• Sonuç bulunamadı

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

3.1. Kadınlara İlişkin Genel Bilgiler

Bu bölümde kadınların göç öncesi ve sonrası, yaĢları, medeni, çocuk, eğitim, meslek ve sigorta durumları; eĢlerinin meslek ve sigorta durumu; herhangi bir mesleğe sahip olmayan kadınların çalıĢmama nedenleri; ailedeki birey sayısı ve ailedeki bireyler; aile reisi; yaĢanılan yer, konut ve mülkiyete iliĢkin bilgileri tablolaĢtırılmıĢ ve elde edilen sonuçlar açıklanmıĢtır.

Kadınların demografik özelliklerine iliĢkin bilgilerin dağılımı Tablo 1‟de verilmiĢtir.

Tablo 1. Kadınların demografik özelliklerinin dağılımı (n=280)

Göç öncesi Göç sonrası

Yaş (yıl) Sayı % Sayı %

30↓ 259 92.5 71 25.4 31-40 17 6.1 122 43.6 41-67 4 1.4 87 31.1 Medeni durum Evli 158 56.4 266 95.0 Bekar 122 43.6 - - Dul - - 14 4.0 Çocuk Var 108 68.4 260 95.6 Yok 50 31.6 12 4.4 Çocuk sayısı 1-2 61 56.5 107 41.2 3-4 33 30.6 120 46.2 5+ 14 13.0 33 12.7 Eğitim durumu Okuryazar değil 67 23.9 59 21.1 İlkokul mezunu 184 65.7 180 64.3 Ortaokul mezunu 14 5.0 18 6.4 Lise mezunu 11 3.9 16 5.7 Üniversite mezunu 4 1.4 7 2.5 Mesleği Çalışmıyor 225 80.4 216 77.1 Memur 6 2.1 7 2.5 Serbest Meslek 29 10.4 38 13.6 İşçi 15 5.4 16 5.7 Emekli 1 0.4 3 1.1 Çiftçi 3 1.1 - - Öğrenci 1 0.4 - -

Tablo 1’in Devamı

Göç öncesi Göç sonrası

Eşinin eğitim durumu Sayı % Sayı %

Eşi Yok 122 43.6 14 5.0 Okur-yazar değil 12 4.3 15 5.4 İlkokul Mezunu 105 37.5 177 63.2 Ortaokul Mezunu 19 6.8 44 15.7 Lise Mezunu 20 7.1 26 9.3 Yüksekokul Mezunu 2 0.7 4 1.4 Eşinin mesleği Eşi yok 122 43.6 14 5.0 Çalışmıyor 38 13.6 25 8.9 Memur 8 2.9 14 5.0 Serbest Meslek 59 21.1 115 41.1 İşçi 40 14.3 89 31.8 Emekli 5 1.8 21 7.5 Çiftçi 8 2.9 1 0.4 Özel Sektör - - 1 0.4 Sigorta durumu Yok 197 70.4 92 32.9 SSK 42 15.0 127 45.4 Emekli Sandığı 16 5.7 18 6.4 Bağ-Kur 20 7.1 38 13.6 Özel Sigorta 5 1.8 5 1.8

Eşinin sigorta durumu

Eşi yok 122 43.6 14 5.0 Yok 93 33.2 55 19.6 SSK 37 13.2 145 51.8 Emekli Sandığı 13 4.6 19 6.8 Bağ-Kur 13 4.6 43 15.4 Özel Sigorta 2 0.7 4 1.4

AraĢtırmaya katılan kadınların yaĢ dağılımları incelendiğinde; kadınların göç öncesi dönemde büyük bir çoğunluğunun (% 92.5‟inin) 30 yaĢ altında oldukları, göç sonrası dönemde ise çoğunluğun (% 43.6‟ının) 31-40 yaĢ aralığında oldukları tespit edilmiĢtir.

AraĢtırmaya katılan kadınların medeni durumları incelendiğinde; göç öncesi evli ve bekar kadınların yüzdelik oranlarının birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Dikkati çeken yön ise, göç sonrası kadınların tamamına yakınının (%95.0'ının) evli olmasıdır. Bu sonuç, kadınların göç nedenleri içerisinde önemli bir yere sahip olan evlilik göçünü desteklemektedir.

Burada kadının birey olarak bağımsız bir göç kararından ziyade, aile içindeki konumuna (eĢ, anne, kız çocuk) bağlı olarak yeni bir mekana taĢınmasını (Ġlkkaracan P. ve Ġlkkaracan Ġ., 1998) dolaylı da olsa görmemiz mümkündür.

Medeni duruma bağlı olarak kadınların çocuk sahip olma durumu incelendiğinde; göç sonrası dönemdeki oranının, evlilikle doğru orantılı olarak yüksek bir yüzdelik dilime (% 95.6) sahip olduğu tespit edilmiĢtir.

Evli kadınların göç etmeden önce 1-2 çocuğa sahipken (ki bu oran % 56.5), göç ettikten sonra 3-4 çocuğa sahip oldukları (% 46.2) Tablo 1'de görülmektedir. AraĢtırmadan çıkan sonuç, göç eden kadınların doğurganlık eğilimlerinin yüksek olduğu sonucunu desteklemektedir.

AraĢtırmaya katılan kadınların eğitim durumları incelendiğinde; göç öncesi (% 65.7) ve göç sonrasında (% 64.3) ilkokul mezunu olan kadınların oranlarının yüksek olduğu görülmektedir. Dikkati çeken nokta ise, göç sonrasında eğitim düzeyine iliĢkin oranlarda, kaide değer herhangi bir artıĢın olmamasıdır.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan Batı'ya göç edenler üzerinde yapılan bir araĢtırmada (Özdağ, 1996), % 15.5'lik bir katılıma sahip olan kadınların % 29.7'sinin okur-yazar olmadığı, % 32.9'unun ise ilkokul mezunu olduğu tespit edilmiĢtir.

Sayısal veriler ıĢığında da görüldüğü gibi, göç eden kadınlarda ilkokul mezunu olanların oranı diğer oranlardan yüksek bulunmuĢtur. AraĢtırmaların farklı yıllarda yapılmasına rağmen ilkokul mezunu olanların oranının, diğer oranlara göre yüksek çıkması, kadınların eğitim durumlarına yönelik herhangi bir ilerleme göstermediklerini gözler önüne sermektedir.

AraĢtırmaya katılan kadınların mesleki bilgilerini incelediğimizde, göç öncesi (% 80.4) ve göç sonrasında (% 77.1) çalıĢmayan kadınların oranının yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca göç öncesindeki çalıĢmama oranı ile göç sonrasındaki çalıĢmama oranının arasında çok fazla bir farkın olmadığı Tablo 1'de görülmektedir.

Özdağ koordinatörlüğünde göç edenler üzerinde yapılan araĢtırmada (1996) da, cinsiyete göre meslek durumu incelendiğinde, kadınların % 59.8'inin ev kadını olup herhangi bir gelir getirici iĢte çalıĢmadıkları belirlenmiĢtir.

ÇalıĢan kadınların % 13.6‟sının göç sonrasında serbest meslekte çalıĢtığı görülmektedir (Tablo 1). Serbest meslekten kastedilenin çok da itibarlı iĢler olmayacağı, kadınların eğitim düzeyleri ve sigorta durumlarındaki bulgulardan anlaĢılmaktadır. Kente geldikten sonra ekonomik anlamda bocalama yaĢayan ailelerin bu zorluktan dolayı kadınların itibarlı sayılmayacak iĢlerde çalıĢmasına izin verdiği bir gerçektir.

Silvey (2004)‟in Endonezyalı göçmen kadınlar üzerinde yapmıĢ olduğu araĢtırmada, göçmen kadın iĢçilerin % 80.0‟ından daha fazlasının ekonomik anlamda itibarlı sayılmayan iĢlerde çalıĢtıkları belirlenmiĢtir.

AraĢtırmaya katılan kadınların çalıĢmama nedenlerinin neler olduğu Tablo 2' de belirtilmiĢtir. Buna göre, kadınlar, çalıĢmama nedenleri arasında göç öncesi (% 41.8) ve göç sonrasında (% 37.5) da ilk sırada ihtiyacımız olmadığı için seçeneğini tercih etmiĢlerdir. Kente göç ettikten sonra ekonomik anlamda bir bocalamanın olduğu düĢünülecek olursa eğer, bu bakımdan araĢtırmaya katılanların istatistiki

bilgiler doğrultusunda böyle bir durumu yaĢamadıkları görülmektedir.

Tablo 2. Kadınların göç öncesi ve sonrası çalışmama nedenlerinin dağılımı (%)

n sayısı üzerinden % alınmıĢtır.

Kadınların çalıĢmama nedenlerinde ikinci sırayı “eĢi izin vermediği için” seçeneği almıĢtır. Göç etmeden önce kadınların %21.2‟si, göç ettikten sonra ise %33.3‟ü, eĢi izin vermediği çalıĢmadıklarını belirtmiĢlerdir. Göç sonrası dönemde eĢlerin izin vermeme oranlarının daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır.

Kalaycıoğlu (1997)‟nun, Ġç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri‟nden Ankara‟ya göç etmiĢ olan aileler ile yaptığı bir araĢtırmada, kadının iĢgücü

Göç öncesi (n=225)

Göç sonrası (n=216)

Kadınların çalışmama nedenleri* Sayı % Sayı %

Eşi izin vermediği için 48 21.2 72 33.3

İhtiyacı olmadığı için 94 41.8 81 37.5

Eğitimi olmadığı için 37 16.4 26 12.0

Çevre tarafından hoş karşılanmadığı için 36 16.0 24 11.1

Çocukları küçük olduğu için 44 19.6 66 30.6

İmkanı olmadığı için 1 0.4 - -

Aile izin vermediği için 9 4.0 - -

İş bulamadığı için 5 2.2 4 1.9

Kendi isteği 1 0.4 1 0.5

Yaşı küçük olduğu için 6 2.7 - -

Hamilelik - - 1 0.5

Hastalık - - 1 0.5

pazarından çekildiği ve evine kapandığı, gelir getiren herhangi bir iĢte çalıĢmak isteyen kadınların da eĢleri yada aileleri tarafından engellendiği belirlenmiĢtir.

Ailevi nedenlerden dolayı “çocuklar küçük olduğu” için çalıĢamayan kadınların oranlarının göç öncesinde % 20.0‟a yaklaĢtığı (% 19.6), göç sonrasında ise % 30.0‟lara (% 30.6) olduğu görülmektedir. Bu oranlar kadınların, aile ve evlilik nedenli göçlerini desteklemektedir.

AraĢtırmaya katılan kadınların eĢlerinin eğitim ve mesleki durumları incelendiğinde; eĢlerinin eğitim durumlarının kadınlardan farksız olmadığı görülmektedir. EĢlerin göç öncesinde % 37.5‟inin, göç sonrasında ise % 63.2‟sinin ilkokul mezunu olduğu tespit edilmiĢtir. Ancak kadınlar ve eĢleri arasında eğitim durumlarına yönelik bir karĢılaĢtırma yapıldığında, erkeklerde okuma-yazma bilmeme oranının kadınlara oranla daha düĢük olduğu gözlenmiĢtir.

Özdağ ve bir grup bilim adamı (1996) tarafından göç eden ailelerle yapılan araĢtırmada, cinsiyete göre eğitim durumu incelendiğinde, okur-yazar olmayan kadınların oranının (% 27.0), okur-yazar olmayan erkeklere oranla (% 5.7) daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir.

Kadınların eĢlerinin mesleki durumları incelendiğinde, göç öncesi (% 21.1) ve göç sonrasında (% 41.1) serbest meslek grubunda olanların oranları yüksektir. Ayrıca göç sonrasında yüksek bir yüzdelik dilime (% 31.8) sahip olarak dikkat çeken grup “iĢçilik” mesleğine sahip olanlardır. Göç öncesi ve sonrasında erkeklerin çalıĢmama durumları arasında çok fazla bir farkın olmadığı görülmektedir.

AraĢtırmaya katılan kadınların ve eĢlerinin sigorta durumları incelendiğinde (Tablo 1‟de); kadınların göç etmeden önce % 70.0‟lık kısmının herhangi bir sigortasının olmadığı, göç ettikten sonra ise bu oranın hemen hemen yarıya (% 32.9) düĢtüğü görülmektedir. Sigortalı olan bu kesimin yarıya yakını (% 45.4) SSK güvencesine sahiptir.

Kadınların çalıĢma durumları ile sigorta durumları arasında bir bağlantı kurmak gerekirse, kadınların göç etmeden önce ve sonra çalıĢma durumlarında pek bir fark görülmemektedir. Dolayısıyla sigorta durumları açısından da böyle bir farkın olmaması beklenmektedir. Ancak göç sonrasında sigortalı olan kadınların ikiye katlandığı; bunun nedeninin ise; göçten sonra evlenme oranları artan kadınların eĢlerinin sigorta durumlarından faydalanmalarına bağlamak yerinde olacaktır.

Kadınların eĢlerinin sigorta durumları incelendiğinde ise, göç öncesi sigortası olmayanların (% 33.2), kentte göç ettikten sonra özellikle SSK güvencesine (% 51.8) sahip oldukları tespit edilmiĢtir.

AraĢtırmaya katılan kadınların, ailelerine iliĢkin bilgileri Tablo 3‟te verilmiĢtir.

Tablo 3. Kadınların göç öncesi ve sonrası ailelerindeki bireylere ilişkin bilgilerinin dağılımı (n=280)

Göç öncesi Göç sonrası

Ailedeki birey sayısı Sayı % Sayı %

2 43 15.4 12 4.3 3 66 23.6 88 31.4 4 63 22.5 95 33.9 5 ve + 108 38.6 85 30.4 Ailedeki bireyler Kendisi 10 3.6 11 3.9

Anne. baba ve kardeşler 125 44.6 15 5.4

Eş ve çocuklar 73 26.1 212 75.7

Eş. çocuklar ve eşinin ailesi 58 20.7 26 9.3

Eş. çocuklar ve kendi ailesi 11 3.9 12 4.3

Eşi ve eşinin ailesi 1 0.4 2 .7

Eşi. çocukları ve kuma 2 0.7 2 .7

Aile reisi

Baba 146 52.1 34 12.1

Anne 4 1.4 7 2.5

Anne ve baba 26 9.3 9 3.2

Baba ve erkek kardeşler 9 3.2 1 .4

Anne. baba. kardeşler ve kendisi 9 3.2 6 2.1

Eşi 48 17.1 147 52.5

Eşi ve kendisi 14 5.0 64 22.9

Eşi ve ailesi 17 6.1 8 2.9

Kadınların ailedeki birey sayıları incelendiğinde; göç etmeden önce beĢ ve daha fazla aile bireyinin bir arada yaĢama oranı % 40.0‟a (% 38.6) yakınken, göç ettikten sonra geniĢ aileden çekirdek aileye doğru bir geçiĢin olduğu; ailedeki birey sayısının 4-5 kiĢiye (% 33.9) hatta 3-4 kiĢiye (% 31.4) kadar düĢtüğü tespit edilmiĢtir.

Kadınların ailedeki bireylerle bir arada yaĢama durumu incelendiğinde ise; kadınların göç etmeden önce anne, baba ve kardeĢleriyle birlikte yaĢama oranı (% 44.6) daha yüksek iken, göç ettikten sonra evlilik etkeniyle de birlikte eĢi ve çocuklarıyla beraber yaĢama oranı (% 79.7) daha yüksek çıkmıĢtır. Ayrıca göç etmeden önce evlenmiĢ olan kadınlarda eĢ, çocuklar ve eĢinin ailesi ile birlikte yaĢama oranı % 20.0‟larda iken, göç ettikten sonra bu oranın % 10.0‟lara kadar gerilediği görülmektedir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu‟dan terör nedeniyle göç eden aileler ile yapılan bir araĢtırmada (AAK, 1998), “Ailenizde kimler var?” sorusuna cevap veren katılımcıların, % 57.3‟ünün çekirdek aile içerisinde yaĢamıĢ oldukları belirlenmiĢtir.

Türkiye‟de sanayileĢme, kentleĢme ve göç olaylarından en fazla etkilenen sosyal kurum, ailedir denilebilir. Önce göç, köyden ayrılıĢ, sonra kent toplumunun özellikleri ve daha sonra zihniyet değiĢmeleri ailedeki değiĢmede etkin faktörlerdir. Köydeki geniĢ ailenin genç erkekleri çalıĢmaya gider, bir süre geniĢ ailesi ile iliĢkileri sürer fakat oraya yerleĢince eĢ ve çocuklarını da götürür. Böylece geniĢ aile parçalanmaya uğrar. Geleneksel ailenin ekonomik birim olma özelliği azaldıkça parçalanma yaygınlaĢmaktadır. Dolayısıyla Türkiye genelinde çekirdek aile oranında hızlı bir yükseliĢ görülmektedir (AAK, 1998).

AraĢtırmaya katılan kadınların “aile reisi” bilgileri incelendiğinde; göç etmeden önce kadınların yarıdan biraz fazlasının (% 52.1) aile reisini babaları olarak belirttikleri, göç ettikten sonra ise evlilik ile birlikte aile reisini eĢleri (% 52.5) olarak belirttikleri tespit edilmiĢtir. Aile reisi olarak eĢi ve kendini görenlerin oranı (% 22.9) da, aile reisi olarak eĢini görenlerin hemen hemen yarısı kadardır.

Kadınların göç öncesi ve sonrası yaĢanılan yer, konut ve mülkiyet bilgileri Tablo 4‟te verilmiĢtir.

Tablo 4. Kadınların göç öncesi ve sonrası yaşadıkları yerleşim birimi, konut ve mülkiyet bilgilerinin dağılımı (n=280)

Göç öncesi Göç sonrası

Yerleşim birimi Sayı % Sayı %

İl 16 5.7 97 34.6 İlçe 50 17.9 175 62.5 Köy 214 76.4 8 2.9 Konut türü Müstakil ev 91 32.5 33 11.8 Gecekondu 101 36.1 87 31.1 Apartman dairesi 35 12.5 157 56.1 Kerpiç dam 44 15.7 - - Baraka 4 1.4 - - Ahşap ev 4 1.4 3 1.1 Taş ev 1 0.4 - - Mülkiyet durumu Kendisinin 187 66.8 181 64.6 Kira 37 13.2 92 32.9 Akrabalarının 48 17.1 6 2.1 Babasının 8 2.9 1 0.4

Kadınların göç öncesi ve sonrası yerleĢim birimi bulgularına bakıldığında; göç öncesi köyde yaĢayan kadınların oranının % 76.4 ile il ve ilçede yaĢama

oranından yüksek olduğu görülmektedir. Göç sonrasında ise araĢtırmamızın evrenini Ġstanbul ili Ümraniye ilçesinde yaĢayan kadınlar oluĢturmaktadır.

Kadınların yaĢadıkları konut türüne iliĢkin bilgilerinde; göç öncesi dönemde müstakil ev (% 32.5) ve gecekonduda (% 36.1) yaĢama oranları birbirine çok yakın olarak tespit edilmiĢtir. Göç sonrası dönemde ise kadınların yarıdan biraz daha fazlasının (% 56.1) apartman dairesinde yaĢadığı, gecekonduda yaĢayanların oranının da % 30.0‟larda olduğu belirlenmiĢtir. Sonuçlar incelendiğinde, kentleĢmeye bağlı olarak konut türünde belirli bir modernleĢmeden söz etmek mümkün olacaktır.

Göç eden aileler üzerinde yapılan bir araĢtırmada (AAK, 1998), doğu ve batı bölgelerine göre konut türü oranları ele alınmıĢtır. Buna göre; doğuda müstakil evde yaĢayanların oranı % 56.0 iken, batıda gecekonduda yaĢama oranı % 73.8 olarak belirlenmiĢtir. Bu araĢtırma da ise, modernleĢmenin aksine gecekondu oranının fazla olması, kaçak yapılaĢma ve çarpık kentleĢmeyi gündeme getirmektedir.

Kadınların yaĢadıkları konutların mülkiyet durumu bilgilerinde; göç öncesi ve sonrasında yaĢanılan konutun mülkiyetinin kendilerine ait olduğunu belirtenlerin oranı yarıdan fazla bir dilimi oluĢturmaktadır. Ancak göç öncesi dönemde kirada oturanların oranı (% 13.2‟si), göç sonrası dönemde hemen hemen yarı yarıya bir artıĢ göstererek % 32.9„luk dilime sahip olmuĢtur.