• Sonuç bulunamadı

2.3. Nemlizâde Hasan Tahsin’in İmtiyaz Mücadelesi

2.3.1. Petrol Arama Ruhsatı Alması

Önceki bölümde ayrıntılarıyla değerlendirildiği gibi II. Abdülhamid’in 1889 ta- rihli iradesiyle Musul’daki petrollere ait imtiyazlar Hazine-i Hassa’ya devredilmişti. An- cak Musul’un dışında, örneğin Bağdat vilayeti içerisinde yer alan ve imtiyazı henüz Ha- zine-i Hassa’ya devredilmemiş önemli petrol sahaları bulunmaktaydı. İşte Nemlizâde Ha- san Tahsin, Bağdat’ta bulunan ve imtiyazları henüz Orman ve Maâdin Nezareti uhdesinde olan petrollerin arama ve keşfetme faaliyetleri için ruhsat talebinde bulunmuştur. Diğer bir ifadeyle doğrudan bir devlet kurumu olan nezaretten imtiyaz talep etmeyi Hazine-i Hassa Nezaretine tercih etmişti.

67 Nemlizâde Hasan Tahsin’in, imtiyaz talebine dair dilekçesi, Şurâ-yı Devlet’e ha- vale olunmuş ve değerlendirmeye alınmıştı. Şurâ-yı Devlet’in 9 Aralık 1896 tarihli cevabi tezkiresinde Hasan Tahsin Bey’in, Bağdat vilayeti ile etrafındaki bölge içerisinde ve arazi-i emiriyeden olan Mendeli’de keşfedilmiş veya ileride keşfedilecek petrol maden- lerinin işletilmesinde faydalı olacağı bilgisine vurgu yapıldı. Bu talebe göre eğer uygun bir meblağla işletilmesine müsaade edilirse ecnebi memleketlerden gelmekte olan petrole artık tenezzül edilmeyecekti. Nemlizâde Tahsin Bey, Bağdat vilayetindeki petrolleri araş- tırmak için üç senelik bir süreyle ruhsat talep etmekteydi. Ayrıca ruhsat alması halinde bulacağı petrol membalarının da işletilmesi uygun görülür ise, maden nizamnâmesinin beşinci maddesine istinaden doksan dokuz seneliğine kendisine işletme imtiyazının ve- rilmesini talep etmekteydi. (BOA, BEO, 884/66270, lef 2, 27 Teşrinisani 1312)

Nemlizâde Tahsin Bey’in başvurusuna dair maden idaresi tarafından hazırlanan tezkirede, Bağdat havalisinde bulunan Tuzhurmatu, Kifri ve Mendeli kazalarında, senelik kırk beş ilâ elli bir bin kuruş arasında değişen bedellerle petrol membalarının icara yani kiraya verilmekte olduğu, ancak o zamana kadar ciddi bir talebin zuhur etmediği ileri sürülüyordu. Buna gerekçe olarak; müzayede ile petrol kuyularının, en yüksek “rüsum-i nisbî”80 verecek kişilere ihale olunacağı, oysa işletilebilecek bir kuyunun bulunabilmesi

için asgari on bin altın kadar masraf yapılması gerektiği, sonucu belli olmayan böyle bir yatırıma şimdilik hazinenin müsait olmadığı beyan ediliyordu. Öte yandan buralarda bu- lunan madenlerin işletilmesinin devlet ve memlekete pek ziyade menfaati olacağı da ifade edilmekteydi. Sözü Nemlizâde Tahsin Bey’in müracaat talebine getiren maden idaresi tarafından, söz konusu başvurunun maden nizamnâmesi şartlarına uygun olmadığının altı çizilerek, bazı hususların gözden geçirilmesi istendi. Buna göre petrol madenleri, maden nizamnâmesine dâhil olduğundan, bunlar hakkındaki muamelede istisna olamayacaktır.

Hasan Tahsin Bey’in petrol keşfi ve araştırması için talep ettiği ruhsatnâme mem- nuniyetle karşılanmakla beraber, nizamnâmeye göre bu gibi araştırmalar için gerekli olan

80 Maâdin nizamnâmesinde “rüsum-i nisbî” şu şekilde belirlenmiştir: Madde 43 – Rusum-i nisbî bakır ve simli kurşun ve kömür gibi kuyu ve mağara hafriyle i’mal olunan madenlerin hâsılât-i gayr-i sâfîyesinden yüzde birden beşe kadar alınır ve zımpara ve krom ve boratlı mevâd ile lüle taşı ve sıcak ve soğuk mîyah-i madeniye ve petrol ve zift ve neft gibi damar olmayıp yığın halinde bulunan mevâddın hâsılâtı gayr-i sâfi- yesinden yüzde ondan yirmiye kadar istifa olunur. İşbu rüsum Avrupa’ya nakil olunmak üzere hazırlanmış veyahut memalik-i Osmaniye’de kal’ ve izâbe olunmak üzere kesir ve tefrik olunup cinsine göre yıkanmış olan cevherden ahz ve tahsil edilir. Rüsum-i nisbîye cevherin mevâdd-ı sâfîyesinin iskeleden Avrupa’ya olan nakliyesi ile kal’ ve izâbe masrafının tenzîlinden sonra bâki kalan kıymet üzerinden tayin ve istifa kılınır. (Düstur, 1937:895)

68 ruhsatnâmenin ancak bir yılı geçmeyecek şekilde verilebileceği81 ifade edilmekteydi. Hâl-

buki Nemlizâde Tahsin’in üç yıllık ruhsat talebinde bulunmuştu. Tezkirenin son kısmında Şurâ-yı Devlet, Nemlizâde Hasan Tahsin Bey’e Bağdat vilayetine ilaveten Basra vilayeti içerisindeki petroller için de ayrı ayrı birer yıllık araştırma ruhsatı verebileceklerini ve bu süre zarfında kendisinden başka kimseye ruhsat verilmeyeceğini teklif ediyordu.82 Bu şe-

kilde imtiyaz teklifi yeniden hazırlandığı takdirde Orman, Maâdin ve Ziraat Nezareti ile Tahsin Paşa’nın bir mukavele imzalayabileceği beyan edilmekteydi. (BOA, BEO, 884/66270, lef 1 ve 2, 27 Teşrinisani 1312)

Bir buçuk ay sonra Orman, Maâdin ve Ziraat Nezareti’ne yazılmış olan tezkire- den, Hasan Tahsin Bey’in gerekli düzenlemeleri yaptığı anlaşılmaktadır. Orman, Maâdin ve Ziraat Nezareti’nden yazılan bir tezkireyle tüccardan Tahsin Bey ile teati olunan ant- laşmanın “maâdin nizamnâmesine ve emsaline mugayir” olması gerekçe gösterilerek ta- dil edilmesi talebi belirtilmektedir. Eksiklerin giderilmesi üzerine Nemlizâde’nin Bağdat vilayetinde bulunan petrol madenlerini araştırma ve keşfetme maksadıyla talep ettiği ruh- satnâme maden idaresi tarafından uygun görülmüş ve kendisi ile bir ruhsat mukavelesi imzalamasında mutabık kalınmıştır.83

Nihayet, Bağdat’ta Sabuncular mahallesindeki misafirhanede geçici olarak ikamet etmekte olan Nemlizâde Tahsin Bey’in vekili Mehmed Cemil, 3 Şubat 1898’de hazırla- nan mukavele müsveddesini imzalamıştır. Antlaşma metninin ilk cümlesi şöyledir:

Bağdat vilayetinin hududu dahilindeki arazide petrol madeni taharrisi için Nemlizâde saadetlü Hasan Tahsin Bey’e 9 Kânunuevvel sene 313 [21 Aralık 1897] tarihli ve iki yüz on sekiz numaralı tezkire-i sâmiye üzerine petrol madeni taharrisi için maâdin nizamnâmesine tevfikan ruhsat verilmiştir. (BOA, ŞD., 551/1, lef 57, 58 ve 69, 3 Şubat 1898/22 Kânunusani 1313, 25

Mart 1898/13 Mart 1314).

81 Maden nizamnâmesine göre ruhsatname bir yıllığına verilir ve en fazla bir yıl daha uzatılabilirdi. Ni-

zamnâmenin on altıncı maddesi şöyledir: Madde 16 – Müddet-i taharrinin inkızasında temdîdi istenilir ise

şeraiti mevzuasının tecdidi ile bir sene daha temdîdi caizdir. Ancak bu müddet zarfında dahi ciddi bir te- şebbüste bulunulmaz ise taharri müddeti temdîd olunmaz ve o yer için müteharriye yeniden diğer bir ruh- satname dahi verilmez. (Düstur, 1937:889)

82 Bu düzenleme maâdin nizamnâmesinin on beşinci maddesiyle sabittir. Söz konusu madde şöyledir: Madde 15 – Madde-i sabıkta muharrer arzuhalin itası ile beraber defter-i mahsusuna kaydolunarak bilâ tehir makbuz ilmühaberi verilir. Meclis-i idare-i vilayetçe istidası şeraiti nizamiyeye muvafık bulunduğu tahakkuk eylediği suretle kefil alındıktan sonra ruhsatnâme tarihinden itibaren nihayet bir seneyi tecavüz etmemek üzere maden taharrisi için ruhsatname verilecek ve bir sureti maâdin idaresine gönderilecektir. Zikrolunan ruhsatnâmelerin itası münhasıran vilayet valilerine muhavveldir. (Düstur, 1937:889). 83 Nemlizade Hasan Tahsin’in başvuru süreciyle ilgili belgeler için bakınız: (BOA, BEO, 884/66270–1, 21

69 Nemlizâde Hasan Tahsin yaklaşık iki yıl önce talep etmiş olduğu petrol arama ruhsatını, bu şekilde elde etmiş oluyordu. Nemlizâde Hasan’a petrol arama ruhsatı veren antlaşma metnine yakından bakılacak olursa burada, verilmiş olan ruhsatnâmenin hiçbir şekilde Emlâk-i Seniyye arazisini kapsamayacağı açıkça belirtilmekteydi. Yani Nem- lizâde, Bağdat vilayeti içerisinde olan ancak padişah emlâki dışında kalan arazilerde pet- rol arama ruhsatına sahip olmuştu. Ayrıca bu vilayetler içerisinde zaten işletilmekte olan kuyulara hiçbir surette müdahale edilmeyeceği gibi başka bir ruhsata sahip olan kişilerin çalışmaları da engellenmeyecekti. Herhangi bir zarar ve ziyan oluşması durumunda ise bunun tazmin edileceği ifade edilmekteydi. Nemlizâde’nin elde ettiği maden araştırma ruhsatında ayrıca, ruhsatnâmenin petrol dışında başka bir maden aramaya salâhiyet ver- mediği, verilen iznin bir seneye mahsus olduğu, araştırma yapacak şahsın ödeyeceği vergi miktarları ve maden keşfedildiği takdirde hangi şartlarla işletilmesine izin verilebileceği gibi hususlar da belirlenmişti. (BOA, ŞD., 551/1, lef 57, 58 ve 69, 3 Şubat 1898/22 Kânu- nusani 1313, 25 Mart 1898/13 Mart 1314).

Fakat söz konusu bu mukavele ile elde edilen petrol araştırma ruhsatı Nemlizâde Tahsin Bey’in zannettiği kadar kolay hayata geçmeyecektir. Aradan kısa bir süre geçtik- ten sonra nezaret, imzalanmış olan antlaşmanın “maâdin nizamnâmesine ve emsaline mu- gayyir” olduğunu ileri sürerek “ta’dil” edilmesi gerektiği konusunu gündeme getirmişti. Bunun üzerine nezaretle Hasan Tahsin arasında gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra yeni bir ruhsat mukavelesi imzalanmıştı.

Hasan Tahsin Bey, Orman, Maâdin ve Ziraat Nezareti’nden aldığı bu ikinci ruh- satta dikkati ilk çeken şey, antlaşmanın yine ilk cümlesidir. Daha önce sadece Bağdat vilayetindeki petrol madenlerini araştırma ruhsatı verilen Nemlizâde Tahsin Bey’e bu se- fer: “Bağdat ve Basra vilayetleri dâhilinde neft ve petrol madeni taharrisi için tüccardan Nemlizâde saadetlü Hasan Tahsin Bey” adına ruhsat verildiği beyan ediliyordu. Burada, açık bir şekilde Basra vilayetindeki petrol sahalarının araştırılmasının da Hasan Tahsin’in elindeki ruhsata ilâve edildiğini göstermekteydi. Nitekim daha önce bu şekilde hareket edilebileceği Orman ve Maâdin Nezareti tarafından Nemlizâde’ye teklif edilmişti.

Nezaret tarafından yazılan tezkire ekinde yer alan mukavelenâme suretinde, daha önce Tahsin Bey ile uzlaşma sağlandığı belirtilmekteydi. Ancak önceki metin üzerinde bazı düzeltmelerin yapılması gerekliliğinin ortaya çıktığı ifade edilerek ruhsat

70 mukavelesinin ikinci defa imzalandığı beyan edilmekteydi. Nezarete göre şimdikinin ge- çerli olacağına şüphe yoktu. Yedi maddeden ibaret olan ve petrol arayabilmesi için Nem- lizâde’ye ruhsat temin eden bu nihai mukavelede, nezaret ile Nemlizâde arasında özetle şu şartlar kabul edilmişti:

Dersaadet’te ikamet eden tüccar Nemlizâde Hasan Tahsin Bey’e Bağdat ve Basra vilayetlerinde neft ve petrol araştırması için birer sene müddetle ruhsat verilmiştir. Bu süre bitiminde şayet talep edilirse maden nizamnâmesinin on altıncı maddesi84 gereğince

bu süre bir sene daha uzatılabilecektir. Adı geçen kişi kasaba ve karyelere mahsus koru, mera, pazar yeri ve meydan gibi umuma açık yerlerde maden araştırması yapacaksa aha- linin huzurunu kaçırmamaya özen gösterecektir. Ayrıca dört tarafı duvar ile çevrili arazi veya bahçe içerisinde ve bunlara yüz elli zira (113 metre) mesafede bulunan arazi içeri- sinde sahibinin rızasını almadan mil ve burgu ile kuyu açmayacaktır. Yine araştırma es- nasında mevcut petrol kuyularından birkaçının işgali icap ederse araştırmayı yapan kişi, işgal edeceği kuyuların iltizam bedeli veya beş senelik gelirini ödemeyi kabul edecektir.85

Bu ruhsatnâme izni, Bağdat ve Basra vilayetlerinde bulunan Emlâk-i Hümâyûn arazisi için geçerli olmayacaktır. Ruhsatın geçerli olduğu süre zarfında, başka hiçbir kişiye aynı yerde aynı maden için araştırma ruhsatı verilmeyecektir.86 Araştırma yapan şahıs maden

bulamaz ise, hükümetten yaptığı masraflara dair bir şey istemeye hakkı olamayacaktır. Bu ruhsatnâmeyi alan kişi tebliğ tarihinden itibaren altı ay kadar mahalline müracaat et- mez ise yahut ruhsatnâmeleri olup da bir senenin sonunda ciddi bir teşebbüste bulundu- ğunu usulen ispat etmediği takdirde, ruhsatnâme iptal edilecektir. Araştırma süresi zikre- dilen iki vilayetten gelecek olan onay ile başlayacaktır. (BOA, BEO, 1159/86899, lef 4, Tarihsiz)87

Nemlizâde Hasan Tahsin Bey, Bağdat’tan gelen 3 Şubat 1898 (22 Kanunusani 1313) ve Basra’dan gelen 8 Mart 1898 (24 Şubat 1313) tarihli tebligatlar ile talep ettiği iki adet ruhsat onayını almıştı. (BOA, ŞD., 551/1, lef 70:1) Bunun üzerine ve

84 Mukavelenin imzalandığı tarihte geçerli olan maden nizamnâmesinin on altıncı maddesi gereğince bir

sene daha uzatılan ruhsatlarda, eğer uzatılan süre içerisinde de ciddi bir faaliyet yapılmamış olursa bir daha sürenin uzatılmayacağı belirtilmektedir. (Düstur, 1937:889)

85 Bu maddede Nemlizâde Tahsin’in kabul ettiği şartlar, maden nizamnâmesinin on bir ve on ikinci mad-

deleri ile tespit edilmiştir. (Düstur, 1937:888–889)

86 Bu düzenleme nizamnâmenin yirminci maddesi ile şu şekilde belirlenmiştir: “Madde 20 – Maden tahar-

risi için ruhsat verilmiş olan hudud-i madeniye dâhilinde ruhsatnamenin havi olduğu müddet zarfında yine o cins maden taharrisi için ahara ruhsat verilmez.” (Düstur, 1937:890)

71 kararlaştırılan nizama göre Nemlizâde Tahsin Bey, artık ilgili bölgelerde fizibilite ve mü- hendislik çalışmaları ile petrol aramalarına başlamaya hazırdı. Ancak öyle anlaşılıyor ki Hasan Tahsin Bey’in petrol konusunda kötü bir talihi vardı. Nitekim aradan çok geçme- den 18 Eylül 1898 (7 Eylül 1314) tarihli ikinci irade ile Musul’a ilâveten, Bağdat vilayeti içerisindeki bütün petrol madenlerinin de araştırma ve işletme imtiyazlarının Hazine-i Hassa’ya devredilmesine karar verildi. Hâl böyle olunca Nemlizâde Tahsin Bey’e veril- miş olan petrol araştırma ruhsatı iptal edildi. Durum ve şartlar bu şekilde değişince, Sad- razam Halil Rıfat Paşa (Sadrazamlığı: 1895–1901) Bağdat vilayetindeki neft ve petrol madenleri için Nemlizâde Tahsin Bey’e verilmiş ruhsatnamenin geçersizliği hususunun, 22 Ekim 1898 tarihinde Bağdat vilayetine yazıldığını Hazine-i Hassa’ya bildirdi (BOA, BEO, 1213/90965, 20 Ekim 1898, 8 Teşrinievvel 1314; HH.THR. 239/56, lef 4, 10 Teş- rinievvel 1314).

Nemlizâde Hasan Tahsin’in, Basra’da petrol aramak için aldığı ruhsat mahfuz ol- masına rağmen, Bağdat vilayeti için kendisine verilen arama ruhsatı yayınlanan padişah iradesiyle böylelikle iptal edilmiş oldu. Artık Hasan Tahsin Bey Orman, Maâdin ve Ziraat Nezareti’nden değil, Hazine-i Hassa’dan ruhsat ve imtiyaz talep etmek durumundaydı.