• Sonuç bulunamadı

1.2. Göç Olgusu ve Kadın

1.3.2. Türkiye’de Yapılan Araştırmalar

ErdoğmuĢ (1977)‟un, kırsal bölgelerden Ankara, Kıbrıs-Bayraktar Ġlkokulu gecekondu bölgesine göç eden 1426 öğrenci babası ile yapılan araĢtırmada, göç edenlerin kentlileĢmesinde uyum durumları incelenmiĢtir. Hane halkı baĢkanlarının Ankara‟ya göç etmelerini etkileyen nedenlerin arasında ilk sırayı „akraba ve hemĢerilerinin olması‟ (% 68.6) tercihi almıĢtır.

Ayata (1993)‟nın, farklı bölgelerden göç eden 1959 kadın ile birlikte yaptığı çalıĢmada; kente göç nedenleri, kente kimlerle gelindiği, kente gelindiğinde hangi konularda yardım alındığı, göçten sonra akrabalık ve dayanıĢmanın ne ölçüde olduğu bilgileri araĢtırılmıĢ ve yorumlanmıĢtır. Buna göre göç eden kadınların “kente kimlerle geldiniz?” sorusuna; Ankara, Ġstanbul ve Ġzmir‟e göç edenlerin, % 42.5‟inin “eĢim ve çocuklarımla”, % 17.4‟ünün ise “ailemle geldim” dediği belirtilmiĢtir. Yine bu grubun % 52.6‟sı kendi imkanlarıyla ev bulmuĢlar, % 46.5‟i ise akraba, hemĢeri, komĢu ve tanıdıklarından yardım alarak barınma sorunlarını çözümleyebilmiĢlerdir. Kente geldikten sonra iĢ bulma konusunda kadınların, % 58.7‟sinin kendi imkanlarıyla, % 37.3‟ünün ise çevrenin (akraba, hemĢeri, komĢu, arkadaĢların) yardımı ile iĢ buldukları bulgularına ulaĢılmıĢtır.

Yanık (1993)‟ın kırdan kente göç eden kiĢilerin sosyo-ekonomik ve kültürel yapılarındaki değiĢikliklerini konu alan ve 63 aile reisi ile yapmıĢ olduğu araĢtırmasında; ailelerin büyük çoğunluğunun (% 69.8‟inin) maddi manevi sorunlarla karĢılaĢtıkları zaman, problemi akrabalarına baĢvurarak çözme eğiliminde oldukları görülmüĢtür. Ailelerin % 12.7‟sinin ise maddi manevi problem halinde arkadaĢlarına baĢvurdukları ortaya çıkan bir diğer bulgudur. Ayrıca araĢtırmada, aile, komĢuluk ve hemĢerilik iliĢkilerinin göç ettikten sonrada devam ettiği, ailelerin % 42.8‟inin akrabalarından ev bulmada, iĢ bulmada, geçici kazanç yeri sağlamada, ev yaparken yardım aldıkları belirlenmiĢtir. AraĢtırmadaki diğer bir bulguya göre, aile reislerinin kadınların giyim kuĢamında etkili oldukları gözlenmiĢtir. Buna göre; eĢlerinin dıĢarıda kolsuz elbiseyle (% 90.4), baĢ örtüsüz (% 90.4), pantolon giyerek (% 100.0) dolaĢmasını uygun bulmayanların oranı diğer oranlara göre yüksek bulunmuĢtur.

Kadınların giyimleri konusunda eĢlerinin de söz sahibi oldukları ve onlara yön verdikleri tespit edilmiĢtir. AraĢtırmaya katılan, aile reislerinin % 87.3‟ünün aile planlamasına olumlu baktıkları, % 13.7‟sinin ise olumlu bakmadıkları tespit edilmiĢtir.

Düzköylü (1995)‟nün kırsal alandan kente göç eden ve Ġstanbul- Sultanbeyli gecekondularında yaĢayan 14-20 yaĢ arasındaki gençlerin sorunlarını inceleyen araĢtırmasında, gençlere yöneltilen “Aileniz yada atalarınız Ġstanbul‟a hangi bölgeden göç etti?” sorusuna cevap verenlerin % 73.7‟sinin Karadeniz Bölgesi‟nden göç ettiği belirlenmiĢtir.

Özdağ (1996) ve bir grup bilim adamı tarafından gerçekleĢtirilen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟nden Batı‟ya göç edenlerdeki kültürel yapı ve kimlik sorununu araĢtıran çalıĢmada; katılımcıların demografik özelliklerine, göç etme nedenlerine ve yaĢadıkları sorunlarına yer verilerek, bulgular tablo halinde sunulmuĢ ve farklı değiĢkenlerle yorumlanmıĢtır. AraĢtırmada Batı‟ya göç eden 1860 kiĢiye anket uygulanmıĢtır. AraĢtırmaya katılan katılımcıların % 84.5‟i erkeklerden, % 15.5‟i ise kadınlardan oluĢmaktadır. Göçmenlerin göç nedenleri içinde, ilk sıraları iĢsizlik (% 35.8), geçim sıkıntısı (% 25.3), can güvenliği olmaması (% 10.5) nedenleri almıĢtır. Kadınların % 29.7'sinin okur-yazar olmadığı, % 32.9'unun ise ilkokul mezunu olduğu tespit edilmiĢtir. Cinsiyete göre meslek durumu incelendiğinde ise, kadınların % 59.8'inin ev kadını olup herhangi bir gelir getirici iĢte çalıĢmadıkları belirlenmiĢtir.

Kalaycıoğlu (1997)‟nun, Ġç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri‟nden Ankara‟ya göç etmiĢ olan 150 aile ile yaptığı bir araĢtırmada, kadının iĢgücü pazarından çekildiği ve evine kapandığı, gelir getiren herhangi bir iĢte çalıĢmak isteyen kadınların da eĢleri yada aileleri (ki bu oran % 56) tarafından engellendiği belirlenmiĢtir.

Özen (1997)‟in köyden kente göç edenlerin sağlık problemleri üzerine yapmıĢ olduğu araĢtırmasında, örneklemi sağlık ocaklarına baĢvuran % 4 erkek, % 96 kadın oluĢturmuĢtur. AraĢtırma bulgularına göre, beslenme konusunda en fazla tüketilen besin maddeleri arasında ekmeğin (günde 20-25) olduğu, et tüketiminin ise oldukça düĢük düzeyde (ayda 1 kg et tüketenlerin oranı % 45‟tir) olduğu tespit edilmiĢtir. Tarhana, salça, konserve ve kurutulmuĢ sebze, reçel, makarna, eriĢte gibi besin maddelerini evde hazırlama oranının ise yüksek olduğu belirlenmiĢtir. Göç eden bireylerin koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanma durumlarına bakıldığında ise, oranın oldukça düĢük olduğu gözlenmiĢtir. Ailelerin % 41‟inin ancak hastalandığı zaman sağlık kontrolüne baĢvurdukları belirlenmiĢtir.

Erman (1997)‟ın kırsal alandan kente göç eden 144 kiĢi üzerinde yapmıĢ olduğu kentteki kır göçmeninin kendini tanımlaması konulu araĢtırmasında, çoğu göçmenin kendisini köylü ya da köy kökenli (% 49.5) olarak gördüğü tespit edilmiĢtir. AraĢtırmaya katılan orta yaĢtaki bir grubun, kente yerleĢtikten sonra bazı değiĢiklikler geçirdiği ama çevrelerinin ağırlıklı olarak köylülerden oluĢmasından dolayı, tam kentli olamadıkları ifade edilmiĢtir. YaĢamlarının önemli bir kısmını köyde geçirdikten sonra kente geldikleri için kendilerinde bazı değiĢiklikleri gerçekleĢtiremediklerinden, örneğin “dillerini bir türlü düzeltemediklerinden” ya da “baĢlarını açamadıklarından” üzüntü duymakta oldukları belirlenmiĢtir.

Aile AraĢtırma Kurumu (1998)‟nun „Doğu ve Güneydoğu Anadolu‟dan Terör Nedeniyle Göç Eden Ailelerin Sorunları‟ adlı araĢtırmasında, terör nedeniyle göç eden ailelerin demografik özelliklerine, göç etme nedenlerine, yeni yaĢam alanındaki uyuma yönelik durumlarına; göç öncesi, göç sırası ve sonrasında yaĢamıĢ oldukları sorunlarına yer verilmiĢ; elde edilen bilgiler farklı değiĢkenlerle karĢılaĢtırılarak yorumlanmıĢtır. AraĢtırmada 4036 erkek ve 307 kadın katılımcı ile görüĢülmüĢtür. AraĢtırmada, “Ailenizde kimler var?” sorusuna cevap veren katılımcıların, % 57.3‟ünün çekirdek aile içerisinde yaĢamıĢ oldukları belirlenmiĢtir. Ayrıca doğu ve batı bölgelerine göre konut türlerinin ele alındığı çalıĢmada; doğuda müstakil evde yaĢayanların oranı % 56.0 iken, batıda gecekonduda yaĢama oranı % 73.8 olarak belirlenmiĢtir.

Ġlkkaracanlar (1998)‟ın „kadın ve göç‟ konulu araĢtırmasında, 1990‟lı yıllarda farklı bölgelerden göç eden kadınların göç sürecine iliĢkin sorunları ele alınmıĢtır. AraĢtırma; Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılarak, doğudaki ve batıdaki kadınların ayrı ayrı incelenmesi Ģeklinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Ġstanbul Ümraniye örneklemini oluĢturan 530 kadın ve Doğu örneklemini oluĢturan 599 kadın araĢtırmaya katılmıĢtır. AraĢtırmada kadınların, demografik bilgilerine, kadınlara özgü göç nedenlerine, göçün kimlerle gerçekleĢtirildiğine, karar sürecinde kadının rolüne, göçün kadınlar üzerindeki etki ve sonuçlarına kadar birçok veriye yer verilmiĢtir. Elde edilen bulgular, farklı değiĢkenlerle karĢılaĢtırılıp yorumlanmıĢtır. Kadınların % 73.8‟inin Ümraniye‟ye Ġstanbul dıĢından gelerek yerleĢtikleri; bu kadınların büyük çoğunluğunun (% 46.2‟sinin) Karadeniz Bölgesi‟nden göç ettikleri tespit edilmiĢtir. Göç nedenleri arasında, “geçim sıkıntısı” gibi ekonomik zorluklar ilk sırada yer alırken, “evlilik göçü” ve “bağlantılı göç” en önemli ikinci neden olarak gösterilmiĢtir. Bekar kadınların dörtte bire yakın bir oranda (% 23.9) tek baĢlarına göç ederken, evli kadınlar arasında ise tek baĢına göç edenlerin hiç olmadığı belirtilmiĢ; evli kadınlar arasında % 78.9 oranında eĢlerinin ve çocuklarını kapsayan çekirdek aile Ģeklinde göç edildiği vurgulanmıĢtır. Göç etme kararında evli kadınların % 62.1‟inin hiç söz hakkının olmadığı belirlenmiĢtir. Kadınların Ġstanbul‟u geldikleri yere tercih etme nedenleri arasında ise, araĢtırmamızda da olduğu gibi ilk sırayı, büyük Ģehrin sağladığı imkanlar tercihi almıĢtır.