• Sonuç bulunamadı

Türkiye’deki Katılım Bankalarının Uyguladığı Leasing Sisteminin Faizsizlik

5. Türkiye’deki Katılım Bankalarının Kullandırdıkları Fonların Faizsizlik Prensib

5.7. Türkiye’deki Katılım Bankalarının Uyguladığı Leasing Sisteminin Faizsizlik

Leasing sisteminin işleyişi ele alındıktan sonra katılım bankalarının kuruluş amacı olan faizsizlik prensibi ile karşılaştırılması yapılarak sistemde, varsa sorunlar irdelenerek olması gereken çözümün sunulmasına giden yollar aranacaktır. Bu konuya da teverruk sisteminde olduğu gibi bu alanda çalışma yapan kişilerin değerlendirmeleri ve konuya bakışları göz önünde bulundurularak sonuca ulaşılacaktır. 102 •Kiraya konu makina - teçhizatı satan firma SATICI •Kiraya konu makina - teçhizatı mülkiyetine alır. •Müşteriye aldığı

fiyattan karlı bir şekilde kiralar. Katılım Bankası •Katılım bankası ile anlaştığı kira süresince malı kiralar ve anlaşılan fiyatla ödemeyi yapar. Müşteri

•Katılım Bankası kira sözleşmesinin sonunda düşük bir bedelle malı müşteriye satar.

Katılım bankalarının danışma kurullarında bulunan Prof. Dr. Hayreddin Karaman bu konu ile ilgili bir yazısında İslam Ticaret Hukukunun aldığı karara yer vermiştir;

“İcara (kiralama) muameleleri

"İslam Ticaret Hukuku Kongresi" sonuç bildirgesinde, yazının başlığı ile ilgili olarak şöyle bir giriş yapılmıştır; "Günümüzde insanların ihtiyaçları ile paralel olarak pek çok yeni kiralama sözleşmeleri ortaya çıkmıştır. Leasing, kira sukukları (Kira Sertifikaları), eski kiracının ticaret mahallini yeni kiracıya devrederken aldığı hava parası ile yapılan kiralamalar, değişken fiyatlarla yapılan kiralama, İslami finansman temininde kullanılan kira senetleri, şayi olan malların kiralanması vb. gibi caiz sayılan kira akitlerinin yanı sıra

dini açıdan uygun görülmeyen kira akitleri bunlardan bazılarıdır.” Bu girişten sonra heyetin aşağıdaki hususlar üzerinde görüş birliği ifade edilmektedir:

1. Aşağıda zikredilen kira akitleri dini açıdan uygundur: Ticari isim ve şirket isminin kiralanması, uçak kiralanması, iş alet ve edevatının kiralanması, banka kasası kiralaması, kanunen gerekli şartların deruhte edilmesi şartıyla devre mülk kiralanması. 2. Dini açıdan uygun olmayan kira sözleşmeleri: Diploma kiralama, taşıyıcı anne kiralama, diğer şahsı kendi adına ilmi araştırma ve tez yazımı için kiralama, İslam'ın haram kıldığı fiillerin icra edilmesi hususunda yapılan kiralama, insan kaçakçılığını kolaylaştırmak için yapılan kiralamalar. LEASING:

1. Uluslararası Fıkıh Akademisinin 110 (12/4) numaralı kararı teyit edilmiştir. Bir fikir vermesi itibarıyla söz konusu karar aşağıya alınmıştır:

"Leasingin dini açıdan uygun olan ve olmayan şekilleri aşağıdaki gibidir: a. Uygun olmayan şekillerinden bazıları şöyledir; 1. Tek bir mahal üzerine iki farklı akdin aynı zamanda icra edilmesi.

2. Kiralanan malın kira süresinin bitiminden sonra yeni bir akit yapmadan kendiliğinden kiracıya intikali şeklinde yapılan leasing sözleşmesi.

3. Malın, kiracıya üzerinde anlaşılan muayyen ücretleri ödemesi şartıyla ya da satışın ileriki bir zamana nispet edilerek yapılan leasing sözleşmesi.

4. Kiralayan lehine muhayyerlik şartı koşularak gerçek anlamda icara akdi yapılması.

103

b. Dini açıdan uygun olan şekli: 1. Zaman bakımından her biri diğerinden müstakil olarak yapılan iki akdin olması.

Buna göre satış akdinin ya da malın kiracıya devrine dair yapılan vadin icara süresinin bitmesinden sonra icra edilmesi.

2. İcara akdinin örtülü bir satış akdi gibi olmaması fiili olarak uygulanması. 3. Kiralanan malın tazmininin kiracıya değil kiralayana ait olması. Buna binaen kiracının kastı ve kusuru olmaksızın meydana gelebilecek hasarları kiralayanın karşılaması.

4. Kiralanan malın sigortalanması halinde sigortanın faizsizlik açısından uygun olduğu şekliyle yapılması ve sigorta masraflarının kiralayan tarafından karşılanması. 5. Kira süresi boyunca kira hükümlerinin malın devri esnasında ise satış akdinin hükümlerinin tatbik edilmesi.

6. Kiralanan malın işletilmesinden kaynaklanan masraflar dışında kalan servis masraflarını kira süresi boyunca kiralayan tarafından karşılanması.”78

İslam Ticaret Hukukunun görüş birliği ile almış olduğu kararlar incelendiğinde, satış sözleşmesinin kira sözleşmesi ile aynı zamanda yapılmaması ve mal ile ilgili sorumluluğun kiralayana ait olduğu görüşü çıkmaktadır.

Herhangi bir gayrimenkulün kiralanmasında, bilindiği üzere mülkiyet mal sahibine ait olduğundan gayrimenkulde meydana gelen hasarlar mülkiyet sahibi tarafından karşılanır. Kira sözleşmesi resmen bu şekildedir. Örneğin, bir evde kirada oturan kiracının doğal afetten dolayı evinin yıkılmasında veya hasar görmesinde nasıl ki masraflar ev sahibine ait ise, katılım bankalarının uyguladığı leasing sözleşmesi de bu şekilde uygulanmak zorundadır. Leasing bir kiralama işlemi ise, kiralamada tüketilemeyen varlıklar üzerinden yapılabiliyorsa burada uygulanacak kira sözleşmesi farklı olmamalıdır. Oysa ek belgelerde görüleceği üzere leasing sözleşmesinde katılım bankası bu sözleşmede yalnızca finansman sağlamak amacı ile aracı olduğunu ve leasinge konu herhangi üründe meydana gelecek arıza ya da hasarın kiralayan tarafından değil kiracı tarafından karşılanması gerektiği açıkça belirtilmiştir.

“4- Sözleşmenin yorum ve uygulamasında kiralayanın niteliğinin esas alınması; Sözleşmenin yorum ve uygulamasında kiralayanın, malın üreticisi, satıcısı ve sağlayıcısı olmadığı, sadece kiracının talep ettiği malın finansmanının sağlanması

78 Hayreddin Karaman, “İcara Kiralama Muamaleri” Yeni Şafak, 10.12.2015, s. 3

amacıyla malın mülkiyetinin mevzuat gereği kiralayan tarafından edinildiği ve kiracıya finansal kiralamasının yapıldığı esas alınacaktır. Bu sebeple Kiralayan, mala ilişkin ayıplardan, teslimden, alınması gereken izinlerin alınmamasından, malın taşınmasından, cana veya 3. Şahıslara ait mallara veya çevreye verdiği zararlardan vs. mevzuatın malın satıcısına, sağlayıcısına, üreticisine veya alıcısına yüklediği sorumluluklardan hiçbir şekilde sorumlu değildir.” 79

Yukarıdaki Türkiye Finans Katılım Bankası Leasing sözleşmesinde belirtilen hüküm, olması gereken kira sözleşmesindeki hükmü karşılamamaktadır. Dolayısı ile mülkiyet resmen bankaya ait olmasına rağmen kiraya konu üründe meydana gelecek hasar, arıza veya maddede belirtilen ‘malın alıcısına yüklediği’ ifadesi ile hiçbir sorumluluk üstlenilmeyerek, olması gereken kira sözleşmesini tam manası ile ifade ettiği söylenemez.

Kiralama sözleşmesinin sonunda bankanın kiraya konu malı düşük bedelle veya son taksiti almayarak kiracıya satması söz konusudur. Bu nokta önemlidir. Çünkü şimdiye kadar yapılan işlem kiralama işlemidir. Sözleşmeye konu taraflar, kiralayan ve kiracıdır. Oysa satış farklı bir konudur. Prof. Dr. Hayreddin Karaman’ın yazısında geçen İslam Ticaret Hukuku Kongresinde alınan kararlar incelendiğinde, faizsiz olan leasing sözleşmesi maddelerinde satış sözleşmesinin ayrı yapılması gerektiği irdelenmektedir. Çünkü satış işleminin gerçekleşmesi için kiralayanın kiracıya ben bu malı satıyorum, alıyor musun? Diye sorması lazım. Ne kadara sattığı önem teşkil etmediğinden ortada satış sözleşmesi yoksa bu noktada banka sadece kirasının belli miktarını tahsil etmemiş veya tahsilinden vazgeçmiş manası taşımaktadır. Ayrıca satış sözleşmesi kira sözleşmesinin süresi dolduğunda yapılması gerekir. Kira sözleşmesi ile aynı anda yapılırsa kiracının malı isterse satın almama tasarrufu veya hakkı ortadan kalkmış olur. Oysa kiracı bu sözleşmenin sonunda isterse ben bu ürünü almak istemiyorum diye bilmelidir.

Katılım bankaları tarafından hazırlanan bu sözleşmenin hukuki boyutu elbette düşünülmüştür. Ancak hem resmen kiralayan olup hem de mülkiyet üzerinde kira geliri haricinde hiçbir sorumluluğa sahip olmamak ne kadar etik olsa gerek? Bu noktada alışveriş düsturlarından olan hem alıcı hem satıcı memnuniyeti yerini tek taraflı memnuniyete bırakarak kiracının mağdur olma ihtimalini doğurabilmektedir.

79 Türkiye Finans Katılım Bankası Leasing sözleşmesi

Sonuç itibarı ile katılım bankalarının uyguladığı leasing işlemi faizsizlik açısından, mülkiyet bankaya ait olduğundan sorun teşkil etmese de, mülkiyet sahibinin sorumlulukları üstlenmemesi açısından eksiklik içermektedir.

5.8. Türkiye’deki Katılım Bankalarının Uyguladığı Katılım Hesabının İşleyişi