• Sonuç bulunamadı

Kar Payının Faiz İle Aynı Olduğu Görüşü ve Katılım Bankalarının Sürekli Kar

Kar payını faiz ile aynı kategoride sınıflandırmak için, ticaretin ve ekonominin teamül, olgu ve standartlarını göz ardı etmek gerekir. Ekonomik bilgi birikimine haiz olan herkes tarafından kar ile faizin farklı algoritmalardan ibaret olduğu ve sonuçları itibarı ile inançsal meşruiyetlerinin değişiklik gösterdiği bilinmektedir. Bu anlamda esasen faiz ile kar payının toplumun önemli büyüklükteki kesimince bilindiği gerçeği muhakkaktır. Bu konuda faiz ile kar payının ayrı ayrı tanımlarını yapmanın, sorunu saptamadaki ve çözüm noktasındaki katkısının ehemmiyeti oldukça düşük olacağından, asıl sorunu irdelemenin gerekliliğine değinmek daha doğru bir gidişatı tezimizin bünyesinde barındıracaktır. Buradaki problemin ağırlık noktası, faizsiz finans araçlarını kullandığını iddia eden katılım bankalarının konvansiyonel bankalardaki sistemin devamı olduğu, faizsiz çalıştıklarına dair toplum nezdindeki algısı ve kar payı ile faizin aynı olduğu imajını yaratmasıdır. Katılım bankaları müşterileri ve diğer banka müşterileri de her ikisinin de farklı olduğunu bilmektedir. Fakat katılım bankalarının bu algıyı yaratmasındaki en büyük katkısı “gecikme kar payı” kaleminden kaynaklanmaktadır.

56

Gecikme kar payını, teverruk işlemi ve katılım hesaplarının önceki aylardaki dağıttığı kar payını katılım hesaplarına para yatıracak olan herkese o kadar kar vereceğini

taahhüt ettiği algısı izlemektedir. Bu nokta oldukça önemlidir ki, katılım bankaları mevduat toplayamadığından alınan mevduatlara belli bir vadeden sonra fazlası ile (faiz olarak) vermediğinden katılım hesabı ile fon toplamaktadır. Katılım hesaplarını faizli hesaplardan ayıran en önemli fark önceden vereceği karı bildirememesidir. Vereceği karı bildirmez değil bildiremez denilmesindeki kasıt şudur; katılım hesaplarında toplanan fonlar reel sektör ve murabaha gibi alanlarda yani bir nevi ticarette kullanıldığından yapılacak ticaretten elde edilecek karın önceden bilinemeyeceğini bildirmektedir. Oysaki diğer bankalarda yatırılan paraya belirtilen vadede ne kadar faiz verileceği kesindir ve taahhüt içerir. Kuran-ı Kerim’de Bakara suresi 275.ayette geçen “Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı” ayeti bu konudaki ayrımı tartışmaya kapalı bir şekilde ortaya koymaktadır.

Katılım bankaları katılım hesaplarına önceki aylarda vermiş oldukları karı, gazete ve internet sitelerinde ilan ederken, “önceki aylarda verilen kar payı” vurgusunu oldukça önemsiz bir şekilde yaptıklarından ortaya toplum nezdinde negatif bir algı çıkmaktadır. Bu algı sanki ne kadar kar vereceğini önceden ilan ediyormuş algısını barındırmaktadır. Nitekim günümüz çağında subliminal mesajların ne denli etkilerinin olduğu tüm bilim insanlarınca kabul edilmektedir. Diğer bankaların bu tür mesajları reklamlarında oldukça yoğun kullanması (örneğin Akbank reklamlarında kırmızı renginin, Finansbank reklamlarında finansçı vurgusunun, diğer bankaların hoş geldin faizi gibi vurguları birer subliminal mesajdır ve algılara hitap etmektedir) katılım banklarını rekabette oldukça zayıf noktada bırakmaktadır. Dolayısı ile ortaya, toplum nezdinde faiz ile kar payının aynı olduğu görüşü çıkmaktadır.

Grafik-6 Katılım Bankaları İle Diğer Bankalar Arasındaki Farka İlişkin Görüş51

PESA tarafından yapılan araştırmada, İş adamlarına yöneltilen “Katılım bankaları ile diğer bankaların faaliyetleri arasında İslami açıdan fark yoktur” görüşüne katılıp katılmadıklarına dair soruya; %37,5’i katılırken %39.4’ü katılmamıştır. Dikkat çekici nokta ise %23.1’lik kararsızların bulunmasıdır. Bu araştırma göstermektedir ki, katılım bankaları faizsiz çalıştıkları algısını veya imajını topluma tam anlamı ile yansıtamamışlardır. Buradaki sorunların tespiti ve bu konudaki akademik çalışmaların arttırılması çözüm için gereklilik arz etmektedir.

51 Fatih Savaşan, Temel Gürdal, Mehmet Saraç, a.g.e., s. 35 58 11,1 26,5 23,1 28,1 11,3 0 5 10 15 20 25 30 Tamamen Katılıyorum

Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Kesinlikle

Katılmıyorum

Katılım Bankaları İle Diğer Bankaların

Faaliyetleri Arasında İslami Açıdan Fark

Yoktur

Katılım bankalarının sürekli kar dağıttığı doğru bir tespittir. Buradaki sorun ise, sürekli kar dağıtması ile diğer bankalardaki faizli hesaplara bankaların sürekli faiz yansıtması ile ilişkilendirilmektedir. Buda kar payı ve faizin aynı olduğu kanısını oluşturabilmektedir. Öncelikle sorunun ne olduğuna bakıldığında, kar ve zarara katılma hesaplarında, katılım bankalarının sürekli kar dağıtması bir sorun mudur? Bu sorunun cevabı şu şekildedir; öncelikle bir firmanın veya katılım bankasının zarar etmesi için nedenler olmalıdır. Bu nedenler şöyle sıralanabilir;

 İyi derecede işi bilen yönetici ve çalışanlar tarafından yönetilmiyor olması,

 Gerçekleştirilen işlemlerde zarar olma riskinin yüksek olması,

 Bankanın bulunduğu ülke ekonomisinin makro ve mikro düzeyde sıkıntı içinde olması.

Bir katılım bankası eğer bu üç maddeden birini bünyesinde barındırıyorsa zarar etme olasılığı oldukça yüksektir. Sonucunda da katılım hesaplarına zarar yansıtması kaçınılmazdır. Ancak ülkemizdeki katılım bankalarına baktığımızda gerek açıklanan karlar gerekse gerçekleştirilen işlemlere bakıldığında iyi derecede yönetildiği gözlemlenebilmektedir. Ülkemizdeki ekonomik yapı ise her ne kadar dalgalanmalar gösterse de iyi derece de yönetildiği ve iyi bir ekonomik göstergelerinin olduğu yabancı ekonomistler tarafından bile dile getirilmektedir. Katılım bankalarının işlemlerinin çoğunun murabaha olduğu göz önünde bulundurulduğunda, murabahanın ise karlı bir satış olduğu dikkate alındığında katılım hesaplarına yansıtılanların sürekli kar olması doğal bir neticedir. Öyle ki burada katılım hesaplarının en önemli faizsiz olma özelliği zarar etme olasılığıdır. Katılım hesaplarındaki fon sahipleri bankanın yapmış olduğu işlemlerden zarar etmesi ile zarara da katılma olasılıkları vardır. Faizsizlik standartlarında en önemli ve ayırt edici nokta burasıdır. Buna en önemli örnek “İhlas Finans krizi” verilebilir. İhlas Finans katılım bankasına para yatıran kişiler bankanın batması ile birlikte katılım hesaplarındaki paralarını alamadılar. Kaldı ki katılım hesapları kar vermeyi doğası gereği taahhüt etmediği gibi anapara geri ödemesini de taahhüt etmemektedir. Dolayısı ile İhlas Finans batınca katılım hesaplarındaki katılımcılar da zarar etmişlerdir. Esasen günümüzdeki katılım hesaplarının sahiplerinin de böyle bir riski vardır. Oysaki diğer bankalardaki faizli hesaplarda banka sorumludur. Devlet ise tedbir amaçlı 100.000 TL ‘ye kadar olan kısmı garanti altına almıştır. Sonuç olarak katılım bankalarının sürekli kar dağıtmaları sorun değildir.

59