• Sonuç bulunamadı

Katılım Bankalarının Sınırlı Sayıda Hizmet Ürünlerinin Bulunması

Katılım bankaları ilk yıllarda Mudarebe, Muşareke (kar-zarar ortaklığı, emek- sermaye-ortaklığı) gibi ürünleri daha aktif kullanarak finansal yapı ve bankacılık sektörü içerisinde farklı bir alanda yol almaya başlamıştı. Bu ürünlerden örneğin kar- zarar ortaklığını ülkemizdeki ekonomik piyasa şartları üzerinden incelediğimizde; ülkemizdeki KOBİ’lerin çoğunda öz sermayenin yapılan ticaretteki payının oldukça düşük olduğu ve borçlanma düzeylerinin azami seviyede olduğu, bu tür projelere yatırılan paraların bir müddet sonra anlaşılan vade dolmadan KOBİ’nin ihtiyacı gereği çekilmek durumunda kaldığı bilinmektedir. Dolayısı ile katılım bankalarının ilk yıllarda başlatmış olduğu bu tür ortaklıkların yarım kalması ve marjinal faydanın sağlanamamış olması katılım bankalarının daha garantili bir İslami finansman aracı olan murabaha, icara gibi enstrümanlara yönelmesini zorunlu kılmıştır.

48

Katılım bankalarının, banka olmasına rağmen faiz aracını kullanmadan ve güven niteliğini kaybetmeden sektör içerisinde büyüyebilmesi için esasen çok fazla hareket alanı olmaması dezavantaj sayılabilir. Ancak faizsiz finans araçlarını tam anlamı ile kuralına uygun bir şekilde kullanabildiği takdirde faizle çalışan bankalardan daha aktif duruma geleceği aşikârdır. Öyle ki, işletmelerde asıl olan çeşitlilik değil uzmanlık ve kalite ile ortaya çıkan faydadır.

Son yıllarda katılım bankaları, ürün çeşitliliğini arttırmak ve sermaye piyasası araçlarını kullanmak adına sukuk (kira sertifikası) ihraç etmiştir. Sukuk ihracı ile birlikte kiraya verilebilecek menkul veya gayrimenkulün kiralanması talep adına olumlu sonuçlar vermiştir. Bunun yanında faizsiz sigortacılık olan Tekafül’ ün katılım bankalarında yeni bir ürün-hizmet olarak sunulması katılım bankacılığının ülke ve dünya çapında büyüyebilmesi adına ümit taşıması bakımından önemlidir.

Katılım bankaları müşterilerinin ve potansiyel müşterilerinin ilgisini çekebilecek ürünlerden olan sukuk ve Tekafül, ürün kalemlerinin genişletilebilme olanağı taşıdığının göstergesidir. Katılım bankalarının özellikle sermaye piyasası araçlarını geniş ürün yelpazesi ile kullanamaması dolayısı ile ülkemize gelen yabancı sermayenin doğrudan yatırımını yapabileceği alanlar içerisinde yerini aktif bir şekilde alamamaktadır. Bu durum katılım bankalarını genellikle iç piyasadaki finansman talebine yanıt verme noktasına taşımaktadır. Aslında katılım bankalarının kuruluş

amaçlarına bakıldığında faizsiz gelir veya finansman sağlamak isteyen birikim sahiplerinin birikimlerini faizsiz bir şekilde değerlendirmenin öncelikli amaç olduğu görülebilmektedir. Bu doğrultuda hareket edildiğinde sınırlı sayıda bankacılık enstrümanlarının kullanımı doğal bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır. Ciddi manada sorun teşkil eden bir konu olduğu tartışılabileceğinden asıl irdelenmesi gereken noktanın kullanılan faizsiz bankacılık ve finansman ürünlerinin toplumda ve reel sektör içerisinde gerçek manada nasıl karşılık bulduğudur. Yani bir nevi katılım bankalarının kuruluş amacındaki faizsizlik talebini karşılayabilme potansiyelinin olup olmadığıdır.

Grafik-4 İslam Ekonomisi ve Finansı Adına Ortaya Konulmuş Enstrümanların Günümüz İhtiyacını Karşılamakta Yeterli Olup Olmadığına Dair Görüşler 47

47 Fatih Savaşan, Temel Gürdal, Mehmet Saraç, Dindar/Muhafazakâr İş Adamları Perspektifinden

İslam Ekonomisi ve Katılım Bankacılığı Raporu, https://www.pesar.org(Erişim Tarihi: 15.12.2016) Politik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, Kasım 2013 s. 26

50 16,9 32,1 18,4 18,8 13,8 0 5 10 15 20 25 30 35 Tamamen Katılıyorum

Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum İslam Ekonomisi ve Finansı Adına Ortaya Konulmuş

Enstrümanlar Günümüz İhtiyacını Karşılamakta Yetersizdir

PESA araştırma şirketinin yapmış olduğu yukarıdaki ankette, çeşitli işadamları dernekleri üzerinden (MÜSİAD, ASKON vb.) yapılan araştırmada; “İslam ekonomisi ve finansı adına ortaya konulmuş enstrümanlar günümüz ihtiyacını karşılamakta yetersizdir” görüşüne, katılımcıların % 49’u katılırken, % 33’e yakını katılmadığını belirtmiş ve %18,4’lük önemli bir kısım kararsız kaldığını ifade etmiştir. Bu sonuç değerlendirildiğinde katılım bankalarını veya konvansiyonel bankaları reel sektörün içerisinde olmalarından dolayı en çok kullanmak durumunda kalan reel sektör temsilcilerinin, katılım bankalarının ürün kalemleri anlamında ciddi düzeyde eksikliğini hissettikleri görülmektedir. PESA’nın yapmış olduğu bu araştırmanın, katılım bankalarının hizmetlerini doğrudan kullanan müşteriler üzerinden yapılmış olması bakımından önem teşkil etmektedir.

“Türkiye’de katılım bankalarının aktif yapısını oluşturan ürünler arasında murabaha ürününün payının % 90’nın üzerinde olduğu görülmekte ve bu durum faizsiz prensiplere hassas bazı kesimler için algı problemini beraberinde getirmektedir. Türkiye’de katılım bankacılığının gelişmesi ve büyümesinin sürdürülebilir kılınması için hem pasif hem de aktif tarafında kullandırılan ürünlerin yaygınlaştırılması ve kullanım alanlarının genişlemesine ihtiyaç duyulmaktadır. Mevcut mevzuat düzenlemeleri kapsamında sektörün ürün çeşitliliğinin arttırılması ve gelişiminin sağlanmasında dezavantaj yaratabilen durumlar görülebilmektedir. Bu nedenle ülkemizde murabaha ve sukuk ağırlıklı olan mevcut ürün çeşitliliğinin geliştirilmesi için yapılması gerekenlerin başında, mevcut ürünlerin etkinliğinin arttırılmasına yönelik mevzuat düzenlemelerinin yapılması gelmektedir. Faizsiz bankacılık alanında gelişmiş olan ülkelere bakıldığında ise aktif tarafında % 90’nın üzerinde murabaha kullandırılan Türkiye’ye nazaran Pakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde Muşareke, finansal kiralama, istisna gibi ürünlerin payının yüksek olduğu görülmektedir. Bunun yanında Türkiye’de ihraç edilen sukukların büyük kısmının icara sukuk olduğu görülürken, Malezya ve Pakistan gibi ülkelerde geniş bir yelpazenin mevcut olduğu göze çarpmaktadır. Yurt dışında kullanılmakta olup, ülkemizde henüz bu ürünlerin mevzuat gereksinimleri ve uygulama alanlarının belirlenmesine yönelik herhangi bir çalışmanın yapılmadığı ürünler de bulunmaktadır. Örneğin, katılım bankacılığı gelişimine yönelik isticrar, müsaveme ve selem gibi ürünlerin kullanılması önem teşkil etmektedir.”48

48 Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi 2015-2025, TKBB Yayınları, Yayın No: 5, İstanbul, Mart 2015, s.38