu girişimin İngiliz çizgisine sadakatten uzak olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca Milli Banka’nın özü itibarıyla politikanın ötesinde ticari bir teşebbüs olduğunun altını çizmektedir. (Burman, 2009:225–226) Ancak Türkiye Milli Bankası’nın yönetim kuru- lunda ve istişare azaları arasında aktif siyaset içerisinde yer alan bazı isimlerin bulunduğu düşünüldüğünde -ki bu isimler ilerleyen sayfalarda ele alınacaktır- Burman’ın bu tespitine tamamen katılmak mümkün gö- rünmemektedir. Diğer taraftan Jonathan Conlin, Türkiye Milli Bankası hakkında, özellikle banka kurucu- ları arasında bulunan K. S. Gülbenkyan’ın kişisel arşivine dayalı olarak yazdığı makalesinde; bankanın ne bir “imparatorluğun ajanı” olduğuna, ne de Türk “milli ekonomisini” oluşturacak bir girişimi temsil ettiğine dikkat çekmektedir. Ayrıca, bu bankanın Fransız şovenizmini kıran, İngiliz–Osmanlı ekonomik liberaliz- minin bir egzersizi olarak değerlendirilebileceğini iddia etmektedir. Dahası bankanın, 1908’de sırf İngiliz Dışişleri’nin desteğini almış olmasından dolayı, bunun bankayı “imparatorluğun ajanı” yapacağı anlamına gelmeyeceğinin altını çizmektedir. (Conlin, 2016:15 ve 4)

159 Milli Bankası, Osmanlı topraklarında birtakım yatırımlar yapmak ve ekonomik teşebbüs- lerde bulunmak amacının ötesinde, İngilizlerin Musul ve Bağdat petrollerine ulaşmak için kullanabilecekleri bir enstrüman olarak tasarlanmıştı. Bankayı doğrudan İngiliz Dışiş- leri’nin bir aracı olarak değerlendirmek mümkün olmasa bile bir grup sermayedar tara- fından, kişisel bir bütçeyle ve şahsi çıkarlar gözetilerek, bir yönüyle de İngiliz hükümeti- nin teşviki sonucunda kurulduğu göz ardı edilemez. Dolayısıyla 1909’da teşekkül eden Türkiye Milli Bankasını, içerisinde Osmanlı unsurlarını da barındıran bir İngiliz ekono- mik teşebbüsü olarak değerlendirmek mümkündür. (Kent, 1975:367; Mclean, 1976:294; Burman, 2009:227; Conlin, 2016: 1–2)

Türkiye Milli Bankası hakkında yakın zamanda Irmak Karabulut tarafından ta- mamlanan bir doktora tezinde (2019) bankanın yürüttüğü faaliyetler etraflı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu çalışma ise bankacılık faaliyetleri dışında Türkiye Milli Bankasının pet- rolle ilişkisi üzerinde durmaktadır. Dolayısıyla bankanın veya bankada bulunan görevli- lerin petrol imtiyazlarıyla bankayı hangi ortak paydada buluşturdukları cevaplanması ge- reken bir sorudur. Bütün bu süreç Türkiye Milli Bankası’nın oluşumu ve bunda etkili olan isimler ile başlamaktadır.

Banka, her ne kadar II. Meşrutiyet sonrasında kurulmuş olsa da fikri alt yapısı daha öncesine dayanmaktadır. Türkiye Milli Bankası’nın kuruluşuna giden süreci, İstan- bul’daki karşılıklı ticari çıkarları korumaya yönelik 1904 tarihli İngiliz–Fransız iş birliği antlaşması (entente cordiale) oluşturacaktı. (Kent: 1975:367-368) Ayrıca 1908 yılında, Duyûn-ı Umumiye’de İngiliz delegesi olarak bulunan Adam Block’un İngiliz Dışişleri’ne yazdığı ayrıntılı rapor (BL, IOR/L/PS/20/C141/1), aynı zamanda önceki ticari iş birliği antlaşmasının tamamlayıcısı olmuştu. Bu memorandumunda Block özetle, Türkiye’nin kötü idare edilen ekonomisinin uluslararası kontrole düşmesi halinde İngiltere’nin zayıf bir politik pozisyonda kalmaması gerektiği ifade etmekteydi. Daha açık bir şekilde ifade edilecek olursa Adam Block, Osmanlı coğrafyasında demiryolları veya diğer bazı finan- sal teşebbüslere katılmasını İngiltere’den talep etmekteydi. Block’un memorandumu İn- giliz Dışişleri Bakanlığı’nı Türkiye’ye yönelik ekonomik teşebbüs konusunu ciddi bir şe- kilde ele almaya ve Türkiye’nin mevcut malî durumuna alternatif bir yaklaşım sergile- meye zorladı.

160 Osmanlılar açısından bu tarihlerde en itibarlı finans kurumu olarak kabul edilen Osmanlı Bankası, mutabık kalınan iş birliği ve İngiliz yatırımlarının finansal destekçisi olarak düşünülmüştü. İngiliz Ticaret Bakanlığı’nın resmi görüşüne göre “İngiliz ticaret erbabı çok az kayıpla muhtemelen kazançlı çıkacakları iyi bir anlaşma” yapmıştı. Buna rağmen Osmanlı Bankası’nın Londra Komitesi, Paris şubesinden daha isteksiz davran- maktaydı. Henüz işin başında yaşanan bu anlaşmazlık, görüşmelerin beklenen hızda ger- çekleşmesini engelleyeceği ve sağlıklı bir sonuca ulaşmayı zorlaştıracağı anlaşılmıştı. Ağır gidişat karşısında böyle bir çıkarımda bulunan Osmanlı Bankası’nın Londra şubesi, 1908’in ortalarında Sir Ernest Cassel ve Sir Albert Stern’in hisselerini de içine alan bir grup oluşturduğunu duyurdu. Bu sırada Genç Türklerin İstanbul’daki radikal politik de- ğişimi gerçekleşti ve II. Abdülhamid rejimine destek vermiş olan Fransız ve Almanların bir anda popülaritesi düştü. Nihayet böyle bir ortamda, Kasım 1908 tarihinde İngiliz– Türk bir grup müteşebbis tarafından Türkiye Milli Bankası’nın kuruluşuna yönelik te- maslara başladı.176 (Kent, 1975:367–370; Karabulut, 2019:106)

İstanbul merkezli milli bankanın177 teknik olarak faaliyete geçebilmesi için gerekli

olan kuruluş nizamnamesinin hazırlanması ve bütün bunlara izin veren padişah iradesinin çıkması birkaç ayı bulacaktır. Sadaret’ten Ticaret ve Nafia Nezareti’ne gönderilen 10 Ni- san 1909 tarihli bir tezkirede, Memâlik-i Osmaniye’de ticaret ve sanayinin gelişmesi ile maden işletmesine ve her türlü malî işleri yürütmek amacına yönelik Türkiye Milli Ban- kası adıyla bir Osmanlı anonim şirketinin kurulması için ruhsat talep edildiği belirtilmek- teydi. Konu Meclis-i Vükelâ’da değerlendirilmiş ve bunun üzerine artık tahtta son günle- rini geçiren padişah II. Abdülhamid tarafından bankanın kurulmasını sağlayacak irade çıkartılmıştı.178 Bir milyon yüz bin Osmanlı altını sermaye ile teşekkül edecek olan

176 Jonathan Conlin, Shell Arşivi’ndeki 7 Aralık 1908 tarih ve 195/208 numaralı bir belgeyi referans göste-

rerek, Türkiye Milli Bankası’nı, Genç Türklerin Boghos Nubar Paşa ile Kalust Gülbenkyan’dan şekillen- dirmelerini istediğini ileri sürmektedir (Conlin, 2016:1). Bu son derece ilginç durum mümkün olmakla bir- likte, Genç Türklerin doğrudan bankacılıktan anlamayan Gülbenkyan ve Nubar Paşa’dan neden böyle bir talepte bulundukları da ayrıca cevaplandırılması gereken bir sorudur.

177 Türkiye Milli Bankasının İstanbul’daki merkez şubesi olarak kullandığı bina Yeni Postahane karşısın-

daki Kınacıyan Handa bulunmaktaydı, 1910-1921 yılları arasında Kancıyan Han’da bunulan banka bu ta- rihten itibaren Ünyon Han adıyla bilinen Tütün Han’ın zemin katına taşınmıştı. (La Gazette Financieré, 15 Ekim 1912:1; Eldem, 2000:254; Karabulut, 2019:517) Ayrıca banka, 1922 yılında gerçekleştirdiği icra top- lantısında Beyoğlu şubesi, Kabristan Sokak’ta görülmektedir ki bu sokak bugün Kasımpaşa’dadır. Yine aynı toplantı tutanağında, bankanın İzmir ve Bandırma şubelerinin yandığı ifade edilmektedir. (Türkiye Milli Bankası Nizamnâme-i Dahiliyesi, 1909, bu nizamnameye sonradan (muhtemelen 1923’te) ilave edi- len el yazması notlar:1-2. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Demirbaş Numarası:0.02162)

178 1914 yılında Ticaret ve Ziraat Nezareti tarafından Memâlik-i Osmaniye’de Osmanlı Anonim Şirketleri

161 Türkiye Milli Bankası’nın kurulması talebiyle kaleme alınan dilekçe, eski Stockholm Se- firi Birinci Ferik Şerif Paşa (d.1865–ö.1951) ile Kadıköy Moda’da yaşayan meşhur Vitol (Whittal) ailesinden Mösyö Frederic Edwin Whittal (d.1864–ö.1953) imzasıyla verildiği bildirilmekteydi.179 Tezkirenin son kısmında bankaya ait dâhili nizamnamenin matbu bir sureti180, Divan-ı Hümâyûn kaleminden Hariciye kitabetine gönderilmesinin gerekliliği

ayrıca ifade edilmişti. (BOA, BEO., 3533/264927, 28 Mart 1325/10 Nisan 1909)

Dilekçede bir milyon yüz bin Osmanlı altını olarak ifade edilen sermaye esasında bir milyon pounda karşılık geliyordu.181 Diğer bir ifadeyle 11 Osmanlı lirası, 10 İngiliz

sterlini demekti. Böyle bir sermaye ile kurulan ve bir Osmanlı anonim şirketi olarak te- şekkül edeceği belirtilen Türkiye Milli Bankası’nın ekonomik gücünü anlamak için kü- çük bir karşılaştırma yapmak yerinde olacaktır. Türkiye Milli Bankası’ndan yaklaşık yirmi yıl önce (1 Haziran 1888) yine anonim bir şirket şeklinde kurulan Selânik Ban- kası’nın başlangıçtaki sermayesi iki milyon frank olarak belirlenmişti. 1904 senesinde, 100’er franktan 10,000 hisse senedi çıkartılmış ve sermaye 5 milyona, 1907’de ise 7 mil- yona yükseltilmişti. 1913’e gelindiğinde ise Selânik Bankası, 10 milyon frank sermayesi olan bir banka durumuna gelmişti. Benzer şekilde 1910’da kurulan Türkiye Ticaret ve Sanayi Bankası’nın sermayesi 550,000 Osmanlı lirası olarak belirlenmişken, aynı yıl te- şekkül eden Osmanlı Ticaret Bankası’nın sermayesi ancak 100,000 Osmanlı lirası ka- dardı. (Hasan Ferid, Cilt: 3, 1334:58–65) Bu bankalarla mukayese edildiğinde Türkiye Milli Bankası’nın orta halli bir banka olarak tasarlandığı görülmektedir.

Tam manasıyla 13 Eylül 1909’da ancak kurulabilecek olan (Balcı ve Sırma, 2012:151; Karabulut, 2019:113) milli banka için İngiliz hükümetinin talebi üzerine

1325 (3 Nisan 1909) olarak kayıtlıdır. (Balcı ve Sırma, 2012:150–151) Yukarıdaki bahsedilen 10 Nisan tarihli belge, muhtemelen bankanın kuruluşuyla ilgili nezaretler arasındaki yazışmaların ve yapılan mua- melelerin Sadaret’ten, Ticaret ve Ziraat Nezareti’ne bildirilmek amacıyla hazırlanmıştır.

179 Şerif Paşa, Türkiye Milli Bankası’nın heyet-i istişare azaları içerisinde, Frederic Edwin Whittal ise mec-

lis-i idare azaları arasında yerlerini alacaktır. (BOA, A.} DVN.MKL., 48/17:16b, 20 Ağustos 1325, 2 Eylül 1909).

180 Nizamnamenin matbu sureti için bakınız: (Türkiye Milli Bankası Nizamnâme-i Dahiliyesi, 1909, İBB

Atatürk Kitaplığı, Demirbaş Numarası:0.02162)

181 Bankanın nizamnâmesindeki sermaye ile ilgili bilgiler şu şekildedir: Beşinci Madde–Tamamıyla te’diye edilmiş olan şirketin sermayesi bir milyon yüz bin lira-i Osmanî veyahut bir milyon İngiliz lirasından ibaret olup beheri on bir lira-i Osmanî veyahut on İngiliz lirası kıymeti haiz olmak üzere yüz bin hisseye münka- sımdır. Şirket sermayesinin tamamı imza ve beher hisse senedi için 2 ¾ Osmanlı lirası yahut iki İngiliz lirası ve on beşlik te’diye edilmedikçe şirkete suret-i kat’iyede teşekkül etmiş nazarıyla bakılamayacaktır.

(BOA, A.} DVN. MKL., 48/17:2b, 20 Ağustos 1325, 2 Eylül 1909; Türkiye Milli Bankası Nizamnâme-i Dahiliyesi, 1909:2) Türkiye Milli Bankasının sermaye ve mali yapısı hakkındaki gelişim de veğişimlerlele ilgili bkz: (Hasan Ferid, Cilt:3, 1337:61–64)

162 müdürlük görevine Sir Henry Babington Smith182 getirilmiştir. Dönemin basınına da yan-

sıyan bu atamayı The New York Times gazetesi, “İngiltere’nin Türkiye’deki eli” şeklinde yorumlanmıştı.183 (The New York Times, 9 Ağustos 1909:4) Osmanlı kamuoyunun ya-

kından tanıdığı Babington Smith’in, Türkiye Milli Bankası müdürlüğüne atanmasını önemli bir hamle olarak değerlendiren Tanin gazetesi184 konuyla ilgili haberine şu şekilde

başlamaktadır:

İngiltere’nin posta nazırı Sir Henry Babington Smith’in İngiltere hükümetinin teklifi üzerine yeni Osmanlı Milli Bankası185

heyet-i riyasetini kabul etmiş olduğuna dair münteşir olan şayia-yı resmiye pek çok ehemmiyetlidir. Çünkü memâlik-i Osmaniye’nin menâbi’-i vasi’a-i 182 Babington Smith (1863–1923) yirminci yüzyılın hemen başında, İstanbul’da Duyun-i Umumiye Meclis

İdaresi Reisi görevine atanmıştır. Bu görevini 1903 yılına kadar devam ettirmiş ve birinci dereceden Os- manlı devlet nişanı almıştır. Ayrıca eşi Leydi Smith de birinci rütbeden şefkat nişanı ile taltif edilmiştir. (BOA, Y.PRK.TŞF., 7/20, 8 Ağustos 1319/21 Ağustos 1903) Şark Ticaret Yıllıklarında 1902 yılından iti- baren kaydı görünen Smith’in yaptığı iş ve adresi şu şekilde belirtilmektedir: “İngiliz-Hollanda ve Belçikalı

taşıma şirketleri adına Duyunu Umumiye’de delege, Ev Adresi: Telgraf sokak, numara 19, Pera”. (An-

nuaire Oriental du Commerce, 1902:643) 1903 yılında bu bilgilere “Duyun-i Umumiye Konsey Başkanı” ifadesi eklenmiştir. (Annuaire Oriental du Commerce, 1903:715) 1904’ten 1910’a kadar ticaret yıllıklarında yer almayan Babington Smith, 1912 yılında “Türkiye Milli Bankası Genel Müdürü. Ev Adresi: Araslar caddesi, Numara: 38, Rizzo apartmanı, Pera.” (Annuaire Oriental du Commerce, 1912:715) şeklinde yaptığı iş ve adresi güncellenmiştir. 1913 ve 14 yıllarında, Türkiye Milli Bankası’nda müdürlük görevi aynı şekilde kayıtlı görünmekle beraber, ev adresi “Nişantaşı, numara: 80, Pangaltı” olarak değişmiştir. (Annuaire Ori- ental du Commerce, 1913:712; 1914:696)

183 Bu gazetede ayrıca şu bilgiler de verilmektedir: Büyük Britanya, II. Abdülhamid’in son yıllarında Türk ekonomisi üzerinde kaybettiği nüfuzunu, yeni rejim [İttihat ve Terakki] altında yeniden toparlamaktadır. Yeni Türkiye Milli Bankası’nın oluşumu, Sir Ernest Cassel, Lord Revelstoke ve Sir Alexander Henderson öncülüğündeki İngiliz sermayesinin desteğiyle devam etmektedir ve İngiliz hükümetinin talebi üzerine, İn- giliz Posta Merkezinin sekreteri olan Babington Smith bankanın genel müdürlüğü pozisyonunu kabul et- miştir. Bay Smith Türkiye finansı üzerine iyi bir uzmandır. (The New York Times, 9 Ağustos 1909:4) 184 Bu gazetenin imtiyaz sahibi olan Hüseyin Cahid [Yalçın] Bey, aynı zamanda Türkiye Milli Bankası’nın

“Meclis-i İdare Azaları” arasında yer almaktadır (BOA, A.} DVN.MKL., 48/17:16b, 20 Ağustos 1325, 2 Eylül 1909; Türkiye Milli Bankası Nizamnâme-i Dahiliyesi, 1909:8). Yakın bir zaman önce yayınlanan günlüklerinde Maliye Nazırı Cavid Bey, bir gün kendisini Milli Banka müdürü Babington Smith’in ziyaret ettiğini ve Hüseyin Cahid Bey’i şikâyet ettiğini anlatmaktadır. Cavid Bey’in iddia ettiğine göre, Smith ken- disine Cahid’in gazetecilik mesleğinin onu çok meşgul ettiğinden milli bankanın meclis-i idaresine düzenli bir şekilde devam etmesine engel olduğunu söylemiştir. Ayrıca bazı makalelerinde kullandığı şiddetli üs- lubunun bankaya zarar vermekte olduğunu beyan etmiştir. Nazır Cavid Bey, Babington Smith’e, bu du- rumda yerine birisi bulunur bulunmaz H. Cahid’in derhal banka yönetiminden çekilebileceğini söylediğini yazmaktadır. (Cavid Bey, Cilt 1, 2014:175, 19 Ekim 1911 günü yazılan notlardan)

185 Gazete, bankanın İngilizce ismi olan “National Bank of Turkey” ibaresini “Osmanlı Milli Bankası”

şeklinde tercüme etmiştir. Aynı zamanda gazetedeki haberin başlığı da sadece bu ifadelerin yer değiştirme- sinden ibaret olan “Milli Osmanlı Bankası” şeklinde yazılmıştır. Buradaki “Turkey” ibaresinin “Osmanlı” olarak tercüme edilmesi, o dönemin zihniyet bakış açısını göstermektedir. Nitekim bu araştırmanın önemli bir konusunu teşkil eden ve bu bölümün ilerleyen sayfalarında ayrıntılı bir şekilde ele alınacak olan “Tur- kish Petroleum Company” de Osmanlı Hariciye Nezareti’ne bu tarihlerde sunulan raporlarda “Osmanlı Petrol Kumpanyası” şeklinde tercüme edildiği görülmektedir. (Kurşun, 2015:148–150) Ancak nasıl ter- cüme edilirse edilsin, söz konusu olan banka ile petrol şirketinin Osmanlı topraklarında faaliyet yürütmek amacı dışında Osmanlılık veya Türklükle herhangi bir bağlantıları bulunmamaktadır. Diğer taraftan İngi- lizlerin farklı bölgelerde Türkiye Milli Bankası’na benzer girişimlerde bulundukları görülmektedir. Söz gelimi İran’da “Pers İmparatorluk Bankası”, Mısır’da ise “Mısır Milli Bankası” yine İngilizler tarafından kurulmuştu. Söz konusu bu bankaların isminde yer alan İran ve Mısır ifadelerinin, hiçbir şekilde söz konusu ülkelerle ilişkili olmadığı hatırda tutulmalıdır.

163

ticariye ve sanayisinin âtîyen terakki-yâb olması hususunda İngiliz avdetinin idare-i cedide al- tında takdim edeceğine bir delildir.

Gazeteye göre bu yeni banka geniş bir saha üzerinde faaliyetlerini icra etme imkânı bulacağı gibi her türlü sanayi ve ticari teşebbüse de girişebilecekti. Böylelikle son derece büyük işler başaracağına şüphe yoktur Tanin, aynı sayfada İngiliz Outlook gaze- tesine atfen verdiği başka bir haberde, sözü edilen milli bankanın İngiltere hükümetinin himayesi altında olmadığını ifade etmekteydi. Ayrıca haberde, Türk kamuoyunun yakın- dan tanıdığı Sir Henry Babington Smith’in, bu bankanın başına müdür olarak atanmasının toplum tarafından takdirle karşıladığı da iddia edilmekteydi. (Tanin, 7 Eylül 1909:3)

Diğer taraftan 1905’ten beri İngiltere Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Sir Edward Grey (d. 1862–ö. 1933) bir röportajında, Ernest Cassel’in kurduğu Türkiye Milli Bankasıyla herhangi bir çıkar ilişkileri olmadığını ifade etmişti. Ancak Grey; Cassel’in müdürlük teklifini kabul etmesi yönünde Babington Smith’i ikna ettiğini de açıkça itiraf etmişti. (Kent, 1975:372) Edward Grey’in de içerisinde yer aldığı bu karmaşık ilişki şu şekilde özetlenebilir: Ernest Cassel, kurmuş olduğu bankanın başına Babington Smith’in geçmesini istemişti. İlk başta bu görevi kabul etmeyeceğini düşündüğü Smith’i ikna ede- bilmek için onu yakından tanıyan Edward Grey’i araya sokmak son derece akıllıcaydı. Böylece Edward Grey tarafından Smith’e götürülen müdürlük teklifini, Smith’in kolay- lıkla kabul etmesi sağlanacaktı.

Sir Henry Babington Smith, bu şekilde İstanbul merkezli Türkiye Milli Ban- kası’nın müdürü yapılmıştı. Edward Grey’in bu müdahalesi, henüz banka kurulma aşa- masındayken başlayan, milli bankanın İngiliz güdümlü bir banka olup olmadığına yönelik tartışmanın nasıl ortaya çıktığına dair de fikir vermektedir. Daha ilk müdür atanacakken araya İngiliz Dışişleri Bakanı’nın girmesi, elbette akıllara İngiliz güdümlü bir banka ola- bileceği ihtimalini getirmektedir.

1909’un ikinci yarısında, bankanın kuruluşu bir şekilde tamamlanmış ve İstan- bul’da bulunacak genel müdür tayin edilmişti. Geriye sadece bankaya ait “Dahili Ni- zamnâme” yani içtüzüğün nihai şekilde hazırlanması kalmıştı. Nihayet hazırlanan içtüzü- ğün son şekli tamamlanarak, 2 Eylül 1909 tarihinde Osmanlı makamlarına gönderilmiştir (BOA, A.} DVN.MKL., 48/17:16b, 20 Ağustos 1325).

164 Bu çalışma açısından bankanın önemi yukarıda ifade edildiği gibi, Osmanlı’nın Musul ve Bağdat vilayetleri olarak gördüğü, Avrupa’nın ise Mezopotamya olarak adlan- dırdığı bölgede bulunan petrollere ulaşmak amacıyla bu bankanın bir araç olarak kullanı- lıp, kullanılmadığıdır. Şu hâlde bankanın içtüzüğünde genel olarak maden veya özel ola- rak petrol araması ve işletmesi veya bunların ticareti ile ilgili herhangi bir düzenlemenin mevcut olup olmadığına bakılması gerekmektedir. Böylelikle madenlere dair Türkiye Milli Bankası’nın herhangi bir politika takip edip etmeyeceğini belirlemek mümkün ola- bilecektir.

Bankaya ait dâhili nizamnâme; bankanın isim ve unvanını tespit ederek başlamak- tadır: “Zîrde tertip ve ihdas olunan bilâhare edilebilecek olan hisseler ashabı beyninde ‘Türkiye Milli Bankası’ unvanıyla bir Osmanlı anonim şirketi teşkil olunmuştur. İşbu şir- ket tabiiyeti cihetiyle Devlet-i Osmaniye’nin kavânin ve nizamât-i hâliye ve müştekile- sine tabii olacaktır.” Üçüncü maddede bankanın merkezi İstanbul’da bulunacağı belirti- lerek başka vilayetlerde ve ecnebi memleketlerde de şube açma hakkına sahip olacağı ifade edilmiştir. Aynı zamanda banka, doksan dokuz yıllık süreyle faaliyet yürütecek şe- kilde kurulmuştu.186 Bunlardan başka nizamnâme içerisinde, bankanın amacı, hisse se-

netleri ve bunların nasıl ödenmesi gerektiği, bankanın ahvâl-i mâliyesi, gelirleri, ihtiyat akçesi, müesses hisseleri, idaresi ve feshi gibi çeşitli konuları ihtiva eden beş fasıl ve elli iki madde yer almaktaydı.

Türkiye Milli Bankası’nın kurulması talebine yönelik Sadarete sunulan dilekçede bankanın, Osmanlı memleketinde ticaret ve sanayinin gelişmesi, madenlerin işletilmesi, halkın ve devletin menfaatine olan çalışmaların yapılması ve her türlü maliye işleriyle uğraşmak maksadıyla teşekkül edeceği ifade edilmekteydi. (BOA, BEO., 3533/264927, 28 Mart 1325/10 Nisan 1909; Balcı ve Sırma, 2012:151) Bu amaçlar Türkiye Milli

186 Şirketin öngördüğü bu süre nizamnâmenin ilgili maddesinde şu şekilde ifade edilmişti: “Dördüncü

Madde–Şirketin müddeti işbu nizamnâme-i dâhiliyede musarrah olduğu vecihle fesih veya temdit edilme- dikçe doksan dokuz sene olup bu müddet yevm-i teşkilinden itibar edilecektir.” (BOA, A.} DVN.MKL., 48/17:2b, 20 Ağustos 1325, 2 Eylül 1909; Türkiye Milli Bankası Nizamnâme-i Dahiliyesi, 1909:2) Ancak Türkiye Milli Bankası bu kadar uzun süre yaşamamıştır. 19 Mart 1914 tarihli, Türk Petrol Şirketi’nin ye- niden yapılandırılması için imzalanan antlaşmada, şirkette, Türkiye Milli Bankası’nın elinde bulundurduğu hisselerin Deutsche Bank ve Anglo-Sakson Şirketi’ne (Royal-Dutch Shell Şirketi) eşit oranlarda devrede- ceğine karar verilmişti. (Hurewitz, Cilt 1, 1972:277) Böylelikle banka, Türk Petrol Şirketi’nin ortakları arasından çıkartılmıştı. Osmanlı Bankası karşısında rekabet oluşturmakta başarısız olan Türkiye Milli Ban- kası, 1919’da İngiliz Ticaret Kurumu tarafından iktisap edilmiş ve 1931 yılında da faaliyetlerine son ver- miştir. (Conlin, 2016:1) Bankanın tasfiye süreciyle ilgili ayrıntı ve değerlendirmeler için bakınız (Karabu- lut, 2019:522-555)

165 Bankası’nın içtüzüğünde de yer almaktadır. Bu husus, nizamnamede şu şekilde ifade edil- mektedir:

İkinci Madde – İşbu bankanın memalik-i Osmaniye’de ticaretin ve sanayi-i milliyenin terakkisine ve maâdinin işletilmesine ve menafi-i umumiyeye müteallik ameliyatın icrasına de- lalet etmek ve mahsulât-i tabiiye ve sairenin mevki-i istifadeye vaz’ına ve emlâk ve arazinin ve ormanlarla maâdinin tezyâyüd-i kıymetine velhasıl memleketin terakki ve teâliyesine hâdim ola- cak esbabı tehiyye ve istihzâr eylemek maksadıyla teşkil olunmuştur. (BOA, A.}DVN.MKL.,

48/17:2a, 20 Ağustos 1325, 2 Eylül 1909; Türkiye Milli Bankası Nizamnâme-i Dahiliyesi, 1909:1)

İkinci maddenin ilk bölümü olan bu kısım, petrol imtiyazları konusunda ipuçları